Zayıflama Kitaplığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Zayıflama Kitaplığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Ekim 2014 Pazar

Pembe Rüyalar


Tam 10 gündür, hafta sonunda devam eden yurt dışı yıllık toplantılarla birlikte aralıksız çalışıyorum. Cuma'nın Cuma olması motivasyonu dışında, son 4 gün "Ama ben çok yoruldum!" haykırmalı ağlama krizlerine girdim. Ne yediğimden bir şey anladım ne de içtiğimden. Ne işe odaklanabildim ne de özel hayatıma ("Özel" ne demekse?! Bu da kapitalizmin bir kandırmacalı beyin yıkama durumudur yani! Özel değil "asıl", "gerçek" hayat o ya aslında! "Genel" ve "doğal" diye empoze edilen "iş hayatı" değil yani?!!! Neyse!). Bir de işimi sevenlerdenim. Diğer türlüsünü hiç düşünemiyorum!





Günler, "keyiften" ve "andan" çooooook uzak, öylece geçti işte. O 10 gün, kayıp resmen.

Tüm bu her dakikası "ansız" geçen her bir günde, şiştikçe de şiştim. Öyle böyle değil!!! Tartıya çıkamıyorum, mezuraya dokunamıyorum, o derece!

Her şey iş hayatı ve metropol temposu yüzünden mi?! Biraz da öz eleştiri mi yapsan acaba Sevgili Bikini?!

Yemeği abartmadın farkındaysan. Suyunu da içtin. Olabildiğince aktiftin de. Düşünüyorum da, tatilde yediklerini yesen ve yaptıklarını yapsan, yemin ki 100 kilo olurdun! 

Konu ne biliyor musun???
UYKUNU YETERLİ AL-MI-YOR-SUN!!!






"Hafta sonu nasılsa uyurum!"'larla olmuyor işte Bikini. Bak, hafta sonu çalışınca, yani o hafta içi maratonundaki gibi sabah 06:00'larda uyanınca, toptan bittin!!!

Hem, "hayat" demek olan uyku depolanamıyor ki! Hafta içi akşamları, "biraz daha oturayım"'lar ile aklınca daha fazla yaşadığını zannediyorsun, ama ömründen yiyorsun, bilesin hani.






Ya kızım, sen mazoşist misin nesin? Töööbbeeee.."Uyku Yoksunluğu" bir psikolojik işkence yöntemi! Uykusuzluk insanı, susuzluk ve açlıktan bile daha zor bir ruhsal ve fizyolojik duruma soktuğunu biliyor musun?! İdrak, algı, anlama yok oluyor; düşünce, odaklanma, konsantrasyon diye bir şey kalmıyor; hafıza sizlere ömür!

Uykusuzken, sağlıklı düşünemez ve kararlar da alamazsın da, oldu ya sen tüm gün sonuna kadar alkali oldun, 3 litre suyunu içtin, toplamda günlük 10,000 adımını da attın ve en şahane yogalarını da yaptın, günde 7 saatten az uyku ile hiçbiri tam sağlıklı olmanda işe yaramıyor! Daha yeni kendin yazdın "Detoks Nedir? Ne değildir?!"'de, "Yeterli uyku, detoksun ilk şartıdır!" diye. Gel sen bir tüm yazdığını tekrar oku istersen buradan!!!


"Harvard School of Medicine"'den uyku tıp profesörü Charles A. Czeisler'ın Harvard Business Review makalesinde, günde 4-5 saatlik uykunun, kanda %0.1 oranında alkol etkisi yarattığını ve o derece de bedene zarar verdiğini anlatıyor. Uykusuz bir günde ne kendindesin, ne de sağlıkta yani!!!





7 saatten az uykuyla geçen her bir günün, kadınlarda daha da ciddi sağlık risklerine neden olduğunu anlatıyor Leah Hardy, Susie Rogers ve Dr. Daniel Sister "Your Hormone Doctor" kitabında. Yeterli uyku alamayan kadınlar üzerinde yapılan araştırmalarda, daha yüksek inflamasyon, kolesterol, insülin ve kan şekeri değerlerine rastlanıyormuş. Şişmanlık, diyabet, tansiyon, hafıza kaybı ve kalp krizi sebebi yani. Dahası, kronik kortisol fazlalığı, bağışıklık sistemini mahvediyor; erken yaşlanma ve her tür kansere sebep oluyormuş!!! Ya, beynimize ettikleri... "Bunak!" ya da "Küçük beyinli!" türlü sözlere maruz kalma sebebi!!! 




Kaynak: The Huffington Post


Bak bu iş çok ciddi! Lamı cimi yok! Her akşam o en az 7 saatlik uyku a-lı-na-cak!


Tamam yılların alışkanlığı var! Öyle de kolay değil! "Hadi uykuya!" ile hemen olmayacak yani! Çocukların bile oturası geliyor uyku saatinden sonra! Direk "Zıbar!" diye çıkışsam mı acaba kendime? 

