detoks etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
detoks etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Şubat 2020 Salı

Önümüz Bahar!



Bahar diyorum... Geliyor...

İlk Cemre düştü ya...

İçimiz, gönlümüz, yeniden açılıyor...

Doğa ve onun bir parçası beden, o derin uykudan uyanıyor...





Amanın, işte o uyanış biraz zorlu ve dikkat isteyen bir süreç!
Yaw tam romantik olacağım, şiir yazıyorum, çıkıyor içimdeki Ayurvedik Sağlık Polisi!!!

Cemreler zamanı, bahara uyanıştır. Aşırı yüksek yin zamanından çıkıştır. İçe dönme, kış uykusu, yeme içme, yatmadan tekrar canlanmaya geçiştir. 

Doğanın ve onun bir parçası olan bedendeki elementlerin ve dosha'ların değişim zamanlarıdır. Cemre (yani kor; ateş elementi) önce havaya (19-20 Şubat), sonra suya (26-27 Şubat) ve sonuncusu da toprağa (5-6 Mart) düşer. Vata sezonundan (eter ve hava elementleri) Kapha sezonuna (su ve toprak elementleri) geçiştir.





Bu geçiş dönemleri, güçlü, yüksek ve muazzam enerjiler barındırır.
İşte böyle dönemlerde, bizler de, doğanın, evrenin o dönüşüm enerjisinden faydalanabilmemiz için, bedeni çok meşgul eden sindirim ile yormuyor olmak lazım gelir.
Bu Cemre günlerinde oruç tutmak, mesela sadece meyve yemek, çok iyidir.

Hem zati, kışın yiyip içip yattığımız, o yağlar işte tam da bu dönüşümde harcanmak için birikmiştir.
Güç toplanmış, şimdi onu harcama zamanıdır.






Süt, peynir, yoğurdu, eti, ağır yağları, ekmek, hamuru, gluteni, şekeri, tatlıyı, çerezleri, hazmı zor olan her şeyleri bırakmak ve tuzu da azalmak lazım.   

Zencefil, zerdeçal, karabiberin tam zamanı. Geceden ıslatılmış baklagiller, gluten içermeyen hububatlar, bolca sebzeler ve meyvelerin zamanıdır. 
Sabahları limonlu ballı su ile güne başlayıp, mümkünse kahvaltıyı atlayıp, belki 11:00 gibi bir meyve ve sonra 13:00'te güzel bir çorba ardına zeytinyağlı ya da etsiz tencere yemeği. Akşam 18:00'de de meyve veya buharda sebzeler veya yağsız salata.

Hala havaların soğuk olduğunu unutmadan, tüm gün sıcak limonlu su ve bitki çaylarına devam etmek lazım. Akşam elma sirkeli su şahane gider.





Hareket etmenin de tam zamanı şimdi. Hele hele sabahları Surya Namaskar'lar, yemeklerden sonra yürüyüşler pek faydalı. Güç antremanları yapmanın faydası çok. Plank zamanı, yani.

Sabah vücut fırçalamaları, saunalar, buharlar, masajalar nefis gider doğrusu.





Gerçi tam da oruç tutacak olduğum 2. cemrenin düşüş tarihlerinde, Perşembe ve Cuma büyük organizasyonlarım var, akşam geç saatli. Aslında Çarşamba günü meyve orucumu tutabilirim sanki. Yani, bir gün öncesi (Salı) akşamında 18:00'de yediğim meyveden sonra Çarşamba günü 11:00'de meyve, 13:00 meyve, 18:00 meyve yerim. Yine ertesi gün (Perşembe) 11:00'de meyve ve 13:00 öğle yemeği ile devam ederim. Aralarda da bolca limonlu ılık su ve bitki çayları.
Son cemre düşerken, -ki yine (yine diyorum zira, tüm bu bizdeki Kadim bilgiler, onlarda da başka adlarla ortaya çıkıyor) Hintlilerin oruç tuttuğu Vedik ay takviminde Ekadashi'ye denk geliyor-, 5 ve 6 Mart tarihlerinde kısmetse meyve orucumu tutayım.

Diğer günlerde de en temizinden yukarıdaki beslenme programı ve günlük ritüellerini de yaparsam, en nefisiyle Bahar'a girerim.




3 Kasım 2019 Pazar

TEMİZ Kasım!


Sonbahar gelemedi ki "Sonbahar Temziliği"'me girişeyim. Havalar daha düne kadar yazdan kalma hallerdeydi. Yapraklar daha dökülmedi, kimi hala yemyeşil. Temmuz'da aralıksız yağmurlar, Kasım'da nerdeyse hala yaz... Küresel ısınma, sözde modern yaşam koşulları, yükselen binalar, artan nüfus... İklimler değişti!

Bu Homo Sapiens, küresel ısınma nedeniyle son 120 yılda dünyanın eksenini 12 metre kaydırdı!

Dünya yalpalıyor!






Greta Thunberg: “En kötü senaryonun önüne geçmek istiyorsak değişimin hemen şimdi gerçekleşmesi gerekiyor. İklim krizi yalnızca hava durumuyla ilgili değil. Aynı zamanda yiyecek ve su kıtlığının ortaya çıkması; bu nedenle de yaşanabilir alanların daralması, yeni sığınma taleplerinin ortaya çıkması demek. Korkutucu bir durum.”



