Plank etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Plank etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Ağustos 2015 Pazar

Bir gurur duyayım kendimle!


Hiç de korktuğum gibi olmadı. Meğer "Sigarayı BIRAKMIŞ!" destanı öyle bir yayılmış ki, daha ben varmadan, yazlıkçı camiasında (onlar kimler dersen buraya tıkla) bu yazın da kahramanı oluvermişim.

Beni tebrik eden edene... Sarılan sarılana... Alkışlayanlar... "Helal be sana!" diye haykıranlar... "Bana ümit verdin.", "Umut oldun." diyenler... "10 numarasın!" hareketi çekenler...

Kutlayan kutlayana...





Bir ara kuzen, gaza gelip, beni omuzlarına alası geldi de, artık o kadar hafif olmadığımı o an fark edince, "Tamam, tamam." diyerek yavaşça bıraktı.

Benim için o kadar da büyütülecek bir şey değildi oysa. Zira, "Sağlıklı Yaşam Tarzı Manifestosu" (yazı için tıkla) eden birinin sigara içmeye devam etmesi kadar saçma bir hareket yoktu. Körpe gençliğimde, tamamen özenti ile başladığım bu pisliğe son vermekte, geç bile kalmıştım. 

Ve herkesler kutlayınca, o an anladım, ben büyük bir şey daha başarmıştım, esasında. Hem de onca problemin, üzüntünün arasında... En başta, kendim bir kendimi kutlamalı, alkışlamalı, tebrik etmeliydim ya! Hatta, "Dur gel bir öpeyim seni!" :-D
"Affferin kız sana!". ;-)







Konudan haberdar olmayanların "Sende bir başka güzellikler var? Ne yaptın sen böyle?" girizgahı ile, ortak kanı, yüzüme müthiş bir canlılık ve süper bir sağlığın geldiğiydi. O kadar ki, ışıl ışıl parlıyordum sanki. ("Yok artık!" dedikçe dedim de, vallahi de, herkeslerden aynı yönde şahane yorumlar yani. "Vay anasını" sevinçleri, şımarıklığı, kıs kıs ve bolca gülümsemeli...)

Ha o fazlalıklar mı? Aman gayet normalmiş ya. Annesi, teyzesi, bir tanıdığı da, sigarayı bırakınca kilo almıştı. Hatta sigarayı bırakıp da kilo almayan zaten yoktu ki. Tiroidi az çalışmaya başlayan, şekeri fırlayan bile vardı. 6 ay sonra, yavaş yavaş her şeyler yeniden yoluna giriyordu. (Ollley, 1 ay kaldı bu geçiş dönemini tamamlamaya.)


Velhasıl, alınan bunca gazla, bu yaz, tam bir kutlama hal ve hareketleri ile geçti. Coştukça coşuldu...







Kendime 65 kiloya kadar izin vermiştim de, 64,7'de kalmışım. Ohhh maşallah... :-p


De, herkesler "bunlar sağlık kiloları" dese de, pek de katılmamak, hatta kapılmamak lazım geliyor gerçekte. Ne kadar kilo, o kadar kısalan ömür. Hele de kadınlar için. Hayır zati, yapılacaklar listeme şöyle bir bakınca, benim en az 95'ime kadar yaşamam gerek.


13 Ağustos 2015'te 97 yaşına giren, dünyanın en yaşlı Yoga hocası
Tao Porchon Lynch



Bir de; e 40'ıma girmişken, şöyle bir 20'liklere taş çıkartasım var. :-D :-p





Neyse uzatmayayım, çeneyi bırakıp, artık yavaştan toparlamaya bakayım.


Yeniden yola girmek deyince, işe Bikini style ;-) plank challenge ile başlamak lazım gelir. Doğru dozla, öyle bir ateşlemeye başlar ki bedeni, en dip köşesine kadar, "Amanın nereden çıktı bu motivasyon?", "Nasıl da odaklandım ben yeniden doğru yola!" türü sözleri, düşünceleri tekrar tekrar eder olursun.








Mucizeler yaratan bu Bikini'nin Plank Challenge'ına (detaylar için tıkla) çeşitli versiyonlar da eklesem mi ki acaba? ;-)
(Daha düşünürken gaza getiriyor insanı, gördün mü be ya!)





