Yaw, yeni yıla girmişiz, haberim yok, iyi mi?! Son bir kaç aydır bu nasıl yoğunluksa, bırak tarihi, kendimin bile farkında değilim!
Hele inzivadan sonra...
Her şeyden uzak, doğada, ait olduğun yerde kendinle baş başa, koşturmadan bir şeylere, yetişmek zorunda olmadan, öylece, anda, huzurda...
Alışamadım, daha doğrusu, katlanmakta zorlandım: 40 işi aynı anda yapmaya, hepsini bugüne yetiştirmeye çalışmalara, her gün trafikte tıkanıp kalmalara...
Yoga bile yapamaz, meditasyona oturamaz oldum. Kendime zaman ayıramadıkça da, gerildikçe gerildim. Yedikçe yedim. Tam "DURDURUUUUUN, İNECEK VAAAAAR!" diye haykıracaktım ki, bayılacak gibi oldum, yığıldım kaldım masama sandalyeme. Havalarda uçuşan grip salgınına, artık, karşı koyamadı bu yorgun beden.
2 gündür kalkmadan yattım. Uyumuşum mışıl mışıl.
Zihnimmiş aslında dinlenmek isteyen... Nasıl iyi geldi, anlatamam.
Gözümü biraz açar hale gelince Instagram'a sarıldım hemen; Wanderlust bana sesleniyor resmen: "Yeni yıl kararlarını almak için henüz geç değil. Ve bu yıl, kendini, kendini daha çok sevmeye adasan, nasıl olur?"
Uyumamak...
Bütün hırçınlığını yemek ve içmekten çıkarmak...
Zihin sürekli çalışırken, bedeni put gibi masa başında tutmak...
Bunların hiç biri kendine sevgi gösterisi olmasa gerek.
Seven insan; kendine uykular hediye etmez mi? Yemek yemeyi, bedeni kutsal bir enerji ile beslemek olarak görmez mi? 2,6 milyon yıllık tarihinde, yürümek için ayaklandığını hatırlamaz mı?
Bütün mesele, tüm bu gerçeklerin FARKINDA olmak!
O yüzden, ilk 2016 kararım: Her gün meditasyon yapmak.
Elbette ki, hemen ardına, her gün yogayı da ekliyorum. E bir Yoga Hocası olarak, artık yoga da yapıyor olmak lazım, değil mi? :-P (Evet ben Yoga Hocası oldum! Lay lay laaayyy...)
Bir de her güne yürümek ekledik miydi?! Yeme de yanında yat!
...Yeme gülüm zati, yeme!!! Yiye yiye...
Sabah tartıldın tam tamına 69.9 kilo çekiyorsun! YUHHH!!! MAŞŞALLAHHH!!! Göbek balkonlardan taşıyor, toto kapılardan geçmiyor! Hayır derdin ne anlamadım ki?! Neyin ispatındasın?!!! Eeeeh, sıkıldım da senin bu kendini menopoza bırakma hallerinden!!! YETER! Kendine gel! Bu sana ait olmayan 20 kilo fazlalığı atıyorsun üstünden; hem de hemen; bahar gelmeden!!!
Heh şöyle!!! Karar dediğin de budur zaten!!!
Şimdi devam edebilirsin!
O zaman hemen bir challenge bulunsun! Ahanda buldum! Tam da bu Meditasyon, Yoga ve Yürüyüş alışkanlıklarını hayatıma yeniden kazandıracak cinsten: #runyogameditate
Olay şu; o gün için tabloda yer alanı minimumda yapıyorsun. İlk gün, benim için bu yarın, 15 dakikalık yürüyüş, olmazsa olmaz. Ben buna 10 dakika meditasyon ve 15 dakika yoga da eklemeyi planlıyorum. ;-)
Bu yıl Fotoğrafçılık öğrenmek istiyorum. Şöyle bir Canon EOS DSLR'm olsun, doğaya çıkayım, her şeyleri fotoğraflayayım istiyorum. Doğada olmak ve güzelliklerini herkesler ile paylaşmak istiyorum.