Greta 16 yaşında!


Greta ve arkadaşlarının iklim değişikliğiyle mücadelede adım atmadıkları için şikayet ettikleri Devlet amcalar, bunlardan biri de Türkiye, sessizizliklerini korumaya devam ediyor.







Ayurveda'ya göre, mevsimleri bedenimiz de yaşar. İç sistemimiz, -bir süredir hep üzerinde durduğum, daha doğrusu, tüm sağlık konularının dönüp dolaşıp vardığı yer- sindirim sistemimiz, mevsimlerle değişir. Mikrobiyota değişir. İhtiyaçları da bu mevsim döngülerine göre farklılaşır. Yazın ihtiyacımız olan iyi bakteriler ile kışın almamız gereken iyi bakteriler tamamen farklıdır. Ve ne muazzam bir şeydir ki, mevsimin sebze ve meyveleri, o mevsimdeki bağırsak florasının ihtiyaçlarını mükemmel bir şekilde karşılar. Yani, mevsimde yemek, bedenimize ve ruhumuza çok iyi gelir ve yapabileceğimiz en sağlıklı şeydir. Ve hatta dünyaya, iklimlere de iyi gelecek en yapılabilir, en kolay çevre aktivistliğidir. Ha tabi şu saçma sapan deli tüketimi de azaltmak ve "Alabildiğin kadar değil, yiyeceğin kadarını al!" harekatına katılmak gerekir.  

Şimdilerde moda olan ve daha çok günlük rutinler için kullanılan sirkadiyen tabiri, batı tıppının henüz keşfedemediği üzere, aslında mevsimsel döngülerdir. Kadim bilgilere her gün biraz daha hayranlık duymam ve derinlemesine öğrenmeye, araştırmalara dalmak istemem boşuna değil. Kim bilir daha keşfedilmemiş, anlaşılamamış ne sırlar var.
Gençlik iksirini bulan ben olacağım, bak buraya yazıyorum. 🤪



https://www.instagram.com/bikiniprojesi


Gelelim başlığını attığımız üzere, şu yeni gelen Sonbahar'ı TEMİZ bir Kasım ile taçlandırmaya. 
Öncelikle "Sonbahar Temizliği" yazımdaki detayları ve günlük rutinimi tekrar hatırlamak için şuraya linkini bırakayım. 👉🏼 Tıkla!






İlk iş, hatta aslında ömürlük, şu bağırsak floramızı zehirleyen TOKSİKlerden kurtulalım:
  • Alkol
  • Şeker, tatlandırıcılar, agave, Maple, mısır şurubu
  • Fast Food ve kızartmalar (pizza, hamburger, beyaz un, ucuz margarinlerle yapılmış börek, poğaça, pasta, vs.)
  • Paketli ürünler; koruyucu, renklendirici, tatlandırıcılar
  • GDO; mısır ve soya ve ürünleri
  • İşlenmiş yağlar: margarin, trans yağ, hidrojene yağ
  • İşlenmiş et: sosis, salam
  • Kafein
  • Gluten: buğday, arpa, çavdar (hamur işleri)
  • Hormonlu ve antibiyotikli süt ve ürünleri
  • Suda bekletilmemiş, filizlendirilmemiş baklagil, tahıl, tohum ve kuruyemişler


Bağırsak floramızı iyileştirecek ŞİFA DOLU yiyecekleri yüceltelim:
  • Organik mevsim sebzeleri
  • Organik mevsim ve kuru meyveler
  • Baklagil: Mercimek ve maş fasulyesi gibi daha küçük taneli bakliyat (geceden, en az 12 saat suda beklemiş, ya da bir kaç gün filizlendirilmiş)
  • Tahıl: Kinoa, karabuğday, Basmati pirinci (bunlar da geceden, en az 12 saat suda beklemiş)
  • Fermente yiyecekler (sebzeler, badem, organik yoğurt ve kefir)
  • Mikro filizler (chia, keten tohumu)
  • Sağlıklı yağlar: Ghee, soğuk sıkım hindistancevizi yağı, soğuk sıkım zeytinyağı, soğuk sıkım susam yağı, soğuk sıkım keten tohumu yağı
  • Kemik, ilik, paça suyu (serbest gezen, doğal otlayan, mera hayvancılığı, antibiyotik ve hormonsuz) ve mevsim sebzeleri ile çorbalar
  • Serbest gezen, doğal otlayan, antibiyotik ve hormondan uzak; organik hayvansal ürünler; yumurta
  • Doğal avlanan, çiftlikte yetişmemiş, deniz ürünleri ve Omega-3 zengini chia
  • Taze ve kuru baharatlar: çemenotu tohumu, defne yaprağı, dereotu, kale, karabiber, karanfil, kırmızı biber, pul biber, kimyon, kişniş, maydanoz, nane, rezene, şeytantersi, tarçın, zerdeçal ve zencefil






Besinleri aynı öğünde nasıl eşleştirdiğin, birlikte yediğin önemlidir. İyi bir sindirim için Ayurveda enerjileri tamamen farklı olan yiyecekleri aynı öğünde yememeyi öğütler. Aşağıda uzunca bir eşleştirme kuralları ekledim. Hemen alışılamasa da, şu en önemli 2 kuralı uygulamak ile başlayayım:

  1. Meyveler tek başlarına yenmelidir. Öğünlerden yarım saat önce ya da 3 saat sonra. Süt ve yoğurt ile asla birleştirmemek gerekir.
  2. Süt ürünleri (süt, peynir, yoğurt, ayran) diğer hayvansal ürünler ile et, balık, tavuk, yumurta ile birleştirmemek gerekir. Zati, aynı öğünde tek bir protein çeşidi yeterlidir.
  