Cameron Diaz ablamız, "The Body Book" kitabında, Fitness'ın bir parçası olarak gördüğü UYKU alışkanlığını, geliştirdiği UYKU SAATİ RİTÜELİ ile yakalamış. Ben de kendiminkini geliştireyim. Bizim neyimiz eksik! Heh! :-)


Şimdi, önce "Zayıflatan Güzellik Uykusu"'nun kurallarını buradan tekrar bir okuyayım.

Saat 23:00'te uyumuş olmak gerekiyor. Öyleyse saat 21:30'a kurayım ben "Haydi Uykuya!" alarmımı! Öyle ya, sabahları seve seve uyanmak için nasıl alarm kuruluyorsa, uyumak için de aynısını yapmalı! Ha, bu arada, yarının giyecekleridir, Sassy'dir (çoktandır yapmıyorum ya), sabah işe götürülecek yiyeceklerdir, ev ahalisine hazırlanacaklardır, ev işleridir, başka ne varsa, eve gelir gelmez yapıla, ki, UYKU SAATİ RİTÜELİMİZ bozulmasın!

Aslında, bir süre, sadece ve sadece buna odaklansam çok daha iyi olacak! Her şeyden, ama her şeyden en önemlisi, yatağa zamanında gitmek bundan sonra!


21:30 İşe nefis bir RELAX çayı hazırlamakla başlayayım. Yayılan o müthiş Melisa kokusu eşliğinde güzel bir kitap okuyayım.



22:00 Yatak odasının balkon kapısını sonuna kadar açayım, havalansın. Duş işini akşama alayım ben. Deniz mineralleri içeren Palmolive Thermal Message ile sıcak bir duş, Fransız Kadınlar'ın "Bonne nuit!" Masajları ve yüz bakımları gelsin. Dişler fırçalansın.


22:30 Derin bir uyku için şahane bir Yoga:




22:45 Elma Sirkeli Suyum.


22:50 Mis gibi yatağımdayım. Başucumda duran Sihirli Taşımı alır, bugün olan en güzel şeyi düşüne koyulurken... zzzZZZZZZZ...

Şşşşşş... Pembe rüyalar...






8 Ekim 2014 Çarşamba

Detoks nedir? Ne değildir?


"ŞOK DİYET"'lerin adı "DETOKS" oldu ya?!!! Pesssssss!

Ayıptır! Yazıktır! Günahtır!
Caniliktir! Katliamdır!!!!!
Geleceği yok etmektir!!! 

"Saf Protein" "DETOKSU"!!!
"Muz-Süt" "DETOKSU"!!!
"Meyve-Yoğurt" "DETOKSU"!!!
"Kiraz-Yumurta" "DETOKSU"!!!
"Ayran" "DETOKSU"!!!

Ve daha bir sürüsü...

Arkadaş, bunların hepsi, sağlıkla yakından uzaktan alakası olMAyan, dahası, insanı zehirleyen, yaşlandıran, KANSER eden "ŞOK DİYET"'lerdir!!!

Sen bunlara popülizme yakışır "ŞOK! ŞOK! ŞOK!" de! Temizlenme, arınma olan güzelim "DETOKS" sözünü karıştırma!!!
"Bilinçsizlik" diyeyim, başka türlü düşünmeyi aklım almıyor!!!

Hayır, aklımdan türlü Amerikan oyunları geçiyor ya, neyse!!!






Detoks, "de-toksifikasyon"'un kısaltması olarak, canlı organizmalardan toksinlerin temizlenmesi, arındırılması işidir.


Malum, günümüzde yeryüzü tamamen toksik. Hava ve çevre kirliliği, kimyasallar, tarımda kullanılan zehirli maddeler, katkı maddeleri, ağır metaller ve hiç eksik olmayan elektromanyetik alanlar, yani metropol hayatın kendisi tamamen toksiktir. 

Hepsini geçiyorum, bedeni en zehirleyen şey, modern çağın hastalığı stresin ta kendisidir. Tamamen toksiktir; tüm hastalıkların ana sebebidir.

Dolayısı ile gerçek bir detoks, şehirden kaçıp, deniz kenarında (temiz deniz suyu ve tuzu şifadır) dinlenme inzivalarına geçmek ile başlar.






Dinlenmek, detoksun ilk şartıdır. Dinlenmenin en başında da, metropol yaşam hayatında lüks kaçan, yeterli uykuyu almak gelir.

Yapılacak spor, temiz oksijenin bedeni şahanesiyle toksik atmaya programlayan nefes egzersizleridir, yogadır, açık havada yürüyüşlerdir. Ağır egzersizler, bedenin kendi kendini yenilemesini engelleyeceğinden, yapılmaz. Çok ağır egzersizler zaten toksiktir.

Toksik atılım, saunalar, spalar, hamamlar, masajlar ile desteklenir.



Hollywood ünlülerinin Bodrum'daki Detoks Merkezleri'ne akın etmeleri bundandır.