Instagram yeme günlüğümü açtığımdan beri, fotoğraf çekmenin müthiş bir farkındalık yarattığını öğrendim. Hani o bakmak ile görmek arasındaki çizgi var ya; fotoğraf çekmek bana müthiş bir görebilme yetisi veriyor. Mesela, ağzına tıkıştırmadan önce yiyecekleri, bir duruyorsun, onlara bakıyorsun ve görüyorsun. Belki, daha sağlıklıları ile değiştirmeye karar veriyorsun, ve belki de, o güzel tabağı bulduğuna şükrediyor, içindekileri sana getiren herkese, her şeye teşekkür ediyorsun.
Belki bir gün, yemek fotoğrafçılığını da öğrenirim. Kitabımın sonuna ekleyecek olduğum "Bikini Tarifleri"'nin fotoğraflarını da bizzat kendim çekerim. :-P
Yine bu yıl, hep hep, çok çok okumak istiyorum. Bir de, 2000'ni aştığını düşündüğüm kitaplığımın envanterini oluşturmak, listesini çıkarmak ve her bir kitap yorumumu da goodreads hesabıma eklemek istiyorum. Ha bir de, gerçek bir kütüphane yaratmanın zamanı geldi de geçiyor bile. Çoğu yerlerde ve üst üste.
Kitap demişken, bu sene, hep aklımda tutmaya çalışacak olduğum, hatta "en iyisi mi, ezberleyeyim" dediğim, en sevdiğim, en tatlı, en kız gibi, günümüz filozofu, Nil Karaibrahimgil'in, Hürriyet Kelebek yazılarını topladığı, 2. kitabının ilk yazısı var: "Gençliğime Sevgilerimle".
Nil'in yeni yıl hediyesi Youtube versiyonunu teşekkürlerle kabul ediyor; geçen yıl, erken menopozdan olsa gerek, oluşan yaşlılık hissiyatını, 2016'da yeniden gençlik için, burada paylaşıyorum.
Zaman makinesi olsaydı ve kendi gençliğime, mesela 17 yaşıma, dönseydim,
kendime şunları söylerdim:
En önemli şey aşk. Onu doya doya yaşa bu
bir.
Ne yapmayı sevdiğini bul ve sonra o sevdiğin şeyi yapabiliyor musun ona bak. Yapamıyorsan, boşuna enerjini tüketme, yapabilenler yapsın. Yapıyorsan, dünyanın en şanslı insanlarından birisin, dilini ısır, kimseye söyleme.
Sevdiğin insanlar bul. İşlerini onlarla yapmanın yollarına bak. Hayat 'yap et çalış başar'la geçiyor ve bu maraton çok sevdiklerinle geçerse, iş yapmamış, sürekli aşk yapmış olursun.
Birkaç kişinin elini sıkı sıkı tut. Onların dertleriyle dertlen, mutluluklarıyla uç, dediklerine kulak ver. Onları kaybetme. Her şey değiştiğinde, senin en orijinal halini bilip sevenlere ihtiyacın olacak.
Kendini onunla bununla karşılaştırma. Başkalarının kriterlerine göre seçim yapma. O zaman başkalarının gideceği yerlere gidersin. Oralarda ne işin var? Senin yolun başka. Yokuşların başka.
'Konu komşu ne der' diye dinleme. Komşu senin hayatın hakkında topu topu 15 dakika konuşacak. Sense ölene dek, onu yaşayacaksın.
Hareket et. Her gün hareket etmeyi alışkanlık haline getir. Bir spora kafayı tak. Dansa kafayı tak. Satranca kafayı tak. Kafayı taktıkların ileride yaldız olup üzerine yağacak.
Her gün oku. Her şeyi oku. Ağaç olmak nasıldır, Van Gogh olmak nasıldır, İkinci Dünya Savaşı'na katılmış olmak nasıldır? Öğren. Bir gün hepsi, bir yapboz gibi, birleşip sana inanılmaz gerçekleri gösterecek.
Kızlar zekadan, çalışıp başarandan ve espriden hoşlanır. Erkekler güzellikten, edadan ve huzurdan hoşlanır.
Hayat alışkanlıklarla yürüyor. Bir şeyi iyi yapmak istiyorsan hemen alışkanlık haline getir. Alışkanlıksa tekrarla oluyor. Beyin böyle programlanıyor. Bir şeyi sürekli yaparsan, başka şeyi düşünmüyor, onu hep öyle yapıyor. O yüzden alışkanlıklarına çok dikkat et. Neyi alışkanlık yaparsan, hayatın ondan oluşacak unutma.
