Before & After etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Before & After etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Mayıs 2017 Çarşamba

Amanın! Acil Durum!


Gece 3'te gelmişim zaten.. Valizi açıp, bir kaç birşeyi çıkarıp, kendimi yatağa atmam 04:00'ü buldu. Bu, kargalar botlarını giymeden, sabahın köründe çalan kapı da neyin nesi?!

Hem çalış, hem gez zor oluyor tabi! ☺ Hele bu bir de Venedik'se ve Bienal'deyse... Nereye baksam? Neyi deneyimlesem? Sanatı neresinden yaşasam? Tarih? Tabiat? Hangi birini çeksem? Ne yesem? Ne içsem?


Venedik Mayıs 2017 - Sam Marco Meydanı


Venedik Mayıs 2017 - Sam Marco Meydanı


Venedik Mayıs 2017 - Sam Marco Meydanı


Venedik Mayıs 2017
57. Venedik Sanat Bienali - Glasstress

Venedik Mayıs 2017 - Isola Delle Rose


Venedik Mayıs 2017 - Scuola Grande San Giovanni Evangelista


Kargoymuş?! Bir gözüm kapalı, diğeri de ancak yarı açık zaten. Nedir, kimden diye bakmadan, kenara fırlatıp, yeniden mışıl mışıl uykuma daldım.

Demin işten gelince gözüme ilişti. "Bu neymiş ki?"

A a!? Aaaaaaaa.. Adıma, Dalaman'a uçak bileti. 19 Mayıs sabah gidiş, 21 Mayıs akşamı dönüş. İş için gidecektim de, ben mi unuttum. E niye eve göndermiş ki Deniz, mail atar normalde! Unuttuğum bir basın etkinliği olmasın? Bu not da ne?

"Göcek'te buluşalım mı?" ...

Yoksa beni, 15 yıl önce Swissotel Göcek'te "Ömürlük birlikte yaşlanmaya" karar verdiğimiz ve "hayatımın en güzel 3 günüydü" dediğim yere mi davet ediyor, o romantizm ruhu uğramamış, öküz de ne kelime dananın önde gideni!







Önce psikiyatristimi aradım. Sonra Şebişko'yu, sonra Aslı'yı, sonra Yelda'yı, sonra tekrar Aslı'yı, Şebişko'yu, bir kez daha psikiyatristimi ve sonunda Annemi.

Ortak karar: Gidiyorum!

En çok psikiyatristimin lafını sevdim: "Git ve bir 24 saat onunla bir yaşa! Canın onu çekiyor mu? Bir bak." dedi.

"Canın onu çekiyor mu, bir bak?" Bayıldım buna. Yani kontrol bende! Canım isterse! 

Bu arada türlü testler, cebini yakacak türlü harcamalar, aklımdan geçmiyor değil yani!
Yürü Bikini!




Ben tatilime gideeeer, keyfini de miiissssleeeeer gibi sürerim.

Değmeyin Göcek keyfime!

Ne Göcek mi? Amanın, bu Bikini giyilecek demek!!!! 

19 Mayıs ne zamandı? Cuma diyor! Hangi Cuma?! BU CUMA! Bugün günlerden ne? ÇARŞAMBAAAAAAAAA...

Ama daha ben kilo verecektim! Detoks yapacaktım! Kas ekleyecektim! Fitleşecektimmmmmmmm...





Bütün kış, ye ye ye! Aman da havalar daha ısınmadı da, bu gece de coşarızlar da, ohhh eller havayalar da! Gelsin Prosecco'lar, gitsin Leffe Blond'lar!!! Pizzalar... Patates kızartmalar...

Şu saniye itibari ile gidene kadar, su orucuna girsem, bir kaç gram yağdan, şu belin yanlarında olandan, verir miyim ki acaba? Uçakta kahvaltıya da gerek yok. İnip, otele varıp, Bikini'leri giyip, sahilde ilk pozu vereyim bir; sonrası Allah kerim...