Yemek rutinim, saatlerim aynen "Sonbahar Temizliği" programım ile aynı. 👉🏼 Tıkla!

Bu yıl yine, tam bir Kitchari Orucu da tutasım var. Tarihlerini ve detaylarını şöyle belirleyeyim:





Kasım başı temiz temiz beslenmeye başlamışken, Kasım'ın 2. haftası tam bir Ayurvedik Sonbahar Detoksu için şahane bir zamanlama derim.



Pazartesi-Çarşamba: 11-13 Kasım
  • Toksiklerin yanı sıra, Ghee hariç, tüm hayvansal ürünleri hayatımdan çıkarayım.
  • Bütün gün sıcak zencefil çayı ve sindirim çayı yudumlamaya, tüm Temiz Kasım boyunca yapacağım üzere devam edeyim.
  • Yatmadan önce, 1 çay kaşığı psyllium husk ile 1 çay kaşığı öğütülmüş keten tohumunu ılık ya da oda sıcaklığında su ile karıştırıp hüpleteyim.

Perşembe: 14 Kasım
  • Kahvaltı yerine 1 yemek kaşığı Ghee
  • Ghee iyice sindirildikten sonra, -ki kolay kolay karın acıkmıyor, öğlen hatta 16:00'ler olabiliyor- yani acıkınca bir tabak Kitchari.
  • Akşam tekrar acıkılırsa bir tabak daha Kitchari
  • Yatmadan önce, 1 çay kaşığı psyllium husk ile 1 çay kaşığı öğütülmüş keten tohumunu ılık ya da oda sıcaklığında su ile karıştırıp hüpleteyim.

    Cuma: 15 Kasım
    • Kahvaltı yerine 2 yemek kaşığı Ghee
    • Ghee iyice sindirildikten sonra, -ki kolay kolay karın acıkmıyor, öğlen hatta 16:00'ler olabiliyor- yani acıkınca bir tabak Kitchari
    • Akşam tekrar acıkılırsa bir tabak daha Kitchari
    • Yatmadan önce, 1 çay kaşığı psyllium husk ile 1 çay kaşığı öğütülmüş keten tohumunu ılık ya da oda sıcaklığında su ile karıştırıp hüpleteyim.

    Cumartesi: 16 Kasım
    • Kahvaltı yerine 3 yemek kaşığı Ghee
    • Ghee iyice sindirildikten sonra, -ki kolay kolay karın acıkmıyor, öğlen hatta 16:00'ler olabiliyor- yani acıkınca bir tabak Kitchari
    • Akşam tekrar acıkılırsa bir tabak daha Kitchari
    • Yatmadan önce, yarım bardak limonlu su ile 1 yemek kaşığı hint yağı (castor oil) içilecek. Bu ertesi sabah ve gün boyunca birkaç tuvalete koşturma durumu yaratacaktır. O yüzden Pazar günü için plan yapmayıp, günü evde geçirmek iyi olacak.

    Pazar: 17 Kasım
    • Dinlenme günü
    • Bolca sebze çorbaları ve buharda sebzeler

    Pazartesi: 18 Kasım
    • 11-13 Kasım yiyeceklerine dönüş

    Salı: 19 Kasım ve sonrası
    • Yeniden Temiz Kasım beslenme rutinine dönüş.
    Kaptırmışken şöyle yeni yıla sonra ömürlük devam etsem, ne şahane olur. Adını da "temiz yıllarım" koyarım. Ara sıra kırmızı şarap gecelerimiz olabilir sanki ya, du bakalım.



    Ve bir de çok güzel bir Kitchari tarifi buldum. Hem de Türkçe. Hem de Ayurveda'da baharatların kullanımını şahanesiyle de gösteriyor.





    Şifa olsun.

    10 Mart 2019 Pazar

    Mart ayı, DETOKS ayı


    İçimden nasıl bir canavar çıktı öyle?  İnanamıyorum! Anladım! Kış günü vücut bunu arıyor da arkadaş, bu nasıl bir doyumsuzluktur böyle? Bu kadar hayvansal proteine saldırmak nedir yahu?! Hayret ediyorum! Peynire bile zor bakabilen o vegan nereye gitti? 
    O eski halimden eser yok şimdi! 🙄







    Yalnız şahanesiyle karbonhidrattan, glutenden, rafine şekerden, fast food'dan kurtuldum ya! 
    Ben ona sevinirim! ✌🏼
    11 Şubat'tan beri glutensiz, tahılsız, şekersiz olmanın gururu içerisindeyim!






    Şu akşam geç vakitlere kadar 
    Cabernet Sauvignon'lu yemelere de dalmayaydın, bu kış günü kilo bile verecektin be Bikinim!






