yoga etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yoga etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Mart 2018 Salı

Geldi Bahar!


Tüüüüüüm bu işlerin işlikten çıkıp, çıldırmama sebep!!!
👉🏼 Sevgili asistanın!!!

Allah'ım, kendisini o kadar seviyorum, biliyorsun!
Ama Allah'ım, beyaz yakalı bir katil de olmak istemiyorum! 😤😡😁




Yok anacım, ben müdür olmak için doğmamışım!
Ya da belki de doğmuşum da, hatta tam da bu iş için yaratılmışım da, asistanım Asistan olmak için doğmamış!!!

Aralık başından beri çektiğimi bir ben biliyorum. Şu şahanesiyle hazırladığım, bir önceki yazım planlarından, bırak Zeynep Hocam'ın meditasyonuna katılmayı, Savasana'ya bile geçemedim. Hayır Mart ayına bile girmişiz, ben yeni farkettim!

Yine de, Allah için, beslenmede gayet şahaneyim. Tamam, itiraf ediyorum, Ankara'da, Mamişkom'la sapıtmış olabilirim. Basını götürdüğüm Cenevre'de, süperiyle coşmuş da olabilirim. Ama, iki gözüm önüme aksın ki, telafi de ediyorum, aç yatıyor, aç kalkıyorum! 😁

Şu menapoza girdiğimden beri, bir gram bile verememek nedir?! 2 gün sapıttın mı, yapışıyor kalıyor hemen kilolar. 3 gündür yemiyorum, içmiyorum; gram gitmiyor!
Ah o östrojen dolu gençlik neydi be! Sağlıklı beslenip, bir akşam yemeğini atla, gidiyordu hemen bir öncenin akılsız başın işleri! Şimdi öyle mi?!

Geçen, depresyona tutulmuş yakaladım kendimi! Yeme! İçme! Davetleri kabul etme! Dışarı çıkma! Açlık içinde otur evinde!!! Ve biiiiiir gram bile vereme!!!
Hayat zindana dönmüştü!






Hayat, zindana mı dönmüştü???
Neden?
Yiyemedin diye mi?
İlla o aklından geçeni yemek zorunda mısın ki?
Hayır, zevk almak denen şahaneler, neden sadece yemek üstüne kuruluyor ki?





Uyumak, bazen yemek yemekten daha zevkli değil mi ki?!
Tertemiz çarşaflara bir de duş da alıp tertemiz pijamanla girdiysen, başka ne istersin, mesela?!
Mis gibi bir uyku gibisi var mı ki?!

Sabah uyanınca, sevdiğini bulmak yanında?!
Yanında olduğu için, yaşadığı için, bir güne daha birlikte başladığınız için, tutunmaz mısın hayata?!

Annen, kardeşin dalsa sabahları odana da, yastık savaşına tutulsanız mesela?
Sonra, sımsıkı sarılıp, kahkahalarla yataktan devrilseniz ya!

Yeniden aydınlanan güne uyanmak, mesela?
Güneşin doğuşunu seyre dalmak ya da?

En sevdiğin şarkıyı radyoda yakalayıp, ona eşlik etmek?
Mırıldanırken nakarata kapılıp, haykırırcasına tüm siteye o müziği ezberletmek?
Ritmine kapılıp, çılgınca dans etmek?

Nefes almak?
Çiçekleri koklamak?
Yağmurdan sonra toprak kokusu?
Ya çim kokusu?
Hele çıplak ayakla da yürüdün müydü üstünde?
Sahil boyunca?
Yağmur, çiselese bir de üstüne?

Bahçe sulamak?
Uzun, rahatlatıcı bir duş almak?
Güzel bir roman?
Bilgi dolu iyi bir kitap?
Sürükleyici bir film ya da?

Yoga?
Meditasyon?

Gün batımına dalmak?

İyi bir dostla keyif dolu bir sohbet?
Fıkralara, karnın ağrıyana kadar gülmek?
Gülmekten katılmak?

Yavru kediler?
Kediler?
Köpekler?
Tüm bu dünya tatlısı canlılar?




Güzel bir masaj seansı?
Yüz bakımı?

Yıldızları seyretmek?
Deniz kenarında, imbatlı, kumda güneşlenmek?
Denizde sırt üstü öylece yüzmek?





Bir çocuğu sevindirmek?
Birine yardım etmek?
Bir yüzü gülümsetmek? ☺️





...

Bitmez bu liste!


İçinde yemek olmayan, ne çok keyif var!


Var da, sistem bizi o keyiflere ulaşmamızı engelledi. Bizi kapalı bir ofise tıktı! Önümüze, tek seçenek olarak yemeği koydu! Hayatımızda, "öğle yemeği" "arası", bir de "akşam yemeği" yiye bil diye "paydos" edilen mesai var! "Haftasonu" diye bir kandırmaca da çıkarmışlar. Hafta içindeki yoğunluktan halin kalırsa, belki yemek dışındaki o keyiflerden birini sürme şansına erişebiliyorsun. Gerçi, şimdi de, "aradığın her şey AVM'lerde var" türü yönlendirmeler var malum!
Beden zehirleyecek kadar yemekle bozduk kafayı, sonra da hızlı moda markaları mağazalarının deneme kabinlerinde ağlıyor bulduk kendimizi!
Hepsi "sistem"'in suçu!





Öyle bir yere getirildi ki bu insanlık! "Keyif" denen şey "tüketmek"! Tüketimin ana konusu da, en kolay ulaşılır olan, "yemek"!

