Sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Ocak 2014 Pazar

Biraz NEFES alalım!

Bu su, nelere kadir?! İçim açıldı vallahi. Yavaş yavaş, artık tüm hücreler suya doydukça, cilt de kendini yenilemeye koyuldu! "Seni çok iyi gördüm"'lere, bir de "Kızım sen botox mu yaptırdın?"lar eklendi! ;-)

Zihnim kendine geldi. "Amanın suyumu içeyim" alıştırmaları, ana da şahanesinden taşıyor insanı. Farkındalık dediğin başlamıştır yani.

Bu arada, onca yıl ettiğim "Senin Beynin Sulanmış!" türü söylemlerim hep boşa gitmiş, ha ha. Meğer su çoğaldıkça, zeka aydınlanıyormuş ya!

Neyse.. Şimdi, şu şuan yaşamaları, felsefe dilindeki farkındalık durum hali, Bikinice, "Ahanda ben bu an'da ne yapıyorum?"'ları en süperinden sağlıklı bir alışkanlığa dönüştürme vakti.

Rutinlerin otomatikleşmesi pek doğal. Da, bu, günümüz, deli koşuşturmalı, motoru takıp çılgınca bir şeyleri yetiştirme zamanında, robotlaşamaya döndü. Anların keyfini süremediğimiz günlerdeyiz. Boşuna değil, tüm Google aramalarında "mindfullness"'ın zirvelere çıkması. Şöyle 2 dakika durdurabilsek zihnimizi.. Yok anam.. Geçtim iş planlarını, gündelik hayatımızın planlarını düşünmekten bile anı hep kaçırır olduk! "Akşama ne yemek yapıcam?", "Yarın ne giyeceğim?", "Trafik çıkışta nasıl olacak?", "Ayy daha markete uğrayacağım!"..


Biraz NEFES alalım yahu!




Evet işte, tam da bu! Bu kadar basit! Nefesine odaklandın mı, yaşadığının farkındasın demek!


Üstüne üstlük, doğru ve derin nefes almanın sağlığa katkıları, pek muhteşem şahane:

  1. Nefes, vücudu toksinlerden arındırır. Metabolizmanın doğal çalışmasından atıklar oluşur. Nefesin ana görevi bizi bu toksinlerden temizlemektir. Bu atıklardan arınmazsak, asitlenir ve paslanırız. Oto-toksik-asyon yani Asitlenme nelere sebep oluyordu? Şuradan iyicene bir hatırlamakta fayda var. 
  2. Nefes, gerginliğe şifa olur ve rahatlatır. 7/24 Kronik Stres altındayız artık. Bu meletin bize ettiklerini şuradan bir daha bir okuyayım.
  3. Nefes, düşünceleri berraklaştırır ve depresyona ilaçtır. Derin nefes tüm bedeni rahatlattığı gibi, oksijen sinirleri de gevşetir. Korkular, kötü düşünceler, hatta depresyon dahi uçup gider.
  4. Nefes, ağrılara bile iyi gelir. Bir yerin ağrıdığında, nefesini tutarsın. Oysa derin nefesler almaya devam etsen, o ağrılara da şifayı getirirsin.
  5. Nefes, iç organlara masaj yapar. Yaşamsal organlarımızın sirkülasyonunu arttırır.
  6. Nefes, kanın kalitesini arttırır.
  7. Nefes, bağışıklık sistemini güçlendirir. Kandaki oksijenle besinler yerli yerine taşınır.
  8. Nefes, ciğerlerimize şifadır.
  9. Nefes, kalbimizi güçlendirir.
  10. Nefes, sinir sisteminin mükemmel çalışmasını sağlar. Zihin ve beden bütünleşir.
  11. Nefes, kasları güçlendirir. Tüm hücrelerin oksijene doyması ile olur. Bir de, doğru ve derin nefes alıp vermeler, karın kaslarını da muhteşem çalıştırır.
  12. Nefes, duruşumuzu düzeltir. Ve dik bir duruş, insanı anında zayıf gösterir.
  13. Nefes, midenin sindirme yeteneğini arttırır.
  14. Nefes ile zayıflanır. Oksijen fazla yağların yakılmasını hızlandırır.
  15. Nefes, Enerjidir! Gençleştirir! Yaşamı Uzatır!