    Maalesef vegan olunca dışardaysan hele, bazen gerçekten de yiyecek hiçbir şey bulamıyorsun. Açlıktan ya patatese ya da ekmeğe sarıyorsun. Bir ara, patates kızartmalı soğanlı dürüme dadanmıştım. Balık rakı muhabbettinde doymadığımdan ortaya patates kızartması söylüyordum. Sonra Patso'lar... Lay's Klasik'ler... Etsiz Ayvalık Tost'ları... İşlenmiş soyadan yapılan sözde peynir ve Veggie Burger'ler...

    Patates olduk çıktık tabi!
    Haşimato'yu da coşturdukça coşturduk!

    "Her otoimmün hastalıkta olduğu gibi Haşimato hastalığında da şeker, un ve glüteni sınırlı, selenyum, probiyotik ve Omega-3’ü bol beslenmekte yarar var." diyor Osman Müftüoğlu ve bir sürü doktor ve araştırma da benim gibi Hashi'lere iyi gelmeyen yiyecekleri şöyle sıralıyor:
    • Şeker
    • Gluten
    • İşlenmiş gıdalar
    • Doymuş ve trans yağlar; kızartmalar
    • Soya ürünleri
    • Süt ürünleri
    • Filizlendirilmemiş baklagiller, tahıl, tohum ve kuruyemişler
    • Nightshades denen sebzeler: Domates, patlıcan, biber ve patates 
    • Guatrojenik sebzeler: Karnabahar, brokoli, lahana, Brüksel lahanası

    Valla ne yalan söyleyeyim, şu gluten, tahıl, işlenmiş karbonhidrat ve kızartmalardan uzaklaştığımdan beri, kendimi çok enerjik hissediyorum. 💃🏼
    Yazma enerjim bile yeniden yerine geldi sanki. 🙏🏼❤️
    Hatta gücümü de toparlamaya başladım yeniden gibi. 
    Plank'lara varyasyonlar eklememe ramak kaldı. 👊🏼





    Ama şu da bir gerçek ki, et denen şey, çok ağır ve sindirmesi çooook zor. Sindirim sistemim bir ara tamamen durdu, o derece. Mideye lök diye oturuyor. Saatler sonra belki bağırsaklara ulaşabilirse de günlerce orada öylece oturup kalıyor!!!

    Her ne kadar "Etobur-Otobur İkilemi" kitabında Michael Pollan, -yaw bu arada ne şahane kitaplar listelemişim "Sindirmek!" yazımda (listeye ulaşmak için tıkla!), muazzam derecede fikrim, görüşüm, ruhum aydınlanıyor- HOMO HEPOBUR diye adlandırdığı insanlar için şunları dese de;
    "Dişlerimiz her şeyi yiyebilir özelliktedir -hayvan etini parçalamaya ve bitkileri öğütmeye yarar. Bir etobur gibi hareket edebilen çenemiz aynı zamanda kemirgen ve otçul gibi davranabilir; çenelerimizin davranışı, yemeğin özelliğine göre değişir. Midelerimiz elastini kırmaya yarayacak enzimler üretir. Elastin ette bulunan ve başka hiçbir yerde bulunmayan bir proteindir. Metabolizmamız yalnızca bitkilerde bulunan birtakım kimyasal bileşenlere (örneğin C vitaminine) ya da yalnızca hayvanlarda bulunan bileşimlere (örneğin B12 vitaminine) ihtiyaç duyar. Bizim için çeşitlilik bir tattan ziyade biyolojik bir gerekliliktir."
    ben, Michael'in yazdığı 2007'den beri bile çok şey değiştiğine inanıyorum. Et dediğimiz şey öyle bir fabrikasyon oldu ki... Belki, o da, tamamen antibiyotik ve hormon yüklü bu fabrikasyon etlerden bahsetmiyordu!!! Ve bence, zaten genetiğimiz de her Allah'ın günü et yemeği sindiremiyor!

    Yuval Noah Harari'nin ünlü "Sapiens" eserinden de anlaşılacağı üzere, milyonlarca yıl boyunca, insanoğlu ot, meyve, kabuklu yemiş, böcek ve aslan, çakal, sırtlanlardan geriye kalan leşlerin kemiklerinden sıyırdığı ilikler ile beslendi. Sonrasında, sadece yüz bin yıl önce, pek akıllı Sapiens atalarımız ateşi kontrol etmeyi, yani yemek pişirmeyi ve o ateşi silah olarak kullanmayı, keşfedince, normalde sindiremediği -buğday, pirinç ve patates gibi- yiyeceklerden başlayarak, besin zincirinde çok büyük bir sıçrama yaşadı. Öyle hızlı bir sıçrayıştı ki bu, ne ekosistem, ne de vücut biyolojisi gerekli adaptasyonları yapmaya fırsat bulamadı.

    Şimdi, bir de, şu son 21. yy. çılgın hıza ulaşan endüstriyel, genetiği ile oynanmış, yapay besin üretimini, o "besin" denilenleri sürekli tüketip, bağımlısı olduğumuzu, dahası "doğal" olanı (doğa anayı) yok ettiğimizi düşününce, Yuval Noah Harari'nin, "Bu Sapiens, bu kafayla 1000 yıl daha yaşayamaz" tezi de gerçekleşecek gibi gözüküyor!!!





