yaz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yaz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Haziran 2020 Pazar

İncelten Sosuyla Nefis Kızartma


Bizde yaz, kızartma ile kutlanır. Mutfağı, hatta evi, hatta komşular ve bütün siteyi buram buram kızartma kokusu sarmadan bize yaz gelmez. Bu bir gelenektir. Ve gelenekler korunmalı ve sürdürülmelidir. Ayrıca kızartma dediğin fırında olmaz, onun adı fırında sebzedir. Sebzeler bolca ayçiçek yağında, kızartma tenceresinde yüzmelidir. Kızartma tenceresi, bir genç kızın çeyizliğidir.

Gerçekten de, kızartma çok eskilerde var olan bir yemek pişirme yöntemi. Antik Mezopotamya'dan, Antik Mısır'a, Vedik gelenekler Hindistan'dan, Antik Yunan'a kadar bol yağda pişirme hep var.  

Şimdilerde pek süper sağlıklı sayılmıyor kendileri. Kızartma konusunda uzman olan anneciğim, Tatar usulüne göre Ayçiçek yağı kullanır. Asıl mesele yağı yakmamak, duman çıkartmamak ve bir tık az kızgın kullanmaktır. 200 derece civarında tutmak en sağlıklısıdır. Kızarttığım sebze olduğundan içim biraz daha rahat. Yalnız yanına et gibi sindirimi daha da zor yiyecekleri eklemek pek uygun kaçmaz. Bir de öğle vaktinde, yaz günü yendi miydi, alırsın şifasını. Patlıcan ve biber de zati incelten sebzelerden ya, mevsiminde yersen. İçim daha da rahat etsin diye, sosunu sindirimi destekleyen mucizevi baharatlarla tatlandırınca da, oldu sana:


İncelten Soslu Nefİs Kızartma





Kızartma için malzemeler:
  • 1 kilo patlıcan (Ben çok etli sevdiğimden bostan tercih ediyorum. Daha çıtır sevenler kemer patlıcan da kullanabilir.)
  • Yarım kilo sakız kabak (Ben patlıcancıyım, kabağı mücverde severim. Evde 2 kabak vardı onları da kızartıverdim.)
  • 1 kilo çarliston biber
  • 1 kilo sivri biber
  • 2 litre ayçiçek yağı





İncelten Domates Sos için malzemeler:
  • 1 kilo salkım domates
  • 6 diş sarımsak
  • 1 çay kaşığı kadar kuru fesleğen
  • 1 çay kaşığı kadar kekik
  • 1 çay kaşığı kadar darüfülfül
  • Yarım çay kaşığı kadar kişniş
  • Yarım çay kaşığı kadar şeytantersi
  • 3 defne yaprağı
  • Bolca taze çekilmiş karabiber
  • Himalaya tuz


 



İncelten Domates Soslu Nefis Kızartma tarifi:

Önce patlıcanları yıka. Kabuklarını alacalı soy. Halka şeklinde dilimle. Acılığı gitsin ve kızarırken yağı çok çekmesin diye Himalaya tuzlu suda beklet.




Patlıcanlar acısını suya bırakırken, biberleri yıka ve iyicene kurula hatta kağıt havluda kurumaya bırak. Kızartma yağına su damlası dahi girmesin aman dikkat. Patlar ve yanarsın alimallah.





Kabakları yıka kurula ve alacalı soy. Halka şeklinde dilimle. Suyunu bırakması için havluya ser.




Patlıcanlar suda, kabak ve biberler kağıt havluda bekleyedursun, sosu hazırlamak için domatesleri yıka ve rendele.




Sos tenceresine al, bütün baharatları ve tuzu, sonra defne yapraklarını ve ince kıyım sarımsakları domates rendesine ekle.
 




Domates, suyunu çekene kadar orta ateşte, sos tenceresi kapağı açık kaynaya dursun, biz başlayalım sebzelerimizi kızartmaya. Sırasıyla kabaklar, sonra tuzlu sudan çıkarıp nemini aldığın patlıcanlar, en son da biberler olmak üzere en az 1,5 litre ayçiçek yağı eklediğin kızartma tenceresinin altını yak. Yağın ısısını kabak ile test edip, ya Allah başla kızartmaya. Aman kabaklar daha arkanı dönmeden yanar, yağa attığın gibi bir kaç dakika içinde çıkar. Fazla yağını alması için kurutmak için kullandığın aynı kağıt havluya ser. Patlıcanları atmaya başla. Patlıcanlar yağ azaltabilir. O durumda yağ ekle ve yağın ısınmasını bekle. Derin yağ olmazsa, sebzeler yanar.



Kızaran patlıcanları havlu kağıt üzerine al.




