sağlıklı yağlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sağlıklı yağlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Kasım 2019 Pazar

TEMİZ Kasım!


Sonbahar gelemedi ki "Sonbahar Temziliği"'me girişeyim. Havalar daha düne kadar yazdan kalma hallerdeydi. Yapraklar daha dökülmedi, kimi hala yemyeşil. Temmuz'da aralıksız yağmurlar, Kasım'da nerdeyse hala yaz... Küresel ısınma, sözde modern yaşam koşulları, yükselen binalar, artan nüfus... İklimler değişti!

Bu Homo Sapiens, küresel ısınma nedeniyle son 120 yılda dünyanın eksenini 12 metre kaydırdı!

Dünya yalpalıyor!






Greta Thunberg: “En kötü senaryonun önüne geçmek istiyorsak değişimin hemen şimdi gerçekleşmesi gerekiyor. İklim krizi yalnızca hava durumuyla ilgili değil. Aynı zamanda yiyecek ve su kıtlığının ortaya çıkması; bu nedenle de yaşanabilir alanların daralması, yeni sığınma taleplerinin ortaya çıkması demek. Korkutucu bir durum.”



Greta 16 yaşında!


Greta ve arkadaşlarının iklim değişikliğiyle mücadelede adım atmadıkları için şikayet ettikleri Devlet amcalar, bunlardan biri de Türkiye, sessizizliklerini korumaya devam ediyor.







Ayurveda'ya göre, mevsimleri bedenimiz de yaşar. İç sistemimiz, -bir süredir hep üzerinde durduğum, daha doğrusu, tüm sağlık konularının dönüp dolaşıp vardığı yer- sindirim sistemimiz, mevsimlerle değişir. Mikrobiyota değişir. İhtiyaçları da bu mevsim döngülerine göre farklılaşır. Yazın ihtiyacımız olan iyi bakteriler ile kışın almamız gereken iyi bakteriler tamamen farklıdır. Ve ne muazzam bir şeydir ki, mevsimin sebze ve meyveleri, o mevsimdeki bağırsak florasının ihtiyaçlarını mükemmel bir şekilde karşılar. Yani, mevsimde yemek, bedenimize ve ruhumuza çok iyi gelir ve yapabileceğimiz en sağlıklı şeydir. Ve hatta dünyaya, iklimlere de iyi gelecek en yapılabilir, en kolay çevre aktivistliğidir. Ha tabi şu saçma sapan deli tüketimi de azaltmak ve "Alabildiğin kadar değil, yiyeceğin kadarını al!" harekatına katılmak gerekir.  

Şimdilerde moda olan ve daha çok günlük rutinler için kullanılan sirkadiyen tabiri, batı tıppının henüz keşfedemediği üzere, aslında mevsimsel döngülerdir. Kadim bilgilere her gün biraz daha hayranlık duymam ve derinlemesine öğrenmeye, araştırmalara dalmak istemem boşuna değil. Kim bilir daha keşfedilmemiş, anlaşılamamış ne sırlar var.
Gençlik iksirini bulan ben olacağım, bak buraya yazıyorum. 🤪



https://www.instagram.com/bikiniprojesi


Gelelim başlığını attığımız üzere, şu yeni gelen Sonbahar'ı TEMİZ bir Kasım ile taçlandırmaya. 
Öncelikle "Sonbahar Temizliği" yazımdaki detayları ve günlük rutinimi tekrar hatırlamak için şuraya linkini bırakayım. 👉🏼 Tıkla!






İlk iş, hatta aslında ömürlük, şu bağırsak floramızı zehirleyen TOKSİKlerden kurtulalım:
  • Alkol
  • Şeker, tatlandırıcılar, agave, Maple, mısır şurubu
  • Fast Food ve kızartmalar (pizza, hamburger, beyaz un, ucuz margarinlerle yapılmış börek, poğaça, pasta, vs.)
  • Paketli ürünler; koruyucu, renklendirici, tatlandırıcılar
  • GDO; mısır ve soya ve ürünleri
  • İşlenmiş yağlar: margarin, trans yağ, hidrojene yağ
  • İşlenmiş et: sosis, salam
  • Kafein
  • Gluten: buğday, arpa, çavdar (hamur işleri)
  • Hormonlu ve antibiyotikli süt ve ürünleri
  • Suda bekletilmemiş, filizlendirilmemiş baklagil, tahıl, tohum ve kuruyemişler