Tüm bu dış etkenler dışında, vücudumuz kendisi, doğal çalışmasından toksinler üretir. Bunu, en sevdiğim ve en anlaşılır hali ile, Prof. Dr. Osman Müftüoğlu "Hayatı Uzatmanın Sırları" kitabında şöyle anlatır:
Yediğimiz, içtiğimiz her şeyin ve soluduğumuz havanın temel amacı enerji üretimidir. Elimizi kolumuzu hareket ettirebilmek, düşünebilmek, kalbimizin atması, solunum sistemimizin çalışması için enerjiye, yani yakıta ihtiyacımız var. Yakıt alındığında, bunun enerjiye dönmesi için yanması gerekir. Şunu unutmayın, nerede bir üretim, bir ateş varsa, orada kül ve duman olur.

Bu atıkların vücuttan atılması gerekir. Atılmazsa, tüm hücre, doku ve organlar paslanır: Oto-toksik-asyon yani Asitlenme veya ZEHİRLENME olur. Selülite bile sebep budur! (Dikkat çekmek için bazen ne yapacağımı şaşırıyorum! "Selülit" ile kalplere ulaşasım var. :-)))

İşte, detoksun amacı da, o selülitleri önlemek, hatta olanı da yok etmektir. :-p


Şimdi, olay şu: sindirim sistemini bir süre rahat bırakıyoruz, yani vücudun yeni toksinlerle boğuşmasını önlüyoruz ki, o muhteşem beden, böylece, tüm gücünü, enerjisini, vitamin, antioksidan ve enzimlerini, kendini onarmak için harcasın.


Temelde, en iyi detoks, antik dönemlerde, atalarımızın tuttuğu, Tam Oruç yani Su Orucudur. Atalarımız yanılmıyor elbet; su, gerçek, canlı, yani Alkali su, detoksun ilk adımıdır. Susuz, temizlik olmaz. Amma velakin, bizler o kadar çok toksine maruz kalıyor, o kadar az gerçek besin alıyoruz ki, bugün Su Orucu tutmak maalesef çok tehlikeli.





Enzim ve vitamin de aldığın Yeşil Sebze Suyu detoksu, biraz daha uygun gibi gözüküyor. Bu detoks, sadece sebze sularından ibaret değildir. Bu detoks programına, mineral, lif, bitkisel laksatifler, probiyotikler ve bir sürü daha besin takviyeleri eklenir. Dolayısı ile, böyle iddialı bir detoksu, profesyonel bir detoks merkezinde yapmak uygundur. Kaldı ki, günlük hayatını sürdürürken kesinlikle uygulanmaz. Hele hele işe falan hiç gidilmez. En ufak bir stres yükü, malum kortizol, bedeni allak bullak eder. Ayrıca, saat başı tuvalet ziyaretleri hedefli, Yeşil Sebze Suyu yanında, tüm gün Alkali su da içilmeye devam edilir. Günlük hayatını devam ettirebiliyorsan, buyur et.



Daniel Reid'in "Detoks" kitabında şahanesiyle anlattığı üzere, temel detoks stratejisi, tüm asit formlu gıdaları ve içecekleri elimine etmek ve vücudun detoks konumundayken ihtiyaç duyduğu gerekli gıdaların karışımını sağlayan birkaç basit alkali besini tüketmek ve çokça Alkali su içmektir.


Her şeyden önce (tüm bilinen zehirli yiyecek ve içecekleri zaten elimine ettiğimizi düşünerek), detoks süresince et, yumurta, süt ve süt ürünleri de dahil olmak üzere tüm hayvansal gıdalar, diyetten çıkarılmalıdır. Bütün hayvansal ürünler, sindirim ve kan için son derece asitlendiricidir. Aynı zamanda bağırsaklarda, yüksek oranda çürütücü atıklar oluşturur. Beden onları temizlemek için uğraşır da uğraşır.
  
Tüm ana tahıllı besinler asit oluşturdukları ve sindirilmek için büyük miktarda enzim ve enerji gerektirdikleri için, ya hiç tüketilmemeli ya da detoks boyunca kesinlikle sınırlandırılmalıdır. Tüm buğday ürünleri tamamen elimine edilmelidir; buğday yalnızca en fazla asit üreten tahıl değil, aynı zamanda detoks sırasında alerjik reaksiyonlara da sebep olabilir.

Yeri gelmişken, gıda alerjileri, intoleranslara sebep yiyecekler (inek sütü ve ürünleriglüten, alkol, şeker, kafein gibi), sindirimi en zorlayanlardır. Bedeni dinleyip, uzak durmakta fayda var.

Tüm tahıllar filizlendirildiklerinde aksine tamamen alkalik yapıcı olurlar. Filizlenme onları gerekli besinlerle, aktif enzimlerle ve enerjiyle dolu yaşayan besinler haline sokar. Bu yüzden taze filizlenmiş tahıllar her zaman detoksa dahildir.







