15 Temmuz 2014 Salı

"12 günde Bikini'li Tatile Hazırım!" Gün 1


Kilo: 55,6
Bel: 68

Bu kilo dünden bugüne nasıl 0,2 arttı diye sorayım istersen Bikini sana! Gece gece, ev ahalisinin Çerezza'sına saldırırsan, olacağı bu! :-)

Olsun, hallederiz! ;-)

Sabah, uyanır uyanmaz, dev bardak limonlu su eşliğinde Acetyl-L-Carnitine alpha-Lipoic Acid, Triple Strenght Fish Oil +Resveratrol ve HSN formula ile afyon patlatmaca.

Ardından, "2 haftada DÜZ bir KARIN ve İNCE bir BEL!"'deki 3 turlu Sabah Yogası.

Diş fırçalarken türlü bacak hareketleri.

Doğal at kılı fırçalı, Dr. Murad Sıkılaştırıcı'lı vücut bakımları, ve işe koyuluş.

Trafikte, haber kanalları yerine, eğlenceli müziklerle varılır Ofise.

09:00 2 Muz

12:15 Et Sote, bolca zeytinyağı gezdirilmiş yeşillik yoğun salata ve kısır




İş yoğunluğundan yürüyüşe bile çıkamadım. Sonra bir kaptırmışım ki kendimi, çoktan 18:00'i geçmiş ve trafik almış başını gitmiş. Çıksam, daha çok stres. Biraz daha kalayım, şu mailleri bitireyim. İşte bana da fırsat; bu ara, sinir olduğum bir kendini pek bilmiş bir ekip arkadaşımız var: Serkan. Ona bir kaç mail atayım, işine iş yükleyen! He heeee, intikam budur! Ki ki kiiiiii...

Migros'a da uğrayıp, eve gelmem oldu 21:30.

Üstümdekileri atıp, koltuğa atasım var kendimi veeeee ta taaaaaaaaaaaaaaa... O yoga matını boşuna salonun ta ortasına koymadım. :-D

Ha koltuğa atmışım kendimi, ha mata, Plank'a! Hooooppp, 45 saniyeciklik için kendimi bıraktım da ne göreyim, olmuş 1:30 dakika!




Ardından peşi sıra:
  • 30 saniye Down Dog


  • ve 30 saniye Up Dog


  • ve de 30 saniye Child's Pose ile dinlenmece


  • Tekrar Plank'tan, bu sefer Side Plank'a geçmeyle ulaştım sahile, 30 saniye


  • Kaptırdım gidiyorum, varyasyonlarla.. Ohhhh müthiş.

  • Plank geçişiyle bir de diğer tarafaaaaa...
  • Bitiminde, Down Dog, Up Dog, Cild's Pose'lu dinleniş.

Palmolive Thermal Spa Mineral Massage eşliğinde şahane bir duş!

Gelsin Clarins bakımlar...

Biraz da Can arkadaşımla balkon keyfi: O Jacky, ben %100 malt. Fonda, Linda Hermes "Bonjour Filou".






Adımlar, 4,436 sadece... Bugünlük böyle.. ;-)

Ohhh o kadar şahane hissediyorum ki.. <3 <3 <3

Bir de gece rüyama girsin diye, Sahilde Yapılacaklar Listemden #38 seçeyim kendime... ;-)








13 Temmuz 2014 Pazar

Yeniden "Bikini" oluyorum! ;-) Olmayanı da dövüyorum! :-)


Yaaaaa! Ne de şahane gidiyormuşum amaaaa yaaaaaa! :-(
3 Mayıs 2014 sabahını tekrar tekrar bir okuyayım: "Sahil! Duy Beni! Sana Geliyorum!". Bütün gün Mutluluk Dansı etmiştim. Bir ara göbek bile attım vallahi! Ohhhh yandannnn... :-))))

Şu başıma gelenler olmayaydı, yemin ki Miranda Kerr bel'indeydim şimdi, de ne etcen?!

Neyse. Zati mükemmellik peşinde değiliz! (Yani!? Belki! :-))))
Geçen yazdan daha iyi olayım da, şimdilik, o bana yeter! Zira, "45'lik"'in ağzından çıkacak bir "Ayy biraz kilo almışsın!"'a hiç gelemem! Maazallah, elimden bir kaza çıkar, bayram da bayramlıktan! 
Aman!






Rekoru, "2 haftada DÜZ bir KARIN ve İNCE bir BEL!" programım ile kırmışım!

Beslenme Programım, ana hatlarıyla aynısı olsun!

Yalnız, kahvaltıyı, "10 günlük SÜPER HIZLI ve MÜTHİŞ SAĞLIKLI Zayıflama Programı" ve "Yeni Yıl'a 10 kala, EN HIZLIsından ZAYIFLAMA Programı"'da olduğu gibi yeniden 2 olgunlaşmamış muz ile yapsam daha şahane olacak. Enerjiye ihtiyacım var.