    Bu Sapiens önüne gelen her haltı yiyor da, o sindirim sistemi henüz o her haltı sindiremiyor! Bütün hastalıklar da bundan doğuyor!


    Zira, bir Ayurveda atasözü boşuna demiyor:
    "Ne yediğin değil, ne sindirdiğin önemlidir."



    Velhasıl, araştırmalara göre Hashi'lere iyi gelen, Haşimato'yu tedavi eden gıdalar şöyle:
    • Kemik suyu (tabi ki de serbest gezen, doğal otlayan, mera hayvancılığı)
    • Sağlıklı yağlar: Hindistancevizi yağı, avokado, Ghee, zeytinyağı
    • Deniz yosunu ve sebzeleri
    • Yeşillikler, otlar ve suları
    • Fermente sebzeler, probiyotik
    • Doğal avlanan, çiftlikte yetişmemiş, deniz ürünleri ve Omega-3 zengini chia
    • Serbest gezen, doğal otlayan, antibiyotik ve hormondan uzak hayvansal ürünler; yumurta
    • Filizlendirilmiş maş fasulyesi
    • Orman meyveleri
    • Zerdeçal
    • Zencefil

    Yani şöyle bir balkınca ve inceleyince, bu Haşimato da aslında besbelli bir sindirememe problemi. Hatta Ayurvedik bakış açısıyla, bu bildiğimiz Geçirgen Bağırsak Sendromu!!! Dolayısı ile tedavisi de aynı!!!!
    Konu dönüyor dolaşıyor, hep kadim bilgilere dayanıyor.

    Dünyayı, insanlığı bu kadim bilgiler kurtaracak, ahanda buraya yazıyorum!

    Şimdi üçüncü cemre de düşmüşken, o Ayurverdik detoksların da zamanı gelmiş demektir. Ayrıca, Ayurveda'ya göre kıştan çıkmak kilo vermeyi gerektirir. Bünyenin, bedenin doğası gereği, baharda tüm fazlalıklarını bırakası gelir.

    Demem o ki, sen hem Menopozlu hem Hashi'linin bile kilo verme yardımcısı ilkbahardır; yani zamanı artık gelmiştir!!!!! 








    AYURVEDİK İLKBAHAR DETOKSU


    İlkbahar detoksu, Mart ve Nisan aylarında, çalıştığım günlerde, hafta içi, gelirli besinleri çıkararak beslenme ve çalışmadığım dinlenme günlerinde, hafta sonu, iki gün boyunca sadece sebze suyu içilen oruçtan oluşur.




    Aslında mesele o bolca dinlenebildiğin, stresten uzak olduğun iki günlük sebze suyu orucuna bünyeyi kademeli olarak hafta içi hazırlamaktır. Bir anda sadece sebze suyu orucuna geçiş, bedene stres yükler. Bu fiziki stres, duygusal stres gibi, yani korku, endişe, öfke ve pişmanlık duygularının yarattığı huzursuzluk, bağışıklık sistemini zayıflatır, kortizol seviyesini yükseltir ve bedenin doğuştan gelen kendini iyileştirme mekanizmasını engeller!

    Kilo vermeye ihtiyacı olmayana, ki yine de kıştan kalan o "ama", yani gitmesi gereken fazlalık illa ki gidecek, tam anlamıyla bozmadan yapılan 2 haftalık program bağırsak temizliği için yeterlidir. 

    Benim gibi Hashi'lerin en az 30 gün devam etmesinde fayda var.
    Belki haftada bir gün, ama o oruca uzak olan günde bir "toksik" günü yapılabilir. 
    Ama amaç toksik günler yaratmak olmamalı tabi. 😁






    Mesela benim o haftasonu sebze suyu orucuna hazırlanmam için:
       



    Pazartesi-Salı:

    • BIRAK!:  Tatlandırıcı dahil şeker, tatlı, kafein, alkol, rafine gıdalar, fast food, kızartılmış yiyecekler ve kırmızı et; ben zaten yıllardır tavuk da yemiyorum.
    • Kahvaltıyı atla.
    • Gün boyunca bolca sıcak su ve taze zencefil çayı yudumla.
    • HASHI'LERE NOT: Bolca Haşimato'ya iyi gelen besinleri ve mevsim sebzelerini tüket.




    Çarşamba-Cuma:

    • BIRAK!:  Tatlandırıcı dahil şeker, tatlı, kafein, alkol, rafine gıdalar, fast food, kızartılmış yiyecekler, kırmızı et, tavuk, kuruyemiş ve süt ürünleri.
    • YE!: Balık (özellile küçük balıklar), fasulye ve mercimekler (tercihen maş fasulyesi ve kırmızı/sarı mercimek), yüksek kalitede yağlar (zeytinyağı, hindistancevizi yağı ve Ghee), organik yumurta, kinoa, basmati pirinci veya esmer pirinç, darı, karabuğday, yulaf, mevsim sebze ve meyveleri.
    • İÇ!: Günde bir bardak sebze suyu veya çorbası ve 2 bardak sindirim çayı
    • Gün boyunca bolca sıcak su, taze zencefil çayı, yeşil çay ve bitki çayları yudumla.




