31 Aralık 2014 Çarşamba

MUTLU YILLAR...


Olmadı! Payetli Skinny'mi giydim ama, istediğim gibi olmadı! Çıkardım!
Zati, şu 5. kutu TRISEQUENS'e başladığımdan beri, ne yaptıysam olmadı! "Hayat İksiri"'im, üst ve alt bedenime öyle şahane "Hayat" verdi ki maşallah... Öyle böyle değil!
Bir de malum hallerdeyim! "Bomba"'yım! Tam bir "bomba"!
Gerçi bu benim haller, artık iyicene malum olmayanından, dahası ne halt ettiği belli olmayanından ya! Tek işi, beni şişim şişim şişirmek!

Her neyse.. 
Oturup ağlayacak değiliz ya!!! ;-)
Bu da başka bir test demek ki; tecrübe etmemiz, öğrenmemiz gereken... Bizi güçlendirecek ve büyütecek olan... ;-)






Daha ne çok önemli günler var önümüzde hem! Sevgililer Günü mesela... ;-)




2 kat çalışırız biz de! Ha haaaaaaa... :-DDDDD ;-))))))))





Şimdiiiiiiiiiiii... 
Her şeyi, iyisiyle kötüsüyle geride bırakma veeeeeeeeeeeeeeeeeeee... 




...Şampanya zamanııııııııııı....





MUTLUUUUUUUUU, MUSMUTLUUUUUUUUUU YILLLAAAAAAAAAARRRRRRR...









18 Aralık 2014 Perşembe

Yeni yıla böyle girilmez! Yürü!


Yok arkadaş! Yılı böyle kapatamazsın! Çok kötü bıraktın kendini! Doğal olarak, tamam da!!!!! Toparlamazsan vay haline!

Anlamadım?! Ne?! "Geçti borun pazarı" mı? "Battı balık" mııııı?????

Senin beyninden kan çekilmiş! Seni, biri, ters çevirip, kapılara sıkıştırsın da, öylece kal, e mi?!!!!




Ters çevirmek derken, bu headstand duruşu ne güzel bir şeydir yaw?!


Headstand Pose


Headstand Pose


Headstand Pose


Headstand Pose


Headstand Pose


Headstand Pose


Headstand Pose


Headstand Pose

Headstand Pose



Bak bu tam senlikmiş! Kafanı da kuma gömdük mü?!!!! :-DDDDDDD


Headstand Pose


Kızım baksana... 1 numaralı Bikini Projesi İkonun bile alayına headstand takılıyormuş ya!


Headstand Pose - Marilyn Monroe


Headstand Pose Marilyn Monroe


Ne oldu? Canın mı çekti? He şimdi, yapamıyorum diye de üzülürsün sen! Oturduğun yerden "vah vah"! O toto da oldu, maşallah!
Nazar etme cancağızım! Çalış!

Bak hala bahaneler üretiyorsun! Neymiş! Yürüyemiyormuş da... Prof.'um Dr.'m Sevgili Osman Müftüoğlu, ne diyor Hürriyet Pazar röportajında:
"Günde 5,000 adım atmalıyız, ideali ise 7,500 adım." 
Sen günlük bir 5,000 adımı hedefle, gerisi gelir şahanesiyle.


Sen hala, "13 gün kaldı!"'larda, "Bu kadar az zamanda ne yapılır ki?!"'lerdesin di mi?! Sana hatırlatırım! 10 günde bir beden incelebilenlerdensin!!!!

Bakınız:


Acaba, diyorum ki, kendinle bir rekor denemesi mi yapsan?! ;-)))))))))))))))))

Hem, tüm araştırmalar gösteriyor ki; insanoğlu son saniyelerde müthiş üretici!





Hem, bir düşün; sağlıktan yana aldığın kararlar ne çok yardım etti sana!

Headstand Pose



Yanlız, herkesler mi amuda bulur hayatı arkadaş!
İşimiz daha çoooooooooooooooook demek ki!


Headstand Pose



Derken, gelsin tablomuz!
ŞŞŞşşşşşş.. Bu tablolar seyretmelik değil, uygulamalık! ;-)







Sen hala oturuyor musun ya...







16 Aralık 2014 Salı

They walk beside us every day...


Ah be yavrum, ah be gülüm... 
Kıyamam hiç sana!
Çok özlüyorsun...
Öyle çok özlüyorsun ki!

İçin paramparça...
Ama hatırla!

