Serotonin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Serotonin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Aralık 2018 Çarşamba

22:30


Sonbahar şeysi yapacaktık daha; ne ara kapıya dayandı kış?!!

Nasıl yapacaktım zati?! Menopoz semptomları öyle bir hortladı ki! Dinmeyen göğüs ağrıları, nefes almamı zorlayan şişkinlik, rahatsız edici o yanma, koltuktan kaldırmayan yorgunluk, ateş basmaları, uykusuzluk. Bir de sinir var tabi. 

Günlerdir doğru dürüst uyku girmemiş gözüme. Göğüs sızıları doruk noktasında; koparıp atasım var! Dayanamıyorum! Her şeyi denedim geçmiyor bir türlü. Ağrı kesiciler işe yaramıyor! Anti-depresanlar, sakinleştiriciler... Yok! Uyuşmak için yemeklere veriyorum kendimi; yok! İçki; yok! 
Bir saniye dinse, bir saniyecik rahatlayabilsem! 
Tahammülüm kalmadı! 
Yok!
Çıldıracağım! 
Öyle ki, o deli trafikte zıvanadan çıkmışım, "Tamam" dedim, "Katlanamıyorum artık! Ölsem mi? Bu sıkıntılar başka türlü geçmeyecek."!!!! 

Gerçek mi, şaka mıydı bu aklımdan geçenler?!!!

...


"Allah'ım, yardım et!"

Eve nasıl geldim, ne ara aklıma OSHO'nun "Beden ve Zihni Dengelemek" kitabındaki meditasyonu geldi, hatırlamıyorum.
44 dakikalık meditasyonu sabaha kadar kaç kez tekrarladım bilmiyorum.
Gözümde yaşlar, sızmışım.

Uyandığımda...
Geçmişti!
Evet vallahi geçmişti!
Sızlamalar yoktu!
Allah'ım yardım etmişti!
Mucize gerçekleşmişti!
Öyle derin, öyle sakin, öyle huzur dolu bir nefesti ki o! 
O sabah...
Yeniden yaşama dönmüştüm.

Çok şükür.
Çok şükür.
Çok şükür.






"Önce bedenine iyi bakması gerektiğini idrak ediyor. Çünkü bedenimiz bu dünyayla irtibat kurabildiğimiz, deneyimlerimizi yaratabildiğimiz, bu yaşamımızda sahip olduğumuz en kutsal varlığımız ve tek gerçek evimiz. Mutluluk hali ilk olarak bedenimizdeki dengeden başlıyor. Eğer bedeninde denge yoksa potansiyellerimizi keşfetmemiz ve kullanmamız da güçleşiyor. Kişi bedenine iyi bakmanın sadece sağlıklı beslenmeyle mümkün olmadığını, beslenmenin yanı sıra başka bir dizi gerekliliği de içinde barındırdığını fark ediyor. Bu idrakla bedene iyi bakma halinin sadece iradeye bağlı bir disiplinle sürdürülebilir olamayacağını anlayarak, yaşamına farkındalığı artırıcı egzersizleri eklemeye başlıyor. Çünkü ancak farkındalık hali yükseldikçe kişi irade kulanmaya gerek kalmadan, bedeni için bilinçli seçimler yapabilme yetisini kazanmaya başlayabilir."
- Ebru Şinik, "Genleriniz Kaderiniz Değildir" kitabından


Ben dengemi de, öz benliğimi de kaybetmişim!






Sonra hızlıca sayfalarını çevirdim kitabın; "Günlük Rutinler"'in ilk adımı olarak "Uyku" diyor, "Biyolojik ritim" diyor.
"Yani güneş doğarken doğanın uyanmasıyla güne başlamak ve güneş battıktan birkaç saat sonra ortalama 22:30-23:00 civarı uyumak için yatağa girmek en sağlıklısı. Çünkü bedenin kendini hem fizyolojik hem de zihinsel seviyede yenilediği, toksinleri tahliye ettiği, hücresel yenilenmeyi gerçekleştirdiği saatler 22:30-04:00 aralığındadır."
"Buna göre yaklaşık 22:30-02:00 saatleri aralığında fiziksel bedendeki detoks işlemleri gerçekleşirken, 02:00-04:00 aralığında da zihinsel detoks süreci gerçekleşmektedir." 