Uyanır uyanmaz Limonlu Su da atlanmamalı! Akşamdan mutfak masasına, sıkacağı ve yıkanmış limonu hazır ediver! Başka işin ne?! ;-)

Yatmadan önce Elma Sirkeli Su da dehşet mühim!

"Akşam üstü atıştırması Candır!" tecrübesinden hareketle, işten çıkmadan mutlak ve mutlak, akşam atıştırması niteliğindeki akşam yemeği yenmeli! Öyle son saniyeye kadar "iş yetiştireceğim"'e kapılıp gitmek yok! Telefonun alarmını mı kurarsın, ne yaparsın bilmem, o 17:00 öncesi akşam yemeği ye-ne-cek!

En fenası, şu ara "Aktif Yaşam Candır!" ve "Her daim Aktifim!" 'lerden pek uzaklaşmış oluşum!

Canım Bikinim! Her halini anlıyorum da, şu işten eve dönünce "Aman çok yoruldum, öldüm, bittim!" hallerini anlamıyorum. Hiç kusura bakma! Bir bana söyle bakayım, ofis çalışanı olarak, tüm gün masa, daha doğrusu Notebook, başında, nasıl oluyor da yorulmuş oluyorsun? Öğle yemeğinden sonra yaptığın yürüyüş dahil, attığın adım anca 3,500 olabiliyor! 9 saat boyunca çalışsa çalışsa, bir parmakların, bir de çenen çalışıyor! Bedenen yorgun olmana imkan yok arkadaş! O seninki sadece bir beyin yorgunluğu, ki, aksine bedeni hareket ettirerek dinlenecek olan! ;-)

Velhasıl, anlaşılan Plank şahane işe yarıyor! E tabi; "Bir kaç saniye öylece durucam! Ne var ki bunda?" ile koyuluveriyorsun işe! Durdukça, bir kendine gelmedir, bir farkındalıktır, bir beden ve zihin arasında kurulan bağdır! Sonracığıma, "Oyyy, canım çekti, ben daha da bir yapayım ne varsa!" -dır!

Hemen #BikiniylePlankYapıyorum , da nerden başlamalı? Malum sadece 12 gün kaldı? 7. günden başlayayım! ;-)






Üşenmeyecek olduğun bir diğer konu da, İncelten Bakımlar! Gözünü seveyim! 2 dakikanı almaz yani!

Son olarak ve de pek mühim, en önemli konu: her daim mutlu olmak! 10 Nisan 2013: "İlk Gün Raporu (12 Nisan  daim 2013): Mutluluk Zayıflatıyor! ;)" gerçek! Dolayısı ile, bolca "La la la la la na na na"'ya vermeler ve "MUTLULUK DANSIdır YAŞAMAK! ;-)"'lı gün boyu dans etmelere vermek lazım gelir kendimizi!

E ben kaçar! "12 günde Bikini'li Tatile Hazırım!" İncelme Programı da başlar!







10 Temmuz 2014 Perşembe

Nokta!!!


Tamam, buyurun, konunun en uzmanı doktoruna da gittik! Sonuç: "Geriye dönüşü olmayan erken menopoz!"

Yok, Prof. Dr.'a kızmıyorum.  Annem ve Can'a daraldım ("-cim"'siz hitap ettiğime göre bayağı bir gelmişler bana!)! Tamam, kolay değil, uzman azığından, doğrudan ilk defa duydular! Algılamaya ve hazmetmeye çalışıyorlar! Ümitleri yerle bir oldu! Şoktalar!

Üstüne Engin Hoca döktürünce, erken menopozun bana edebileceklerini, endişe krizlerine girdiler!

Evet, ben farkındayım. Hepsini araştırdım. Biliyorum. Osteoporoz ciddi bir olasılık, ki, tipim itibari ile de daha da yatkınmışım (ne demekse?!). Erken yaşlanma, Alzheimer, kalp krizi.. Hormon tedavisi mutlak! De, anneden dolayı meme kanseri riski üst düzeyde.. Orası işleri biraz karıştırıyor!

Zaten kafam allak bullak! Bir de herkeslerden "Şöyle yapmalısın! Böyle yapmalısın!" 

Herkesler benden panik! Dikte eder durumda: "Şunu yemelisin, şöyle yürümelisin!"

"Kalsiyum yoğun beslenmelisin!"! 
"D vitamini asıl konu, onsuz Kalsiyum hiç bir işe yaramaz!" diye kafa göz dalasım var da, neyse!

Yemin ederim şişşştiiimmm!!!

"Yahu bir durun! Beni bana bir bırakın!" diyeceğim de, halim yok!