Erken kalkmak kulağa berbat geliyor biliyorum ama 'erken kalkan yol alır' hayatımda duyduğum en doğru şey. Bazen saat 8:30'da üç şey bitirmiş oluyorsun ve inanamıyorsun zamanın göreceliğine.
Dedikodu yapma. Dedikodu nasıl bir şey biliyor musun... Böyle evinin içine çöp boşaltmışsın gibi. Ağzını, içini, evini kokutuyor. Rahatlatır sanıyorsun ama pisletiyor insanı. Gül geç. Hem dedikodu yapanların başına mutlaka, ayıpladıkları, beğenmedikleri, çekiştirip durdukları şey gelir, unutma. Hayatın mizah anlayışı böyle.
Kızlar! Güzel mi güzel bir kadın olduğunuzda, kendi atınız olsun. Kendi paranızı kendiniz kazanın, onu şakır şakır harcayın. Böylece ayrılıklarla, boşanmalarla attan inip eşeğe binmezsiniz. Atınızı kimse altınızdan alamaz. Dörtnala başka yere gidebilirsiniz.
Erkekler! Yakışıklı mı yakışıklı bir erkek olduğunuzda, kadınlara, çocuklara ve hatta birbirinize asla el kaldırmayın. O güç güç değil. Kaba kuvvet o. Korkudan kaynaklanır. Kaybetme korkusundan. Ve kimseyi avucunuzda sıkarak elinizde tutamazsınız. Tam tersi, avucu apaçık tutacaksınız.
Kendinden başka kimseyi suçlama. Suçlamak, nasıl diyeyim, zehirli bir duygu. İnsanı frenler. İnsanı kurban psikolojisine sokar. Atıl bırakır. Hatta şimdiden duvara 'kendimi suçlu hissetmiyorum' yaz. Çok faydasını göreceksin.
Ceplerden, bilgisayarlardan, televizyonlardan uzak 1 saat ayır kendine. Kendinle sosyalleş. Yoksa unutursun nasıl biri olduğunu. Hayatın sana başkaları tarafından yansıtılmayan bir aslı var. Onu dinle, deniz kabuğu dinler gibi. Yalnızlığını kimseye verme.
Yalnızlığın hariç her şeyi paylaş. Çünkü reklamda dediği gibi, 'hayat paylaşınca güzel'.
Her gün şükret. Teşekkürü dualarından asla eksik etme. Teşekkür kadar insana iyi gelen şey yoktur. Bir şey istemekten, dilemekten bile iyidir. Sıcacık yapar ruhunu.'Bendeki bana yeter, hatta artar bile' dünyanın en güzel felsefesidir.
Birinden bir şey isteme. Onun yerine birine bir şey ver. Bak neler olacak seyret sonra.
Karanlık günler olacak. Düşeceksin de. Yaralar da açılacak. O zamanlarda şunu unutma: Tünel bitecek. Kalkacaksın da. Kabuk da bağlayacaksın.
Sevdiklerine bıkıp usanmadan, seni seviyorum, seni çok seviyorum de. Hatta sen ne yaparsan yap, kim olursan ol çok seveceğim de.
Korkmaktan korkma. Ödün bile kopsun. Sonra kapa gözünü bas karanlığına. Belki biri bir taş döşemiştir kim bilir.
Böbürlenme. Kibirlenme. Köpürme.
Abart. Çoğalt. Parlat.
Her gün, bir yazar tarafından hayatının hikayelendirildiğini düşün ve dinle. Böyle bir kahraman olmak ister miydin?
İstiyorsan başarıyorsun. Ne mutlu sana.
Ne yapmayı sevdiğini bul ve sonra o sevdiğin şeyi yapabiliyor musun ona bak. Yapamıyorsan, boşuna enerjini tüketme, yapabilenler yapsın. Yapıyorsan, dünyanın en şanslı insanlarından birisin, dilini ısır, kimseye söyleme.
Sevdiğin insanlar bul. İşlerini onlarla yapmanın yollarına bak. Hayat 'yap et çalış başar'la geçiyor ve bu maraton çok sevdiklerinle geçerse, iş yapmamış, sürekli aşk yapmış olursun.
Birkaç kişinin elini sıkı sıkı tut. Onların dertleriyle dertlen, mutluluklarıyla uç, dediklerine kulak ver. Onları kaybetme. Her şey değiştiğinde, senin en orijinal halini bilip sevenlere ihtiyacın olacak.
