hipotiroidi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hipotiroidi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Kasım 2015 Pazar

"Gerçek Bedenler", Victoria Secret Melekleri'ne karşı


Yoksa, Victoria Secret Melekleri, "Gerçek Bedenler"'e karşı, mı deseydim?

Milyonlarca kadına satış yapan, iç giyim pazarının %35'ini kontrol eden Victoria's Secret markasına, Büyük Beden modeller tasarlaması üzerine baskılar gün geçtikçe artıyor (Victoria's Secret'in en büyük bedeni XL ya da 42). Change.org'da açılan son çağrılardan biri de, Victoria's Secret Melekleri'ne, gerçek bedenli Melekler'in de katılması üzerine.

Tüm bunlar konuşulurken, 10 Kasım, Salı günü yapılacak olan dünyanın en seksi, en çok konuşulan defilesi, Victoria's Secret Fashion Showson dakika haberleriyle moda gündemini şekillendirmeye devam ediyor. Podyumda, Adriana LimaAlessandra AmbrosioBehati PrinslooCandice Swanepoel ve Lily Aldridge başta olmak üzere, yeni melekler Elsa Hosk, Jac Jagaciak, Jasmine Tookes, Kate Grigorieva, Lais Ribeiro, Martha Hunt, Romee Strijd, Sara Sampaio, Stella Maxwell, Taylor Hill yanısıra Victoria’s Secret PINK modeli olarak Gigi Hadid olacak. Haftalardır dedikodusu yapılan, Kendall Jenner’ın Victoria’s Secret podyumunda yürüyüp yürümeyeceği de nihayet kesinleşti. Kendall Jenner, bu haberi 20. doğum günü hediyesi olarak kabul ederek Victoria’s Secret’ın resmi duyurusunu Twitter hesabından retweet’ledi.

Bir başka son gelişme de, Victoria's Secret Fashion Show'un 20. yılında, şov gecesi sahne alması beklenen Rihanna'nın performansını iptal etmesi. Selena Gomez ve The Weeknd ile birlikte, Rihanna yerine, Melekler'e Ellie Goulding eşlik edecek.








Görünen o ki, markanın podyumlarında "gerçek beden" bir Melek henüz yer almayacak. Ancak, ona karşı yürütülen anti- kampanyaların devam edeceği kesin.



Victoria's Secret "A "Body" for Everyone"




Dove "Real Beauty"



Lane Bryant "I'm no Angle"




Huma Qureshi - Femina Magazine



Şirketler (ya da, kapitalist düzen deyip, şöyle doyasıya saydırmak var da :-p) biz kadınların şeklini şemailini belirlemeye devam ederken, 1990'ların "Heroin Chic" güzellik anlayışından sonra bu günlere gelebilmek bile büyük bir şey hani. Gençlik yıllarımın saçma sapan diyetlerle (diyet tarihim burada) heba olmasının sebebi, ahanda Kate Moss'un şu pozdur yani.



Calvin Klein "Heroin Chic" 1990s





ALDA Models - Vogue Kasım 2014



Benim en kızdığım şey, o dünya markalarının bizleri standartlaştırmak isteği. Ülkemizin de başına eklenen bu "Yeni" dünya düzeni, hepimizin, bedenen ve zihnen, fabrikasyon olmasını hedefliyor. Robot misali herkes tek tip olsun!!! Burun aynı, göz aynı, boy aynı, pos aynı, en aynı endam aynı; zihin de tamamen kapalı...






Yaw halbuki, hepimiz birbirimizden yapısal olarak o kadar farklıyız ki. Bırak bize öğretilen o elmadır, armuttur vücut yapısını, parmak izi kadar, kemiklerimiz de tamamen farklı. Her birimizin kendine özel vücut yapısı ve birbirine benzemez kemikler sitemi var. Her birimiz ayrı ayrı birer, emsalsiz, mucizeleriz. (Yoga Anatomisi derslerinden yeni öğrendiğim, aklımı başımdan alan, beni bambaşka yerlere götürecek bilgiler bunlar. Yogaya derinlemesine dalmalardayım. Haftasonlarımın da deli yoğun geçişi, bu Yogini yolculuğumdan. ;-))





Yok yok, konuyu "iç güzellik" ile bağlamayacağım. Tek hedefi kar etmek olan tüm bu şirketler, beynimizi "o gerçek, öbürü yalan" ile yıkamaya devam ededursun, ben sağlık dünyasının, kadın bedenin şekli için dediklerine bakacağım.