Bağırsak floramızı iyileştirecek ŞİFA DOLU yiyecekleri yüceltelim:
  • Organik mevsim sebzeleri
  • Organik mevsim ve kuru meyveler
  • Baklagil: Mercimek ve maş fasulyesi gibi daha küçük taneli bakliyat (geceden, en az 12 saat suda beklemiş, ya da bir kaç gün filizlendirilmiş)
  • Tahıl: Kinoa, karabuğday, Basmati pirinci (bunlar da geceden, en az 12 saat suda beklemiş)
  • Fermente yiyecekler (sebzeler, badem, organik yoğurt ve kefir)
  • Mikro filizler (chia, keten tohumu)
  • Sağlıklı yağlar: Ghee, soğuk sıkım hindistancevizi yağı, soğuk sıkım zeytinyağı, soğuk sıkım susam yağı, soğuk sıkım keten tohumu yağı
  • Kemik, ilik, paça suyu (serbest gezen, doğal otlayan, mera hayvancılığı, antibiyotik ve hormonsuz) ve mevsim sebzeleri ile çorbalar
  • Serbest gezen, doğal otlayan, antibiyotik ve hormondan uzak; organik hayvansal ürünler; yumurta
  • Doğal avlanan, çiftlikte yetişmemiş, deniz ürünleri ve Omega-3 zengini chia
  • Taze ve kuru baharatlar: çemenotu tohumu, defne yaprağı, dereotu, kale, karabiber, karanfil, kırmızı biber, pul biber, kimyon, kişniş, maydanoz, nane, rezene, şeytantersi, tarçın, zerdeçal ve zencefil






Besinleri aynı öğünde nasıl eşleştirdiğin, birlikte yediğin önemlidir. İyi bir sindirim için Ayurveda enerjileri tamamen farklı olan yiyecekleri aynı öğünde yememeyi öğütler. Aşağıda uzunca bir eşleştirme kuralları ekledim. Hemen alışılamasa da, şu en önemli 2 kuralı uygulamak ile başlayayım:

  1. Meyveler tek başlarına yenmelidir. Öğünlerden yarım saat önce ya da 3 saat sonra. Süt ve yoğurt ile asla birleştirmemek gerekir.
  2. Süt ürünleri (süt, peynir, yoğurt, ayran) diğer hayvansal ürünler ile et, balık, tavuk, yumurta ile birleştirmemek gerekir. Zati, aynı öğünde tek bir protein çeşidi yeterlidir.
  






Yemek rutinim, saatlerim aynen "Sonbahar Temizliği" programım ile aynı. 👉🏼 Tıkla!

Bu yıl yine, tam bir Kitchari Orucu da tutasım var. Tarihlerini ve detaylarını şöyle belirleyeyim:





Kasım başı temiz temiz beslenmeye başlamışken, Kasım'ın 2. haftası tam bir Ayurvedik Sonbahar Detoksu için şahane bir zamanlama derim.



Pazartesi-Çarşamba: 11-13 Kasım
  • Toksiklerin yanı sıra, Ghee hariç, tüm hayvansal ürünleri hayatımdan çıkarayım.
  • Bütün gün sıcak zencefil çayı ve sindirim çayı yudumlamaya, tüm Temiz Kasım boyunca yapacağım üzere devam edeyim.
  • Yatmadan önce, 1 çay kaşığı psyllium husk ile 1 çay kaşığı öğütülmüş keten tohumunu ılık ya da oda sıcaklığında su ile karıştırıp hüpleteyim.

Perşembe: 14 Kasım
  • Kahvaltı yerine 1 yemek kaşığı Ghee
  • Ghee iyice sindirildikten sonra, -ki kolay kolay karın acıkmıyor, öğlen hatta 16:00'ler olabiliyor- yani acıkınca bir tabak Kitchari.
  • Akşam tekrar acıkılırsa bir tabak daha Kitchari
  • Yatmadan önce, 1 çay kaşığı psyllium husk ile 1 çay kaşığı öğütülmüş keten tohumunu ılık ya da oda sıcaklığında su ile karıştırıp hüpleteyim.