Patlıcanlar bitince biberleri patlamamaları için uçlarından kesik at, biraz da yağın ısısını azalt öyle kızart.




Derken sos suyunu çekti. Defne yapraklarını bul çıkar. Ona kızartma yağından 4 çorba kaşığı ekleyip, kapağını kapat ve 10 dakika fokurdat.

Kızarmış sebzelerini ser borcama, üzerine nefis domates sosunu dök ve biraz da maydanoz ile yemeye hazır. 

Afiyet, şifa olsun.











11 Haziran 2020 Perşembe

Yapması çok kolay, 10 dakikada, Fırında efsane Kuşkonmazlı Somon


68,9! Bir haftada tam bir kilo gitmiş! Ama beğenmiyorsun! Alışmışsın tabi menopoz öncesi haftada hızlıca 3'er kiloları vermeyi, bu sana yetmiyor. Peki! Bir bak bakalım, gerçekten de bu yeni rutine (detaylar için buraya tıkla) uyabildin mi?

Biraz zor tabi bu rutin. Bildim bileli en önemli öğün akşam yemeği olmuş. Herkesin bir araya geldiği, tüm uzun toplantıların, buluşmaların yapıldığı, en önemli konuların açıldığı, paylaşıldığı, eğlenildiği zamandır akşam yemeği. 

Bir de, mesela, Kocam Bey'i ikna edemedim akşam yemeğini bir porsiyon zeytinyağlı veya salata ile yapmaya. E baş başa geçirdiğimiz önemli bir aktivite de bu aynı zamanda. Bir de sürekli ayrı ayrı, kişiye özel yemek yapmaya ne zamanım ne de param yeter hani. Çareyi, proteinli yemeği öğlen pişirip, kendi porsiyonumu öğlen yiyip, akşama da Kocam Bey'e ısıtıp sunmakta buldum. Hem yine aynı güzellikte günü değerlendirecek, uzuz uzun sohbetlerimizi edecek, hem de ben de ona sofrada zeytinyağlı veya salata tabağım ile eşlik edecektim.

Amma velakin, mesela birazdan detaylı tarifini fotoğraflarla adım adım vereceğim enfes, sulu sulu, fırında kuşkonmazlı somon günü, işler hiç de planladığım gibi gitmedi. Fırında 10 dakikada pişen enfes kuşkonmazlı somonun bana düşen porsiyonunu şahanesiyle öğle saatinde yedim. Akşam bizimki işten geç geleceği için, ben 17:30'da salatamı da lüplettim. O gelince de, kalan kuşkonmazlı somonu fırında ısıtıp, ona güzelce servis de ettim. Kendime de boş bir tabak koydum. Lafa daldık... 

Derken ne göreyim?'! Ooooo ben ekmekten, sözde ona aldığım beyaz şaraptan, ayy bir de o tek gitmez derken peynirleden usul usul götürüyorum! Gece olmuş 22:00!

Kim bilir kaç akşam yemeği de böyle geçti gitti!!

Velhasıl, sen gel, o verdiğin 1 kiloya en içteninden bir sevin.

Hem şu an, bu akşam yemeği akışının da  farkına vardığına göre, 2. haftayı daha bir şahane geçirisin derim. Hatta bir kaç akşam yemeğini de tamamen kaldırsan 10 numara olur. Zira, Ayurveda, o akşam yemeğini zaruri de görmez hani. O zaman belki, her zamanki akşam yemeği sohbetlerini de, ona sofrada değil de, mutfakta ertesi günün yemeğini hazırlarken mi eşlik etsen? Du' bakalım, bulacağız bi' çare!


Fırında Kuşkonmazlı Somon

Anlatmaya başlarken bile ağzımın içi sulanıyor. Fırın hep kurutur ya, bunda hiç öyle olmadı. Somonun da, kuşkonmazların da içleri sulu sulu kaldı. Isırıklar, dil üstünden boğaza oradan da mideye usulca akıp gitti.






Fırında Kuşkonmazlı Somon tarifi için malzemeler:

Doya doya 2 kişilik
  • 500 gram fileto somon (2 parçaya bölünmüş ve derisi alınmış. Ben temizletmeyi unutmuşum. Derisini temizlemek ustalık işi. Beni aşar. Ama aynı zamanda deri ile birleşen yer, muazzam güzellikte yağlı. Deri ile pek servis etmek istemeyebilirsin ama derisini sıyırmak da ultra damak çatlatır, diyeyim.)
  • 600 gram taze kuşkonmaz (2 paket veya bağ)
  • 2 büyük limon
  • 10 dal maydanoz
  • 3 diş sarımsak (Mevsimi diye ben taze kullandım.)
  • 4 defne yaprağı
  • Soğuk sıkım zeytinyağı
  • Beyaz şarap sirkesi (isteğe bağlı)
  • Himalaya tuz




Fırında Kuşkonmazlı Somon tarifi:


İlk iş, somonu yıkayıp, onu marine edeceğimiz sosu hazırlamak.