Those we love don't go away.
They walk beside us every day...
Unseen, unheard, but always near.
Still loved, still missed and very dear.






Hadi kalk aşkım.
Hadi gel,
bir yüzünü yıkayalım.
Hadi kuzum,
biraz yürüyelim.





14 Aralık 2014 Pazar

Şimdi!


Şimdi; bana en iyi gelecek şeyi yapmalıyım.





İçinde yaşadığım bedene bakmalıyım.
Hem de çok iyi bakmalıyım!












30 Kasım 2014 Pazar

Günde 3 litre Su ile 10 yaş Gençlik: Hafta 1


Çok şükür, WC yollarını kazasız belasız atlattık! 
Aman bir de soğuklar bastırdı ya, su ile birleşince, şekillerden şekiller beğen yani.

















Suyu coşkuyla içerken şahane de...




Sonrasını da düşünmek lazım geliyor hani.




Hele trafikteysen; "Aman Allah'ım!". Etmediğim dua kalmadı; bir de sövmelerim:

Her şey 1950'lerde kent içi ulaşımın motorlu araçlara yönlendirilmesiyle başlamıştır, kanaatimce. "Oto"mobil zihniyeti ve politikasıdır, güzelim şehri bu hale getiren.

İETT denince akıllara sadece "oto"büs gelir. Onun 1871'de kurulan, İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri olduğunu İstanbullular bile bilmez. Bilinsin istenmez! Tramvaylar o dönem kapanmıştır! Oysa, Tünel, Londra metrosundan sonra Avrupa'nın ikinci, Atlantic Avenue Tunnel'den sonra da dünyanın üçüncü en eski metrosu olarak 1874'te hizmete başlamıştır. Ama biz, 1952'de Fransızların Mecidiyeköy-Taksim-Beyazıt arasında on iki istasyonlu metro önerisine kulak bile asmayız. O zaman nüfus sadece 1 milyondur. İstanbul’un taşının toprağının altın olmasının ilanı, köyden kente göç, "oto"yol yapma tutkusu ile İstanbul’un bir hafriyat kentine dönüşmesi, kazılardan çıkan malzemenin şehrin sahiline dolgu malzemesi olması… aynı tarihlere denk gelir. 

Memlekette tarım da biter, İstanbul da! Ne köy kalır, ne de kasaba! Herkesler kentli yollarında!






Politikanın başarısı olarak, İstanbul nüfüsu 1970'lerde 2 milyonu geçer. İkinci bir metro güzergah önerisi Ruslardan gelir; Şişli-Beşiktaş-Beyoğlu-Eminönü-ona Fatih-Topkapi-Zeytinburnu bağlantıları ile Eminönü-Edirnekapı ve Gaziosmanpaşa bağlantıları. Yok, o da ilgi görmez. "Oto"'lu bir şey olaydı! Aynı yıl Boğaziçi köprüsü yapımına, hemen ardından Renault ve Fiat marka "oto"mobillerin üretimine başlanır. Oh, artık herkeslerin "oto"su olacaktır.




O güzelliğine aldanma! Üzerinden geçmek, yürek, güç kuvvet, sabır ve ömür ister!

Bu şehrin ilk toplu taşımacılığı denizde pazar kayıkları ile başlamasına rağmen, vapur seferleri bile iptal edilir olur. Tek yatırım, arabalı, "oto"lu, olanınadır.

Netice itibari ile, bugün 1970 nüfusu kadar özel araç var İstanbul trafiğinde ve 60,000 kadar karayolu toplu taşıma aracı. İstanbul üzerinden taşımacılık yapan TIR sayısı kim bilir ne kadar?! O da yetmedi, gelen yıllık turist sayısı, İstanbul nüfusunu aştı. Gelen de uzunca kalıyor, malum tüm mega konut projeleri onlar hedefli yapılıyor. E bir de iş için gelip gidenler var! Bunaldım, yeminlen!





Neyse yolu yarıladık sayılır. Dayan Bikini!

Ama olmaz ki, bak işte buna çok sinirleniyorum! Emniyet şeridinden gitmiyor mu şu densiz birileri! Aslında, acil durumlar için ya o şerit; e benimkinden daha acil ne olabilir ki! Girsem mi? Ay yok, sonra polis çevirecek, anlat anlatabilirsen acil durum şeklini! Hayır, ağzımı bile açamıyorum ki, sadece düşünebiliyorum. Minimum harekette kalmam gerek. Ağzımı açmamla, tüm o sıkıntılar heba olacak gibi. 