Taze kabuklu yemişler ve tohumlar, bitkisel protein, gerekli yağ asitleri, vitamin ve mineraller açısından eşsiz kaynaklardır, fakat içlerinde kendilerini çürümeden koruyan doğal maddeler, onların midede sindirilmelerini engelleyerek, fermente olmalarına, gaz ve asidik atıklar üretmelerine sebep olur. Tek istisna, en faydalı yemiş olan müthiş bademdir. Sadece alkalik yapmakla kalmaz, insanın sağlığına ve uzun yaşamasına katkıda bulunan en faydalı besinler arasındadır. Badem, taze, çiğ ve bir gece öncesinden saf suda bekletilip, kesinlikle haşlamadan, kahverengi kabuğu ayıklanmış olarak tüketilmelidir. (Bunu da öğrenmiş oldum! Hatta tüm kabuklu yemişlerin, kavrulmamış, çiğ olması dışında taze olması pek önemliymiş. Gece suda kaldıklarında, tohumlar ve yemişler, yaşama döner ve zengin besin kaynakları açığa çıkarmış. Üstelik sindirimi zorlaştıran maddeler de yok olur gidermiş! Ay bu süpermiş!)

Anlaşıldığı üzere, detoksun iki temel taşı taze sebze ve taze meyvelerdir. Bunların sadece taze olması da yetmez, organik ya da en azından kontrollü yetiştirilmiş, genetiği değişmemiş, pestisid veya zirai ilaç kalıntısı barındırmayan ve radyasyona maruz kalmamış olmaları gerekir. Kaldı mı ki acaba, dünyada bunlardan?!!







Sebzeler iyileştirici ve tamir edici mucize besinlerdir.

Meyvelerin de temizleme ve arındırma özellikleri vardır. Ancak ve ancak tek başlarına ve aç karnına yenildikleri sürece! Taze meyveler, öylesine basit besin formlarıdır ki, midede neredeyse hiç sindirilmeden, hızla onikiparmak bağırsağına ve yarım saat içinde de kana karışmak üzere özümsenir. Midede bir şeyler varsa, meyve de midede takılı kalır. O an midede ne varsa, hepsi birlikte fermente olmaya başlar ve topluca çürürler. Temizleme ve arındırma özelliğine sahip meyveler, olur birer asidoz, toksidite ve hazımsızlık sebebi!

Bu arada, sadece meyveler ile de detoks olmaz!






Tüm bunların yanında detoksun vazgeçilmez besin destekleri de vardır.

Detoks Kraliçesi Gwyneth Paltrow'un da uyguladığı, - bu arada onun yemek kitabını da pek merak ediyorum, bir ara Amazon.com'dan sipariş edeyim, a bir de Natasha Corrett'in kitabını da hala alamadım, onu da ekleyeyim - ve bence mutlaka okunması gereken kitaplar arasında yer alan, türkçeye de "Arınma" olarak çevrilen, Alejandro Junger   detoksu destekleyen besinleri şöyle sıralar:


  • Lif
  • Probiyotikler
  • Zeytinyağı, Sarımsak, soğan, limon, brokoli, hindistancevizi yağı, zencefil ve bir sürü baharattan oluşan kötü bakteri ve mikropları öldüren Antimikrobikler
    • Her gün, mutlaka bir diş çiğ sarımsak yemeyi öneriyor. Sadece kötü bakteri, maya ve parazitleri yok etmekle kalmaz, kan şekeri düzeyini dengeler, yağ yakımını arttırır, kötü kolesterolü de dengelermiş.
    • Zeytinyağı üzerinde ayrıca durur. Ardından içilecek limonlu su ile, akşam yatmadan önce içilen 2 yemek kaşığı zeytinyağının, tüm bedeni, bağırsaklardan karaciğere kadar, müthiş bir temizleme gücü yaratacağı gibi, yağ yakımını arttır, kemikleri geliştirir, kanı düzenler, hormonal denge sağlarmış. Hala zeytinyağından uzak duranlara, ondan korkanlara şiddetle duyurulur!
  • Özellikle günlük güneşle buluşmaları gerçekleştiremeyenlere D Vitamini
  • Ve illaki Balık Yağı

Ben bu doktor amcamızın bir sonraki kitabı olan  'u, hatta yeni çıkan yemek kitabını  da mutlaka alayım.

Hala okuma fırsatı bulamadığım, Victoria Boutenko'nun Yeşil İçecekler üzerine yazılmış müthiş klasiği  de okuma zamanı gelmiştir. Daha bu ay çıkan yepyeni kitabı 
 'ı da acilen edinmek gerekir.



Bu arada, bir detoks programına başlamadan önce mutlaka bedeni hazırlamak gerekir. Şeker, nişasta, işlenmiş gıdalar, kimyasal katkılar, uyuşturucu derecesinde bağımlılığa sebep olduğundan, öncelikle bunlardan kademeli olarak kurtulmak lazım gelir. Yoğun detoksun alkalik konumuna aniden geçmek, vücutta, çok tehlikeli olan ve "soğuk hindi" olarak bilinen, yoksunluk semptonlarına sebep olabilir. Aman! En az bir hafta öncesinde yavaştan asidik yiyecek ve içeceklerin alımını durdurmak ve bedene adapte olma zamanını tanımak en şahanesidir.


Son olarak, detoksun amacı kilo vermek değildir. Müthiş sağlık, gençlik, yenilenme ve hayat enerjisidir gerçek hedef. Muazzam beden şekli, o ulaşılan sağlık ve gençlikle kendiliğinden gelir.