Ahhh, e bir de Su var elbette. Baksana şu yazına; "Sihirli" Alkali Su (buraya tıkla) ve hatta şuna da; Günde 3 litre Su ile 10 Yaş Gençlik (tıkla).



Her şeye yeniden başlamak için tek ihtiyacın bir Yoga Matı ve de şifa dolu Alkali Su... Bu kadar kolay ve basit ya aslında; hatırlayana... :-)


Eureka! ("Hatırladım!" manasında! :-p)








20 Şubat 2015 Cuma

Cemreler Aşkına


Ve bugün, 20 Şubat, ilk cemre havaya düşer... Zorlu kış şartlarının sonu gelmiştir. Hava artık yavaştan yumuşamaya başlar. Derken, 27 Şubat'ta, ikinci cemre suya düşecek ve buzları eritecektir. 6 Mart geldiğinde, son cemre de toprağa düşecek, ona yeniden hayat verecektir. İlk kır çiçekleri açacak, o muhteşem ilkbahar başlayacak.





Baharın müjdecisidir cemreler...
İnsanoğlu cemre zamanlarını pek sever...






Eskilerde, cemre zamanlarında, önemli kişilere övgü şiirleri yazılırmış. Önemli kişiler de kendilerini öven şiirleri yazan şairleri ödüllendirirmiş. Bu şiirlere “Cemreviye” ve “Bahariye” denirmiş.

Gelenekler ne güzeldir. Bu cemre zamanı biz de geleneklerden gidelim. Madem, Şubat ayını önce kendimizi sevmeye ithaf ettik, önemli kişi olarak da yine kendimizi seçelim. Övgüler ile ödüllendirelim. Şiir yazmak şöyle dursun, destanlar döktürelim.

20 Şubat - 6 Mart boyunca, "I LOVE MY BODY" tabloma (şurada), cemreler düşsün bolca.

Kendime şu ödülü de sunayım: Günde bir kareyi yapmama özgürlüğüm olsun. 

Mesela, oldu ya; ki oluyor, can çekiyor; akşam 18:00'den sonra bir kaçamak yapasım gelecekse, mis gibi incelten güzellik uykumu almış, 3 litre Alkali suyumu kana kana içmiş, beslenmede seçimlerimi sağlıktan yana kullanmış, en az 1 dakikalık plank'a geçmiş, incelten güzellik bakımlarımı yapmış ve en az 5000 adımımı da atmış olayım.


Sevgi ve ödül dolu bu 15 gün, 
Bedenimize, yüreğimize cemreler düşsün...









2 Şubat 2015 Pazartesi

Mucizevidir Sevgi


İçinde SEVGİ oluşundan olsa gerek, seviyorum Şubat'ı.
Sevgilere sevgi katarak taçlandırmalı o halde, bu ayın her anını.





SEVGİ: varlığa, oluşa, hayata, yaşama bir minnet ifadesi... Teşekkür etmek yani... Ve MUCİZE, bunu hatırlamakta gizli...



Gelmiş geçmiş en iyi kişisel gelişim kitaplarından, The Magic ile 28 günlük inanılmaz yolculuğa yeniden çıkmak süper olacak gibi. ;-)




Önce ilk iş, KENDİNİ SEVMELİ!




Bedenini!




Sevdiklerini gözünden sakındığın gibi, ona da gözün gibi bakacaksın. Öyle ki; iyilik ile besleyecek, can susuz bırakmayacaksın. Ona istediği hareketi katacak, yenilenmesi için gerekli ne varsa vereceksin. Üstelik hiç de üşenmeden, aksine canı gönülden, aşk ile ihtiyacına koşacaksın. Yeter ki, sağlıklı, huzurlu ve mutlu olsun! 







Böylece...


Uyanınca ilk iş, tüm içini temizleyen ılık limonlu suya koşar...






...günlük 3 litre suyun peşine düşersin.




Gözün tüm gün sağlık ve mutluluk katan yiyecekleri arar...






















www.zeytiniseviyorum.org



...adım attıkça devam etmek istersin.






18:00'den sonra içini yormaz...