    Cumartesi-Pazar:


    • BIRAK!:  Tüm katı yiyecekler.
    • İÇ!: Günde beş bardak sebze suyu veya çorbası ve 2 bardak sindirim çayı





    Detoks Sonrası: Pazartesi (isteğe bağlı bir hafta uzatabilir)


    • BIRAK!:  Tatlandırıcı dahil şeker, tatlı, kafein, alkol, rafine gıdalar, fast food, kızartılmış yiyecekler, kırmızı et, tavuk, kuruyemiş ve süt ürünleri.
    • YE!: Balık (özellile küçük balıklar), fasulye ve mercimekler (tercihen maş fasulyesi ve kırmızı/sarı mercimek), yüksek kalitede yağlar (zeytinyağı, hindistancevizi yağı ve Ghee), organik yumurta, kinoa, basmati pirinci veya esmer pirinç, darı, karabuğday, yulaf, mevsim sebze ve meyveleri.
    • İÇ!: Günde 1-2 bardak sebze suyu veya çorbası
    • Gün boyunca bolca sıcak su, taze zencefil çayı, yeşil çay ve bitki çayları yudumla.



    DETOKS BOYUNCA İZLENECEK GÜNLÜK RUTİNER:

    • Gün boyuca bol miktarda sıcak su yudumla.
    • Detoks boyunca sauna veya hamam detoksa yardımcı olur.
    • Derin doku ve lenf drenaj masajı toksinlerin atılmasını destekler ve hücre yenilemesini teşvik eder.
    • Günlük yürüyüş, hafif koşu, yoga, pranayama ve meditasyon yap.
    • Kalkar kalkmaz dişlerini fırçala ve dilini sıyır.
    • Bir bardak sıcak su iç. Karaciğeri ve bağırsakları daha da güçlendirmek istersen, suya birer çay kaşığı limon suyu ve bal karıştır. Yalnız, bal sıcağa dayanıklı değildir. Toksine, zehire dönüşür. Kaynar su yerine ılığa dönük sıcak su tercih etmek daha şifalıdır.
    • Sabah bir çay kaşığı susam çiğnemek, sindirimi ateşler. 
    • Sabahları vücudu kuru fırça ile fırçala.
    • Yağ masajı yap.
    • Ilık bir duş sonunda sıcak/soğuk hidroterapisi uygula.
    • En kuvvetli ve önemli öğününü, öğle saatlerinde, sindirimin en ateşli olduğu 12:30'de yap.
    • 18:30 gibi hafif bir akşam yemeği ye.
    • Atıştırma!
    • Yemeklerden 10 dakika önce bir dilim sindirim ateşleyicisi ve yemeklerden sonra da kavrulmuş rezene tohumu çiğne.
    • Meyveyi her zaman tek başına, öğünlerden yarım saat önce ya da üç saat sonra ye.
    • Süt ve ürünlerinini de tek başına tüketmekte fayda var. En azından diğer hayvansal proteinler, et, tavuk, yumurta ve balık ile aynı öğünde eşleştirmemekte şifa var.
    • Yine yumurtayı aynı öğünde farklı bir protein, et, tavuk ve balık ile eşleştirme.
    • 22:30'da yatakta ol. Uyku, vücudun arınma ve yenilenmesi için ilaç.




    DESTEKLER:

    • Omega-3 ve Krill yağı
    • Probiyotik
    • Sindirim Enzimleri
    • Spirulina
    • Kolajen
    • Magnezyum




    Hemen bu Pazartesi başlayayım. 

    Hadi yaaaa, bu Çarşamba Hale ve Gözde'yle akşam üstü meyhanesi yapacağız. E, öbür haftasonuna şipşakçı kızlar grubuyla fotoğraf turu var. Amanın ay sonunda Burçak'ın 41'ine basmasını, Ayşe ve Serap'la pijama partisi ile sabahlara kadar 41 kere kutlayacağız. Bir de işteki kızlarla bir stres atma gecesi vardı!!! En önemlisi, yılın ilk tatili, 23 Nisan'da; Pazartesi'yi birleştirip İzmir'e kaçacağım!!!!!

    ...

    İzmir'e? Ege? Bu yılın ilk Ege'ye inişi olacak!!!! 🤩😍
    E o zaman, rakı sofrasında alttan sebze suyu mu çekersin, ya da "sek  içiyorum" deyip su mu götürürsün bilmem, Ege, ince bir inişi hak ediyor bence Bikinim! 💪🏼








    1 Ekim 2017 Pazar

    Sonbahar temizliği


    Hani şu "bir büyük"'ler, "malt candır"'lar, Urla Vourla, Casal Mendes, Barbayanni'ler olmasa, tatilden incecik olup döneceğim yeminle.




