Ah bir fırsat bulsam da yazsam! Neler neler öğrendim bu Ayurveda derslerinden! Ne müthiş, ne zihin açan, hatta bilmem kaç seviye birden bilinç atlatan cinsten muazzam kadim bilgiler…
Ahh bir yazsam! Uzun uzun konuları anlatsam! Yok ki anasını satayım zaman!
Yazmak için emekliliğini bekleyen zavallı Beyaz Yakalı! Tüm hayallerini emekiliğe bırakanlardan! EYT'yim bir de ben! Yaşı olan anlar; yani emeklilikte yaşa takılanlardanım! Hayır, "emekli olsam, daha fazla insana yararım olacak, daha müthiş üretimlerim olacak" diyorum ama dinleyen de duyan da takan da yok! Neymiş, İskandinav ülkeleri bu sistemle batmışmış!!! Onlar insan koşullarında çalışıyorlar ve genç nesilleri çok az diye uzun uzun yine anlatasım var da... İş şartları, yaşam şartları, neredeyse yılın yarısı kadar tatilleri (2014'te konuyu ne tatlı yazmışım, yeterince tatil yapamamak hırsıyla: "Asgari Tatil ile yap bakalım programını #beyazyakalı!". Kıyamam!; yazı için tıkla!)... Maaş desen...
- Norveç 7.sırada: Kişi başına düşen milli gelir: 72,566 dolar
- Danimarka 14.sırada: Kişi başına düşen milli geliri: 55,230 dolar
- İsveç 16.sırada: Kişi başına düşen milli gelir: 52,147 dolar
- Türkiye ise 10,153 dolarla, kişi başına düşen milli gelir sıralamasında 76. sırada
Zati gelir seviyesinin mutluluk seviyesi ile hiç bir alakası yok da, ben yine de "ekonomik olarak battılar" için açıklama yapayım istedim.
Kopenhag |
Buyurunuz Birleşmiş Milletlerin (BM) yayımladığı Dünya Mutluluk Raporuna: Der ki; dünyadaki en mutlu ülkeler, en zengin ekonomiler değil, güçlü sosyal devlet ve kurumsal desteği bulunan ülkeler.
Ülkelerin gelir, sağlıklı yaşam beklentisi, sosyal destek, özgürlük, güven ve cömertlik değişkenleri bakımından kıyaslandığı raporda, birinciliği alan ülke Finlandiya. Wuhuuuuuuu. Bu bir İskandinav ülkesi değil mi?!!!!! Finlandiya'yı ilk 10'da Danimarka, Norveç, İzlanda, Hollanda, İsviçre, İsveç, Yeni Zelanda, Kanada ve Avusturya takip ediyor. İlk 10'da 5 İskandinav ülkesi yer alıyor!
Daha da bir şey demiyeyim!!!!!!
Muhteşem Kopenhag belgeseli Işıl Bayraktar Thomsen |
Sisteme bir kaç saydırıp, içimizi döktüğümüze göre, şimdi konumuza geçebiliriz.
Allah'tan şu "Temiz Kasım"'ı yapmışım, yoksa ne olurdu şu an halim hiç bilmiyorum?! O Aralık ayının 09:00-22:00 çalışma temposuna, neredeyse her akşam eklenen yemekler, içmekler, davetler, buluşmalar, coşmalar, kudurmalar… Hafta sonlarına girmiyorum bile.
Velhasıl, hemen bir Kış Programı yapayım, en acili ve en Ayurvedik düzenlisinden.
Kış günü rutinler pek mühim. Sabah 06:30 gibi uyanıp, sabah rutinimi ve meditasyondan, pranayamaya, surya namaskaraya kadar hepsini gün doğmadan yapayım.
Yemek şu düzende:
09:00: Akşamdan suda bırakılmış ceviz ve çiğ bademler (bir avuç) ve bir kaşık tahin pekmez. Bir kaç kuru meyve de eklenebilir.
12:30: Öğle Yemeği: Canın ne isterse, ne kadar çekerse hepsini yiyeceğin en kral öğün. Baklagil dahil tüm proteinler bu öğünde alınacak.
17:30: Sebze ya da meyveden oluşmalıdır. Sebze çorba veya etsiz sebze yemeği ya da salata ya da sadece meyve. İlk zamanlar, erken akşam yemeği zor olabileceğinden, haşlanmış 2-3 yumurta da olabilir.