Gelelim günde 2 kere yapacak olduğum 5 dakikalık nefes egzersizine:

Nefes almak, önce tüm nefesi boşaltmak ile başlar. Sonra:
  1. Burundan aldığın nefesi, önce karın ve bel bölgene, sonra göğsüne doldur. Bunu 5'e kadar sayarak yap.
  2. Tut ve 3'e kadar say. Vücudundaki her bir hücrenin altın rengindeki, şifa ve denge dolu Güneş ışığı enerjisi ile dolduğunu gör.
  3. Tüm nefesi ağzından 5'e kadar sayarak bırak. Karın kaslarını sırtına kadar ittir. Tüm toksinler yok olup gitsin.
Bunu yemeklerden önce yapmak süper olur doğusu.. Gelsin tadına doyulası anlı öğünler..
Öğle yemeğinden hemen önce ve de akşam eve gelince.. ;-)))



Elbette bu haftanın İncelten Yoga'sı bu farkındalığa yardımcı olacak: Anda olmak! Dengene odaklanmak!

Dengeyi korumak için bir sandalyeden yardım alınabilir. Aynı rutin diğer taraf için tekrarlanıp, 2 kez daha yapılır. Toplamda her bir tarafta 3 tekrarla tamamlanır.






Haftanın özet tablosu:







Kalalım an'larımızda! ;-)


    




5 Ocak 2014 Pazar

AKTİF YAŞAM CANDIR!

Aktif yaşam denilen şey, günlük işlerinde hareket etmek için vücudunu kullanmaktır. Tüm gün öylece oturarak olmuyor bu mamafih. Bir ofis çalışanı olarak hayatım pek zor hani. De bahane bunlar. Pek ala, otoparka araba, biraz daha uzağa park edilebilinir. Plazada tüm katlar elbette çıkılamasa da, 2 kat merdiven kullanılabilinir. 10 sayfalık print out, tek sayfalar halinde alınır gelinir. E 2,5 litre Alkali Su günde içince, tuvalete yürüyüşleri de artar. Adım atmak için bulacağın bahanelere bakmak lazım gerek aslında. Odak konusu bu ola!

Tüm bunların yanında GÜNLÜK bir YÜRÜYÜŞ PROGRAMI da SAĞLIK için kendime verebileceğim en şahane HAREKETTİR!





Günlük düzenli YÜRÜYÜŞlerin sağlığa katkıları SU kadar muazzam:
  1. Genel sağlık için yapılacak en iyi spordur: Fiziki güç katar. "Fit" denilen o hedef durum sebebidir. Vücudun tüm kaslarını çalıştırır. En iyi kilo kontrol yöntemidir.
  2. Daha sağlıklı kan: LDL hain kötü kolesterolün düşmesine yardım eder. Pembe kolesterol HDL'yi yükseltir. Tip 2 şeker hastalığını önler.
  3. Kalbin en sevdiği spordur.
  4. Kemikler de güçlenir. Biz kadınlar için bu pek önemlidir.
  5. Zihin sağlığına birebirdir. Strestir, mutsuzluktur üstünden yürünür gidilir. Hafızayı dahi çalıştırır. Vız gelir unutkanlıklar, tırs gider "dün akşam ne yemiştim"'ler.
  6. Misler gibi uykuya da vesile olur.
  7. Sirkülasyonu düzenler.
  8. Duruşunu düzeltir.
  9. Selülitler bile kaybolur gider.






O halde ne yapıyoruz, YÜRÜMEK GÜZELDİR HAREKETİNE katılıyoruz.


Bu haftanın hedefi:


Başlamadan 3 dakika ısınma ve sonunda 2 dakika soğuma ile 20 dakika hızlı tempo, toplamda günde 25 dakikalık yürüyüş.








Elbette YOGA'sız bir SAĞLIKLI YAŞAM düşünülemez. YOGA HER ŞEYİ KOLAYLAŞTIRIR! ;-)





Biriciğim, Canım, İncelten Yoga'nın Öncüsü, Her şeyimiz, Tara Stiles ile 4x4 gücünde fiziki ve zihinsel sağlığa destek olacak, en az 3 kere yapılası, ay ben her gün yapmaya çalışayımlı, haftanın hareketleri:

Önce iyicene seyrediyoruz. Hareketleri göz ile çalışıyoruz. Asla kendimizi zorlamıyoruz. Rahat rahat burundan nefes alıp veriyoruz. Hareketlerin nefesle akıp gitmesini sağlıyoruz. Bu rutini 4 tekrarla tamamlıyoruz.