Kendini onunla bununla karşılaştırma. Başkalarının kriterlerine göre seçim yapma. O zaman başkalarının gideceği yerlere gidersin. Oralarda ne işin var? Senin yolun başka. Yokuşların başka.
'Konu komşu ne der' diye dinleme. Komşu senin hayatın hakkında topu topu 15 dakika konuşacak. Sense ölene dek, onu yaşayacaksın.
Hareket et. Her gün hareket etmeyi alışkanlık haline getir. Bir spora kafayı tak. Dansa kafayı tak. Satranca kafayı tak. Kafayı taktıkların ileride yaldız olup üzerine yağacak.
Her gün oku. Her şeyi oku. Ağaç olmak nasıldır, Van Gogh olmak nasıldır, İkinci Dünya Savaşı'na katılmış olmak nasıldır? Öğren. Bir gün hepsi, bir yapboz gibi, birleşip sana inanılmaz gerçekleri gösterecek.
Kızlar zekadan, çalışıp başarandan ve espriden hoşlanır. Erkekler güzellikten, edadan ve huzurdan hoşlanır.
Hayat alışkanlıklarla yürüyor. Bir şeyi iyi yapmak istiyorsan hemen alışkanlık haline getir. Alışkanlıksa tekrarla oluyor. Beyin böyle programlanıyor. Bir şeyi sürekli yaparsan, başka şeyi düşünmüyor, onu hep öyle yapıyor. O yüzden alışkanlıklarına çok dikkat et. Neyi alışkanlık yaparsan, hayatın ondan oluşacak unutma.
Erken kalkmak kulağa berbat geliyor biliyorum ama 'erken kalkan yol alır' hayatımda duyduğum en doğru şey. Bazen saat 8:30'da üç şey bitirmiş oluyorsun ve inanamıyorsun zamanın göreceliğine.
Dedikodu yapma. Dedikodu nasıl bir şey biliyor musun... Böyle evinin içine çöp boşaltmışsın gibi. Ağzını, içini, evini kokutuyor. Rahatlatır sanıyorsun ama pisletiyor insanı. Gül geç. Hem dedikodu yapanların başına mutlaka, ayıpladıkları, beğenmedikleri, çekiştirip durdukları şey gelir, unutma. Hayatın mizah anlayışı böyle.
Kızlar! Güzel mi güzel bir kadın olduğunuzda, kendi atınız olsun. Kendi paranızı kendiniz kazanın, onu şakır şakır harcayın. Böylece ayrılıklarla, boşanmalarla attan inip eşeğe binmezsiniz. Atınızı kimse altınızdan alamaz. Dörtnala başka yere gidebilirsiniz.
Erkekler! Yakışıklı mı yakışıklı bir erkek olduğunuzda, kadınlara, çocuklara ve hatta birbirinize asla el kaldırmayın. O güç güç değil. Kaba kuvvet o. Korkudan kaynaklanır. Kaybetme korkusundan. Ve kimseyi avucunuzda sıkarak elinizde tutamazsınız. Tam tersi, avucu apaçık tutacaksınız.
Kendinden başka kimseyi suçlama. Suçlamak, nasıl diyeyim, zehirli bir duygu. İnsanı frenler. İnsanı kurban psikolojisine sokar. Atıl bırakır. Hatta şimdiden duvara 'kendimi suçlu hissetmiyorum' yaz. Çok faydasını göreceksin.
Ceplerden, bilgisayarlardan, televizyonlardan uzak 1 saat ayır kendine. Kendinle sosyalleş. Yoksa unutursun nasıl biri olduğunu. Hayatın sana başkaları tarafından yansıtılmayan bir aslı var. Onu dinle, deniz kabuğu dinler gibi. Yalnızlığını kimseye verme.
Yalnızlığın hariç her şeyi paylaş. Çünkü reklamda dediği gibi, 'hayat paylaşınca güzel'.
Her gün şükret. Teşekkürü dualarından asla eksik etme. Teşekkür kadar insana iyi gelen şey yoktur. Bir şey istemekten, dilemekten bile iyidir. Sıcacık yapar ruhunu.'Bendeki bana yeter, hatta artar bile' dünyanın en güzel felsefesidir.
Birinden bir şey isteme. Onun yerine birine bir şey ver. Bak neler olacak seyret sonra.