23 Mart 2014 Pazar

Mutluluğun formülü "Yağ"'da gizli!

Patrick Holford "İyi Hisset" kitabında:

"Geçmişten öğrenilecek çok şey var. Bir örneği, Afrika kıyılarında bulunan en erken insan iskeletleriyle, daha iç kesimlerinde bulunanlar daha fazla dişe sahiptir; öyle görünüyor ki, iç kesimlerde yaşayan kırmızı et yiyenler, balık yiyen sahil sakinlerine göre, birbirlerinin kafasına daha fazla vuruyorlardı. Aynı prensip bugün için de geçerlidir. Kulağa tuhaf gelebilir ama, bir ülkedeki cinayet oranı ile depresyon ve intihar oranını deniz ürünleri tüketimini öğrenerek tahmin edebilirsiniz.

...

Yunanistan'daki yaşlı insanlar (hani benim şurada "National Geographic'in belirlediği dünyanın en uzun ömürlü insanlarının yaşadığı Mavi Bölge" yazımdakiler) arasında yapılan bir çalışma, her bir balık porsiyonunun depresif olma ihtimalini yarıya düşürdüğünü ortaya koymuştur. 
...
Balık ya da balık yağı eksikliği, hırçınlık ve saldırganlığın artışına sebeptir."





Şu 3 tarafı denizle çevrili, adalar dahil 8333 km'lik kıyı şeridine sahip, güzelim memleketimde, bazılarının hiç balık tüketmediği kesindir!!!

Zati, Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye'de balık tüketimi, önerilen miktarların oldukça altında.

Türkiye'de kişi başına balık tüketimi yılda 8 kilogram iken, dünyada ortalama 16 kilogram, Avrupa Birliği'nde ise 22 kilogram.
Haftada en az 3 kez (450gr.) balık tüketmemiz önerildiği düşünülürse...



Beslenme uzmanı Patrick ağabeyimiz önemli bir detay ekler:
"Keten tohumu ve kabak çekirdeği gibi bitkilerden alfa-linoleik asit denilen bir Omega 3 yağı tipi alabilmenize rağmen, en etkili Omega 3 yağı önce DPA sonrasında DHA'ya dönüşen EPA'dır. Ve YAĞLI balıklarda bulunuyor. Bu "3 silahşörler" kanda yükseldikçe Serotonin düzeyi de yükseliyor. Hatta sadece Serotonin'in etkisini arttırmakla kalmıyor, Serotonin inşa eden fabrika gibi çalışıyor."

Hemencecik, bakalım bakalım En İyi Balık'lar hangileri:
  • Taze somon
  • Taze uskumru
  • Ringa
  • Çiroz
  • Havyar
  • İstiridye

Oldu canım, mümkünse görüşmeyelim. Yahu, havyarlı kahvaltılar, her daim taze somon fümeli, kaparili, salataları bulduk da biz mi yemedik!

Allah'tan, EPA tedarik eden kaliteli balık yağı kapsüllerinin, Patrick'in uzunca listeli deneylere verdiği bölümün sonucu olarak, yararları kanıtlanmış. ;-)






Hatta FAYDALI YAN ETKİLERİNİ de şöyle sıralamış:
  1. Enflamasyonu azaltır. (Bikini'nin Notu: Alkali olma durum hali, gençlik, sağlık ve uzun yaşama sebebi. Ve dolayısı ile elbette zayıflama ve incelme desteği.)
  2. Kalp hastalığı riskini azaltır. (Bikini'nin Notu: Sevgi kaynağı diyesim var.)
  3. Esnek ve ipeksi cilt sağlar. (Bikini'nin Notu: OMG!)
  4. Daha iyi bir konsantrasyon sağlar. (Bikini'nin Notu: Malum, beynimizin %60'ı yağdan oluşur.)
  5. Daha az endişe ve hırçınlık sağlar. (Bikini'nin Notu: Evet, bunu yeni öğrendik.)
  6. Adet öncesi gerginliği ve acıyı azaltır. (Bikini'nin Notu: Ollleyyyyyyy.)








1 Mart 2014 Cumartesi

Zorunlu Sırtın Yer Görme Hali

Çarşamba akşamı, gecesi diyeyim, Galatasaray-Chelsea maçından eve donarak gelince, yün battaniyemi hemen çıkarayım dedim. Yatağın bazasını nasıl hızla kaldırdıysam, "Ayyy!" diye bir ses hatırlıyorum içimden fırlayan...

O kadar üşümüş, o kadar uykum gelmişti ki, sıcağıyla anlamadan uykuya daldım hemen.




Sabah yataktan kalmak üzere dikileyim dedim. Ne mümkün? "Ayyy noldu belime böyle?"'li kala kalmalar. "Bir daha yatarsam kalkamam" dedim, üstümü giyindim "ayyy, uyyyy"'larla. Ugg'larımı zor ayağıma geçirdim. Arabaya bir şekilde bindim de, trafikte bekledikçe, sırtıma, belime binen ağırlıkla mıdır nedir, bir ağrılar başladı, yaşlar indi gözümden. Ofise girdiğimde surat bembeyaza dönmüş olsa gerek ki HR izin kağıdımı anında hazır etti. Ben hala notebook'umu toparlama ve yanıma alma derdinde. "Kızım bırak!"