    Cuma: 15 Kasım
    • Kahvaltı yerine 2 yemek kaşığı Ghee
    • Ghee iyice sindirildikten sonra, -ki kolay kolay karın acıkmıyor, öğlen hatta 16:00'ler olabiliyor- yani acıkınca bir tabak Kitchari
    • Akşam tekrar acıkılırsa bir tabak daha Kitchari
    • Yatmadan önce, 1 çay kaşığı psyllium husk ile 1 çay kaşığı öğütülmüş keten tohumunu ılık ya da oda sıcaklığında su ile karıştırıp hüpleteyim.

    Cumartesi: 16 Kasım
    • Kahvaltı yerine 3 yemek kaşığı Ghee
    • Ghee iyice sindirildikten sonra, -ki kolay kolay karın acıkmıyor, öğlen hatta 16:00'ler olabiliyor- yani acıkınca bir tabak Kitchari
    • Akşam tekrar acıkılırsa bir tabak daha Kitchari
    • Yatmadan önce, yarım bardak limonlu su ile 1 yemek kaşığı hint yağı (castor oil) içilecek. Bu ertesi sabah ve gün boyunca birkaç tuvalete koşturma durumu yaratacaktır. O yüzden Pazar günü için plan yapmayıp, günü evde geçirmek iyi olacak.

    Pazar: 17 Kasım
    • Dinlenme günü
    • Bolca sebze çorbaları ve buharda sebzeler

    Pazartesi: 18 Kasım
    • 11-13 Kasım yiyeceklerine dönüş

    Salı: 19 Kasım ve sonrası
    • Yeniden Temiz Kasım beslenme rutinine dönüş.
    Kaptırmışken şöyle yeni yıla sonra ömürlük devam etsem, ne şahane olur. Adını da "temiz yıllarım" koyarım. Ara sıra kırmızı şarap gecelerimiz olabilir sanki ya, du bakalım.



    Ve bir de çok güzel bir Kitchari tarifi buldum. Hem de Türkçe. Hem de Ayurveda'da baharatların kullanımını şahanesiyle de gösteriyor.





    Şifa olsun.

    8 Ekim 2014 Çarşamba

    Detoks nedir? Ne değildir?


    "ŞOK DİYET"'lerin adı "DETOKS" oldu ya?!!! Pesssssss!

    Ayıptır! Yazıktır! Günahtır!
    Caniliktir! Katliamdır!!!!!
    Geleceği yok etmektir!!! 

    "Saf Protein" "DETOKSU"!!!
    "Muz-Süt" "DETOKSU"!!!
    "Meyve-Yoğurt" "DETOKSU"!!!
    "Kiraz-Yumurta" "DETOKSU"!!!
    "Ayran" "DETOKSU"!!!

    Ve daha bir sürüsü...

    Arkadaş, bunların hepsi, sağlıkla yakından uzaktan alakası olMAyan, dahası, insanı zehirleyen, yaşlandıran, KANSER eden "ŞOK DİYET"'lerdir!!!

    Sen bunlara popülizme yakışır "ŞOK! ŞOK! ŞOK!" de! Temizlenme, arınma olan güzelim "DETOKS" sözünü karıştırma!!!
    "Bilinçsizlik" diyeyim, başka türlü düşünmeyi aklım almıyor!!!

    Hayır, aklımdan türlü Amerikan oyunları geçiyor ya, neyse!!!






    Detoks, "de-toksifikasyon"'un kısaltması olarak, canlı organizmalardan toksinlerin temizlenmesi, arındırılması işidir.


    Malum, günümüzde yeryüzü tamamen toksik. Hava ve çevre kirliliği, kimyasallar, tarımda kullanılan zehirli maddeler, katkı maddeleri, ağır metaller ve hiç eksik olmayan elektromanyetik alanlar, yani metropol hayatın kendisi tamamen toksiktir. 

    Hepsini geçiyorum, bedeni en zehirleyen şey, modern çağın hastalığı stresin ta kendisidir. Tamamen toksiktir; tüm hastalıkların ana sebebidir.

    Dolayısı ile gerçek bir detoks, şehirden kaçıp, deniz kenarında (temiz deniz suyu ve tuzu şifadır) dinlenme inzivalarına geçmek ile başlar.