Karanlık günler olacak. Düşeceksin de. Yaralar da açılacak. O zamanlarda şunu unutma: Tünel bitecek. Kalkacaksın da. Kabuk da bağlayacaksın.
Sevdiklerine bıkıp usanmadan, seni seviyorum, seni çok seviyorum de. Hatta sen ne yaparsan yap, kim olursan ol çok seveceğim de.
Korkmaktan korkma. Ödün bile kopsun. Sonra kapa gözünü bas karanlığına. Belki biri bir taş döşemiştir kim bilir.
Böbürlenme. Kibirlenme. Köpürme.
Abart. Çoğalt. Parlat.
Her gün, bir yazar tarafından hayatının hikayelendirildiğini düşün ve dinle. Böyle bir kahraman olmak ister miydin?
İstiyorsan başarıyorsun. Ne mutlu sana.
Nasil guzel bir yazidir bu . Muhtesemm. Bayildimm
YanıtlaSil:-******** <3 <3 <3
SilSabah öğlen akşam aç tok okuyup iyileşiriz bence bu yazıyla�� kalbine sağlık nasıl ilaç oldun insanın dermanının ne zaman nerden geleceği belli olmuyo sen bana oldun gönderdiğim enerjiler de sana olsun dilerim����✨����
YanıtlaSil<3 <3 <3 <3 <3 <3
SilYoga ogretmeni olmussun..TEBRIKLER..harikasin valla..yazinda harika senin gibi. Kolay gelsin canimcim
YanıtlaSilCanımmmm Aşkım, teşekkür ederim. Umarım kendime hocalık edebilirim. :-)
SilEn kocamanından öpüyorum seniiiiii... <3 <3 <3 <3 <3 <3
canimm mutlu ol.gulumse insanlar seni cok seviyor...isigimizsin ver kilolarini sayi soylemiyor sana guveniyorum bir bir gidecekk sevgilerr
YanıtlaSilGülçin Aşkım... Ben bu mesajla yeniden incecik olurum. Çok çok çokkkk teşekkür ederim. <3 <3 <3 <3 <3 <3
SilOh be bikinim sonunda.
YanıtlaSilpaylaşımlarının azaldığını gördükçe korkuyordum bu kız bırakıyor mu buraları diye. üzülüyordum da. seni yeniden hem de bu kadar motive görmek çok güzel. insan yeniden doğuşlar yaratmak zorunda kendine. hem de öyle bir kere iki kere değil. yüzbinlerce kez bile olabiliyor bu. her defasında daha güçlü kalkmak esas olan.
seni seviyoruz bikiniii
Zeynep, içimden öyle şeyler coştu ki...
SilÇok teşekkür ederim. Hem de çokkk... <3 <3 <3 <3 <3 <3
dönmüşsüün çok sevindim sen gidince bende bi saldım kendimi bi saldııım tutamıyorum ohh iyiki geldin bikini
YanıtlaSilKocaman öpüyorummm seni Sevinççimmmmmm... <3 <3 <3 <3 <3 <3
SilMerhabalaar :))) Blogunu kesfedeli 1 saat oluyor okumalara,gaza gelmelere doyamiyorumm bikini:)) Merak ettigim sey yasin yani okuyo musun calisiyo musun erkek arkadasin falan filan.. biliyorsun biz kizlar boyle seyleri de merak ediyoruz cokcaa :)) opuldun canim :*
YanıtlaSilHer şeyler fazlasıyla yazılarımda var şeker.. ;-)
Sil17 yaşı görünce bir 5 dakika baktım kaldım 17 yaşımın sonlarına doğru gidiyorum sağlıklı yaşamayı öğrenmiş zayıflamış mutlu bir öğrenciyken son sınıf stresi ve yüksek beklentiler sonucunda kilo aldım birde evimden uzakta yurtta kalıyorum ki bu berbat yeme düzenim sıfır sınavıma da çok az bir zaman kaldı ilk adım sınavı tabi dahası da var haziran da nefes alabileceğim. 17 yaşım en güzel yaşımken çöp oldu hatırlamak istemeyeceğim bir yılım oldu ve öğretmenlerim bu yılı yaşamamış say diyor. Aşk bir yandan,17 yaşında aşıkta olamadım . Takipçinizim 2 yıldır takipteyim eski bedeninize ulaşmanızı sizin kadar bende istiyorum ve inanıyorum. İyiki varsınız ve iyiki yazıyorsunuz sizden çok şey öğrendim teşekkür ederim ☺️
YanıtlaSilCanımmmmm Ceydacığımmmmmm.. Sana nasıl sarılmak istedim şu an... Bana nasıl bir destek verdiğini anlatamam ve bence her şeylerin üzerinden geliriz biz birlikte...