Yaaaaa; nasıl da kopmuşum bu bedenin kendi olağanüstü döngüsünden?! Halbuki, vakti zamanında 2 yazımdan biri uyku üzerine. Hep günlük rutinlerim var; 22:30'da uykuya dalınan şahane zayıflama programlarım! O uyku ritüelleri hele kış dedim mi, en başa oturuvermiş bende de.
Şu en etkilendiklerimi şuraya not edeyim. Ritimden koptukça göz atayım. 

  • Pembe Rüyalar (Yazı için buraya tıkla!)
  • Zayıflatan Güzellik Uykusu (Yazı için buraya tıkla!)
  • Kış Günü Zayıflamanın Yolu (Yazı için buraya tıkla!)
  • 10 Adımda Kış Günü Zayıflamanın Formülü (Yazı için buraya tıkla!)
  • Yeni Yıla 10 kala EN HIZLISIndan Zayıflama Programı (Yazı için buraya tıkla!)

Ve şimdi, okudukça anlıyorum, o 2 yıllık vegan hayatımdan sonra bir anda başlayan, milletin önündeki yumurtalara göz dikip, hatta saldırma, gece gündüz deniz mahsülleri aşerme hallerimi. Büyük ihtimal D vitamini de Serotonin de diplerde. Hem kışın gelmesi hem de menopoz dolayısı ile bunlara ihtiyacım da şiddetle arttı demek ki. Üzülerek, buruk, ama maalesef, başka türlü doymuyorum da şu ara. O derin meditasyonlar, içimde içgüdüsel bunları uyandırdı belki de. En azından hayvan refahına özen gösteren üreticilerden veya gözümle serbest gezdiğini gördüğüm köyden alayım yumurtaları. Nasıl bir açlıksa, günde 10 tane yiyesim var.

Omega 3'üm de yerlerde. Besin destekleri de almayalı çoooook uzun zaman oldu. Dur ben onları da bir düzenleyeyim.

Günlük rutinlerimi takip ettiğim, hem her birini hatırlatan hem de onlara uyma motivasyonu sağlayan şu tablolar da süper işe yarıyordu. Today diye bir app gözüme çalmıştı. Ben onu bir deneyeyim. Dilediğim fotoğrafla yaratacağım rutinlere check-list havasında yeni motivasyon eğlencem olmaya aday sanki.

Elbette kafamda saat 22:30'da yatmak ile ilgili sürüsüne soru işareti var. Geçen ofisten çıktığım saat zati 22:30'du. Yılbaşı partileri de başlayacak yakındır. Her akşam bir yerlerde, saat 22:30 itibari ile takılmacalar. Kızlarla yıl kapanış geceleri olacak illa. E yılbaşı gecesi eğlencesinin kendisi zaten 22:30'da başlar. 
Yani nasıl olacaksa???

Ama yine eski yazılarımdan fark ettim ki, "yaptığım kadarı" bile yanıma hep kar. Bir gün yatamadıysam 22:30'da, ertesi gün denemişim hep mesela. Olmadı bir ertesi gün. Motto: HİÇ YOKTAN İYİDİR!
Şimdi Pazartesi gününü tamamlayamıyorsam, geçiyor gidiyor bütün hafta. Tutturmuşum, "ya hep ya hiç" saçmalığını; hiçbir zaman hiçbir şey başlamıyor; balık hep yan, hep yatıyor! Yatıyor da, uyumuyor da!!! Hayır uyu hiç olmazsa?! O da yok!!!
Dedim ya, denge gitmiş!!!
Kafa da gitmiş olabilir mi acaba?!!! Eski yazılarımı okudukça feci şüphelerdeyim!!!!





Şu su içmek üzerinde de hep çok durmuşum. 3 litre konusu pek mühim. Yine bir app vardı. İşte şu: Water Buddy. Reklamlar dönüyor içinde, ücretsiz oluşundan ya, ama hatırlatmalar süper.