Neyse az kaldı! Ha gayret!



Ha bir de pek uyuyamadık bu hafta tabi. 3 litre bitirme işini geç saatlere bırakınca, gece boyunca yarı uykulu WC yolları... 
Gerçi, sabahları uyanmak için şahane oluyor. Yiyorsa, uykuya devam et. Seve seve fırlıyorsun yataktan.






Demek ki neymiş:
  1. Bir yerden çıkmadan, mutlaka son iş olarak WC'ye uğranacak.
  2. Öyle "bu maili de atayım, ondan sonra giderim" türlü risklere girilmeyecek. Yetişeceğim derken ayağın takılabilir, onu da geç, içeride sıra olabilir. Yanarsın.
  3. Trafiğe çıkmadan 1 saat öncesinde su içme bırakılacak. Öyle hayaller falan kurma, bu trafik hep aynı kalacak!
  4. Rahat bir uyku için 3 litreyi gün içine yaymakta fayda var. Hele sabah 1 litreyi bitirdin mi, gerisi şahanesiyle geliveriyor. Sonra gün içinde işten çıkmadan 1 saat öncesine kadar da 1,5 litre daha... Akşama sadece 0,5 litre bıraktın mı, gelsin mis gibi Zayıflatan Güzellik Uykusu.





 

Tüm bu sıkıntılara rağmen, ben artık ömrüm boyunca GÜNDE 3 litre SU içerim arkadaş!

  • Verdiği ENERJİ öyle böyle değil! Tüm üşengeçlikler gitti bitti! Önce yavaştan "şunu da mı yapsam", "şu işi de halledeyim" ile başlayıp, "oturmaktan sıkıldım, ayakta çalışayım" ve "ben şuraya bir koşu gidip geleyim"'ler ile devam edip, durum "yogamı özledim", "şu adımlarımı bitirivereyim"'e kadar geldi. Bu arada, bugünkü tüm bu çene düşüklüğüm de bundan. El dursa, çene durmuyor! :-) :-p

  • Beyne su gittiğinden, zihin açılıyor! Sağlıklı düşünebilme ve doğru karar verebilme gücü gittikçe yükseliyor! ODAKLANMA budur! O derece ki, "İçimdeki canlılığı sevdim ben! Canlılığma canlılık katacak yemeklerden kullanayım seçimimi!" kararları alınmaya başlanmıştır.


  • MOTİVASYON zirvede! Öyle ki, "2015'e girerim, ışıltılar içinde, deri deri!" alışverişine çıktım şahanesiyle! 36 bedenleri toplayıp aldığım gibi, girdim deneme kabinine. Tamam, biliyorum, farkındayım durumun. Ama arkadaş, bu kadar da olmaz ki! Çıkmıyor bunlar yukarı basenden! Allah'ım çıldıracağım! Yok! Patlayacak! Kan ter içinde kaldım! Bu kabinleri niye bu kadar dar yapıyorlar ki yani! Zıplasam! Oldu! Tamam! Da, en ufak harekette dikişler gidecek! Aynaya da bir baktım ki, ne olmuş bu benim bacaklara böyle!!! Sinirden dumanlar çıkıyor burnumdan! Ağladım ağlayacağım. Çıkarıp, fırlatıp atasım var, yok, şimdi de çıkmıyor ki üzerimden! Kaldı üstümde! Cinnet geçireceğim, birazdan. Yandım, su içeyim... Yırtmadan, patlatmadan, yavaşça çıkarmayı başardım! Atmadım! Satın aldım!

Boyfriend Kot: PULL&BEAR
Skinny Pants: H&M




Su'yun gücü ile, ben şimdi, "Anti-Aging Etkili Zayıflama Programı"'mı "10 Adımda Kış Günü Zayıflama Formülü"'m ile destekler ve "İncecik Bacaklar için Yoga"'ma başlarım!



Yılın son günü, 31.12.2014, işe, tarzının hastası olduğumuz Vogue Paris'in Genel Yayın Yönetmeni Emmanuelle Alt şeklinde, deri pantolonum ile gider...


Emmanuelle Alt



Emmanuelle Alt



Emmanuelle Alt


Emmanuelle Alt


Emmanuelle Alt



Geceye de payetli skinny'm ile girerim.






















MUTLU YILLAAAAAARRRRRRRR... :-))))))))



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...