SilHayatta başımıza ne geliyorsa, hepsi hep öğrenelim diye var. Bunu daha sonrasında, hatta yıllar sonra anlıyorsun. Her şeyin senin iyiliğin için var olduğunu hep aklında tutmaya çalış, olur mu? Ve hiç bir şey için acele etme. İstemekten de vazgeçme.. En güzel şeyler seni hep bulacak.. En doğru okul da, en şahane aşk da... ;-)
En kocamanından öpüyorummm seni.. <3 <3 <3 <3 <3 <3
Ruhuma çok iyi geldi, teşekkürler güzel kalpli insan. Her şey gönlünce olsun şeker. Yazılarınla ve enerjinle aydınlatmaya devam...
YanıtlaSil<3 <3 <3 <3 <3 <3
Silbikiniii nasılsın? :)
YanıtlaSilDeli iş yoğunluğu dışında çok iyiyim Aşkım. İncelmeye de başladım. Ala hayat yani.. :-D
SilSen nasılsın?
Kocaman öpüyorummmm seniiiii... <3 <3 <3
Bikinicim!... Şu kendini salmış halimi kendine getirecek bir ilham arıyordum ki... Yeni bir şeye kimin ihtiyacı var ki? dedim. Sadece hatırlamak lazım ve başladım yazılarını en baştan okumaya... Sil baştan başlamak gerekse de bazen, yılmamak önemli olan, çünkü amaç fit olmak olsa bir bu yolda yapılan her adım önemli, "yol"da olmak bir yaşama biçimi...
YanıtlaSil<3 <3 <3 <3 <3 <3 <3
SilMerhaba ben bloğu belimi ölçüp 102 görünce netten Nasıl inceltirim derken buldum. 1.78 boyundayım ve şu an 62 kg ama birinci ayda 73 düm sonra kolesterol yüksekliği 240 aşınca diyete karar verdim ve 62 ye düştüm fakat belim de ki değişim olmayışı Can'ımı sıktı Ne yapabilirim acaba ? Bu arada cok keyifli yazılar süpersin 😉
YanıtlaSilMerhaba Şeker,
SilNasıl, ne zaman, ne şekilde beslendiğin çok önemli. Sağ kolonda en çok okunan yazılar arasında "2 haftada DÜZ bir KARIN ve İNCE bir BEL!" yazıma bir göz at derim. Bir de Yoga, yoga, yogaaaaaaa.. Yine sağ kolonda Yoga Rutinleri arasından hem incecik bir beli, hem de Plank Challange'a bir bak derim. ;-))))
Öptüüümmmm.. <3
Bikini selam :)
YanıtlaSilyıllardır blogunu düzenli okuyup ilham alanlardanım.
Yogayı zaten çok seviyordum ama tam pes ettiğim zamanlarda yazılarını dönüp okumak inan ki motivasyonumu arttırıyor <3
Yoga eğitmenliği sertifikası almak, 3-5 yıl sonrasında 'plaza' özel sektörüne ne kadar veda etmek istediğimi anlatamam.
Yoga eğitmenliğini nereden aldığını iletebilirsen, çok sevinirim.
Çok araştırma yapıyorum fakat neresinin benim için doğru yer olduğuna henüz karar veremedim.
Sevgiler <3
Nasıl mutlu oluyorum yogaya ilgiyi duydukça.. Olmasaydı, ne halde olurdum, hiç bilmiyorum.
SilBütün Yoga dersleri mutlaka güzellikler katar. Hepsi mutlaka müthiş.
Ben 200 Saatlik Yoga Alliance Sertifikalı Temel Eğitim'imi Advayta Yoga'dan, Zeynep Aksoy ve David Cornwell, aldım. Ve sonsuz kere tavsiye ederim. Şimdiden hayırlı olsun kuzu... Müthiş bir yolculuğa adım atıyorsun. <3 <3 <3 <3 <3 <3
Çok ama çok sevgiler...
Namasté
www.advaytayoga.com ;-)
Sil