Bir de yemek günlüğü meselesi var. Instagram hesabının asıl amacı tam da buydu da, artık mekanizması farklı çalışıyor. Her bir yediğimi düzenleyip koymaya da zamanım olamıyor. Fotoğrafları çektiğimle kalıyorum. Ama destek ve motivasyon için post etmek de şart. Geçen, o gün tüm yediklerimi bir arada, tek bir sayfada görmemi sağlayan bir app bulmuştum: SEE HOW YOU EAT. Akşam eve gelince, daha fazla da bir şey yemeyeyim diye de, çektiğim bütün fotoğrafları incelesem şöyle. "Ne şahane öğünler yapmışım kendime bugün!" gururunu yaşasam. Sonra da olduğu gibi story'ye yüklesem. Olduğu gibi ama; ne yediysem, eksiksiz, hepsini!
Bence denemeye değer.

Yaw kaptırmışken, çoktandır düşündüğüm "Tibet Gençlik Pınarı, 5 ayin"'e de başlayıvereyim. Dengemi, döngümü şahanesiyle yerine getirir, düzeltir derim.

Gökcan Gökmen'in videosunu buldum. Nasıl tatlı anlatmış, hem de her bir detaylarıyla.






22:30'da yatacağım ya, 06:30'da da uyanıp, sabahları meditasyon ve Pranayama'larımdan sonra 3 ile başladığım ve her hafta 3'ün katları tekrarlarda arttırarak devam eder iken rutinime, yeniden dengede girerim yepyeni yıla be!


Yaw çene çene çene! Bi' uyutmadınız adamı!! 😜 
Saat 22:30'u oldu. mu?!
Benim uyumam gerek!
Çekilin.


Tatlı rüyalaaaarrr... 😊😴







10 Kasım 2014 Pazartesi

10 Adımda Kış Günü Zayıflamanın Formülü


Sürekli açım. Kurt var içimde resmen. Bir değil, bir sürü; kurt sürüsü!
O kadar acıkıyorum ki, yemezsem, şekerim düşüyor, elim ayağım titriyor, bayılacak gibi oluyorum. Başıma ağrılar giriyor. Hipoglisemi yeniden hortladı sanki.
Sağlıklı beslenmeye vereyim bolca kendimi diyorum ama gözüm karbonhidrattan başka bir şey görmüyor ki. Bir kazan dolusu Spaghetti yapasım ve sosu üzerine dökerken kendimi de içine bırakasım var. Hayır, yapmadım değil; hem de gece gece!





Kurtlar makarna mı seviyor? Anlamadım ki?!!!!!




Olağanüstü çabalarla tüm bu yeme ataklarına dayandım ve o gün mide gurultuları içinde bitap düştüm, bayıldım, uyudum kaldım diyelim. Yine olmuyor ve kilo gittikçe artıyooooooorrrrrrr...


İMDAAAAAAATTTTTTTT!!!







Tamam! Sakin! Derin nefes! Ommmmmm...

Kış çok erken geldi bu sene! Ya da bana öyle geldi. Soğuk!
Saatler kış uygulamasına da döndü! İşten çıkışta gün ışığı hikaye oldu artık. Geçen hafta, hava gündüzleri de kapkaraydı zaten. E, göz güneşi görmeyince fırladı bizim melatonin. Kurt gibi aç olmanın sebebi bu yüzden!

Düşük seviyede güneş ışığıyla oluşan "kış hüznü", "D Vitamini Devrimi" kitabının yazarı Dr. Soram Khasla anlatımıyla, depresyona, kaygı, hipotiroidizm, hipoglisemi, monomükleoz, viral enfeksiyonlar gibi hastalıklara ve aşırı yeme bozukluğuna sebep oluyor.

Bir de yağmurdur, çamurdur, soğuktur eklenince, yani yazın bize verdiği o sere serpe olamama durum hali ile, serotonin tamamen diplerde. Çılgın karbonhidrat ataklarının hepsinin sebebi bundan.

D Vitamin'i eksikliği dolayısıyla doruklarda. Aynı sağlıklı beslenmene de devam etsen, yağların bedene tutunup kalma ve çoğalma sebebi bu "D"'sizlikten.

