Eyyyyy hormon ilaçlarıııııııııı!!!! Duyuyor musunuz beniiiii? Benim adım Bikiniiiiiiii... Alt ettim siziiiiiiii!!! :-DDD
Çok şükür! Hem de ne şükür! Ohhhhh be, çok şükür! Yeniden incelmeye başladım. Aylardır gözünün içine baktığım şu tartının, "Dursun bu yukarı çıkışlar"'la dişlerimi sıktığım, beni deli eden o günler bitti artık. Sonsuz şükür! Ahhh ahhh.. Ama bir fırça de çekeceğim sana. Yaw, şu kendini bir okusan ya yeniden. Nasıl unutuyorsun, o güzelim yazdıklarını anlamıyorum. Şöyle baştan sona bir oku tüm yazılarını. Hatta Nisan ayına da patlat şöyle şahane bir İncelme Programı. ;-))) Glutensiz Hayat candır, can! Zincirlerimi de kırdım!
Bir de, her yanlardan da incelmişiz süperiyle 1'er santim!
O halde gelsin 6 hafta İncelten Yoga'nın sonuncusu da... Motivasyonu tavan yapmaca!
Amanın handstand var. Henüz o tür hareketlere giremesek de, denemekten zarar gelmez hani. :-) Tüm hareketler diğer tarafa ve toplamda 3'er tur ile tamamlamaca.
Ne güzel haftaydı. Her gün yogalar şahanesiyle yapıldı, günlük en az 5000 adımlar atıldı. Çok şükür bahar da geldi sonunda. Açık havalarda keyiflerle dolaşmaları nasıl da özlemişim.
Bahar temizliğine başlamanın da tam zamanıdır şimdi. Yoğun iş hayatından dolayı, şurada da yazdığım üzere, tam bir detoks yapamayacak olsam da, sindirimi yorup, bedenin kendini yenilemesine engelleyen glüteni hayatımdan elemek, en süper temizlik olacak. Zira, tam da geçen sene, 2 Mart'ta, "Hareketsizlikten Motivasyon Doğurmaca!!!" ile böyle bir temizliğe girişip, 5 günde "Kırmışım Zincirleri". ;-)))
Hele hele, David Perlmutter'in Grain Brain eserini okudukça, glüteni hayatımdan toptan uzaklaştırasım geldi. Zamanında, şeker denen iblisi ve onun tüm sahte arkadaşlarını, bir daha hiç görüşmemek üzere hayatımdan kovduğum gibi. ;-)))
Hocanın web sayfasında, kitaptaki detaylı glüten içeren liste var. Burada! Gelelim, haftanın yogasına: Yağları yakan en sevdiğimden.
Tüm hareketler diğer taraftan başlayarak tekrar edilir. Ve her zamanki gibi, her iki yana toplamda 3'er tekrar ile tamamlanır.
E haydi o halde; yeniden canlanma kutlamaları başlasın! ;-)
Oyyy ne haftaydı be! Geç saatlere kadar işte veya partilerde (:-p) olmak yordu vesselam. Geç saatlere kadar süren iş yemeklerine ve gece yapılan lansman partilerine karşıyım arkadaş! Bak ben de lansman düzenleyeceğim. Hiç gece gece yapıyor muyum? 10:30 gibi başlayan bir brunch planlıyorum. Şöyle şahanesiyle Akdeniz'den ne varsa. Gustoso... :-) Vay anasını! "Parti yok mu?" diyen kıza ne oldu acep? Yaş mı kemale erdi, yoksam gerçekten de Sağlıklı Yaşam Tarzı canavarlığından mı bu? Cumartesi akşamı dost buluşmasını da bugüne Pazar Kahvaltısı'na çevirdim ya! Allah Allah yani... Anladım... Hepsi benim bu "CHICK olacağım!" heveslerimden... Olacağım da! Bu besbelli! Zira sabah sabah bir ölçüler alma durumuna girdim de, genişleme durumlarını durdurmuşuz da, yarımşar santim de incelmişiz hani!!!!!! Yee yeeeee yee... Çıtır Çıtır! :-DDD
Ohhhhh be!!!!!
Şimdi, gelelim şahanesiyle haftanın incelten yogasına... Tüm vücut inceliyor bu hafta; hem de zorlayan dengeli mengeli hareketler ile... Güzeeeellllll....
Tüm hareketler diğer tarafa da yapılır. Toplamda her iki yana 3 tekrarla bitirilir.