Sos için, bir limondan 4 dilim çıkardıktan sonra geri kalanların suyunu sık. O suyun yarısı kadar nefis bir zeytinyağı, bir kaç damla sirkeyi, yıkayıp kıydığın maydanozları, dilediğin kadar tuz ve sıktığın sarımsakları ekle. Marinatı çatalla iyicene çırp.





Sosu somonlara arkalı önlü masajla yedir. Kenara al.





Somonlar marine olurken tepsiyi yağlı kağıtla hazırlayıp, fırını ısınması için 200 dereceye ayarla.




Kuşkonmazların saplarını kalın olan yerinden elinle kır ve kırılan yerden biraz daha incelmesi için kabuklarını soy.



Ortaya somonları, üzerine defne yapraklarını, yanlara kuşkonmazlar olacak şeklinde tepsiye diz. Kuşkonmazlar üzerine zeytinyağı gezdir. Fırına ver.





Veeee 10 dakika içinde tamamdır. Misssssss...





Afiyet, şifa olsun.



13 Ağustos 2017 Pazar

Dişli Kadın olacaksın!


Türkbükü aslında benim pek de tercihim değil. Gecesi yok, gündüzü yok, her daim, dip dibe mekânlarda, her adımda bir değişen ve birbirine giren, inleyen müzikler eşliğindeki, doğa olarak eşsiz, Bodrum’un beach partiler koyu.

20 yıl önce, ne şahaneydi burası. Nihal Acar’ın efsane Ship A Hoy’u vardı. İyi müzik yapan, bohem bir yerdi. Taş ütüde nefis tostlar yenirdi. Bırak Beach Club mekânlarını, “eller havaya” konsepti henüz icat edilmemişti.

Gözlerimiz aradı kendisini. Yerine, mutfağı iddialı, Nişantaşı’lı Hardal gelmiş.

Hey gidi Ship A Hoy, hey… 

Bodrum Türkbükü Haziran 2017

Her neyse, tabi arkadaş bana dünyaları harcayacak, gönlümü kazanacak (the men’s way). Ne yapacağını şaşırdı. Gerçi hakkını da yemeyeyim. Bir iş seyahatinde gittiğinde, “Seninle mutlaka Miam’a gitmemiz gerek. Mezelerine bayılacaksın.”’dan romantizm yapmış bizimkisi. Bodrum’a gitmiş olsak da, o kadar çok uğrayamadık ki, “Bu sene de Miam’a gidemedik.” mesajlı esprileri gelişmişti aramızda. Oraya gitmiş olmak önemli yani.

Hem ilk gecemizi, hem de son gecemizi Miam’da planlamış. Zaten 3 gece kalıyoruz topu topu. Vur deyince, öldürmek misali! Ya da; yaratıcılık ancak bu kadar bunlarda! 1 ay öncesinden rezervasyona rağmen, zar zor yer bulmuş. İlk gece barda, son gece deniz kenarı tarafında. İkisinin de atmosferi bambaşka. Yalnız, hakikaten, yok böyle mezeler.

Miam Türkbükü Bodrum

İkinci gecemiz için de, araştırmış, vejetaryen pizza da yapan, kendisi gibi kurumsal iş hayatından yemek içmek işine geçmiş, yine Türkbükü’nde Pizzeria C'e’ye yer ayırtmış.

VEGETERIANA: Domates sos, taze mozzarella, ızgara kabak, ızgara patlıcan, karamelize soğan, sote mantar… 
Elbette şahane bir kırmızı şarap eşliğinde…

Pizzeria C'e Türkbükü Bodrum


Derken... Artık adamı evde deneyeyim! J

Elinden geleni yapmaya çalışıyor gibi görünüyor. 
Doğum günüm sabahı kahvaltımıza, çok başarılı menemeninden hazırlamış. Hem de benim ki vegan! Zeytinyağında biberi kavurmuş, sonra domates, karakteri oluşturan sır gibi sakladığı baharatlar… Yumurta kırmadan üzerine bolca vegan pizza kaşar peyniri ve maydanoz...

Vegan Menemen


Ama çok tatlı değil mi?!

Evet, pek tatlı, ama kendisine çok da çaktırmıyoruz tabi. Zira bu danalara öyle fazlasıyla yüz vermeye gelmiyor. Elbette, şu yaptığı incelikler için takdiri hak ediyor da, illa bir taktik, bir strateji de istiyor.

Mesela, Sherry Argov’un “Erkekler neden DİŞLİ kadınları sever?” kitabındakiler gerçekten işe yarıyor.