Bir de üzerine kış uyuşukluğu da eklenince...

De, "Adım atmaya halim yok", yemek yemeye halin var yani!!!




Bu gidişata dur demenin zamanı çoktan geldi!



1. Uyku:
Kış günü insanoğlunun daha fazla uykuya ihtiyacı falan yoktur, bu doğrudur. Amma ve lakin, 23:00 öncesi uykuya dalmış olmak ve o 8 saatlik günlük uykuyu almak, her şeyler ile baş etmek için daha da elzem şimdi. "Çıtır Oluyorum" rutini gerçekten işe yarıyor. Bir de uyku günlüğü tutmaya başladım, Sleep Cycle App ile. Ve alarmı, tam da uykunun hafif olduğu saniyelerde çalıyor, kolayca uyanıyorsun.


2. Sabah Güneşi:
Uyanır uyanmaz, çıkar kafayı camdan balkondan dışarı. Beyne "uyandım ben, durdur şu melatonini" demenin en şahane yolu, göze ve tene gün ışığının değmesi. Güneş ışınıyla direk temas kurmak gerekiyor, arada saydam cam bile işi bozuyor. Da, kış günü, hem de sabah sabah bul bulabilirsen o yaşam kaynağı, güneşi. Sahtesi ile beyni kandırmacalara girişmek lazım gelir. Güçlü gün ışığı ampulleri bu işe yardımcı olur.
Limonlu suyu mutlaka içmeli; beyni de bedeni de şahanesiyle uyandırır. Kafeinden bile daha etkilidir. Soğuk kış günlerinde ılık hatta biraz daha sıcak suya taze limon sıkmak, beden ısısını da normale yükseltir. 
Üzerine bir de "İncelten" cinsten Sabah Yogası ile oksijeni tüm bedene aldık mı, güneş tüm hücrelere ulaşır, bedene güneş doğar böylece.

3. D Vitamini:
Güneş ışığı olmayınca, D Vitamini de yok anlamına geliyor. Araştırdıkça öğrendim ki, "Kış günü Zayıflamanın Yolu" yazımda sıraladığım D Vitamini zengini yiyecekler, günlük ihtiyacımızı almaya yetmezmiş. "Günde 200 yumurta yiyemeyeceğimize göre, sadece besinlerle D Vitamini ihtiyacını karşılamamız imkansız." der Prof. Dr. Osman Müftüoğlu ve ekler "Tatil boyunca 20 gün güneşlendiniz diyelim, toplam 100,000 ünite D Vitamini rezervi ile eve dönüyorsunuz. Günde 5,000 üniteden ayda ortalama 150,000 üniteye ihtiyacınız olduğuna göre, bu stok çok kısa sürede tükenecektir." Yani kış günü D Vitamini desteği almak şart demek ki.

 


4. Balık Yağı:
Sadece "Mutluluğun förmülü" için değil D Vitamininin çözünmesi için de mutlaka Balık Yağından destek almak lazım gelir.

5. Sıcak Tut Kendini:
Soğuk kış şartları gerçekten insanı rahatsız edecek kadar moral bozabiliyor. Dışarı çıkasın gelmiyor, hareket bile edesin olmuyor.
Öncelikle sıcak tutacak giyecekleri tercih etmek iyi bir çözüm. Marks&Spencer'dan aldığım Thermal atlet ve çoraplar şahane işe yarıyor. Nike Dry-FIT Wool serisi de soğuk günlerde yürüyüşler için süper.
Acı pul biber, taze zencefil, tarçın, badem ve ceviz gibi bedeni içten ısıtan yiyeceklerden de yararlanmalı.
Kış deyince çorba en başta gelir elbette. De, unu ve pirinci katmasalar keşke. Zira, bu zehirli karbonhidratlar, beden ısısını da düşürür ve morali de bozarmış ya!