    Alaçatı, Yaz 2017


    Hacımemiş, Alaçatı, Yaz 2017


    Urla, Yaz 2017

    Çeşme, Yaz 2017


    Güneş, deniz, kum, toprak, yerlisinden taptaze, şifa dolu sebzeler, otlar, meyveler... Açık hava, özgürce hareket fırsatı, yürüyerek gidilen bakkallar, pazarlar, restoranlar... Trafikten uzak, arabadan uzak, bilgisayardan, işten uzak; telaştan, stresten hepten uzak... 💜



    Madeo Kum Beach, Alaçatı, Çeşme Yaz 2017


    Nori's House, Ovacık, Çeşme, Yaz 2017


    Spiaggia Grande, Alaçatı, Çeşme, Yaz 2017


    #mavibisiklet Hacımemiş, Alaçatı, Çeşme, Yaz 2017
    Tekke Plajı, Çeşme, Yaz 2017



    Başının üstünde çatıyı ancak yatmadan yatmaya gören bedeni, sen bir anda kapalı ofise tıkarsan, şoka girer tabi. Onu gerçek dünyasından alıp yapay bir dünyaya, hayvanat bahçesine sokuyorsun. Demirlerin arkasına atmakla kalmıyor, bir de onu, sadece parmakları, gözleri ve çılgınca da zihni hareket edecek halde sabit bir masanın başına oturtuyorsun. Zihin koşturuyor, parmaklar ve gözler ona yetişmeye çalışıyor, bedense kas katı duruyor...
    Ve bence, bu, bedeni korkunç bir strese sokmakla kalmıyor, travmalar gibi, bedenin her yanında tıkanıklıklar yaratıyor. 
    Emekli olamadan, ölüp gideceğiz bu masa başlarında! 😡






    Sözüm ona "modern hayat"'ın getirdiği, gittikçe kirlenen yemek, hava, sudan aldığımız ağır toksinler, bedenin doğal kendini temizleme yeteneğini sekteye uğratıyor zaten. Metabolizma yavaşlıyor, bağışıklık sistemi zayıflıyor veya aşırı tepkiler vermeye başlıyor. Bir de üzerine korku, endişe, öfke, pişmanlık gibi olumsuz duygu ve düşünceler de eklenince...

    Stres altında, "alarm" pozisyonuna geçiyor beden. Tüm sindirimi,  besinleri özümsemeyi, yenilenmeyi durduruyor!!! En hızlıca enerjiye çevireceği karbonhidratlara saldırmakla kalmıyor, bulduğu herşeyi de bedende tutmaya başlıyor. 

    E bir de zaten Sonbahar'a girmişiz, beden kendini kışa hazırlamak derdinde...

    Sonuç: Şu tatilden döndüğüm günden bu yana, 3 haftada 3,5 kilodan fazla almışım. 
    Olmuşuz (1. çoğul şahıs kullandım, biz, zira benden bir ben daha yaratmışım 😳) 63,5 kilo.
    Hepsi de belime belime... 😱

    "Aman ben böyle de güzelim"'lerden hemen çıkayım! Hele hele zat-ı muhteremin, durup dururken "sana şişmanlık da bir başka yakışıyor"'lara hiç kapılmayayım! Zira, "Winter is Coming!"






    Ayurveda'ya göre, vücudumuzun biyoritmi kış mevsiminde fazla kilolardan kurtulmaya programlanmamıştır. Bedenin evrimsel olarak vücut ısısını korumak ve enerji üretmek için onlara ihtiyacı vardır. Vücut, doğal olarak tutmaya ve depolamaya programlanmıştır.

    Geçiş mevsimleridir, İlkbahar ve Sonbahar, detokslar, oruçlar, iç temizliklerin, kilo vermelerin dönemi.






    Sonbahar, yavaş yavaş kapanmanın gerçekleştiği, döngüsünü tamamlamış yaprakların toprağa düşüp, toprağın daha da derinden beslenebilmesi için besine dönüştüğü, bize artık hizmet etmeyen herşeyi bırakıp, yeniye yer açtığımız mevsimdir.





    Sonbaharda doğayı gözlemlediğimizde, bunun bir içe dönüş ve ıslah mevsimi olduğunu görürüz. Ağaçlar, sonbahara girerken enerjilerini yapraklarından gövde ve köklerine doğru çekmeye başlar; yapraklar önce renk değiştirir, sonra da kuruyup dökülür. Yaz ve ilkbahar mevsimlerinde güneşin bolluğundan faydalanarak beslenmelerine aracı olan yapraklarına, güneşin azalmasıyla artık ihtiyaç kalmamıştır. O yüzden gübre olmak üzere toprağa bırakılır. Artık, kışa hazırlanmak için enerjiyi ve kaynakları arıtma, süzme, ıslah etme ve sadece en saf ve gerekli olanlarını köklere ve tohumlara doldurup, geri kalanlarını eleme ve atma zamanıdır.






    Velhasıl, sadece fazla kilolardan kurtulmak için değil, bedenin dengesini ve doğal kendini iyileştirme becerisini de yenilemenin yolu olarak, bu mevsimde bir temizlik şart!







    SONBAHAR TEMİZLİĞİ: BESLENME

    İlk iş, saf ve gerçek yiyeceklere yönelip, geri kalanları (alkol, şeker, tatlandırıcı, kahve, siyah çay, süt ürünleri, unlu gıdalar, tüm işlenmiş gıdalar ve fast food) eleyeyim, atayım, bırakayım.