Kilo: 59,9









26 Şubat 2015 Perşembe

Hormonlarla Dans


Bezdim... Yeminle bezdim!
Yordun... Hem de çok yordun beni be!
Bu neymiş arkadaş böyle?!
Ayda birine bile dayanamadığım bu PMS halleri her Allah'ın günü yaşanır mı?!
Bir güncük, bir ses etme de varlığını unutayım be!

İsyan etmeyeyim diyorum ama, bazen burama kadar geliyor! Sırf isyan oraya kadar çıksa iyi, üst beden de şişkinlikten sürekli ağzımda zati. Töööbeeeee...

Allah'ım! Maneviyat yönü yıktı geçti beni, bak kalktım! İşe güce, deliliğe verdim! "Vardır bir sebebi!" dedim! Avutuyorum kendimi. Bir de bu bedensel haller birazcık yoluna girse?!

Erken menopoz, erken yaşlanma da mı demek?! Erkenden de göçeceğiz mi yani?!!!

Neyse, tamam, düşünmeyeceğim!
Yok! Hayır!
Ağlamayacağım da!

Hem dur bakalım, daha ölmedik!






Hele şu eski beden şeklime bir kavuşayım da! Bak nasıl moral oluyor bana!

Artık çok zor olabilir! Biliyorum! Bedenimin yağ tutası var bolca. Kaslar da eriyor. Metabolizma gittikçe daha da yavaşlıyor!!! Enerji çabuk tükeniyor! Yorgunluk basıyor!

Ben de, 2 katı çalışırım o zaman!!!!!!





Yeniden tartılara döneyim!
Yok dönmeyeyim, vazgeçtim! 

Hormonlar bedenin dengesini nasıl bozuyorsa?! Her sabah tartılmayı ve ona göre günü geçirme planları yapmayı seven ben, tartılardan soğudum resmen! Bir gün 3 fazla, ertesi gün 2 eksik, sonraki gün 4 fazla, bir sonraki gün 3 eksik! Deli etti beni!

Bedeni ölçüp biçmelere geçeyim en iyisi!

Büyük resmi şuraya bir asayım:

9 Nisan 2013: Bikini öncesi
24 Ekim 2013: Bikini oldum ;-)
3 Mayıs 2014: Daha da Bikini oldum :-)
15 Ağustos 2014:  Hala Bikini hallerdeyim. 
Sonrası malum!






Geç oldu ya, ama dur yine de yogamı yapayım. 10 dakika ne de olsa.
E hadi o zaman... ;-)











24 Ağustos 2014 Pazar

Tatil HATIRASI


Niye döndüm ben ama yaaaa...
Mecbuuuuuurrrrr (Sus sen, dana kılıklı, sözde mantık kokan, dünya düzeni sesi!!!!)
Vallahi, HAYAT oralaaardaaa...

14 iş günü tatil hakkımızı (!!!!) sonuna kadar kullandık! Seneye Bayram tatili de hafta sonuna geliyor; yok yani! İş değiştirirken, "tatil" pazarlığı yapmayanın aklına ne diyeyim! 
Emekliliği düşünsem, 15 yıl çalışmışız, daha 16 yıl var!!!

Kızım dur! Depresyona gireceksin yeminlen! Çık oralardan, hemen!

Hem hayat ne getirir hiç belli olmaz. Sen hayallerini taze tutmaya devam et! Şu tatil anılarını uzun uzun yaz mesela! ;-)

Hatta, şu ikinci tatilde yazlıkta çektiğin Bikinili fotoğrafını iyicene bir incele. Hatta ve hatta, Bikini Projesi'ne başlarken çektiğin Bikinili fotoğrafın ile de karşılaştır! Ölç biç! Daha da güzelleşmenin, incecik olmanın, en sağlığın, yaşı geriye sarmanın, sonsuz şifanın planlarını yap!
