 

 
6. Su:
Kışın en eksik kalan şey de bu. İçmiyoruz. Üşüyeceğini düşündüğünden belki ya da susamadığından. Ama, "susamak" denen ihtiyacı artık biz insanoğlu algılamıyoruz ki! Zorlamak ve zorlamak lazım gelir su içmeyi. Üşüyorsan da ılık iç, içini de ısıtır. Yok illa, kış psikolojisinden dolayı çay kahveye dadanıyorsan da Alkali damlası kullan yani. Tarçın çubuğu, limon da yakışır hani. Sıcak suya taze zencefil ve limon da güzel olur sanki!

7. Serotonin:
Sadece mutluluk değil, canlılık, zindelik ve enerji veren, serotonine ihtiyaç var. Serotonin yükselten yiyecekleri sıraladığım ""İmdat PMS"'ye Son!" yazıma, akşam işten çıkmadan serotonin yüksek protein öğünü de eklemek çok önemli.

8. Aktif Ol:
Akşamları yürüyüşler tamamen kaldı. Karanlıkta insanın yürüyüş yapası gelmiyor. Bir tedirginlik oluyor illa. Yağmr çamur da eklenince öğle yemeğinden sonraki mini yürüyüşler de kalıyor, gün içinde atılan adım sayısı 2,000'i aşmıyor. Bahanemiz çok yani. Gazelle Freestyle'ın var şeker, çıkar kur salona; hatta tam ortasına. Ayrıca, çat kapı gelen misafirin de olsa, ne olacak yani. Çay kahve çekirdek yerine, birlikte güzelce yürünür işte. Olmuşken tam olsun; yoga matını da sereyim şöyle Gazelle'in yanına. Buyurunuz size özel Gym Merkezi.
Hem sen artık gün içinde aktifleşsen fena olmayacak. Dış fırçalarken toto hareketleri, trafikte kol çalışmaları, merdivenlerin hepsi senin, ofis sandalyesi bir karın kası yapma yeri. İşte şu!

9. Hedef Belirle:
Anlaşıldı, Sahilde Yapılacak Harekeler hiç bir işe yaramıyor kış günü. E malum yaz çok uzak. Şimdilik!!! Hem bir de buz gibidir şimdi deniz. Brrrrrrrr...
Bu kış, diyorum, bir deri pantolon yakışır hani. Di mi?



Şu tür fotoğraflar da çekeriz yani:
 


Yılbaşına da kalmış 50 gün ki. De haydi! ;-)


10. Takipte Kal:
Hedefin tamam. Yapılacaklar belirlendi. Kendini takibe almazsan, gün be gün, unutur gidersin hepsini. Haftalık takvimler ve tablolar üzerinde gelişimini takip etmek, kendine "afferin"'ler vermek odaklanmanın en büyük yardımcısı. Başarı da, o odaklanmanın neticesi.


 

2015'e girerim, ışıltılar içinde, deri deri! :-)






31 Ağustos 2014 Pazar

Depresyona başkaldırıyorum!!!


Resmen depresyondayım!

Evden çıkasım yok! "Okula gitmek istemiyoruuuuuuuuuuuum!" haykırmalı ağlama krizlerine giresim var.



Konfüzyonlar içindeyim! İlk iş günü, bilgisayarın açma tuşuna basıp, dakikalarca ekranı izledim. "Bu benden bir şey istiyor ya, ne?". "Haaaa, şifre? Neydi ki o?". "Tamam anladım, da neydi ki şifrem?". "Bir yerlere yazmışımdır illa ki!". "Allah'ım iş yerindeki karizmamı çizdireceksin! Bul artık şunu!". Derken notebook kilit!!!

Yediklerimden keyif almıyorum! Bu çok fena işte! En sevdiğim deniz şifalı yemeklerden, Anason ve hafif acılı domates soslu kalamar, midye, karides ve levrek filetolu, Carluccio's un nefis Zuppa di Pesce'sinden bile doyasıya tat alamadım! Gerçekten vahim durumdayım!

Carluccio's Zuppa di Pesce

Sürekli yorgunum! Uykum var, gözlerimi açık tutamıyorum! Tüm gün iş yerinde "title" gereği dik durmaya çalışmak daha da yoruyor beni! İşten çıkıp, trafiği zor atlatıp, eve gelip yığılıyorum!