"Hocam, bu HORMON REPLASMAN TEDAVİSİ (HRT) gerçekten gerekli mi?" Gerçi ben tüm araştırmalarımı yaptım elbette de, aklımda ne varsa, her şeyleri netleştireyim açılış sorusu bu! "Tüm dünya, HRT'den yana!" ile başladı hoca. Uzun uzun anlattı. Ben sordum o cevap verdi! "Cildin için" dedi. "Tip olarak, osteoporoz'a pek yatkınsın" dedi. "Hafızan için" dedi. Onu duyunca tırstım. Allah muhafaza... Beyin olmayınca, en şahane beden olsa neye yarar! "Hani bazen, eksikliğini görür de ek olarak Vitamin desteği alırız ya." deyince, ben de gururla "Evet Hocam. Mesela D vitamini alamıyoruz yeterli bu kış zamanlarında. Ben onun peşindeyim yani." "Aferin sana. Hele senin için çok daha önemli artık." ile nasıl böbürleniyorum, sorma. Velhasıl ben ikna oldum sonunda. Bu Trisequens artık hayatımın bir parçası olacak! Derken Hocam bana doğru yavaşça, "Yalnız, kilo yapar! Eh, gördüğüm üzere de sen o kiloyu almışsın! Biraz dikkat etmelisin ama!" demesiyle, ben: "Öyle kolay mı sanıyorsunuz! Siz benim ne çektiğimi biliyor musunuz? Her gece aç yatıyorum. Gece boyunca süren mide gurultularımdan, yakında komşulardan şikayet gelecek! Ofis içinde, günlük adımlarımı tamamlayacağım diye, adım "dolanan deli"'ye çıktı; karizma sıfır! Hayır yani, bu hormonları siz erkeklere yutturmalı! Totonuz genişlesin de görün gününüzü! "Eyvahlar olsun"'u yaşayın da, bir daha konuşuyor musunuz göreyim sizi! Bir kerecik halleriniz gelsin, hatta bir türlü gelemesin de, o taşıdığınız yüreğe nasıl anlayış düşüyor görürüm!!!" diyemedim tabi... Prof. adam, okumuş, hürmet sonsuz... Da, gözlerimden ne fışkırdıysa artık, gülümsedi nazikçe... Elini sıktımmmmmmmmm, çıktım kapıdan... Nasıl sinir bastıysa, 10,000 adımı tamamlamışım Nişantaşı sokaklarında... Eve gelmemle Yoga'ma koyuldum... ve günlerdir duramadığım Half Moon'da durur buldum kendimi!
Sinirlenmek iyi bir şey demek ki!!! :-DDD Bu hafta pek zorlu geçecek. HQ'dan en tepe amcalarımız, memlekete geliyor. Diken üstündeyiz. Her şeylerimizi hazırladık da bir de 4 dörtlük misafirperverliğimiz var tabi. Gece gündüz birlikte olacağız. Çarşamba akşamı da Grazia Türkiye'nin lansmanı var. Ohhhh, dergi piyasası karışacak! :-p Yogamıza gelelim... Ollleeeeyyyy bu hafta incecik bacaklarım olacak! Ve üstelik süper kolay!
Aynı rutin, diğer tarafa da yapılır! Ve yapabiliyorsan 2'şer kez daha tekrar edilir.
Ne haftaydı be! Bu gel gitler yaşanacak böyle demek ki. Aman gelmesine gelsin de, gitsin de yani. Mümkünse, geldiği gibi hem de! İşimize bakalım biz. Di mi?! ;-))))))
Havalar da ısındı zati. Mart ayında bitir sen bu işi!
Şimdi, Tara'mızın videosunu bir inceleyelim. Olleeyyyy be toto inceltmeceeeeee... Hormon ilaçlaının hepsi totoda birikti maşallah. Ahanda canınıza okudum şimdi ey siz arkama yerleşmeye çalışan fazlalıklar! :-) Tüm hareket diğer tarafa da yapılır ve 2'şer kez daha tekrar edilir. Toplamda sağ ve sol 3'er kere yapılmış olunur.
Bu arada akşam yemeği saatini de 17:00 çekiyorum. Hatta hafta sonları tam bir Dinner Cancelling, yani 16:00 sonrası yememeceyi, yapayım ben! Hem incel, hem de gençleş! Oyyyyy süüüpppeeeerrrrr..
Yahu bu akşam yemeği denen şey literatürden bile kalksın istiyorum. Akşam buluşmalarında, illa ki bir şeyler yenmesin! Hele hele, o bir büyüklerli, Shiraz'lı, Cabernet Sauvignon'lu yok Öküzgözü'lü buluşmalar hiç olmasın!