Gel gelelim, Bikini'nin Bikini Olmadan Öncesi, yani B.Ö., ya da Before Bikini veeeeeeeeeeeeeeeee Bikini olduktan Sonraki, Bikini Sonrası, yani B.S., veya After Bikini fotoğraflı karşılaştırmasına:






Amanınnnnnnn... Neymişim? Ne olmuşum?!

Yani, daha çok yol var! Bu bel şahanesiyle 60'ı görür! Artık, görsün ama yani!!!!

E bir de 1,9 kilo aldın tatilde. bel olmuş yine 68! Biraz normal tabi; yeme içmeden ziyade, -ki o deniziyle, güneşiyle, toprağıyla şifa dolu yerde daha da incelirdim de-, alerji yüzünden içilen Kortizonlu ilaç ve artık mecburen başlanan Trisequens tedavisi, -ki çok daha iyi hissediyorum şimdi-, ile bünyenin azca toparlanma isteği...

3 Eylül'de çılgın Biriciğim, Sasha'nın düğünü var! Onun için mükemmel görünmeliyim. E şuracıkta 10 gün kalmış ya! Tamam, tamam! Panik yok! Ayyy nasıl olmayayım! Bütün İstanbul alemi düğüne akacak! Dur tamam, bayılma!!!

Hemen yarın, "Yeniden "Bikini" oluyorum! ;-) Olmayanı da dövüyorum! :-)" programıma başlıyorum. Mümkün olduğunca öğle yemeklerini dışarıda güneşlerde ve deniz çeşitleriyle geçiriyorum. Akşam yatmadan önce de deniz tuzlu Palmolive Spa ile duşlarımı alıyorum. 

Deniz ve güneşin şifasından; ve tatilde hayatımla ilgili aldığım en güzel karardan; uzaklaşmamak gerek! ;-)








10 Ağustos 2014 Pazar

Tatilden sonra Ben!


Allah'ım bu nasıl bir haftaydı böyle! Tatilin izi kalmadı vallahi! 8:30-22:00 çalıştım her gün! Bittim resmen! Tatil fotoğraflarımla dolu bir yazı yazacaktım, ahh ona bile zaman kalmadı!

Bugün itibari ile yeniden tatildeyim! Allah'ım çok şükür!

Sabahın köründe uyanmadan, dinlenmiş ev hali ile keyiflerdeyim bugün:




Muuuuucccckkkkssssssssssssssssssssssssssss... <3 <3 <3 <3 <3 <3 <3


16 Temmuz 2014 Çarşamba

"12 günde Bikini'li Tatile Hazırım!" Gün 2


Öyle balkon muhabbetlerinden sonra kaçarsın tartıda işte! Amanın geç kaldım...

Limonlu su ve 30 saniye duruşlardan oluşan Chair'a eklenen Twist'ler ile tek turlu Sun Salutation.

Amanın bu ne trafik! Yahu yaza girmedik mi biz?! İBB CepTrafik: "Anadolu-Avrupa yönünde, köprü çıkışında, hasarlı trafik kazası!". Neyse, yaralı falan yok, çok şükür.

Hemen, kortizoldan uzaklaştıracak, dans ettirecek bir müzik atalım!




09:00: 2 Olgunlaşmamış Muz



12:30: Kanyon Carluccio's 'da Insalata Di Mare: Hafif acılı, limon ve zeytinyağı soslu mevsim yeşillikleri üzerinde karides, kalamar, midye ve ahtapot




Bir de deniz tuzu kullanmıyorlar mı? Hastasıyız!

Üstüne de Double Espresso keyfi.






Aman bu sefer işten tam zamanında, 17:43'te çıktım. Oh be, 18:35'te evdeyim. Koştur koştur 2 Keskinoğlu Organik yumurta kayısıya yakın rafadan haşlanır. 19:00 olmadan kaseye kırılıp, Himalaya tuzlu lüpletilir.