Uykum var! Uyuyasım yok! Efkardan kendimi %100 malt'lara vurasım var! Gece gece, kendimi zehirli yağlı ve karbonhidratlı ne varsa, onlara atıyorum. Kaç boş poşet Ley's çıktı bu evden bilmiyorum. Ayyy bir de yani bu Marmaris Büfe'lerin, Şampiyon Kokoreç'lerin 24 saat açık olma durumu nedir?! Saat 22:00'dan sonra alkol yasağı var da, bunlara niye yok, anlamıyorum!!!

Uyusam bile, huzursuzum! Bacaklara giren kramplarla fırlıyorum!

Ve bu sabah, tartıda, 56,9 kilo çektim! Yuh diyorum! Oha diyorum! Tatilden sonra, sadece 6 günde tam 1,3 kilo almış bulunuyorum!!!

Allah'ım çok mutsuzum!





Ehhhhh be! İçimi baydın be! Bunalım da bunalım!

Anladık tamam! Bu sefer, çok beklediğin ve bir sürü mutluluğu ona bağladığın, o tatil bitti! Gerçeklere geri döndün! Evet, can sıkıcı! Evet, keyifsiz! Evet, belki de içten hissettiğin gibi, ümit yıkıcı! Hedef de kalmadı! 

İstediğin hayat bu değil! Sağlıklı Yaşam Tarzı türü keşifler yapıp, hepsini yazasın var! Yoğun iş temposundan dolayı, tatil anılarını bile toparlayıp yazana kadar, kış gelecek! Ayyy, zaten kıştan nefret ediyorsun!!!

Tamam, şu özel durum halin seni pek zorluyor! Hatta hepsinin suçu da o! Bunu sadece çeken bilir, aman! Offf hala tedavinin pozitif taraflarına ulaşamadın! Ya sabır!



Her dediğinde haklısın da! Kolay da değil! Hem kuzucuk, bunların hepsi pek doğal! Beden, tüm gün sağlık ve şifa dolu topraklardan, iyot kokulu havalardan ve iç açan güneşten, bir anda her şeyiyle "sentetik" plaza ortamına, yani, elektomanyetik dolu, havası klimatik ve güneş ışınlarının camlar ile kesildiği ışıklı mahzene kapandı bütün gün! Beyin dumurda! Seni sen yapan bütün hormonlar alt üst! Yukarıda saydığın semptomlar, tam bir dopamin açlığı tanısı.

Dopamin beyinde salgılanan bir hormondur. Nörotransmitter olarak görev yapar, yani sinir hücreleri arasında iletişimi sağlar. Dopamin genellikle serotonin gibi “mutluluk hormonu” olarak anılır. Mutluluk hissi vermesinin yanı sıra dopamin insanlarda ve hayvanlarda birçok fonksiyona sahiptir. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Hareket
  • Hafıza
  • Haz Veren Ödül
  • Davranış
  • Kavrama (İdrak)
  • Dikkat
  • Prolaktin Üretimini Engelleme
  • Uyku
  • Duygu Durumu (Ruh Hâli)
  • Öğrenme

Dopaminin aşırı fazlalığı veya eksikliği bazı ciddi sağlık sorunlarına neden olur. Dopamin azlığında Parkinson hastalığı baş gösterir. Allah korusun!!!

Hemen, ama hemen, kendini dopamin yükseltici yiyeceklere veriyorsun!