    Dinlenmek, detoksun ilk şartıdır. Dinlenmenin en başında da, metropol yaşam hayatında lüks kaçan, yeterli uykuyu almak gelir.

    Yapılacak spor, temiz oksijenin bedeni şahanesiyle toksik atmaya programlayan nefes egzersizleridir, yogadır, açık havada yürüyüşlerdir. Ağır egzersizler, bedenin kendi kendini yenilemesini engelleyeceğinden, yapılmaz. Çok ağır egzersizler zaten toksiktir.

    Toksik atılım, saunalar, spalar, hamamlar, masajlar ile desteklenir.



    Hollywood ünlülerinin Bodrum'daki Detoks Merkezleri'ne akın etmeleri bundandır.






    Tüm bu dış etkenler dışında, vücudumuz kendisi, doğal çalışmasından toksinler üretir. Bunu, en sevdiğim ve en anlaşılır hali ile, Prof. Dr. Osman Müftüoğlu "Hayatı Uzatmanın Sırları" kitabında şöyle anlatır:
    Yediğimiz, içtiğimiz her şeyin ve soluduğumuz havanın temel amacı enerji üretimidir. Elimizi kolumuzu hareket ettirebilmek, düşünebilmek, kalbimizin atması, solunum sistemimizin çalışması için enerjiye, yani yakıta ihtiyacımız var. Yakıt alındığında, bunun enerjiye dönmesi için yanması gerekir. Şunu unutmayın, nerede bir üretim, bir ateş varsa, orada kül ve duman olur.

    Bu atıkların vücuttan atılması gerekir. Atılmazsa, tüm hücre, doku ve organlar paslanır: Oto-toksik-asyon yani Asitlenme veya ZEHİRLENME olur. Selülite bile sebep budur! (Dikkat çekmek için bazen ne yapacağımı şaşırıyorum! "Selülit" ile kalplere ulaşasım var. :-)))

    İşte, detoksun amacı da, o selülitleri önlemek, hatta olanı da yok etmektir. :-p


    Şimdi, olay şu: sindirim sistemini bir süre rahat bırakıyoruz, yani vücudun yeni toksinlerle boğuşmasını önlüyoruz ki, o muhteşem beden, böylece, tüm gücünü, enerjisini, vitamin, antioksidan ve enzimlerini, kendini onarmak için harcasın.


    Temelde, en iyi detoks, antik dönemlerde, atalarımızın tuttuğu, Tam Oruç yani Su Orucudur. Atalarımız yanılmıyor elbet; su, gerçek, canlı, yani Alkali su, detoksun ilk adımıdır. Susuz, temizlik olmaz. Amma velakin, bizler o kadar çok toksine maruz kalıyor, o kadar az gerçek besin alıyoruz ki, bugün Su Orucu tutmak maalesef çok tehlikeli.





    Enzim ve vitamin de aldığın Yeşil Sebze Suyu detoksu, biraz daha uygun gibi gözüküyor. Bu detoks, sadece sebze sularından ibaret değildir. Bu detoks programına, mineral, lif, bitkisel laksatifler, probiyotikler ve bir sürü daha besin takviyeleri eklenir. Dolayısı ile, böyle iddialı bir detoksu, profesyonel bir detoks merkezinde yapmak uygundur. Kaldı ki, günlük hayatını sürdürürken kesinlikle uygulanmaz. Hele hele işe falan hiç gidilmez. En ufak bir stres yükü, malum kortizol, bedeni allak bullak eder. Ayrıca, saat başı tuvalet ziyaretleri hedefli, Yeşil Sebze Suyu yanında, tüm gün Alkali su da içilmeye devam edilir. Günlük hayatını devam ettirebiliyorsan, buyur et.



    Daniel Reid'in "Detoks" kitabında şahanesiyle anlattığı üzere, temel detoks stratejisi, tüm asit formlu gıdaları ve içecekleri elimine etmek ve vücudun detoks konumundayken ihtiyaç duyduğu gerekli gıdaların karışımını sağlayan birkaç basit alkali besini tüketmek ve çokça Alkali su içmektir.