Mevsimde ne varsa o yenecek. Elbette ki, olabildiğince, GDO, koruyucu, renklendirici, tatlandırıcı, hormonlu, antibiyotikli, pestisit, işlenmişlerden uzak durulacak.
Yemek aralarında bol bol sıcak su, taze zencefil ve limonlu şahane olur, ve bitki çayları içilecek.
İşten eve gelir gelmez meditasyon yapmak, o akşam yeme ve içme sapkınlıklarının önüne geçecek! Hatta 1-2 dakika da plank'a durmak, aklını bedenine getirecek!
22:00 dedin mi, yatakta yatmış, mışıl mışıl uykulara dalmak üzere olmalısın.
"İşten en erken 22:00'de çıkıyordum zati. Arkasından biraz dinleneyim, azdan kafam dağılsın derken, alıştım gecelere, hatta gecelerden sonra yatmalara... Nasıl olacak ki şimdi o iş?" diyorsun!
Bir anda olamayacaksa da, şimdi yine çok önemli olduğunu tekrar tekrar öğrenince, ve zaten Aralık boyunca herkeslerle partileyip akşamlara gecelere, arkadaşa dosta, yemeye içmeye doyduğunu düşünersek (!!!), artık bir zahmet evine dönüp kışı gerektiği gibi geçirmenin zamanı gelmedi!
Ayırca, illa bir halt yiyeceksen, gündüzler çuvala mı girdi? 🤪
"İş seyahatlerim var; hem de yurtdışılı! Hem de bu haftasonundan gitmem gerek!", "O geçsin, sonra başlarım..."
O geçsin, bu geçsin!! Nereye kadar Bikinim?! Hayatta önüne hep bir şeyler çıkacak zaten.
Bana bak, ya çıkarsın hemen o "battı balık yan gider" bataklığından ve derhal dönersin "ne yaparsan yanına kar", "hiç yoktan iyidir" akıl ve fikrine, ya da...
Aaaa tamaaaam, her akşam "Bugün bedenin için ne yaptın?" sorusuna sosyal medyada, cümle aleme hesap verilecek!
Ve Susan Miller ne diyor Ocak ayı falında?! Tüm yıldızlar senin için toplanıp, incel diye yardımına sıralanmış! Evet aynen! Satürn ve Plüton aradığın disiplin için arkandalar. Mucizelerin gezegeni Jüpiter de Ocak itibari ile neredeyse tüm yıl altıncı evinde olacak. İçgüdün seni sağlıklı olandan yana tercihler yapmaya itecek, doğal olarak kolayca kilo verecek, ve yüksek enerjilerle dolu olacaksın.
Evren senden yana bebeğim!
Öyleyse, tarih yazmak için şahane bir yıl bu 2020! Değil mi?!
Ah bikini. İstanbul'da beyazyakalı olup bir de sağlıklı beslenenlerin önünde saygıyla eğiliyorum. Çoook uzun zaman ben de yaptım, hemde harikaydı. Kilom 68'lerden 54'lere düştü, müthiş bir enerji. 4 yıl önceydi bunlar. Yaşta ilerledi(30). Yaştan, her şeyden öte motivasyon yok. Ya da belli bi süre geliyor, sonra ara da bul. E bütün gün çalışmışsın, bilgisayar ekranına bakmaktan gözlerin pert olmuş, mesaiye de kalmışsın (mesai ücreti filan da yok) eve gelmişsin, artık mutluluk veren şey, çikolatadır, ay bi kadeh şarap içeyimdir, bi bira içemeyeceksem tüm gün niye işkence çektimdir, biranın yanında cips olmaz mı hiçtir... uzar da gider. İlk başta bahsettiğin Finlandiya, Norveç oralarda olsak insan gibi çalışsak belki böyle yiyecekle avunacak kadar ilkelleşmezdik (belki de bahane bilemiyorum). Ama gerçekten zor ve yine zoru başarmak istiyorum. Belki 2020 iyi gelir :)
YanıtlaSilCanımsııınnnnn. ❤️❤️❤️
SilAynen kuzum aynnneennnn de 2020 de bir değişik oldu zati.
Ahhh Aşkım, bu mesajda onlarcası gibi junk'a düşmüş. Yeni görebildim. Ama ne zamanlama! Baksana şimdi de işsizlik korkusu ile deneniyoruz. Ahh Covid dönemi zaten zor ama bizim memleket için çok çok daha zor. 😬😬😬
Ama yine de kendimizden vazgeçmek yok. Dur ben bir yazı yazayım. 😉😘😘😘