Muz: İçerdiği kimyasallar ile dopamini yükselten istisnai bir yiyecek.
Antioksidanlar: Dopamin eksiği oksidasyona sebep olur. Temizlemeli zararlı serbest radikalleri. Gelsin orman meyveleri.
Elma: "Quercetin" adlı müthiş değerli bir antioksidan içerir.
C Vitamini: Sabahları, uyanır uyanmaz limonlu su içmeyen, eşşek sıpası olsun!
E Vitamini: Ey gidi zeytin ve zeytinyağı! Her şeylere şifa mısın, arkadaş sen?! 
Amino Asit'ler: Yağdan uzak sağlıklı proteinlere vermek lazım kendimizi. Yumurta, anne sütünden sonra en değerli protein kaynağı. Ah be, tavuk şahane olur da, yetiştirilme şekliyle hep akılda soru işaretleri. Olmadı, whey (peynir altı suyu)'na vermeli kendimizi.
Balık Yağı: Sen uzun uzun "Mutluluğun formülü "Yağ"^da gizli!" yazını yaz, ama uygulamayı unut! Bu balık yağı, serotonin ile birlikte depomin'i de düzenliyormuş ya! Eksik edenin aklına ne edeyim?!
Su: Ehhh Bikini! "Su HAYATTIR!" yazında, "Su, MUTLULUKTUR!" diye notunu bile eklemişsin de, nasıl uygulamıyorsun, ben anlamadım yani!!! Vallahi döverim seni!
Sassy Su: Bu Sassy ablamız niye yazmamış! Şimdi anlıyorum, Sassy'nin muhteşem gücünü! İçinde olan ne varsa, her birinin ayrı ayrı hem serotonin, hem de dopamin yükseltici etkisi var. Mutluluk kafası yapacak içecekmiş bu ya!



Sabahları güne Güneşi Selamlayarak başlamanın inanılmaz gücünden yaralanmak lazım gelir. Detaylar için tıkla!
Ve illaki, Plank Challenge başlaya!!!
Bu, Side'lı, Split'li, Veriyasyon'lu, saniyeleri daha mantıklı cinsten Bikini Versiyonu kendine gelme, toparlanma, yeniden var olma challenge'ı!


Her bir duruş o günün saniyesi kadar sürede tutulacak!




Önce bir yana sonra plank geçişi ile diğer yana, Side Pank.



Bu arada, Side'a geçmişken, yapabilirsen, varyasyonlar:



Hatta ve hatta, Tree Pose denemeli uçuşlar:



Her yorulduğunda araya dinlenme sağlayan Down Dog atmaca:



Bir sağ, bir sollu Split'ler:






Sağdan sola geçişte ve yine bitirince Down Dog mutluluğu:





Up Dog ile coşmaca:




Ve Child's Pose ile huzura ermece:







24 Mayıs 2014 Cumartesi

İNCECİK olmanın 11 ALTIN kuralı!




Ah be ablacım (yukarıdaki hatuna söylüyorum), pek haklısın! "Ne gerek, Yaz Geliyor paniklerine! Tüm yılı, Yaz Sezonuna çevir, sağlıkla kendine!" diyorsun, da, ruh sağlığımız gitti, bedeni düşünen mi var!!! Neyse...


Ama bu SON! Yetti artık! Şu MUTLU olacağım bedene kavuşayım! Hem de, ömürlük olsun!


Bu da, SON kilo takvimim olsun!







Ve aslında, İNCECİK olmanın yolu, o kadar basit ki:
  1. O "10 Gerçek"'i asla aklından çıkarma! Detaylar için tıkla!
  2. BeslenBolca ve Sağlıkla!:
    1. Pembe GI'lardan şaşma! Detaylar için tıkla!
    2. Sağlıklı Proteinleri unutma! Detaylar için tıkla!
    3. Zeytinler, Zeytinyağı ve Balık Yağısız asla kalma! Detaylar için tıkla!
    4. D Vitamini'ni arttıran hallere gir! Detaylar için tıkla!
    5. Serotonin'i her daim yüksek tut! Detaylar için tıkla!
    6. Meyve'yi aç karnına ve en geç 14:00'e kadar lüplet!
  3. İncelik, Akşam Yemeği'nin saatinde! Detaylar için tıkla!
  4. Su Hayattır! Detaylar için tıkla!
  5. Sakın ola nefessiz kalma! Detaylar için tıkla
  6. Egzersizi abartma! Detaylar için tıkla!
  7. Hareketin en etkilisi, sabah sabah yapılandır! Detaylar için tıkla!
  8. Ve en şahanesi Yogaİncelten Yoga için tıkla!
  9. Yürü! Her fırsatta! Günde toplamda 10,000 adım ala! Detaylar için tıkla!
  10. Uyku, kilit nokta! Onsuz, sakın güne başlama! Detaylar için tıkla!
  11. Bakımları da hafife alma! İnceltici bakımlar için tıkla!