    Kendimi mevsiminde sebze ve meyvelere (-ki, bu konu da çok önemli!); mercimek ve maş fasulyesi gibi daha küçük taneli bakliyat (geceden, en az 12 saat suda beklemiş) çeşitlerine; kinoa, karabuğday, Basmati pirinci (bunlar da geceden, en az 12 saat suda beklemiş) gibi iyi pişmiş, nemli ve güçlendirici tahıllara; havuç, pancar, tatlı patates, ve balkabağı gibi topraklayıcı kök sebzelere; baharatlara ve çeşit çeşit bitki çaylarına vereyim.








    Pişmemiş yiyeceklerden, soğuk zeytinyağlılar, çiğ salatalar ve soğuk green juice'lardan, smoothie'lerden kaçınıp, yerine, iç ısıtan sıcacık çorbalar, sulu yemekler, fırınlanmış veya buharda sebzeler gibi sıcak, nemli, pişirilmiş yiyeceklerden oluşan beslenme düzenine geçiş yapmak gerekiyor. Soğuk soğuk mideye gönderdiğim her şey sindirimi zorlar.




    Yemek aralarında, gün boyunca limonlu sıcak su yudumlayayım. Bol bol  ısıtıcı, taze zencefil çayı, goji meyvesi çayı, yeşil çay, chai, ıhlamur ve adaçayı yapayım.




    Acıkmadan yemeğe oturmayayım. En büyük öğünüm, öğle yemeği olsun. Akşam yemeğimi, hem hafif hem de erken (en geç 18:00-19:00) yapayım.  Bir önceki öğünü hazmetmeden (4-6 saat) ağzıma bir şey sürmeyeyim. Ara öğündür, atıştırmalıktır, bunlardan uzak durayım. Haftada 1 gün, sağlam bir öğle yemeği yiyip, akşam yemeğini atlayayım. Haftanın diğer bir günü de, tek tip beslenme orucu tutayım; o günün tüm öğünlerinde kitchari yiyeyim.








    SONBAHAR TEMİZLİĞİ: GÜNLÜK RUTİN

    • Erken kalkmak lazım gelir. Hatta güneş doğmadan uyanmak şifa getirir. Sabah 06:00-07:00 civarı uyanmayı hedeflesek, 8 saatlik uykuyu da almış ve mis gibi uyanmak için, akşam da en şahanesiyle saat 22:00 uykuya dalmış olmak gerekir.
    • Yüz temizliği: Uyanınca ilk iş yüzüne serin su çalmak olsun. Her bir çakrayı uyandırmak için, tam yedi kere.
    • Gandusha veya Oil Pulling, yani yağla ağız çalkalama, yağ çekme: Antibakteriyel, antiviral ve antifungal özellikleriyle bir yemek kaşığı hindistancevizi yağını 15-20 dakika boyunca ağızımda çalkalayıp sonra tüküreyim, aman sakın yutmayayım.












    • Dil temizliği ve diş fırçalama: Dil üstünde biriken toksinleri vücuttan atmak lazım gelir. Metal bir dil sıyırıcı harika iş çıkarır.

    • Pranayama: Bilince olağanüstü bir denge sağlayabilen yoga nefes egzersizleri, şifa, neşe ve saadet getirir.



    • Surya Namaskar: Güneşe Selam, en orijinal hali can. Plank sırasında dilediğince kalmak da cabası.


    • Bir bardak sıcak su iç, bal ve limonlu.
    • Abhyanga ve sıcak duş: Bir kaç damla lavanta, biberiye, zencefil yağı eklenmiş susam yağıyla kendime sıcak yağ masajı uygulayayım. Bırakayım beden onu nüfus etsin. Ardından da 3 dakika sıcak, 20 saniye soğuklu bir duş ile vücuda dinçlik, zihne netlik ve hayatıma kutsallık katayım. Bu arada, sonbaharda, profesyonel masajlar almak, buhar banyolarına, saunalara, hamamlara girip terlemenin de tam zamanı.

    • Kahvaltı (09:00): Mevsim meyvelerini lüpleteyim.

    • Öğle yemeği (12:30) ve ardından rahatlatıcı ve huzurlu bir yürüyüş (#yürümekgüzeldir)
    • Akşam yemeği (18:30) ve ardından rahatlatıcı ve huzurlu bir yürüyüş (#yürümekgüzeldir)
    • Meditasyon: Farkındalık, uyum, doğal düzen getiren, yaratıcı zekanın uyanmasıyla da yaşamı mutlu ve huzurlu kılan meditasyon, sonbaharın en önemli günlük ritüelidir. Kendini ona adaman gerekir.



    • Yin Yoga: En derin bağ dokularıma ulaşıp, yaşam enerjisinin bedenimde akışına şahit olayım. Fiziksel, duygusal ve zihinsel şifalanayım, dönüşeyim. Canım Hocam, Zeynep Aksoy'un Yin Yoga serilerinin tamamı olmasa da, günde bir kaç pozda kalayım. Ama illa ki uzun bir savasana ile bitireyim.


    • Uyku vakti (22:00): İyi uykular çocuklar. 😊





    Ha bu arada; başlamak için, bir mucize, bir işaret bekliyorsan ya da biri gelip seni kurtarsın istiyorsan, üzgünüm, o hiç gelmeyecek!

    Kendi hayatından, sadece ve sadece sen sorumlusun! Şikayeti de, mızmızlanmayı da bırak! Totonu kaldır ve gerekeni yap! 💪





    Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...