Yarı ne giyeceğim derdi olmasın! Bu arada, bel bölgesi gizleme ustası olduk! Şu içime giydiğim askılının üzerine bol bir şeyler geçirmek zorunda kalmadan çıkacağım günler de olacak! ;-)





Ortalık topla, renklileri makineye at derken, ne çabuk geçiyorsa saat, oldu 21:30!

Yoga mat bana gel gel eder!

Önce Taracığım'dan:



Sonra ver elini 1:30 dakikalık Plank.

Gerisi de geldi hemen dünkü halleriyle... ;-)

Ve 30 dakikalık açık havalı, gerçi şimşekler çakıyordu ya, yürüyüş.


Ay bu arada, oh bir mutlu olma sebebi daha! Benimki bayağı bir eskimişti. Bugün The Body Shop 'ta yeniden görünce, üzerine atladım. Canım vücut fırçam!




Bir de yeni SPA FIT BODY SCRUB deneyeyim dedim. İçindeki portakal parçacıkları nefis. Pembe ARINDIRICI EL PEELİNG ELDİVENLERİ 'm ile şahane ikili oldular.



Duştan çıkınca, Clarins ile "Göğüslere Dirilik" ve "İnce Hatlar için Muntazam sıkılık" Bakımlarım.

Elma sirkeli su eşliğinde Gün yazımı bitirirken, gece rüyalarıma girecek, günün Sahilde Yapılacak Hareketi olarak #42 'yi seçeyim:


"İlla üzerine bir şey giymen gerekiyorsa, o da en fazla bu olacak!"


Amanın, su derken, dün ben tamamen unuttum! Ne kadar su içtiğimi hatırlamıyorum. Yeterince içmedim belli ki! Ama bugün tam tamına 4,5 litre Alkali Su'yu şahanesiyle hüplettim. E malum, her bir egzersiz için su eklemek lazım gelir. ;-)

Hareket de demişken, toplam adım sayısı 7,036!



28 Nisan 2014 Pazartesi

Sağ yoksa Sol var! ;-)


Bakalım bu yazıyı bitirmem kaç saatimi alacak? Umarım günler sürmez!. Yok, beynimin yavaşlığından değil, :-p, şundan dolayı:




Sağ el 4. metakarap proksimal kırığı!


3 gündür, yok kutlama, yok iş yemekleri bahaneleriyle (pastalı mastalı, rakılı balıklı, geç saatlere kadar atıştırmalı) "2 haftada DÜZ bir KARIN ve İNCE bir BEL!" programımı hiç edip, birkaç dakikalık plank'ımı bile yapmazken, Cumartesi sabahı, belde yeniden 67 cm'i görünce (1 haftada belden -2 cm!), "keşke" pişmanlıklarının hemen ardından "Bu iş şahane işliyor, devam Bikini!" motivasyonu ile "Yeşilliklerimi bir koşu marketten alayım da, süper bir hafta sonu kahvaltısı hazırlayayım!" telaşında, "Ay telefonu unuttum, neyse kalsın, yok alayım mı?!" ikilemiyle sen unut sağ eli asansörün kapısında! "Ahhhhhhh, o nasıl acı be yaw!". Buzlar falan, uyuşturdu da, taş gibi oldu, şişti bu el! Yok bu böyle olmayacak! Yok duramıyorum zaten.. 

Maslak Acıbadem'de alçıya alınır sağ el, en az 10 gün hiç kullanılmamak üzere...


Kendi kendine nazar değdiriyorsun Bikini! 

"Vay be! Bu kış ne bir aksırık, ne bir öksürük, hapşırık bile geçirmedin!", "Sağlık fışkırıyor içinden!", "Dipçik gibisin valla!"...

