27 Ekim 2014 Pazartesi

CHICK olacağım! :-p


Ant içtim Tavuk olacağım! Malum, küçükken "erken yatmak" hepimizin dalga geçtiği bir şeydi. Öyle ya, "Erken yatmak bebeklerin işi!". Aferin hepimize! İyi halt ettik! Şimdi erken yatma alışkanlığı geliştirmek için debelen dur!

Erken yatana tavuk, çok çalışana inek, aklını kullanana çakal.. Oysa, büyüyünce anlıyoruz ki, bu çılgın "yeni düzen" hayatta, çakaaaaalll olabilmek için önce tavuk, sonra da inek olmak lazım geliyor!

Yaw, halbuki, Amerikan Eğitim Sistemi ile büyüyoruz çoğumuz. (Memlekette "sistem" diye bir şey hiçbir alanda geliştirilemediğinden, "şanslı" çocukların gidebildiği okullardan bahsediyorum!!! Daha da şanslılar, bunu üniversite hatta yüksek lisansa kadar sürdürebiliyor. Amerikan Muhasebe sistemi öğreniliyor, İş Hukuku da İngilizce terimlerle! Memleket iş hayatı Türkçe anlamayan möhem #BeyazYakalı 'lar ile dolu şimdi!)

Demem o ki, Amerikanca'da, "chicken"'dan türetilen "chick", "çıtır" demek! "Tavuk gibi erkenden uyursan, ÇITIR olursun" manasında! :-p :-D






"Chick Lit" yani "Çıtır Edebiyatı", hepimizin hastası olduğu, kozmopolit kadının sorunlarını şahanesiyle ve eğlencesiyle konu eden, tüm kitaplar Bestseller değil mi, zira!

En sevdiklerim arasında:
  • Bridget Jones's Diary  
  • Sex and the City 
  • The Carrie Diaries 
  • The Devil wears Prada 
  • Shopaholic'in hepsi 
  • Eat, Pray, Love 
  • Sushi for Beginners 
  • The Help hatta 
  • Elbette Gossip Girl 
  • Ve şimdilerde Geek Girl 





Evet, ant içtim, Tavuk, hatta Chick, velhasıl Çıtır olacağım! Peh!

De, kolay olmuyor işte! 
Aslında şahanesiyle, Charles Duhigg amcamızın "Alışkanlıkların Gücü"  kitabındaki, kötü alışkanlığı iyiye çevirme stratejilerini de hazırlamıştım ("Pembe Rüyalar" yazımda):

  1. Rutin tanımlandı.
  2. Ödüller denendi: "Daha fazla yaşamak!" da bu uzun vadeli olduğundan, pek işe yaramıyor gibi. "Chick olmak!" daha etkili sanki. ;-)
  3. İşareti belirle: Alarmlar kuruldu.
  4. Plan yap: Geleneksel bir Bikini tablosu yapmakta fayda var. Ay dur, bir de 5,000 adım ekleyeyim; yeniden günlük 10,000 adımlara başlangıç olsun. ;-)




Da, vazgeçmeden, yeni yeniden, her gün inatla niyetlenmek lazım geliyor.
Evelallah, bunu da yapacağız!

Hem, Relax çayı eşliğinde, şahanesiyle konuya odaklayacak ve motive edecek bir de kitap buldum: Uykuya zamanında gidemediğinden, bir türlü Sabah İnsanı olamayan bir kadının, Laura Vanderkam, bu yolda girdiği araştırmaları içeren yapıtı . Bu arada, hatunun kendi web sayfası da şahane. Yeni ebook'ları da var. http://lauravanderkam.com takipte kalına!



E amanın, saat 00:49 olmuş!!! 
Ama şekerim, zaten tüm diyetler pazartesi başlamıyor muydu?! :-D :-p







19 Ekim 2014 Pazar

Pembe Rüyalar


Tam 10 gündür, hafta sonunda devam eden yurt dışı yıllık toplantılarla birlikte aralıksız çalışıyorum. Cuma'nın Cuma olması motivasyonu dışında, son 4 gün "Ama ben çok yoruldum!" haykırmalı ağlama krizlerine girdim. Ne yediğimden bir şey anladım ne de içtiğimden. Ne işe odaklanabildim ne de özel hayatıma ("Özel" ne demekse?! Bu da kapitalizmin bir kandırmacalı beyin yıkama durumudur yani! Özel değil "asıl", "gerçek" hayat o ya aslında! "Genel" ve "doğal" diye empoze edilen "iş hayatı" değil yani?!!! Neyse!). Bir de işimi sevenlerdenim. Diğer türlüsünü hiç düşünemiyorum!





Günler, "keyiften" ve "andan" çooooook uzak, öylece geçti işte. O 10 gün, kayıp resmen.

Tüm bu her dakikası "ansız" geçen her bir günde, şiştikçe de şiştim. Öyle böyle değil!!! Tartıya çıkamıyorum, mezuraya dokunamıyorum, o derece!

Her şey iş hayatı ve metropol temposu yüzünden mi?! Biraz da öz eleştiri mi yapsan acaba Sevgili Bikini?!

Yemeği abartmadın farkındaysan. Suyunu da içtin. Olabildiğince aktiftin de. Düşünüyorum da, tatilde yediklerini yesen ve yaptıklarını yapsan, yemin ki 100 kilo olurdun! 

Konu ne biliyor musun???
UYKUNU YETERLİ AL-MI-YOR-SUN!!!