    Her şeyden önce (tüm bilinen zehirli yiyecek ve içecekleri zaten elimine ettiğimizi düşünerek), detoks süresince et, yumurta, süt ve süt ürünleri de dahil olmak üzere tüm hayvansal gıdalar, diyetten çıkarılmalıdır. Bütün hayvansal ürünler, sindirim ve kan için son derece asitlendiricidir. Aynı zamanda bağırsaklarda, yüksek oranda çürütücü atıklar oluşturur. Beden onları temizlemek için uğraşır da uğraşır.
      
    Tüm ana tahıllı besinler asit oluşturdukları ve sindirilmek için büyük miktarda enzim ve enerji gerektirdikleri için, ya hiç tüketilmemeli ya da detoks boyunca kesinlikle sınırlandırılmalıdır. Tüm buğday ürünleri tamamen elimine edilmelidir; buğday yalnızca en fazla asit üreten tahıl değil, aynı zamanda detoks sırasında alerjik reaksiyonlara da sebep olabilir.

    Yeri gelmişken, gıda alerjileri, intoleranslara sebep yiyecekler (inek sütü ve ürünleriglüten, alkol, şeker, kafein gibi), sindirimi en zorlayanlardır. Bedeni dinleyip, uzak durmakta fayda var.

    Tüm tahıllar filizlendirildiklerinde aksine tamamen alkalik yapıcı olurlar. Filizlenme onları gerekli besinlerle, aktif enzimlerle ve enerjiyle dolu yaşayan besinler haline sokar. Bu yüzden taze filizlenmiş tahıllar her zaman detoksa dahildir.







    Taze kabuklu yemişler ve tohumlar, bitkisel protein, gerekli yağ asitleri, vitamin ve mineraller açısından eşsiz kaynaklardır, fakat içlerinde kendilerini çürümeden koruyan doğal maddeler, onların midede sindirilmelerini engelleyerek, fermente olmalarına, gaz ve asidik atıklar üretmelerine sebep olur. Tek istisna, en faydalı yemiş olan müthiş bademdir. Sadece alkalik yapmakla kalmaz, insanın sağlığına ve uzun yaşamasına katkıda bulunan en faydalı besinler arasındadır. Badem, taze, çiğ ve bir gece öncesinden saf suda bekletilip, kesinlikle haşlamadan, kahverengi kabuğu ayıklanmış olarak tüketilmelidir. (Bunu da öğrenmiş oldum! Hatta tüm kabuklu yemişlerin, kavrulmamış, çiğ olması dışında taze olması pek önemliymiş. Gece suda kaldıklarında, tohumlar ve yemişler, yaşama döner ve zengin besin kaynakları açığa çıkarmış. Üstelik sindirimi zorlaştıran maddeler de yok olur gidermiş! Ay bu süpermiş!)

    Anlaşıldığı üzere, detoksun iki temel taşı taze sebze ve taze meyvelerdir. Bunların sadece taze olması da yetmez, organik ya da en azından kontrollü yetiştirilmiş, genetiği değişmemiş, pestisid veya zirai ilaç kalıntısı barındırmayan ve radyasyona maruz kalmamış olmaları gerekir. Kaldı mı ki acaba, dünyada bunlardan?!!







    Sebzeler iyileştirici ve tamir edici mucize besinlerdir.

    Meyvelerin de temizleme ve arındırma özellikleri vardır. Ancak ve ancak tek başlarına ve aç karnına yenildikleri sürece! Taze meyveler, öylesine basit besin formlarıdır ki, midede neredeyse hiç sindirilmeden, hızla onikiparmak bağırsağına ve yarım saat içinde de kana karışmak üzere özümsenir. Midede bir şeyler varsa, meyve de midede takılı kalır. O an midede ne varsa, hepsi birlikte fermente olmaya başlar ve topluca çürürler. Temizleme ve arındırma özelliğine sahip meyveler, olur birer asidoz, toksidite ve hazımsızlık sebebi!

    Bu arada, sadece meyveler ile de detoks olmaz!






    Tüm bunların yanında detoksun vazgeçilmez besin destekleri de vardır.