"Valla!"'nın ardına yapıştırsana şöyle içten bir "Maşallah!"!!! :-DDD








Neyse, yapacak bir şey yok! Olan oldu! Da, dün hasta şımarıklığı ile Bayramoğlu'nda, gerçek, sıkıştırılmamış kömürde pişen, yağı yerinde, içi sulu, pembemsi nefis döneri ve tandırda pişen incecik lavaşları lüpletmeseydim iyiydi! Bir de onun nefis, ev usulü patates kızartmaları yok mu?! :-p






Gel gelelim, sağ eli dominant olan biri için sol eli kullanmak çok zor! Her işe ilk atılan hep sağ el! Alçının farkındalık yarattığı kesin! Allah'tan! Aksi olsa iyileşmez bu el! Her şeye sağ ile atılıyorsun, amanın dur diyorsun, o uzundur unuttuğun, belki de hiç bilmediğin, diğer tarafına geçiyorsun. Da, öyle hemen geçemiyorsun. Beyin bir dumura uğruyor önce, nasıl yapacağını kestirmeye çalışırken. Sol ile bir şekilde bir iş görmeye girişsen bile, sağ yerinde durmuyor, sola çabalama iznini bile vermek istemiyor.










İnsanlık tarihi boyunca, sağ el "iyi", sol el "kötü" ile bağdaştırılmıştır. Latincede sol, kötü, uğursuz, ihanet anlamındaki sinister demektir. Sağ ise dexter yani hüner, beceri ve yetenek demektir.

Bedenin sağı ve solu da aynı şeklide, bütün dillerde benzer uç anlamlara sahiptirler. Sağ el, güçlü, doğru, uygun, öncelikli, gerekli, güvenilir gibi anlamlar alırken, sol el, zayıf, ters, değersiz, sakar, ikincil anlamlarını alır.

Politikada sağ faşist, sol anarşisttir.

Kültürel olaylarda, en değerli misafir, ev sahibinin sağında oturur. Evlilik törenlerinde, ilişkiye gizli bir mesaj verircesine, damat sağ, gelin solda yer alır.

Sağ ile tokalaşma geleneği, güç gösterisinden başka bir şey değildir.


Bunların hepsi, bedenin sağına hükmeden maskülen sol beynin ettikleridir. Bu, beynin sağ ve sol yarım kürelerinin bilgiyi değerlendirme teorilerine göre böyledir. Yine bu teoriye göre, hayat, renklerritm, müzik, sanat, yaratıcılık, tutku, hayal gücü ve özgürlük, bedenin sol tarafını kontrol eden sağ beyindedir. Tarih boyunca bu sağ beyinden çok korkulmuştur!







Arşimet'e hamamda "Eureka!" çığlığını attıran yine sağ beyindir!

Solak insanların, spor, sanat ve bilimde daha başarılı oldukları da ayrı bir gerçektir.








Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük sanatçılarından ve dehalarından olan Leonardo di ser Piero da Vinci en ünlü solaklardan kabul edilir. Ancak, bazı araştırmalar ve hikayeler, onun sağ elinde yaşadığı rahatsızlıktan dolayı sonradan sol elini kullanmaya başladığını anlatır. Rönesans dehası, dünyanın en değerli portresini Mona Lisa diğer adıyla La Gioconda 'yı, belki de sağ elinde ilerleyen rahatsızlığı nedeniyle tamamlayamamıştır. Leonardo da Vinci'nin çizim teknikleri ve o muhteşem tebessümün sahibesi hala gizemini korur.



Mona Lisa veya La Gioconda (1503–1505/1507)
Louvre, Paris, France


Yaratıcılığı geliştirmek, yani beynin sağ lobunu harekete geçirmek için en çok önerilen egzersizler arasında sol tarafını daha fazla kullanmak var. Sol ile yazmak, resim çizmek bunlardan en popüler olanları.

O, The Oprah Magazine'da yazan, Martha Beck'in çok ilginç bir egzersiz önerisi şöyle:
"Bir kağıda, sağ elinizle yazıyla "Nasılsın?" diye sorun ve cevabı sol elinizle yazarak cevaplayın! Sağ beyin size, bildikleriniz arasında bilmediklerinizi söyleyecek!"