Bir kere, ince insanların çok çok daha az sağlık riskleri taşıdığı gerçeğini bir yeniden hatırlasak iyi olur. Sıskalar uzun yaşar.

Kadın vücudu deyince, yağ oranı pek önemli; şu yazımda yazmıştım detaylısıyla. İşte şekil de tam orada devreye giriyor. Sağlıklı yağ oranı da yetmiyor, onun çekici oranda vücutta dağılıyor olması gerekiyor.

Sağlıklı kadın vücudu şekli, belin totoya oranının (Hip-To-Waist Ratio; WHR) yüzde 75 civarlarında olanı.


Mayo Clinic


Bu oran dışında, bel çevresi tek başına sağlık açısından çok çok önemli. Yine Mayo Clinic'in yaptığı çok çarpıcı bir araştırmaya göre, bel çevresi 95 cm olan bir kadının ölüm riski, beli 70 santim olan kadından tam %80 daha fazla!!!









2 yıllık incecik bedenli hayatımdan sonra, erken menopozun yol açtığı insülin direnci, üstüne hortlayan Hipotiroidi (nasılı detayı şurada) ve hepsine inat, bıraktığım sigara ile büyük bedene doğru yol alıyorum şimdi. Diyeceğim o ki, 2 bedende de şekil bulmuş bir insanoğlu olarak, üzerindeki ihtiyacından fazla kilolar, sırtında ciddi yükler oluşturuyor. Hareketlerin bile ağırlaşıyor mesela. Çevik gibi sıçrayamıyor, fırlayamıyorsun hani. Kasa ağır çekiyor yani. 

Bu beden, o 2 ayak üzerinde durmak ve yürümek için yaratıldıysa eğer, boynunda eğilme, sırtında sızı, eklemlerinde ağrılar ve kasık aranda pişikler, saçma değil mi? Evet pişik dedim. Yürümeye çalışırken, bacakların birbirine sürtmesi, yürümene engel olması, beni en deli eden fazlalık. Biraz ayakta fazla durdum mu, çektiğim ayak ağrılarını anlatamam. Üst bedenin ağırlığından, belim de çokça kendini hatırlatıyor şu ara. Totomu koltuktan kaldırıp, harekete geçmekte zorlanıyorum resmen.







Oysa beden, hareket etmek istiyor...






Netice itibariyle, sağlıklı bir kadın vücudu, rahatlıkla hareket edebilen, ince belli bir şekle sahip olanıdır.


E ben de o halde, en iyisi mi, yavaştan bir harekete (şuradaki "Her daim Aktifim! ;-)"'li) geçeyim. Değil mi?! ;-)







4 Temmuz 2015 Cumartesi

Hadi inşallah


Matofin'e daha fazla dayanamadım, bıraktım. Zaten Haşimato'nun verdiği yorgunluk var, üstüne bu diyabet ilacı ile tam uyurgezere döndüm. Göz kapaklarımı açık tutmak için harcadığım enerjiyle 2 kilo verdim, o derece!

Tiroid için ilaca başlamadık zaten. Aman eksik kalsın. İçim dışım doktor, test ve ilaç oldu.

Derken, o olağanüstü şahane programıma uyunca, dün sabah da ne göreyim tartıda:





Ki, 2 sabahtır, Sun Salutation'ımı yapamıyor; uyku durum hali devam ediyor çünkü; akşamları da bir Tadelle King Size götürüyorum.
Günlük minimum 5000 adımı bile yapamadığım zaman oldu. Ha zati, yapabilsem de ancak o kadar hani.







E bir de dün akşam bunun kutlaması yapıldı. Hayır bu kutlamalar neden yemek ve içmek üzerine odaklı hep, anlamıyorum yani.
Bu sabah tartıya korkuyla çıktım ya... Ama bir bakmışım ki 61.6. Olleyyyyyyy...
Aman, "Ahanda bu iş pek kolay" şımarmalarına girmek yok! Ki bu en tehlikelisi... Dağılıverirsin valla...

Şimdi, her şeyleri daha da şahane yaparsam, Pazartesi 59'u, kıyısından köşesinden görür müyüm ki?
25 Temmuz'a biletimi de aldım. 3 hafta var. 54'lere düşsem mesela. Olur mu ki acaba?

Hadi inşallah... <3 <3 <3 <3








23 Haziran 2015 Salı

Çok fena dirençlere gelmişim!!!