Maslak Acıbadem Acil'e gidene kadar, kafamdan bin bir türlü düşünceler: "Beli kaydırdık mı acaba? Amanın, fıtık etmemiş olayım kendimi? Ya ameliyat derse? Ameliyat falan hayatta olamam! Zorla uyutuyorlar insanı, kontrolüm dışında kesiyor biçiyorlar bedeni!!! Yok yok, Acil'e değil de uzmanına mı gitseydik ki? Belin uzmanı hangi bölüm ki? E canım, yönlendirirler herhalde acilde! Allah'ım, hayatım bir baza yüzünden bitmedi umarım! Ayyyy Sabah Sqauat'ımı da yapamadım! Delirdin sen herhalde! Ya bu bel kaydıysa? Yok ya! Da çok ağrıyor ama! ..."

Yakışıklı doktor abimiz daha beni muayeneye başladı ki, ilk sözü, "Ooooo, spor yapıyoruz, bu iyi!" Bembeyaz suratıma biraz renk gelir gibi oldu sanki. Bir kendinle gurur duymadır, bir havalara girmedir... Vay anasını, "fit"'liğim resmen doktor tescilli artık.. :-DDDD

Neyse, sadece bir kas tutulmasıymış. Ohhh rahatladım. Ödem oluşmuş, biraz yatak istirahati, ağır kaldırmalara dikkat...
...ve 1 hafta spora ara.. "Ama!" doktor abimize nasıl bir bakışım varsa.. Büyük ihtimal, bilmem kaçıncı şampiyonluk kupasına koşan profesyonel sporcu sandı beni. Alemsin Bikini. Doktor: "Pazarlık yok! 1 hafta spor yapılmayacak. Ağırlık kaldırılmayacak. İlaçlar düzenli kullanılacak. Ödem iyicene geçmeli! Bir tane de iğne yapalım sana şimdi!". "Ne? İğne mi?!!!!" Benim surat tekrar bembeyaz.

Hangi ara alındıysa, tutuşturdular elime bir ekmek arası Ramiz Köfte, diğer elime de ayran. "Ben ekmek yemem" dedikçe... Neymiş, ekmek belime güç verecekmiş!!! Hey Allah'ım!

Eve gelmemle, koltuğa uzanmam ve "Hafta içi televizyonlarda neler olur ki?" zaplamalarıyla, uyumuş gitmişim. Akşam üstü uyandım. Uyku sersemliliğiyle, "Neredeyim? Hangi gündeyim? ... Ama ben yarın raporluyum! Yuppiiieeeee.." Zıplama Bikini!!!!!

Bu Muscoril ve Voltaren birleşmesi nasıl süper bir şeymiş?! Bu nasıl şahane gevşemedir?! Yıllar oldu bu kadar misssss uyku çekmeyeli. 

Hafta içi, saat 10:00 ve ben hala yataktayım. Suratımda açan gülümsemeyle bel ağrılarım da hafifledi sanki. Önce hemen şu iş maillerime bir bakayım, aradan çıkarayım.





Sonra günü nasıl geçireceğim üzerine gelsin planlar...

Tüm gün yatarak ne yapılır ki????? :-(

Ahhh, kitaplarım! Baş başa geçireceğimiz tam 2,5 gün. ;-)))
Daha kapağını bile açamadıklarımdan mı başlasam? Yoksa, hep yeniden okumak istediklerimden mi?





En iyisi mi, hepsiyle olabildiğince özlemimi gidereyim.





Belki DiziMax'lere dalarım, ya da Oscar filmlerine. Home TV de izlerim.
Aaaaa, dergilerim de güncellenmiştir, Mart ayı geldi ne de olsa.

Yahu, illa, bir şey yapmak zorunda mıyım ki?! Hiç! Öylece yatıp, uzun uzun hayaller alemine dalayım.. ;-))))





Velhasıl, bazen sırtın yer görmesi ve sadece kendinle geçireceğin günler, ruh ve beden için gereklidir.

Zorunlu olmadan da bunu hatırlaman dileğiyle Bikini...







9 Şubat 2014 Pazar

Zayıflatan Güzellik Uykusu

Sevgili Karatay Teyzem'in diyetinin 24 saatini özetlediği liste, İYİ bir UYKU ile başlar.