...ruh ve bedeni aşk ile bağlayan Plank'a geçersin.





Ona sevgi ile bakar...







...uykuya, tatlı rüyalara, huzur içinde dalarsın.







Tablo da yapalım; hepsi SEVGİ ile dolsun.







MUCİZEVİ bir Şubat ayı olsun!







14 Eylül 2014 Pazar

Sihirli Sağlık


Sonunda kafayı toparladık!
Ya da iyicene sıyırdık; "sihir"'lere verdim kendimi, malum, şu ara... :-)))))))

Peri Tozu

If you have a special garden
Where flowers and trees are found
Then take a pinch of fairy dust
And sprinkle it around
The fairies will take notice
And at the end of day
They'll tiptoe out upon the grass
And dance the night away


Hiç de kolay değilmiş hani, her güne 10 yeni nimeti sıralayarak başlamak. "Aman da saçım ne güzel!", "Oley, bugün cuma!" türü şeyler çıkmıyor değil. Ama her şeye minnet duymak, sanıyorum tam da böyle bir şey.

Minik sihirler gerçekleşmeye de başladı sanki.

İlk gün, hala adını bilmediğim, ofisteki yardımcı ablamız, kulağıma, "İlacınızı içmeyecek misiniz?" diye fısıldadı. Aval aval dakikalarca suratına öylece baktım. Konudan kimselerin haberi yok, nasıl olur? Bilinsin de istemiyorum zaten. Ve gerçekten de Hayat İksirimi içmeyi atladığımı hatırladım. "Tamam, canım, teşekkür ederim."'mi nasıl dediysem, şaşkınlığımı anlayıp, açıklama yaptı. Meğer, bulaşık makinesini çalıştıracakmış da shaker'ımı da yıkayası varmış. Protein Toz'undan bahsediyormuş. 
Kimselere çaktırmadan iksirimi içtim. Sonra yanına gidip, güzelce kucaklayıp, teşekkür ettim.

Daha 10 gün önce, HQ ile yaptığımız konferans toplantımızda, 2. bir asistan için 2015'i beklememiz gerektiği net kararı alındı. "Ama ben yetişemiyorum!" hayal kırıklığı ile ortalıkta dolanırken, çat diye, bu perşembe, "onaylandı" maili geldi. İnanamadım! Mutluluktan uçuyorum.

Ya, özel günler ile arası hiç olmayan, tipik bir erkek olan Benimkine ne demeli? Evlilik Yıl dönümümüzü 00:01'de minik bir sürprizle kutladı. Benim aklımdansa, tamamen çıkmıştı.

Bugün kendimi, "Ne şahane bir sonbahar günü." derken yakaladım. Oysa ben, bir yaz çocuğu olarak, beni yazdan kopardığı için onu hiç sevmezdim. Bu gidişle kışı da sevmeye başlayacağım anlaşılan.






Ama galiba, en önemlisi, varken sağlığımıza minnet duymayı hep hatırlamak.

Elim ayağım tutuyor. Hayattaki en büyük özgürlük bu değil mi?

Ya, muhteşem duyular? Tat alamasam, yemek yemenin zevki nasıl olacak? Koku duyabilmek, ne harika bir şey. Dokunmak, sarılmak, huzurun kendisi. Hayattaki yolumu görmemi sağlayan gözler, mucizevi. Duyabiliyorum müziği ve doğanın sesini.

Beynim ve muhteşem zihnim...

7/24 durmaksızın çalışan trilyonlarca hücrelerim...

Vücudumdaki her şeyi filtre eden, temizleyen ve yenileyen organlarım, düşünmeme bile gerek kalmadan, mükemmel şekilde çalışıyorlar.

En mucizevisi, şüphesiz, kalbim. Vücudumdaki her bir sisteme hayat akışını o sağlıyor.






The Magic 4. Gün olan Sihirli Sağlık Alıştırması'nı benim her gün yapasım geldi. 

Buldum!!! Sihirli Plank! ;-)

Beden farkındalığını en şahanesiyle geliştiren Plank duruşu ile sağlık nimetlerime doyasıya minnet duyayım; elime ayağıma, tek tek tüm kaslarıma, kemiklerime, her bir organıma, tüm hücrelerime, 
duyularıma... 