Sordum:






  








13 Nisan 2014 Pazar

Mutlu Yıllar Bikini Projesi!




Tam bir yıl olmuş!
İnanılmaz değişik duygular içindeyim!
Kendimce, kendime açtığım bu blog...
Her gün binlerce insana ulaşıyor şimdi...

Ne diyeceğimi bilmiyorum..
Nasıl oldu, onu bile bilmiyorum...

Tek bildiğim: TUTKUM OLDUNUZZZZZZ...


Tamam, ağlamayı kesiyorum..

Binlerce yorum..
Yüzlerce mail alıyorum..
Tek üzüntüm, bazen yetişememek.. 


Sayenizde deli çılgın sağlığa, incelmeye ve gençliğe koşuyorum...






SİZİ

ÇOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOKKK

SEVİYORUMMMMMMMMMMMMMMMMM














7 Mart 2014 Cuma

Kırdım Zincirleri! ;-)

Kilo: 54,1

Ve gidenlerin hepsi YAĞ! ;-)))))))))))

Dönüşte görüşürüüüüüüüüüüüüüüüüzzzzzz...


 
 
 
 
 

31 Aralık 2013 Salı

Veda etmek gerek Tüm Eskilere..

Biten her şeyin ardından bir hüzün düşer hep insana..
Alışırsın onun varlığına!
İyi mi kötü mü diye irdelemediğin o alışkanlığa..
Ne olursa, Olsun! Hep olsun istersin yanında..
Ve bir gün düşünme fırsatın olur, bir anda!
Önce artısına bakarsın, sonra eksiğine.. Tartarsın da tartarsın!
Derken bir ferahlık kaplar içini..
"Veda etme zamanıdır" dersin!

Bir süre şapşal şapşal gezersin!
Geçmişi geçmişte bırakasın kesindir de, kopmak yine de zor gelir!
Ne yapacağını bilmez, sudan çıkmış balık misalisindir de, belki de değilsindir de!
Özgür olup uçasın vardır.. Her şeyi yapacak gücü buluverirsin kendinde..
Arkana bakmadan gidesin gelir.. de.. aklın kalır yine de..

Son bir kez "deneyeyim" dersin.. Olmaz artık üstüne o eski elbise!
Ayna karşısında, bir sağdan bir soldan daraltmakla uğraşırsın, omuzlar düşer bu sefer de..
İşte şimdi kopmuştur artık o iğneyle tutturulmuş bağ..
Tam bir kabullenmenin yaşandığı o tarif edilmez huzurla;
"Artık seni eskiciye vermeli!" kararı bulaşır geride kalan her ne varsaya..

Sonra bir anda, gözüne belirir, gittikçe netleşir o hep olmak istediğin "insan"..
Hoplaya çoşa sırasıyla sıralanır gerçek olacağını bildiğin tüm hayaller, hemen ardından..
Gelecek olan yenileri düşündükçe, başlar zıplamalar, danslar, oradan oraya koşuşturmalar..
Ve sevinci muhteşem bir hazza taşıyan her türlü heyecanlar..

Elveda 42 beden elbise..
Elveda tüm eskiler..

Hoş geldin hayat..
Hoş geldiniz doyulası güzellikler..










24 Ekim 2013 Perşembe

Before & After 'ın Kurdu Oldum :-)

Bu sefer çekinmek de yok..
Zira, AYNA sana "SEN GÜZELSİN" diyorsa, kopup gidiyorsun illa..








16 Eylül 2013 Pazartesi

Çekinerek bir Before & After

Hay Allah.. Pek bir utanıyorum kendi fotoğrafımı post etmekten.. 
"Aman tam olmadım", "biraz daha", "daha erken" derken.
Herkesler çok merak edince... Bir gazla oldu bir kere..