"Hafta sonu nasılsa uyurum!"'larla olmuyor işte Bikini. Bak, hafta sonu çalışınca, yani o hafta içi maratonundaki gibi sabah 06:00'larda uyanınca, toptan bittin!!!

Hem, "hayat" demek olan uyku depolanamıyor ki! Hafta içi akşamları, "biraz daha oturayım"'lar ile aklınca daha fazla yaşadığını zannediyorsun, ama ömründen yiyorsun, bilesin hani.






Ya kızım, sen mazoşist misin nesin? Töööbbeeee.."Uyku Yoksunluğu" bir psikolojik işkence yöntemi! Uykusuzluk insanı, susuzluk ve açlıktan bile daha zor bir ruhsal ve fizyolojik duruma soktuğunu biliyor musun?! İdrak, algı, anlama yok oluyor; düşünce, odaklanma, konsantrasyon diye bir şey kalmıyor; hafıza sizlere ömür!

Uykusuzken, sağlıklı düşünemez ve kararlar da alamazsın da, oldu ya sen tüm gün sonuna kadar alkali oldun, 3 litre suyunu içtin, toplamda günlük 10,000 adımını da attın ve en şahane yogalarını da yaptın, günde 7 saatten az uyku ile hiçbiri tam sağlıklı olmanda işe yaramıyor! Daha yeni kendin yazdın "Detoks Nedir? Ne değildir?!"'de, "Yeterli uyku, detoksun ilk şartıdır!" diye. Gel sen bir tüm yazdığını tekrar oku istersen buradan!!!


"Harvard School of Medicine"'den uyku tıp profesörü Charles A. Czeisler'ın Harvard Business Review makalesinde, günde 4-5 saatlik uykunun, kanda %0.1 oranında alkol etkisi yarattığını ve o derece de bedene zarar verdiğini anlatıyor. Uykusuz bir günde ne kendindesin, ne de sağlıkta yani!!!





7 saatten az uykuyla geçen her bir günün, kadınlarda daha da ciddi sağlık risklerine neden olduğunu anlatıyor Leah Hardy, Susie Rogers ve Dr. Daniel Sister "Your Hormone Doctor" kitabında. Yeterli uyku alamayan kadınlar üzerinde yapılan araştırmalarda, daha yüksek inflamasyon, kolesterol, insülin ve kan şekeri değerlerine rastlanıyormuş. Şişmanlık, diyabet, tansiyon, hafıza kaybı ve kalp krizi sebebi yani. Dahası, kronik kortisol fazlalığı, bağışıklık sistemini mahvediyor; erken yaşlanma ve her tür kansere sebep oluyormuş!!! Ya, beynimize ettikleri... "Bunak!" ya da "Küçük beyinli!" türlü sözlere maruz kalma sebebi!!! 




Kaynak: The Huffington Post


Bak bu iş çok ciddi! Lamı cimi yok! Her akşam o en az 7 saatlik uyku a-lı-na-cak!


Tamam yılların alışkanlığı var! Öyle de kolay değil! "Hadi uykuya!" ile hemen olmayacak yani! Çocukların bile oturası geliyor uyku saatinden sonra! Direk "Zıbar!" diye çıkışsam mı acaba kendime? 

Cameron Diaz ablamız, "The Body Book" kitabında, Fitness'ın bir parçası olarak gördüğü UYKU alışkanlığını, geliştirdiği UYKU SAATİ RİTÜELİ ile yakalamış. Ben de kendiminkini geliştireyim. Bizim neyimiz eksik! Heh! :-)


Şimdi, önce "Zayıflatan Güzellik Uykusu"'nun kurallarını buradan tekrar bir okuyayım.

Saat 23:00'te uyumuş olmak gerekiyor. Öyleyse saat 21:30'a kurayım ben "Haydi Uykuya!" alarmımı! Öyle ya, sabahları seve seve uyanmak için nasıl alarm kuruluyorsa, uyumak için de aynısını yapmalı! Ha, bu arada, yarının giyecekleridir, Sassy'dir (çoktandır yapmıyorum ya), sabah işe götürülecek yiyeceklerdir, ev ahalisine hazırlanacaklardır, ev işleridir, başka ne varsa, eve gelir gelmez yapıla, ki, UYKU SAATİ RİTÜELİMİZ bozulmasın!

Aslında, bir süre, sadece ve sadece buna odaklansam çok daha iyi olacak! Her şeyden, ama her şeyden en önemlisi, yatağa zamanında gitmek bundan sonra!


21:30 İşe nefis bir RELAX çayı hazırlamakla başlayayım. Yayılan o müthiş Melisa kokusu eşliğinde güzel bir kitap okuyayım.



22:00 Yatak odasının balkon kapısını sonuna kadar açayım, havalansın. Duş işini akşama alayım ben. Deniz mineralleri içeren Palmolive Thermal Message ile sıcak bir duş, Fransız Kadınlar'ın "Bonne nuit!" Masajları ve yüz bakımları gelsin. Dişler fırçalansın.


22:30 Derin bir uyku için şahane bir Yoga:




22:45 Elma Sirkeli Suyum.


22:50 Mis gibi yatağımdayım. Başucumda duran Sihirli Taşımı alır, bugün olan en güzel şeyi düşüne koyulurken... zzzZZZZZZZ...

Şşşşşş... Pembe rüyalar...






Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...