23 Mart 2014 Pazar

Mutluluğun formülü "Yağ"'da gizli!

Patrick Holford "İyi Hisset" kitabında:

"Geçmişten öğrenilecek çok şey var. Bir örneği, Afrika kıyılarında bulunan en erken insan iskeletleriyle, daha iç kesimlerinde bulunanlar daha fazla dişe sahiptir; öyle görünüyor ki, iç kesimlerde yaşayan kırmızı et yiyenler, balık yiyen sahil sakinlerine göre, birbirlerinin kafasına daha fazla vuruyorlardı. Aynı prensip bugün için de geçerlidir. Kulağa tuhaf gelebilir ama, bir ülkedeki cinayet oranı ile depresyon ve intihar oranını deniz ürünleri tüketimini öğrenerek tahmin edebilirsiniz.

...

Yunanistan'daki yaşlı insanlar (hani benim şurada "National Geographic'in belirlediği dünyanın en uzun ömürlü insanlarının yaşadığı Mavi Bölge" yazımdakiler) arasında yapılan bir çalışma, her bir balık porsiyonunun depresif olma ihtimalini yarıya düşürdüğünü ortaya koymuştur. 
...
Balık ya da balık yağı eksikliği, hırçınlık ve saldırganlığın artışına sebeptir."





Şu 3 tarafı denizle çevrili, adalar dahil 8333 km'lik kıyı şeridine sahip, güzelim memleketimde, bazılarının hiç balık tüketmediği kesindir!!!

Zati, Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye'de balık tüketimi, önerilen miktarların oldukça altında.

Türkiye'de kişi başına balık tüketimi yılda 8 kilogram iken, dünyada ortalama 16 kilogram, Avrupa Birliği'nde ise 22 kilogram.
Haftada en az 3 kez (450gr.) balık tüketmemiz önerildiği düşünülürse...



Beslenme uzmanı Patrick ağabeyimiz önemli bir detay ekler:
"Keten tohumu ve kabak çekirdeği gibi bitkilerden alfa-linoleik asit denilen bir Omega 3 yağı tipi alabilmenize rağmen, en etkili Omega 3 yağı önce DPA sonrasında DHA'ya dönüşen EPA'dır. Ve YAĞLI balıklarda bulunuyor. Bu "3 silahşörler" kanda yükseldikçe Serotonin düzeyi de yükseliyor. Hatta sadece Serotonin'in etkisini arttırmakla kalmıyor, Serotonin inşa eden fabrika gibi çalışıyor."

Hemencecik, bakalım bakalım En İyi Balık'lar hangileri:
  • Taze somon
  • Taze uskumru
  • Ringa
  • Çiroz
  • Havyar
  • İstiridye

Oldu canım, mümkünse görüşmeyelim. Yahu, havyarlı kahvaltılar, her daim taze somon fümeli, kaparili, salataları bulduk da biz mi yemedik!

Allah'tan, EPA tedarik eden kaliteli balık yağı kapsüllerinin, Patrick'in uzunca listeli deneylere verdiği bölümün sonucu olarak, yararları kanıtlanmış. ;-)






Hatta FAYDALI YAN ETKİLERİNİ de şöyle sıralamış:
  1. Enflamasyonu azaltır. (Bikini'nin Notu: Alkali olma durum hali, gençlik, sağlık ve uzun yaşama sebebi. Ve dolayısı ile elbette zayıflama ve incelme desteği.)
  2. Kalp hastalığı riskini azaltır. (Bikini'nin Notu: Sevgi kaynağı diyesim var.)
  3. Esnek ve ipeksi cilt sağlar. (Bikini'nin Notu: OMG!)
  4. Daha iyi bir konsantrasyon sağlar. (Bikini'nin Notu: Malum, beynimizin %60'ı yağdan oluşur.)
  5. Daha az endişe ve hırçınlık sağlar. (Bikini'nin Notu: Evet, bunu yeni öğrendik.)
  6. Adet öncesi gerginliği ve acıyı azaltır. (Bikini'nin Notu: Ollleyyyyyyy.)








Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...