Her neyse.. Bir de evime varabilsem şu İstanbul trafiğinde. Nerdeeee? Amcamın tekinin kafası atmış, "intihar edeceğim" diye 2. köprüye çıkmış! Trafik bir gram ilerlemiyor! Ulaşsam, amcama iki çift lafım olacak! Ya da uzunca anlatacağım kendimi: "Bak arkadaş, her şeyler tepemde, ben bile çıkmıyorum! Haydi gülüm güzel güzel evine!"

Derken, sen arkamdan bir TIR, daaaaaannn diye arabama bir koy!!! Benim araba mini zati! Yetmedi, bir daha koydu hayvan! 

Bu gibi durumlarda, pek sakin ve şahanesiyle sağ duyulu olan ben; el frenini çektim, telefonlarımı ve çantamı aldım, anahtarı kontaktan çıkardım, indim, arabayı kitledim.. Ama sonrasında, "TIR şoförüne daldım" diyeceğim de.. Adam daha farkında değil olayın, 3 kat apartman yüksekliğindeki şoför katına haykırıyorum, sesimi iğrenç trafikten zaten duyan yok, amcam "Ne oldu?" diye indi, iyi mi?!!! Amcam, abim, her ne haltsa, "Biz oralardan, aşağıları göremiyoruz! Kör nokta!" diyor bana sakin sakin! "Sen önüme kırmışsındır!"! "Ya hacı bir git! Önde gidiyorum zaten! Ne kırması?"! Farında benim farımdan bir parça buldum da sustu! Polisi aradım, "sağ olsun" "telefonda" şahanesiyle ilgilendi. Tutanak tutacakmışız, bir de karşılıklı ehliyettir, ruhsattır, fotokopisini alacakmışız! FOTOKOPİ??? "2. köprünün gişelerine varmadan Geniş Araçlar ayırımının başındayız!" diyerekten, hani "nereden bulacağım ben fotokopiciyi, yahu kırtasıyeci kalmadı ki zati memlekette" hesabı, yer durum mahalimi tekrarlıyorum.. "Telefonla fotoğrafını çeksem olmaz mı?" çıktı ağzımdan.. Dedim ya, bazen ben bile sakinliğime şaşırıyorum!

Fotoğrafları çektik, "herkes yoluna" diiicem, trafik sebebiyle bir yarım saat daha arkalı önlü ilerledik. Köprüyü geçerken, intihar edecek amcam ve onca polis hala orada! Haberlerde duymadığımıza göre, benim ona diyeceğimi duydu zağar! ;-)

Velhasıl, iyi geldi bana bu "her daim 2. köprüde olabilecek" kaza!

Ve, ohhh toparladım kendimi! 

Şimdi! Kulaklarımı kapıyorum! Kimseleri dinlemiyorum!

Benim bu ara, hiç olmadığı kadar "Bikini" olmaya ihtiyacım var! 

Çekilin yolumdan!

Nokta!








8 Temmuz 2014 Salı

Ateşler Bastı!


Allah'ım neydi o Perşembe gününden beri çektiklerim! İçten içten yanıyorum evet de, insanın kendini buzların içine atası gelir mi? Ki ben?! 40 yıldır, yazın bile hırkasız çıkmayan, rahatsızlık derecesinde üşüme problemi yaşayan ben! Ve nasıl yorgunum! Adım atmayı bırak, parmağımı kımıldatmaya zorlanıyorum! Kılcal damarlarımdan elektrik veriyor sanki biri, hepsi çekiliyor mu, sızlıyor mu, titriyor mu, ne oluyor anlamadım gitti! Çok fenayım!

Ve sonra haykırmalı başlayan ağlama krizi... En son, sinemada seyretmeye cesaret edemediğim ama televizyonda verilince de kaptırdığım "Babam ve Oğlum"'da böyle olmuştum; tuttum, tuttum, tuttum da, kendimi, kopuş o kopuş...

Soğan kürü falan görmedi gözüm. Cuma işe nasıl gittim, nasıl döndüm, bilmiyorum. Cumartesi sabahı, vücudun şişkinliği yetmemiş, artık yüze, gözlere, buruna vurmuş haldeyim. Tamam bacakların şişmesi, ayakların patates olmasını anlıyorum da, dudaklar bile şişer mi yaw?! Aynaya baktım ki, o ben, ben değilim. Korkasım var da, bitkinlikten irkilesi halim bile yok! Zor nefes alıyor haldeyim! Şifa niyetiyle soğan kürüne sarıldım! Yapabildiğimce yoga yaptım! Güç falan hiçbiri kalmamış, plank'ta saniyeleri saydım! Ardından ılık bir duş ve baygın bir yatış! Bütün gece "Ahh"'lamışım!