Bir de şu etiketleme işi pek motive ediciydi. Ahanda haftanın özet tablosu:





Kalalım sağlıcakla.. ;-)





24 Mayıs 2013 Cuma

Gün 41: İnsan arkadaşına üzülürken, diyet düşünür mü?!!! :(

Tam da zayıflama performansımın en mükemmel noktasındaydım. 57,2 kiloda devam ediyorum. Henüz daha fazla vermediğim için hiç de mutsuz değilim. O yağların yerine kasların geldiğinin ve vücut şeklimin toparlandığının farkındaydım. Öyle güçlü, öyle sağlıklı, öyle iyi hissediyordum ki. Belimden verdiğim 5 cm ile doruklara ulaştım.

Ve bugün hiç olmadığı kadar mükemmel başladı. Yataktan fırlayıp işe koşturma arasında o kahvaltıyı, bugün ilk defa yaptım. Hatta öyle erken kalktım ki. Önce dev bardak limonlu su ile kendime gelme. Üstüne bir sabah yogası. Ve o 2 kayısı kıvamında yumurtalı kahvaltı...




Mutluluktan uçarak gittim işe. Bir gün önce ulaştığım 10,000 adımı tekrar yakalamak için tüm gün ofiste türlü eğlenceler yarattım kendime. Öğlen kafeterya sırasına girip onca zaman bekleyip, "Aman Allahım, bana göre hiçbir şey yok!" çığlığıyla kaçtım oradan. Kanyon'da sağlıklı yemek turuna çıktım. Kırkpınar Lokantası meğer köfteyi ekmeksiz yapıyormuş. "E süper şahane" hareketiyle kaptım tepsiyi verdim 1,5 patatessiz, pilavsız Şişman Köfte siparişimi. "Bir de çay iyi gider üstüne". Şöyle güzel de bir yürüyüş. Keyfim keyif anlayacağınız.


Derken cebim çaldı. Didem ağlamaklı,
  • "Akşam sana geliyorum!".
    • "Tabi aşkım, iyi misin sen?"
  • "Kaçta evde olursun?"
    • "Senin için 6'da çıkarım. 7 gibi evdeyim."
  • "7'de sendeyim."
    • "Tamam Didocuğum!"
Sözümü bitiremeden kapattı. Belli ki şu pinti kocasıyla kavga etmiş.

Fırladım 6'da. Eve geldiğimde bizimkisi bir litrelik ucuz beyaz şarapla oturuyor merdivenlerde. Gözler şiş.


Daha eve girerken açıldı şişe. Ah kuzum yaaaaaa.. Aldığı bir çift ayakkabı yüzünden kıyamet kopmuş evde. İşitmediği laf kalmamış. Bu adamın, adam diyorum ya hala, Canımın kocası olmasa bilirim ben ona takacağım lakapları da.. Neyse, işte o arkadaş, hiç olmayacak sözleri, tekrar tekrar haykırmış. Ay bir de böyle karşında sağır varmış gibi böğürmez mi bu mandalar?! Protein diyeti niyetine kesip yiyeceksin de, sinirli hayvanın eti de güzel olmaz ki!

Bu arada biz şarabı ve keçi kaşarını çoktaaaan bitirmiş, bakkaldan şişelerce biralar ve yanında dev Lay's Klasik'ler söylemiş ve hiç anlamadan hepsini yutup bitirmişiz. Sinirimizi çıkardık evet de.. Yaptım yatağını, yatırdım Didoşumu.

Biraz ortalığı toparlayayım derken, deriiiiin bir mutsuzluk çöktü içime. Mutsuzluk mu?! Pişmanlık?! Kızgınlık da hatta!

Bunca sağlıksız şeyi 1 saniye bile düşünmeden nasıl attım ben mideye? Onca 40 günü bir çırpıda nasıl da mahvettim? İnanamıyorum, bu nasıl biliçsizlik durumu? Ama ne diyorum ben ya? Şurda can arkadaşımın bana ihtiyacı varken. Kızın derdi başından aşkın ben diyet düşünüyorum! Nasıl bu  kadar bencil olabildim ben. Kızcağız daha uykuya bile dalamadı belkide. Sinirlendim! Karmaşık duygular içinde, gurur duymadığım düşüncelerle, çok kötü hissediyorum kendimi!

Nasıl toparlayacağım kendimi şimdi? :(

19 Mayıs 2013 Pazar

Şişmanlığa Elveda, Mutluluğa Merhaba!

Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay'ın "Karatay Diyeti'yle Yaşam Boyu Sağlık" kitabını bugün alığım gibi bir çırpıda bitirdim. Ne doğru yolda olduğumu bir kez daha anladım. Birkaç düzeltmeye ihtiyacım var. Onları da yaptık mı "Şişmanlığa Elveda, Mutluluğa Merhaba!"



