Tam da dün akşam, kış ve metabolizma araştırması yaparken, aslında soğukta
vücut ısınmak için daha da fazla çalışıyormuş’u öğrenip, "e o zaman neden
takılıp kaldım ben bu 53'lü kilolaraaaaaaaaaaaa????????" cinnet anımda, Didocuğum'la
kız sohbetinden kalma Lay's Klasik'i, çoktandır boş olan abur cubur dolabından
nasıl aldım da lüplettim, bilmiyorum. Tek hatırladığım, biten poşeti, ellerimin
arasında tüm hırsımla buruşturup, sinirle çöpe atışım. E, o bir kutu %100 Malt
da gitmiş ya arada…
Erkenden zıbarıp yattım.
Sabah, tartı da farklı bir şey görmeyeceğimi kanıtlama burukluğu…
Instagram’la moral bulayım… Can dostlarımın şahane Günaydın fotoğraflarıyla,
kendime geldim.
Ben bir ölçülsem mi acaba? Olur ya?
Vallahi de billahi de 67 cm! Ama bu?
…
La la laaaa.. Lalallallllaaaaaaaa… YUPİİİİ
YUPİİİİİ YUPİİİİİİİİİİİİİİİİİ…
Yahu, zaten, bir sıkılaşmadır, bir her kasla en ufak harekette merhabalaşmaktır,
daha bir dik durmalardır oluyordu #BikiniylePlankYapıyorum ‘a başlayalı! Kiloda
gram oynamasa da DARALMIŞIM en şahanesinden işte… Rekor günlerine geri dönülmüş!
Mutluluk Dansı yapılsın!!!!
Bu arada, kışın kilo almanın asıl olayı, soğuk değil, yetersiz gün ışığından
kaynaklanıyormuş. Gün ışığının, meğer insan
üzerinde müthiş derecede önemi varmış. Gün ışığını yeterince yakalayamayan
beden, kortizol, serotonin ve melatonin seviyelerini koruyamıyor ve D Vitamin’i
üretemiyormuş.
Gün ışığı olmayınca, kortizol fırlayıp “Amman sakın yağ yakma, tehlike var!”
mesajı gönderiyor, kilo vermeyi neredeyse imkansız hale getiriyor. Serotonin düşüyor,
mutluluk zararlı karbonhidratlarda aranıyor! Melatonin gereğinden fazla
üretiliyor, sürekli bir bitkinlik hissiyatına sokuyor.
O halde, napıyoruz:
- Kortizol'a karşı uykumuzu düzene sokuyoruz. Biraz daha erken, saat 23:00 gibi yatarak, günlük 8 saatlik uykumuzu mutlaka almaya çalışıyoruz.
- "Ey melatonin, artık dur!" mesajını beyne yollamak için, uyanır uyanmaz kendimizi cama veya balkona atıyoruz.
- Omega-3'ü arttırıyoruz.
- Yanı başımızdan sağlıklı atıştırmalıkları eksik etmiyoruz.
- Kar da, kış da, yağmur da, çamur da olsa, açıkhava yürüyüşlerimizi eksik etmiyouz. Zira, bulutlu havalarda bile yarım saatlik açıkhavada aerobik egzersiz, serotonin seviyesini tedavi edici hale getiriyor. Bu etki, kapalı mekanda 2.5 saatlik aerobik egzersizle ancak yakalanabiliyor.
D Vitamini yağ hücrelerini metabolik olarak aktif hale getirip, özellikle de
bel ve karın bölgesi yağlarının yakılmasını sağlıyormuş, Dr. Öz’ün (www.doctoroz.com) Women’s Health Dergisi’nin
çıkardığı The Vitamin D Diet kitabının tanıtıldığı programda anlatılıyor. Gerçi, Karatay Teyzem’de pek bir söyler ya. Her şeyin
bir zamanı var mı diyeyim? Ya da, insan, canı isteyince anlıyor mu?
Yine aynı programda, D Vitaminin Leptin hormonunu da yükselttiği anlatılıyor
ki, Biricik Karatay’ımın tanımladığı üzere: “Leptin
hormonu iştahı kapatan, yağları yakan hormondur.”
Ben şimdi D vitamini zengini yiyeceklere kendimi
vermem mi? ;-)
İşte mideye güneşi doğuracak yiyecekler:
·
Yumurta
·
Süt ve süt Ürünleri, özellikle Yoğurt
·
Balık, özellikle Uskumru, Somon ve Ton
·
Balık Yağı
·
Mantar
Güneşimiz bol olsun! ;-)