Plank Pose


Ve ardından, her bir duruşta, derin bir "Teşekkür Ederim.".



Down Dog

Up Dog Pose


Child's Pose



SAĞLIK ARMAĞANI BENİ CANLI TUTUYOR.






Teşekkür ederim.
Teşekkür ederim.
Teşekkür ederim.






Dur dur dur.. Yazı bitmedi Bikini daha. 
Asıl konumuzu da unutmayalım, geçiştirmeyelim, yani!
Bir ara 57,7 kilo ve 72 cm bele kadar ulaştın hani.
Bugün, 56,6 kilo ve bel 70 cm.
Yavaş yavaş her şeyleri de yoluna koyma zamanı geldi, di mi?! ;-)




31 Ağustos 2014 Pazar

Depresyona başkaldırıyorum!!!


Resmen depresyondayım!

Evden çıkasım yok! "Okula gitmek istemiyoruuuuuuuuuuuum!" haykırmalı ağlama krizlerine giresim var.



Konfüzyonlar içindeyim! İlk iş günü, bilgisayarın açma tuşuna basıp, dakikalarca ekranı izledim. "Bu benden bir şey istiyor ya, ne?". "Haaaa, şifre? Neydi ki o?". "Tamam anladım, da neydi ki şifrem?". "Bir yerlere yazmışımdır illa ki!". "Allah'ım iş yerindeki karizmamı çizdireceksin! Bul artık şunu!". Derken notebook kilit!!!

Yediklerimden keyif almıyorum! Bu çok fena işte! En sevdiğim deniz şifalı yemeklerden, Anason ve hafif acılı domates soslu kalamar, midye, karides ve levrek filetolu, Carluccio's un nefis Zuppa di Pesce'sinden bile doyasıya tat alamadım! Gerçekten vahim durumdayım!

Carluccio's Zuppa di Pesce

Sürekli yorgunum! Uykum var, gözlerimi açık tutamıyorum! Tüm gün iş yerinde "title" gereği dik durmaya çalışmak daha da yoruyor beni! İşten çıkıp, trafiği zor atlatıp, eve gelip yığılıyorum!

Uykum var! Uyuyasım yok! Efkardan kendimi %100 malt'lara vurasım var! Gece gece, kendimi zehirli yağlı ve karbonhidratlı ne varsa, onlara atıyorum. Kaç boş poşet Ley's çıktı bu evden bilmiyorum. Ayyy bir de yani bu Marmaris Büfe'lerin, Şampiyon Kokoreç'lerin 24 saat açık olma durumu nedir?! Saat 22:00'dan sonra alkol yasağı var da, bunlara niye yok, anlamıyorum!!!

Uyusam bile, huzursuzum! Bacaklara giren kramplarla fırlıyorum!

Ve bu sabah, tartıda, 56,9 kilo çektim! Yuh diyorum! Oha diyorum! Tatilden sonra, sadece 6 günde tam 1,3 kilo almış bulunuyorum!!!

Allah'ım çok mutsuzum!





Ehhhhh be! İçimi baydın be! Bunalım da bunalım!

Anladık tamam! Bu sefer, çok beklediğin ve bir sürü mutluluğu ona bağladığın, o tatil bitti! Gerçeklere geri döndün! Evet, can sıkıcı! Evet, keyifsiz! Evet, belki de içten hissettiğin gibi, ümit yıkıcı! Hedef de kalmadı! 

İstediğin hayat bu değil! Sağlıklı Yaşam Tarzı türü keşifler yapıp, hepsini yazasın var! Yoğun iş temposundan dolayı, tatil anılarını bile toparlayıp yazana kadar, kış gelecek! Ayyy, zaten kıştan nefret ediyorsun!!!

Tamam, şu özel durum halin seni pek zorluyor! Hatta hepsinin suçu da o! Bunu sadece çeken bilir, aman! Offf hala tedavinin pozitif taraflarına ulaşamadın! Ya sabır!