Liz Vaccariello Flat Belly Diet! kitabında aynen şöyle yazar:
DAHA ÇOK UYUYUN! Yüzyılın başında elektrikli aydınlatma yaygınlaşmadan önce tutulan günlükler bize insanların her gece 9 saat uyuduğunu gösteriyor. Bugünlerde 7 saat uyusak şanslıyız. Bu durum bizim sadece yorgun olmamızı değil, stresli ve şişman olmamızı da sağlıyor. Uykusuzluk iştahın artmasını sağlayan ghrelin hormonunun artmasına ve vücut yağını düzenleyen leptin'in azalmasına neden oluyor. Az uyumak, bedenin yağ depolamasına, metabolizmanın yavaşlamasına ve daha fazla yeme istediğine yol açıyor. Sizi uyarıyorum: Hiçbir şeyi yapamasanız bile, Düz Karın ve İnce bir Bel için yapılacaklar listesinde ilk sıraya "İYİ BİR GECE UYKUSU"'nu koyun!
Audrey Hepburn "Breakfast at Tiffany's"


Süper eğlenceli abimiz, Spor Bilimcisi Venice A Fulton Six Weeks to OMG: Get Skinnier Than All Your Friends 'de GÜZELLİK UYKUSU bölümünde, biz kızlara şunları öğütler:

  • Güzellik Uykusu, tüm bedeni onarır ve tüm ana sistemleri yeniler!
  • Güzellik Uykusu, metabolizmayı yağ yakmaya programlar!
    • Bikini'nin Notu: Hele biz kızlar için pek bir önemliymiş bu. Zira uyku bir sürü kimyasallarımızı yeniden düzenlerken, tiroit hormonu da bunların başında geliyormuş. Uzun güzel bir uyku boyunca tiroitler de mis gibi dinlenir ve sabah biz uyanınca o da başlarmış canavar gibi çalışmaya. Ve tiroit yüksek olunca da, metabolizma gelir turbo kıvamına. Biz, zayıflamak isteyenler için budur'
  • Uyku, cildinizi, saçlarınızı ve tırnaklarınızı güzelleştirir!
    • Bikini'nin Notu: Uykuda, Güzellik Hücre'lerinin üretimi ikiye katlanırmış! E, yatak odamız, Güzellik Salonu'ymuş ya!
  • Uyku, yağ yakan büyüme hormonu salgılamanızı sağlar!
  • Güzellik Uykusu, kasları onarır!



Benim hemen uyuyasım geldi bile! ;-)))






Ama önce, Ayşegül Çoruhlu'nun UYKU üzerine notunu ekleyeyim:

Alkali olmak için de, yenilenmek için de İYİ bir UYKU şarttır. Melatonin çok kuvvetli bir anti-aging hormonudur. Gece boyunca büyüme hormonu ile birlikte yaşlanmayı geri çevirmeye çalışır (Bikini: "WOOOOOO!").


Tamam o zaman, Zayıflatan Güzellik Uykusu nasıl olurmuş, detaylara bakmalı:

  • Şekerleme kediler içinmiş. Biz insanların derin uykuya, dolayısı ile günde bir kez uzun uykuya gereksinimi varmış!
  • Mutlaka gece uykusu şartmış!
  • Saat 23:00'te yatmak, melatonin ve büyüme hormonu için ideal zamanmış!
  • Uyku süresi 7-9 saat olmalıymış! İşte bunun üzerinde çalışmam gerek! Zira hafta içi benim uykular oluyor ancak 5-6 saat, hatta bazen 4!
  • Serin ve temiz hava gerekirmiş! Kolay, yatmadan camlar açılsın!
  • Yatak odası mümkün olduğunca karanlık olması gerekirmiş!
  • Yatak odasında elektromanyetik alanı yok etmek gerekiyormuş! Tamam, televizyon yok ama, cep telefonları, iPad'ler ne olacak?!
  • Üzerimizdeki elektriği de yatmadan topraklamak lazım gelirmiş! Balkona çim mi döşetsem acaba? Neyse ki, zeminlerim taş ve doğal parke. Yatmadan bir süre çıplak ayak yürümece. Ya da ayakları deniz tuzu dolu suya sokmak da bizi topraklarmış! Denizi niye bu kadar sevdiğimi şimdi anladım!
  • Saat 17:00'den sonra kafein ve alkol, karaciğerin stres hormonu kortizol'ün sabaha kadar kandan temizlemesini azaltırmış! Bitki çayları gelsin! Yatmadan önce Elma Sirkeli suyumuzu da atlamayalım o zaman! Temizlensin her şeyler!
  • Yatmadan 3 saat önce zorlayıcı egzersiz önerilmezmiş! Yoga ve yürüyüş canmış!



Haydi Bikini fırla! Zayıflatan Güzellik Uykunu hemen programla!


..ve gelsin İNCECİK hallerle, hoplaya zıplaya Günaydınlar.. ;-))))













2 Şubat 2014 Pazar

Metabolizma'yı Yağ Yakan bir "Buddy"'ye çeviren Süper Hareketler

Uuuuuuuuu.. Şu sabahları diş fırçalarken, öylece durmak yerine, parmak uçlarına yükselip inmenin, tüm güne verdiği enerjiye inanamıyorum!

Diş fırçalaması bitti, yok duramıyorum yerimde.. Metabolizma hareketlendi bir kere.. De, acelem de var. Şöyle ayakta, en şahanesinden yağ yakan, tüm vücudu çalıştıran Chair Pose'a geçivereyim. 2 dakika bile yapsam yeter.. ;-)


 


Evden hoplaya zıplaya çıkmanın böylesi.. Bütün gün adım attıkça, bir ön üst bacaklar, bir o arkadakiler selam eder.. Totonun her biri, tek tek, havalı havalı kendilerini hissettirmeleri var ki.. OMG!