    Detoks Kraliçesi Gwyneth Paltrow'un da uyguladığı, - bu arada onun yemek kitabını da pek merak ediyorum, bir ara Amazon.com'dan sipariş edeyim, a bir de Natasha Corrett'in kitabını da hala alamadım, onu da ekleyeyim - ve bence mutlaka okunması gereken kitaplar arasında yer alan, türkçeye de "Arınma" olarak çevrilen, Alejandro Junger   detoksu destekleyen besinleri şöyle sıralar:


    • Lif
    • Probiyotikler
    • Zeytinyağı, Sarımsak, soğan, limon, brokoli, hindistancevizi yağı, zencefil ve bir sürü baharattan oluşan kötü bakteri ve mikropları öldüren Antimikrobikler
      • Her gün, mutlaka bir diş çiğ sarımsak yemeyi öneriyor. Sadece kötü bakteri, maya ve parazitleri yok etmekle kalmaz, kan şekeri düzeyini dengeler, yağ yakımını arttırır, kötü kolesterolü de dengelermiş.
      • Zeytinyağı üzerinde ayrıca durur. Ardından içilecek limonlu su ile, akşam yatmadan önce içilen 2 yemek kaşığı zeytinyağının, tüm bedeni, bağırsaklardan karaciğere kadar, müthiş bir temizleme gücü yaratacağı gibi, yağ yakımını arttır, kemikleri geliştirir, kanı düzenler, hormonal denge sağlarmış. Hala zeytinyağından uzak duranlara, ondan korkanlara şiddetle duyurulur!
    • Özellikle günlük güneşle buluşmaları gerçekleştiremeyenlere D Vitamini
    • Ve illaki Balık Yağı

    Ben bu doktor amcamızın bir sonraki kitabı olan  'u, hatta yeni çıkan yemek kitabını  da mutlaka alayım.

    Hala okuma fırsatı bulamadığım, Victoria Boutenko'nun Yeşil İçecekler üzerine yazılmış müthiş klasiği  de okuma zamanı gelmiştir. Daha bu ay çıkan yepyeni kitabı 
     'ı da acilen edinmek gerekir.



    Bu arada, bir detoks programına başlamadan önce mutlaka bedeni hazırlamak gerekir. Şeker, nişasta, işlenmiş gıdalar, kimyasal katkılar, uyuşturucu derecesinde bağımlılığa sebep olduğundan, öncelikle bunlardan kademeli olarak kurtulmak lazım gelir. Yoğun detoksun alkalik konumuna aniden geçmek, vücutta, çok tehlikeli olan ve "soğuk hindi" olarak bilinen, yoksunluk semptonlarına sebep olabilir. Aman! En az bir hafta öncesinde yavaştan asidik yiyecek ve içeceklerin alımını durdurmak ve bedene adapte olma zamanını tanımak en şahanesidir.


    Son olarak, detoksun amacı kilo vermek değildir. Müthiş sağlık, gençlik, yenilenme ve hayat enerjisidir gerçek hedef. Muazzam beden şekli, o ulaşılan sağlık ve gençlikle kendiliğinden gelir.








    24 Mayıs 2014 Cumartesi

    İNCECİK olmanın 11 ALTIN kuralı!




    Ah be ablacım (yukarıdaki hatuna söylüyorum), pek haklısın! "Ne gerek, Yaz Geliyor paniklerine! Tüm yılı, Yaz Sezonuna çevir, sağlıkla kendine!" diyorsun, da, ruh sağlığımız gitti, bedeni düşünen mi var!!! Neyse...


    Ama bu SON! Yetti artık! Şu MUTLU olacağım bedene kavuşayım! Hem de, ömürlük olsun!


    Bu da, SON kilo takvimim olsun!







    Ve aslında, İNCECİK olmanın yolu, o kadar basit ki:
    1. O "10 Gerçek"'i asla aklından çıkarma! Detaylar için tıkla!
    2. BeslenBolca ve Sağlıkla!:
      1. Pembe GI'lardan şaşma! Detaylar için tıkla!
      2. Sağlıklı Proteinleri unutma! Detaylar için tıkla!
      3. Zeytinler, Zeytinyağı ve Balık Yağısız asla kalma! Detaylar için tıkla!
      4. D Vitamini'ni arttıran hallere gir! Detaylar için tıkla!
      5. Serotonin'i her daim yüksek tut! Detaylar için tıkla!
      6. Meyve'yi aç karnına ve en geç 14:00'e kadar lüplet!
    3. İncelik, Akşam Yemeği'nin saatinde! Detaylar için tıkla!
    4. Su Hayattır! Detaylar için tıkla!
    5. Sakın ola nefessiz kalma! Detaylar için tıkla
    6. Egzersizi abartma! Detaylar için tıkla!
    7. Hareketin en etkilisi, sabah sabah yapılandır! Detaylar için tıkla!
    8. Ve en şahanesi Yogaİncelten Yoga için tıkla!
    9. Yürü! Her fırsatta! Günde toplamda 10,000 adım ala! Detaylar için tıkla!
    10. Uyku, kilit nokta! Onsuz, sakın güne başlama! Detaylar için tıkla!
    11. Bakımları da hafife alma! İnceltici bakımlar için tıkla!