Zamanında Turkcell'e attığım "Önerim Var" mektubumu (şurada) tekrar atsam mı? "Şimdilik yardımcı olamıyoruz!" demişlerdi. Belki bulurlar bir çaresini. Hem illa ki bir şeyler tokuşturulacaksa, bu Sassy olsun, değil mi?! Neymiş, pek bir absürt oluyor muşum?! Halbuki var yaaaaa, mis missssssssssssssss... Ohhhh, canım çekti resmen. Amanın malzemelerim kalmamış. Yarın hemen alına ve her gün yapıla! 1 litresini süzer işe götürürüm. Diğer litreyi de eve gelince yatana kadar hüpletmece. Hem böylece akşam da saçma sapan şeyler peşinde koşmam, en güzel şeylere motive olurum yeminle.
Ha bir de, şu en az 5,000 adım da atılıversin her gün artık. Zahmet olacak!!!!!! Şöyle totoya odaklanarak, onları yakından hissederek de yürüdün müydüüüüüüü... ;-))))))
Beden bir de masajlara bayılır şimdi bu cemre zamanı. Canlanmasına yardımcı olalım! Sabah akşam gelsin incelten vücut bakımları. Toto haftası madem, yoğunlaşayım kendilerine.
Sağlıklı beslenme, artık hayatımın bir parçası olmuş belli. Birkaç akıllı adımla, raya girdim yine. Eh, bir şeyi alışkanlık haline getirdin mi bir kere, her şey kolaylıkla otomatikleşiyor işte böyle. De, tembellikten kurtulmak için biraz daha çalışmam gerek!!! Yılların tembelliği işte. Toto bir kaç gün yer görünce, koltukla aşka geçiyor hemen. Ona "Gerçek Aşk"ın "Mat" ile yaşanacağını yeniden hatırlatmam gerek.
"Mat" ile olan ilişkim, çılgınca, delice, bağımlılık derecesinde büyük bir aşka dönüşsün istiyorum. Tutkuyla bağlı olayım ona, özlemle her gün yolunu gözleyeyim istiyorum. Onunla buluşmalar, hayatımın en heyecanlı anları olsun, gözüm başka bir şey görmesin, onsuz geçen günüm olmasın istiyorum. Diyeceğim o ki, ben bu işi alışkanlık haline getireceğim. Göz otomatik olarak "Mat"'i arayacak, pose'lar tutukuyla ardı sıra akacak... Ne demiş Aristo:
"Sürekli yaptığımız şey neyse, biz oyuz. O halde, mükemmellik bir eylem değil, bir alışkanlıktır."
Sokrates, öncesinde kuralı da zati koymuş:
"Değişimin anahtarı, eski ile zaman kaybetmek yerine, yenisini kurmaktadır."
20. yy.'dan bir filozof, Jim Rohn, der ki:
"Başlatan motivasyondur. Devam ettiren ise alışkanlık."
Charles Duhigg’den ‘Alışkanlıkların Gücü’ kitabında beynin rutinleri ve alışkanlıkları sevdiğinden bahseder. Basit ve açık bir işaret bulup, ödülü net tanımlayıp, arzuyu yaratıp -ki, alışkanlıkları arzular doğururmuş-, bir şeyi her gün tekrar edersen, artık o, otomatikleşip, hayatının yeni alışkanlığı haline geliverir. Dahası, kazanılan yeni alışkanlıklar, benzer yeni alışkanlıkları da tetiklermiş. "Egzersiz yapan kişinin sağlıklı beslenme alışkanlığı edinmesi daha muhtemel" örneğini verir. benim ki tersi olacak anlaşılan. Hem Tara Stiles ablamız ne der: "Günde 10 dakika yoga, "en iyi sen"'i ortaya çıkarır. Yeter ki, her gün, evet her gün düzenli yap."
Bu arada, son çalışmalar gösteriyor ki, egzersiz alışkanlığı kazanma, yani onu artık hayatının günlük rutinleri arasında vazgeçilmezi yapma, en az 6 ile 8 hafta arasında sürüyor. 6 hafta boyunca her gün 10 dakika bile olsa yoga yaparsam, diş fırçalamadan rahat edememek gibi, o da bir tutkuya dönüşecek. O halde, Taracığımın nefisinden incelten yogaları ile 6 haftalık bir programa başlayayım. "Mat" ile ilişkimi doruklara çıkarırken, şahanesiyle incecik olayım.
İlk haftanın konusu, incecik bir bel. En sevdiğim. Önce bir seyredeyim.
Hmmmm, anlaşıldı. Forearm Plank'a geçmeden yapılan sağ bacak ile Downward Dog Split'ler sol bacak ile de yapılacak. Hatta 2'şer defa daha tekrar edilecek. #6haftaİnceltenYoga başlasın! ;-)