Ayyyyy, işte ben (yüzüm kıpkırmızı şu an, hatta alevler fışkıracak sanırım birazdan):

Bikini Projesi Before & After


Ve bugün:
 
Bikini Projesi 15 Eylül 2013




2 Eylül 2013 Pazartesi

Bikini Projesi 10 günlük SÜPER HIZLI ve MÜTHİŞ SAĞLIKLI Zayıflama Programı: Gün 10

Bikini Projesi 10 günlük SÜPER HIZLI ve MÜTHİŞ SAĞLIKLI Zayıflama Programı 10. gün akşamı yol telaşı olunca, anca yazabildik tabi.

10. GÜN SABAHI ÖLÇÜLMEK DEMEK, aslında "9 günlük sonuç" bunlar DEMEK.. ;-))))))

Voilà:



9 Nisan 13 3 Ağustos 13 20 Ağustos 13 29 Ağustos 13
Göğüs (cm):
96
91
90
89
Bel (cm):
81
69
70
67
Basen (cm):
96
91
90
89
Kilo (kg):
60
53,3
55,2
52,2




29 Temmuz 2013 Pazartesi

Gün 105: NIKE ile büsbütün havaya girdim! ;-)

Hiç aklımdan bile geçmezdi, spor markasından üzerime bir şeyler alacağımı. Hayır bakardım ve hastayım da NIKE WOMEN'S'ın da, hani spor mu yapıyordum ki?!! İtiraf ediyorum: BAYILIYORUM! Bunların içine girenlere de KIL oluyordum. Hele şu büstiyer kılıklı üstler ile düşük belli şortlu kombinlere..

Her neyse, e azcık fit olduk ya artık ve "yeni bir NIKE yürüyüş ayakkabısını da hakkettim"'le başladı bu macera. Fenerbahçe Parkı'nda bitirdiğim 10,000 adımımdan sonra dönüşte Meydan Alışveriş Merkezi'nde NIKE STORE'da aldım soluğumu. Daha girişte bana bakıyordu, aşık oldum ayakkabıya. Sergilenen de 6 numara, benim yani, beni al diye bağrıyor hani! Denedim, süper oldu! Üstüne bir de indirim var ki. Heyooooooooo...
Ben bunlarla kaç 10,000 adım atarım artık. Süper ötesiler..

Buyrun sizi yeni adım atma arkadaşımla tanıştırayım:


Nike LunarGlide+ 4 Women's Shoes
241.-TL'den düşmüş 192,80.-TL'ye

Ben kasaya doğru ilerlerken, şortlara takıldı gözüm. "Yahu deneyeyim, ne olacak ki?" derken bir şeyler daha toparlayıp, giyinme odasına girdim. MEDIUM bedenleri denemeye başladım ki; "A" bir daha bir "A", inanmıyorum "Aaaaaa", mağaza çalışanına, "Aaaaaaaa, şey, bunların hepsinin SMALL bedenini alabilir miyim?" diye benden bir haykırma!!! Dakikalar içinde getirdi hepsini! Bir ara "Size aslında XS olur" dediğini duyar gibi oldum ya..

İşte zafer:



Coşarım ben artık. Uçarım. Koşarım. Şu Sahillerde Yapılacaklar Listem'in her türlüsünü yaparım. Yuppppiiiiiiiiiiiii....

Aldıklarımın detayına gireyim: 
  • Nike Women's Reversible Mesh Short: Çift taraflı olan bu süper eğlenceli şortun füme üzerine kavuniçi NIKE yazılısını da aldım: Her biri 66.-TL'den düşmüş 52,80.-TL'ye
  • İçimdeki Nike Women's Dri-FIT Shape Tank Top: 84,80.-TL
  • Üstümdeki: Nike Women's Dri-FIT Sleeve, mor rengini de aldım: Her biri 131.-TL'den düşmüş 104,80.-TL'ye
  • Bir de her daim yürümeye başladığımdan her koşulda uygun bir çantaya da ihtiyacım var diyerekten: NIKE C72: 91.-TL'den düşmüş 72,80.-TL'ye





Ve bugüne dair son sözüm:
  




Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...