    20 Nisan 2014 Pazar

    Kadın Vücudu ve Yağ Oranı

    İnsan vücudu için sağlıklı yağlar elzemdir. Metabolik süreç için çok önemlidir. Hayati organlar, hücreler ve hormonlar için yapı taşlarıdır. 

    Sağlıklı yağları, beslenmesinden eksik edenin aklına, ettirenin de niyetine şaşarım.





    Geçtim sağlıklı yağların, saçma sapan yaşam tarzı yüzünden vücudumuza depoladığımız fazla yağları eriten oluşunu, da, "Vücudumdan tüm yağlar yok olsun!" türü hedefleri duyunca çılgına dönüyorum! Tamam, evet, asıl hedef, fazla yağlardan sonsuza dek kurtulmak. Ancak, yetersiz oranda vücut yağı da, sağlığımızı, yok eksik söyledim, yaşamımızı, fazlası kadar tehdit eder.

    Bir kerem, "Mutluluğun formülü "Yağ"'da gizli!" yazımda (tıkla) belirttiğim üzere, beynin %60'ı yağdır! Kimse kusura bakmasın da, ben o beyin fonksiyonlarımın sağlığıyla hayatta oynamam. En çok, bana o lazım!

    Yağ, karbonhidrattan daha yoğun bir enerji kaynağıdır! "Aman enerjim düştü, bir şeker atayım ağzıma, bir ekmek yiyeyim, yok yok, makarna ve pilava vereyim kendimi!" diyenlere şiddetle duyrulur.

    Sonracığıma... Hayatsal değerdeki A, D, E, K vitaminleri, yağsız vücutta emilinemez!

    Yetersiz vücut yağ oranı, hormonal dengeyi bozar, ki bu, en çok biz kadınlar için önemlidir! 

    Bizi kadın yapan ve bize o muhteşem vücut şeklimizi veren, östrojen hormonu, vücut yağ hücreleri tarafından üretilir. Fazla yağ oranı da, yetersiz yağ oranı da östrojen dengesini bozar. Östrojen, doğurganlık, sağlıklı menstrual döngü ve genlerimiz için hayati önem taşıması yanı sıra, sağlıklı kolesterol seviyesi ve sağlıklı kemik formasyonu için de elzemdir.

    Bu fitness hocalarının çoğunun erkek oluşundan olsa gerek, kadın vücudunun işleyişini anlamadan verdikleri egzersiz ve beslenme programları, sıfır sağlıklı yağ ve full kas yapmaktan ibaret. Ha onlar gibi olmak isteyenleri bilmem de, benim bir erkeğe dönüşesim hiç yok!!!






    "Aman Bikini, boş ver sağlığı, zayıf olalım da!" tavırlarındaki genç kızlarımıza da -malum, anca, yaş ilerledikçe sağlığın ve gençlik enerjisinin gözünün içine bakılır olunuyor- hemen şunu ekleyeyim: En çekici kadın vücut ölçüsüne (WHR: 0,70) dengeli östrojen sayesinde ulaşılıyor! ;-) (Detaylar için "Bedeni Ölçüp Biçmenin Dayanılmaz Hafifliği" yazıma buradan zıpla!).



    İşte Kadın Vücudu Yağ Oranı Tablosu:




    Bazı sağlık merkezleri vücut yağ oranını, testler ile ölçüyorlar. Yağ oranını ölçen tartılar, bence gayet pratik. Bunun dışında, boy, kilo, boyun, bel ve basen çevresi ölçümleri ve günlük hayattaki aktif olma derecesi ile şuradaki (tıkla) siteden de kolayca vücut yağ oranı hesaplanabiliyor.