Prof. Dr. Dahiliye amcama göre de turp gibiyim. Hayır bileydim, kanımdaki vitaminleri mineralleri ölçeceğini, ona hepsinin optimal olduğunu söylerdim yani. Onca teste gerek yoktu hani. :-p

Prof. Dr. Kadın amcam kılıklı o da; "Bunlar doğal kilolar. Biraz dikkat ettin mi, verirsin hepsini.". Yemek günlüğüm, Instegram hesabımı açıp, yediğimi içtiğimi dökesim geldi önüne de, neyse şimdi.

"Böyle de güzelsin." tatlılığıyla da bitirmiyorlar mı konuşmayı, bir şey de diyemiyorsun ki.


Ayrıca, bence de, kadın vücudu her hali ile güzel. Bizzat şuraya yazmışlığım var.







Amma ve lakin, o dolgun hatlar da, ince bir bel ile çekici. O seksi WHR=0,70 oranlı olanı (detaylar için tıkla) yani. 
Dahası, "sağlıklı kadın"'ın tıbben tanımı da, tam da bu.







Şaka etmiyorum. Bel bölgesinin yağlanması, iç organlarının da yağlanması demektir, ve hele hele kadın için çok tehlikelidir, ölümcüldür.



Aldım soluğu Bayan Prof. Dr. Endokrinoloji'de.

Durum şu:


  1. Ne kadar hormon terapisi görüyor olsam da, ki ben bir ara onu da bıraktım, gerçek östrojenin yerini alamıyormuş bu sentetik hormonlar. Bedeni kandırmaya yönelikmiş bu terapiler. Östrojenin azalması ile vücut daha az yağ yakmaya yönelmek ile kalmayıp, yağ yapan pis bir enzimi de harekete geçiriyormuş. Adı ALDH1A1 olan bu sinsi enzim, en tehlikelisi olan iç organlar etrafında yağ birikimlerine sebep oluyormuş.
  2. Ve maalesef bu yağlanma, bende, Tip 2 Diyabet'e, İnsülin Direnci, (Karatay Teyzemin ekleyeceği üzere) Leptin Direnci yani (Prof. Dr. Ahmet Aydın'ın tanımıyla) Metabolik Sendrom'a yol açmış.
  3. Bunlar yetmezmiş gibi, Tiroid ultrasonunda çıkan, çeşit çeşit nodüller. Tam 24 tane. 2 tanesi biraz büyük gibi ama, neyse ki, şimdilik bir biyopsiye gerek yok. Yakın takibe alacağız.
  4. Kan testlerini inceleyince de, ne görelim?! Meğer bende Haşimato hortlamış. O da yetmemiş, Tiroid hormonları hızını düşürmüş, Hipotiroidi hastası da olmuşuz.



Daha başka kilo yapan hastalık var mı bilemedim!!! Tam başlayacağım isyanlarıma, sövmelerime, hatta dümdüz saydırmalarıma, ağzım dolu dolu, içten içten böyle; garip bir rahatlama düştü içime.

Tüm bu yaşadıklarımın, sebepleri çıkmıştı artık ortaya...


  • En sağlıklısıyla besleniyor olsam da gittikçe artan kilo ve yağlanma,
  • Dinmeyen ödem ve şişkinlikler,
  • En şahane uykuları alsam da, geçmeyen, süründüren yorgunluk, halsizlik, isteksizlik hali,
  • Karbonhidrat atakları, tatlı krizleri,
  • İlaca bile inat eden kabızlık,
  • Şu sürekli "Burası çok soğuk"'lu üşümeler,
  • İncele incele sürekli kırılan, artık oje sürülemez olan tırnaklar,
  • Baş ağrısı, kas krampları...



Sonunda...
Ne ile savaşmam gerektiğini biliyorum artık...


Yaz üstü gelmeyeydi hepsi üst üste, iyiydi de...
Neyse...








Şimdi, hiç zaman kaybetmeden;






  • En pembe GI ile beslenme zamanı...
  • Meyveye bir süre tamamen ara versem iyi olacak.
  • Hatta, tahıldan da uzak durayım.
  • Leptin dostumuz en şahanesiyle çalışsın diye erken akşam yemeği...
  • Tüm bu dirençleri kırmak için, akşamları en az 40 dakikalık yürüyüşler pek pek mühim.
  • Sabahları Surya Namaskar hormonlara şahane geliyormuş, onsuz güne başlamayayım.
  • Hatta iyicene yogaya vereyim kendimi... Öyle ya, beden ile bağlantıyı kopardık sanki...








Zati, tüm bu dirençleri de aşarsam, tarihe de geçerim herhalde. Kitap da çıkarırım üstüne: "EN ALAYLI İNCELME UZMANININ TÜM SIRLARI" diye. :-p
E ben gideyim o halde...









Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...