Ayaklarının üstünde sağlam duracaksın.
Önce kendine güveneceksin.
Kendi ihtiyaç ve isteklerin ondan önce gelecek.
Ona ihtiyacın olmayacak.
İstemediğin en ufak hareketinde resti çekecek, “Bak kapı orada, beğenmiyorsan, güle güle!.” diyeceksin.



Bir de, tek başına bir yaşayacaksın! Ben hiç yaşamamıştım. Her şeyimden tek başıma, kendim sorumlu olduğum bir dönem, şunca hayatımda hiç olmamıştı. Kombi bozulduğunda, o bu kıştaki kar fırtınalarında, işe gidip gelirken, gelemezken, kendimi kaybedip, böğüre böğüre ağladığımı hatırlıyorum. Şimdi kombi ve kar lastiği uzmanıyım. J



Ve en önemlisi de okuyacaksın! Araştıracaksın, öğreneceksin, danışacaksın!



Türkiye’nin ünlü boşanma avukatlarından, kadın hakları savunucusu Altın Mimir’in “Gücünü ve özgürlüğünü kazanma yolunda KADININ HAK ARAMA REHBERİ”, kadına hukuki bir kılavuz niteliğinde nefis bir kitap. 



Boşanma davası ertelendi Kasım’a…


Zor bir kış oldu. Sancı dolu bir dönüşüm.
Şimdi güzel bir tatil yapacağım. 
Hesapsız, tasasız, pervasız...



❤❤❤

24 Ağustos 2014 Pazar

Tatil HATIRASI


Niye döndüm ben ama yaaaa...
Mecbuuuuuurrrrr (Sus sen, dana kılıklı, sözde mantık kokan, dünya düzeni sesi!!!!)
Vallahi, HAYAT oralaaardaaa...

14 iş günü tatil hakkımızı (!!!!) sonuna kadar kullandık! Seneye Bayram tatili de hafta sonuna geliyor; yok yani! İş değiştirirken, "tatil" pazarlığı yapmayanın aklına ne diyeyim! 
Emekliliği düşünsem, 15 yıl çalışmışız, daha 16 yıl var!!!

Kızım dur! Depresyona gireceksin yeminlen! Çık oralardan, hemen!

Hem hayat ne getirir hiç belli olmaz. Sen hayallerini taze tutmaya devam et! Şu tatil anılarını uzun uzun yaz mesela! ;-)

Hatta, şu ikinci tatilde yazlıkta çektiğin Bikinili fotoğrafını iyicene bir incele. Hatta ve hatta, Bikini Projesi'ne başlarken çektiğin Bikinili fotoğrafın ile de karşılaştır! Ölç biç! Daha da güzelleşmenin, incecik olmanın, en sağlığın, yaşı geriye sarmanın, sonsuz şifanın planlarını yap!
















Gel gelelim, Bikini'nin Bikini Olmadan Öncesi, yani B.Ö., ya da Before Bikini veeeeeeeeeeeeeeeee Bikini olduktan Sonraki, Bikini Sonrası, yani B.S., veya After Bikini fotoğraflı karşılaştırmasına:






Amanınnnnnnn... Neymişim? Ne olmuşum?!

Yani, daha çok yol var! Bu bel şahanesiyle 60'ı görür! Artık, görsün ama yani!!!!

E bir de 1,9 kilo aldın tatilde. bel olmuş yine 68! Biraz normal tabi; yeme içmeden ziyade, -ki o deniziyle, güneşiyle, toprağıyla şifa dolu yerde daha da incelirdim de-, alerji yüzünden içilen Kortizonlu ilaç ve artık mecburen başlanan Trisequens tedavisi, -ki çok daha iyi hissediyorum şimdi-, ile bünyenin azca toparlanma isteği...

3 Eylül'de çılgın Biriciğim, Sasha'nın düğünü var! Onun için mükemmel görünmeliyim. E şuracıkta 10 gün kalmış ya! Tamam, tamam! Panik yok! Ayyy nasıl olmayayım! Bütün İstanbul alemi düğüne akacak! Dur tamam, bayılma!!!

Hemen yarın, "Yeniden "Bikini" oluyorum! ;-) Olmayanı da dövüyorum! :-)" programıma başlıyorum. Mümkün olduğunca öğle yemeklerini dışarıda güneşlerde ve deniz çeşitleriyle geçiriyorum. Akşam yatmadan önce de deniz tuzlu Palmolive Spa ile duşlarımı alıyorum. 

Deniz ve güneşin şifasından; ve tatilde hayatımla ilgili aldığım en güzel karardan; uzaklaşmamak gerek! ;-)








11 Ağustos 2014 Pazartesi

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...