%100 Karatay'cı Olma Zamanıdır:

4 Haftada Süper Sağlık  programıma yapmam gereken ekleme veya düzeltmeler şöyle:
  • GI'i düşük besleniyordum. Ancak meğer %100 tam buğday bile 60-70'lerde. Ona da artık elveda. İnsülin ve leptin direncini kırana kadar unlu her şey tarihe gömülüyor. Hem belki de glütene alerjim vardır. Onu da böylelikle çözmüş olurum.
  • Sabah mutlaka 2 yumurtalı kahvaltı yapılacak. 08:00-09:00 arası. Evden çıkmadan yapabilirim sanırım.
  • Öğlen yemeği 13:00-14:00 arasında olacak.
  • Ara öğünlere paydos! Ancak acil durumlar için taze badem, ceviz, taze kaju yanımdan ayırmıyor olacağım.
  • Akşam yemeği 19:00-20:00 arasında yapılacak ve akşam 8'den sonra hiçbir şey yenmeyecek. Çay ve alkali su her daim olabilir. İşte benim yaptığım en fena şey bu galiba: Yok geç iş yemekleri, arkadaş toplantıları... Neredeyse yatana kadar bir şeyler yiyor içiyor olma durumu... Artık buna da bir dur!
  • Uyku önemli. Vücut gece karanlığından uyuyarak şifasını almalı. 7-8 saat olmalı. 23:00-24:00 arası yatmalı artık.
  • Yürüyüş! Yürüyüş! Yürüyüş! Adımsayar aldım malum. Bu toto kaldırılıp, o adımlar atılacak! Nokta!

13 Mayıs 2013 Pazartesi

4 Haftada Süper Sağlık

Bikini Projesi'ne başlayalı tam 1 ay oldu. Çok uzun zamandır kendimi bu kadar iyi, bu kadar zinde, bu derece canlı, böyle muhteşem hissetmemiştim. Enerji doluyum. Sağlık fışkırıyor içimden. Yeniden doğdum sanki.

Yıllarca yaptığım, hemen sonuca varma istekli yo-yo diyetlerden, sağlığımı yitirmişim resmen. Halsizlik, yorgunluk, merdiven bile çıkamayacak güçsüzlük, sabahları uyanamama, çarpıntılar, böbrek ağrıları, taşları, düşen şeker ile oluşan bilinçsizlikler, tiroidlerin kafayı yemeleri, zorlu PMS dönemleri...

Birinden bile haber yok desem.



Sabahları zımba gibi uyanıyorum. Hele şu son 2 haftaki program yoğunluğunda, iş yemekleri, arkadaş toplantıları, şampiyonluk kutlamaları eşliğinde gece 2'de yatmalar ile, hop diye sabah 7'de uyanmayı hayal bile edemezdim. Dün gece derbiye misafirlerim vardı: Bir büyük eşliğinde derin muhabbet, arkasından ortalık toplama derken, oldu saat yine gece 2. Sabah erkenden fırlayıp yoga yaptım desem.

Bu ay, ne "bugün mü yarın mı" tedirginliği, ne "nereye gitti bu yine"'yi, ne de "haydaaaa, ayda 2'ye döndü bunun adı"'yı yaşamadım. Tam zamanında, 28 gün döngüsünde, pre-menstrual sendrom nerdeyse hiç yaşamadan karşıladım bizimkini.

Velhasıl, artık, gerçek anlamıyla HAYAT DOLUYUM.
Ve ben bu hal duruma BA-YILLL-DIMMMM! ;)


4 Haftada Süper Sağlık (Neler Yaptım):
  • Uyanır uyanmaz ilk iş ve yatarken son iş olarak bolca Alkali Su içtim.
  • Yanımdan pH damlamı hiç ayırmadım.
  • Sassy Su, Sassy Su, Sassy Su!!!
  • Her öğüne bolca çiğ yeşillikler ekledim.
  • En iyi protein kaynağı, yumurtadan vazgeçmedim.
  • Beyaz ekmek tarih oldu. Kepekli falan da hikaye. İlle de %100 tam tahıllı!
  • Heh bir de şu probiyotik tabletler. Her güne 2 tane.
  • En önemlisi: Şeker denen iblisi ve onun tüm sahte arkadaşlarını, bir daha hiç görüşmemek üzere hayatımdan kovdum!





Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...