Her dediğinde haklısın da! Kolay da değil! Hem kuzucuk, bunların hepsi pek doğal! Beden, tüm gün sağlık ve şifa dolu topraklardan, iyot kokulu havalardan ve iç açan güneşten, bir anda her şeyiyle "sentetik" plaza ortamına, yani, elektomanyetik dolu, havası klimatik ve güneş ışınlarının camlar ile kesildiği ışıklı mahzene kapandı bütün gün! Beyin dumurda! Seni sen yapan bütün hormonlar alt üst! Yukarıda saydığın semptomlar, tam bir dopamin açlığı tanısı.

Dopamin beyinde salgılanan bir hormondur. Nörotransmitter olarak görev yapar, yani sinir hücreleri arasında iletişimi sağlar. Dopamin genellikle serotonin gibi “mutluluk hormonu” olarak anılır. Mutluluk hissi vermesinin yanı sıra dopamin insanlarda ve hayvanlarda birçok fonksiyona sahiptir. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Hareket
  • Hafıza
  • Haz Veren Ödül
  • Davranış
  • Kavrama (İdrak)
  • Dikkat
  • Prolaktin Üretimini Engelleme
  • Uyku
  • Duygu Durumu (Ruh Hâli)
  • Öğrenme

Dopaminin aşırı fazlalığı veya eksikliği bazı ciddi sağlık sorunlarına neden olur. Dopamin azlığında Parkinson hastalığı baş gösterir. Allah korusun!!!

Hemen, ama hemen, kendini dopamin yükseltici yiyeceklere veriyorsun!

Muz: İçerdiği kimyasallar ile dopamini yükselten istisnai bir yiyecek.
Antioksidanlar: Dopamin eksiği oksidasyona sebep olur. Temizlemeli zararlı serbest radikalleri. Gelsin orman meyveleri.
Elma: "Quercetin" adlı müthiş değerli bir antioksidan içerir.
C Vitamini: Sabahları, uyanır uyanmaz limonlu su içmeyen, eşşek sıpası olsun!
E Vitamini: Ey gidi zeytin ve zeytinyağı! Her şeylere şifa mısın, arkadaş sen?! 
Amino Asit'ler: Yağdan uzak sağlıklı proteinlere vermek lazım kendimizi. Yumurta, anne sütünden sonra en değerli protein kaynağı. Ah be, tavuk şahane olur da, yetiştirilme şekliyle hep akılda soru işaretleri. Olmadı, whey (peynir altı suyu)'na vermeli kendimizi.
Balık Yağı: Sen uzun uzun "Mutluluğun formülü "Yağ"^da gizli!" yazını yaz, ama uygulamayı unut! Bu balık yağı, serotonin ile birlikte depomin'i de düzenliyormuş ya! Eksik edenin aklına ne edeyim?!
Su: Ehhh Bikini! "Su HAYATTIR!" yazında, "Su, MUTLULUKTUR!" diye notunu bile eklemişsin de, nasıl uygulamıyorsun, ben anlamadım yani!!! Vallahi döverim seni!
Sassy Su: Bu Sassy ablamız niye yazmamış! Şimdi anlıyorum, Sassy'nin muhteşem gücünü! İçinde olan ne varsa, her birinin ayrı ayrı hem serotonin, hem de dopamin yükseltici etkisi var. Mutluluk kafası yapacak içecekmiş bu ya!



Sabahları güne Güneşi Selamlayarak başlamanın inanılmaz gücünden yaralanmak lazım gelir. Detaylar için tıkla!
Ve illaki, Plank Challenge başlaya!!!
Bu, Side'lı, Split'li, Veriyasyon'lu, saniyeleri daha mantıklı cinsten Bikini Versiyonu kendine gelme, toparlanma, yeniden var olma challenge'ı!


Her bir duruş o günün saniyesi kadar sürede tutulacak!




Önce bir yana sonra plank geçişi ile diğer yana, Side Pank.



Bu arada, Side'a geçmişken, yapabilirsen, varyasyonlar:



Hatta ve hatta, Tree Pose denemeli uçuşlar:



Her yorulduğunda araya dinlenme sağlayan Down Dog atmaca:



Bir sağ, bir sollu Split'ler:






Sağdan sola geçişte ve yine bitirince Down Dog mutluluğu:





Up Dog ile coşmaca:




Ve Child's Pose ile huzura ermece:







Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...