Duruşum muruş değişti.. Hayır, asansörden 2 kat erken inip, merdivenleri selamlaya selamlaya çıkma çılgınlığına da girdim ki.. Delirmiş olsam gerek!





İş tamamen tersine döndü; beden duyguya hükmeder oldu! Ben böyle bir şey daha önce yaşamadım!
Haftanın son iş günü, daha öğle vakti, nefessiz geçen deli çılgın iş yoğunluğundan pestilim çıkmış, beynim dönüyor, tansiyon 5'e 9! Dayanacak gücüm kalmamış, göz kapaklarımı zor tutuyorum. Bir kapansalar, yandım! Rezaletin daniskası!

Proteinli öğle yemeğimle biraz toparlandım, ancak hala duygular bir koltuk arıyor, kendini üzerine bırakıp, her şeyi unutup, deriiiin uykulara dalası var. Derken haykırdı beden: "Ben HAREKET ETMEK istiyoruuuuuuuuuuum!" Fırladım. 15 dakikalık minik bir yürüyüşle, ne tansiyon kaldı ne de uyuşuk ruh hali..



Zati, hep okuyorum, sabah yapılan egzersizin bin bir türlü artı mucizelerini de, diğer kulağın açık kalıp, duyduklarını yollayası var!





Hala bestseller olan 2001'de Zayıflama Kitaplığım'a eklediğim "8 Minutes in the Morning "'ın yaratıcısı Jorge Cruise der ki:
  • Sabah egzersizi Metabolizma'yı Ateşler
    • Bikini'nin Notu: Uyurken metabolizma yavaşlar ve metabolizma taa öğleden sonra hızlanmaya başlar. Onu uyanır uyanmaz harekete geçirmek, tüm güne yayılan Yağ Yakan bir "Buddy"'ye kavuşmak demek! Hele şu kış aylarında gün ışığı yoksunluğundan, melatonin'e kalsa, metabolizmanın akşama kadar uyuyası var! Akşam olunca yine uyuyası var!
  • Sabah egzersizi Alışkanlık Yapar!
    • Bikini'nin Notu: Kazanılacak sağlıklı alışkanlıklar, hatta sağlıklı bağımlılıklardır bizi inceltecek ve hep öyle kalmamızı sağlayacak olan! Hani şu en az 21 gün üst üste tekrar edersen, otomatikleşecek olan! Sabahları, düzenli egzersiz alışkanlığını edinmek için en iyi zamandır! Onu es geçme bahanen en minimumdadır! Malum akşamları, bir sürü şey çıkar. Toplantıdır, kızlarla buluşmadır, romantik yemeklerdir, eller havayadır.. -dır da -dır!
  • Tüm gününe Keyif Katar!
    • Bikini'nin Notu: Endorfin denen o Mutluluk Hormonu'nu sabahın köründe verdin mi bedene, kendisi hükmeder, uyuşuk, mızmız, down ruh haline. "Ahanda, biraz daha adım atayım!", "Dur, ben sağlıklı ne varsa, onu seçeyim!", "İçelim güzelleşelim Alkali suyumuzla!", "Hayat bana güzel!"'ler pekişir ardı sıra.






E başlayalım o zaman! Buyrunuz, Metabolizma'yı en şahanesinden Yağ Yakan bir "Buddy"'ye çevirecek, Süper Hareketler'i alışkanlığa dönüştürecek Bikini Style #SabahlarıSquatYapıyorum challange'ına:


 




İlk iş banyo aynasına bir hatırlatma notu post-it'lemece. Notu üzerine alınmak isteyen de alına! Bir taşla çokça kuş. ;-)
  






Isınma ve harekete geçirme amaçlı, diş fırçalarken başlanır Calf Raise'lere:





Ardından gelsin, özel bir yere ihtiyaç duymayacağın, banyoda bile yapabileceğin, tüm vücudu incelten, Metabolizma'yı Yağ Yakan bir "Buddy"'ye çeviren Süper Hareket, squat oturmalarını..

Ama elbette Bikini versiyonuyla:




Yok yok bu değil! :-DDDDDDDD
Bunu da yapacağız elbet birgün de! ;-)))))


Şudur: 






  




En güzeli videosunu izlemece:


 




Tablomuz şöyle:





Dinlenmece günleri yok! Keza amaç, alışkanlığı da yerleştirmek!

Uzun derin nefesler çok önemli! Derin ve doğru nefesin sağlığa katkılarını buradan bir daha hatırlamakta fayda var. ;-)

Birinci sayı uzun duruştaki nefes sayısını söyler. Çarpısı da o uzun duruşun tekrar sayısıdır. Son rakam, birer nefeslik tekrarları gösterir.

Yani 10. gün, 5 nefesli uzun duruştan 3 tekrar yapıyoruz. Ardından bir nefes ayakta, bir nefes oturma pozisyonundan tam 15 tekrar yapıyoruz.


Cümleten hayırlı SQUATlar.. ;-)








Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...