    Kadın (female) tercihini işaretlemeyi unutmayın! ;-)




    23 Mart 2014 Pazar

    Mutluluğun formülü "Yağ"'da gizli!

    Patrick Holford "İyi Hisset" kitabında:

    "Geçmişten öğrenilecek çok şey var. Bir örneği, Afrika kıyılarında bulunan en erken insan iskeletleriyle, daha iç kesimlerinde bulunanlar daha fazla dişe sahiptir; öyle görünüyor ki, iç kesimlerde yaşayan kırmızı et yiyenler, balık yiyen sahil sakinlerine göre, birbirlerinin kafasına daha fazla vuruyorlardı. Aynı prensip bugün için de geçerlidir. Kulağa tuhaf gelebilir ama, bir ülkedeki cinayet oranı ile depresyon ve intihar oranını deniz ürünleri tüketimini öğrenerek tahmin edebilirsiniz.

    ...

    Yunanistan'daki yaşlı insanlar (hani benim şurada "National Geographic'in belirlediği dünyanın en uzun ömürlü insanlarının yaşadığı Mavi Bölge" yazımdakiler) arasında yapılan bir çalışma, her bir balık porsiyonunun depresif olma ihtimalini yarıya düşürdüğünü ortaya koymuştur. 
    ...
    Balık ya da balık yağı eksikliği, hırçınlık ve saldırganlığın artışına sebeptir."





    Şu 3 tarafı denizle çevrili, adalar dahil 8333 km'lik kıyı şeridine sahip, güzelim memleketimde, bazılarının hiç balık tüketmediği kesindir!!!

    Zati, Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye'de balık tüketimi, önerilen miktarların oldukça altında.

    Türkiye'de kişi başına balık tüketimi yılda 8 kilogram iken, dünyada ortalama 16 kilogram, Avrupa Birliği'nde ise 22 kilogram.
    Haftada en az 3 kez (450gr.) balık tüketmemiz önerildiği düşünülürse...



    Beslenme uzmanı Patrick ağabeyimiz önemli bir detay ekler:
    "Keten tohumu ve kabak çekirdeği gibi bitkilerden alfa-linoleik asit denilen bir Omega 3 yağı tipi alabilmenize rağmen, en etkili Omega 3 yağı önce DPA sonrasında DHA'ya dönüşen EPA'dır. Ve YAĞLI balıklarda bulunuyor. Bu "3 silahşörler" kanda yükseldikçe Serotonin düzeyi de yükseliyor. Hatta sadece Serotonin'in etkisini arttırmakla kalmıyor, Serotonin inşa eden fabrika gibi çalışıyor."

    Hemencecik, bakalım bakalım En İyi Balık'lar hangileri:
    • Taze somon
    • Taze uskumru
    • Ringa
    • Çiroz
    • Havyar
    • İstiridye

    Oldu canım, mümkünse görüşmeyelim. Yahu, havyarlı kahvaltılar, her daim taze somon fümeli, kaparili, salataları bulduk da biz mi yemedik!

    Allah'tan, EPA tedarik eden kaliteli balık yağı kapsüllerinin, Patrick'in uzunca listeli deneylere verdiği bölümün sonucu olarak, yararları kanıtlanmış. ;-)






    Hatta FAYDALI YAN ETKİLERİNİ de şöyle sıralamış:
    1. Enflamasyonu azaltır. (Bikini'nin Notu: Alkali olma durum hali, gençlik, sağlık ve uzun yaşama sebebi. Ve dolayısı ile elbette zayıflama ve incelme desteği.)
    2. Kalp hastalığı riskini azaltır. (Bikini'nin Notu: Sevgi kaynağı diyesim var.)
    3. Esnek ve ipeksi cilt sağlar. (Bikini'nin Notu: OMG!)
    4. Daha iyi bir konsantrasyon sağlar. (Bikini'nin Notu: Malum, beynimizin %60'ı yağdan oluşur.)
    5. Daha az endişe ve hırçınlık sağlar. (Bikini'nin Notu: Evet, bunu yeni öğrendik.)
    6. Adet öncesi gerginliği ve acıyı azaltır. (Bikini'nin Notu: Ollleyyyyyyy.)








    Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...