Pazar sabahı erkenden uyandım! Uyuduğum söylenemez zaten ama, hafifçe de bir rahatlama hissettim! Oyyy, bir de ne göreyim, döngülenmişim! Allahımmmmmm, o nasıl mutluluktur! Nasıl anlatılır da bilemedim!

Bugün, hala çok bitkinim! Ne olacak? Nasıl olacak, hiç bilmiyorum! Ama şükrediyorum! Ve Allah'a emanet ediyorum kendimi, sağlığım için elimden ne geliyorsa sonuna kadar yaparak...






1 Temmuz 2014 Salı

Tatile gidiyorum İnce Bel'li ;-)


Paniklerdesin tabi! Aklın neredeydi hacııııı????!

Yok, bu cocktail'lerde neden her şey un üzerinden servis edilirmişmiş?! Yok mini sandviçler, yok wrap'ler, poğaçalar, börekler?! Tatlılar, toptan hamur üzerine bezenmişmiş?! Ama arkadaş, o nasıl bezenmedir öyle ya?! Bir de burnunun dibine soka soka "al beni"'li tepsilerde dolaştırılmıyorlar mı? Zati, iş konuşuyorsun, bunalmışsın, kaçasın var! "Almaz mısınız?"'la başka dünyaya geçesin geliyor! Şuraya da yazıyorum, feriştahı gelse, "hayır" diyemez, cocktail durum vaziyetine!

Tamam da şeker, toplantılar yemekler bitti, sonrasındakiler neydi öyle acep?! Ama yok Bikinim, senin suçun yok! O Zehirli GI'lar varya, öyle sinsidir ki, sen farketmeden esir alır seni! Midene bir karıştı mı, bırakamıyorsun! Üstüne üstlük yedikçe acıkıyorsun, bir türlü tatmin olmuyorsun, mutsuzluk basıyor, yemin ederim depresyona giriyorsun! 

Eyy devlet, duy sesimi! Tütün ve Alkol'daki uyarıları bu Zehirli GI'lara da istiyorum! Vallahi, çok ciddiyim. Hiç şaka yapmıyorum! Dur, ben bir ara, Sağlık Bakanlığı'na bir mektup yazayım. ;-)

Mektup demişken, Turkcell'e yazdığım "Önerim Var" Mektubumu yenilesem iyi olur. "Şu an için isteğinizi karşılayamıyoruz" dedilerdi geçen sene. Belki şimdi bir hal çare bulurlar derdime! :-)

Panikten düştü senin bu çenen! Geç artık, ne yapmalı ne etmeli'ye!


Şimdi, durum şu: 56 kilo ve 69 cm bel.

Kilo kolay. Henüz üzerime yapışmadı. Bir günde kendini toparlar!
Ancak, şu bel bölgesi biraz zorlayacağa benziyor! Özel durum itibari ile toparlandı biraz kendileri! Ve her ne yiyorsam, sarılıp kalıyor bel bölgeme! İtiyorum gitmiyor, kovuyorum yok! Bir de içten içten şişkinlikler basıyor bazen! Neyse olacak artık bunlar! 

Bak ben sana bir şey diyeyim: Bu bel işini halletmeden, ilerleyemiyorsun hayatta. Kafa hep orada! Eyvallah, çok büyük adımlar attın! Çok büyük işler başardın! Hayatında 60 cm'li beller hiç görmedin! Ama artık, bu tutsaklıktan tamamen kurtulmak zorundasın! Özgürlük seni bekler!





Hedef belirlemeli önce! 10 günde 3 cm belden incelebildiğin tecrübeler ile kanıtlı! Bir 10 gün daha devam etsen, bir 3 cm daha gider sanki! Tatile 25 gün varsa, 1 cm de son 5 günde! 62 cm hedeftir yani! Hayali kurulası, akla mantığa da uyanımsı! 

Uçtuk mu ki biraz?! E uçsan iyi olur zati, Cancağızım Bikini!






O halde yeni rekor hazır:







Kilo takvimi de yapayım:








"Anti-Aging etkili Zayıflama Programı"'na en cillobundan Yoga Programı ekleyeyim. Hatta Yoga ile kalkıp, Yoga ile yatayım!



"Günaydın" Yoga:





"Evim Evim, Güzel Evim'e Hoşgeldim" Yoga:





Ardına da, "Love Handle'lara Veda" Yoga: (Pardon da Yanlarını seven var mı? I love NO-handles!)






Ve müthiş bir "Core Yapıyorum" Yoga:





Şu İncelten Güzellik Uykusu'ndan tam tamına faydalanmak için de yapayım, "İyi Geceler, Tatlı Rüyalar" Yoga:







Arada da adımlarını attın mı? Tamamdır bu iş! Haftalık check list'li tablomu yapayım:





Biraz çok mu geldi gözüne? Aşkım, kuzum! 365 günden sadece 25 günü HAYALİNE adayacaksın! Sence değmez mi?! ;-)







Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...