  • Keyif için yemek!
  • Rahatlamak için yemek!
  • Mutsuzken yemek!
  • Sosyalleşmek için yemek!
  • Ödül için yemek!
  • Sıkılınca yemek!
  • Paylaşmak için yemek!
  • Kutlamak için yemek!
  • Hediye de yemek!
  • Yemek de yemek!!!




Yahu, yemek, temel ihtiyacımız olan bir yakıt değil mi ki sadece! Bunca anlam yüklemek niye? Öyle bir yıkandı ki beynimiz, içgüdülerimizi kaybettik!





"Evcilleştirilmiş", "bize benzetilmiş"'ler dışındaki "doğadaki" "canlıları" izlediğinde, hiç biri şişman değil! Yaratıldığı bedenin dışına çıkanını, kitlesini korumak için çaba harcayanını bulamazsın! Çünkü onun, "O" muazzam "yaratıcı" ile bağı kopmamıştır henüz! Sokak kedilerine, köpeklerine dikkat edin. Yemeği önce bir sağından, sonra solundan keşfeder. İçgüdüsü "evet, zehir değil ve bedenine şifa eder" kararına varınca, ancak ondan sonra başlar yemeğe. Zorlasan da, istemediği bir şeyi yediremezsin! Ve bedeninin ihtiyacı ne kadarsa da o kadar yer! Doyunca durur, fazlasını stoklama gibi bir düşüncesi hiç yoktur. Biz manyak insanlar, yarım bıraktığı için yemeğini, zorlarız canım canlıları. Aynısını çocuklarımıza yapıyoruz. Onların da "doğa ile bağlantılarını" koparıyor, "içgüdülerini" yok ediyoruz!





Eee ne etcez? Sistemi suçlayıp oturucaz mı öyle?





Ses çıkaracağız!
Ayaklanacağız!
Savaşacağız!

Yok be yahu, sistemle değil! Yıkanmış beynimizle! Zira biz değişirsek, dünya değişir!





Şimdi bu "yemek" ile olan içli dışlı ilişkimize bir düzen getirmek lazım. Bunun en şahane yolu da, onu biraz kendinden uzak tutmak!

Aralıklı Oruç, "Intermittent Fasting" (IF), "yemek" ile kafayı bozmuş zihnime iyi gelecek.

Sadece 12:00-18:00 yarası yemek yiyeceğim. Geri kalan zamanlarda bolca ve sadece sıvı.

Ohhh bahar geldiğine göre, bol bol salatalara, zeytinyağlılara dönebiliriz. Mevsimde ne varsa!
  • Taze bakla
  • Sakız enginar
  • Kabuklu taze ceviz
  • Çağla badem
  • Kuşkonmaz
  • Mantarlar
  • Bezelye
  • Kekik
  • Semizotu
  • Taze sarımsak
  • Taze soğan
  • Kumkuat

Enginar - Alaçatı Ot Festivali 2017


Çağla - Alaçatı Ot Festivali 2017



Sonra, Mayıs ayına doğru da: (Yaz geldi demektir)
  • Asma yaprağı
  • Deniz börülcesi
  • Deniz fasulyesi
  • Taze fasulye
  • Taze patates
  • Yeşil erik
  • Mayıs şeftalisi

Urla, Nisan 2017


Alaçatı Ot Festivali 2017



Bi'de otlar var elbette:
  • Ak pazı
  • Arapsaçı
  • Askerotu
  • Ballıbaba
  • Deniz otu
  • Yabani semizotu
  • Sarı filiz
  • Hindiba
  • Hardal otu
  • Turp otu
  • Radika (Hindiba)
  • Labada (Efelek) (Çiriş)
  • Ebegümeci
  • Isırgan otu
  • Madımak
  • Cibez
  • Gelincik otu
  • Kazayağı otu
  • Şevket-i Bostan (EN SEVDİĞİM)
  • Erguvan
  • Tere
  • Tarhana otu
  • Hodan
  • İzvinya


Ege Otları - Alaçatı Ot Festivali 2017


Şevketi Bostan - Alaçatı Ot Festivali 2017


Ege Otları




İçecekler, elbette en başta su, sonra çeşit çeşit çaylar.
Hadi kahveyi sabahları izin veriyorum kendime. 😉


Yemek saatleri dışında bol bol hareket. Bahar ile uyanan bedenin de zati türlü hareketlere giresi var, kanı kaynıyor. Kışın hantallığından yakında eser kalmaz.

Sabahları artık yeniden aydınlıklarda uyanabildiğimize göre, ver elini Surya Namaskar, Güneşe Selam.


Vücut, nefes ve zihin birleşsin. Fiziksel ve ruhsal varlığımız her anlamda canlansın.







Yürü! Yürüyebildiğin kadar yürü! Öğle yemeğinden sonra, 10 dakika bile olsa, çık yürü! Akşam uzağa park et arabayı, yürü. Sabah küfür edeceksin önce kendine, ama sonra "Ohhh be!" çekeceksin.



 

Bir de akşam yogası üzerine meditasyon şart!





E hadi ben otlanmaya gideyim o zaman!
Bi' dakka!
Saat kaç?




















5 Ocak 2018 Cuma

Nerede kalmıştık 👊🏼


Raporu yetiştireyim. Koş.
Mağazalara uğramak lazım. Koş.
Etkinliğin son düzenlemelerini kontrol edeyim. Koş.
Etkinliğe katılayım. Koş.
Aynı zamanda sahada olayım. Koş.
Ofisteki işler kaldı. Koş.
Koş.
Koş.
Koş.

... derken...







O telaşla ayağını sen pufa bir çarp! Bıraktım sol ayağımın en küçük parçası parmağımı oracıkta!
2018'e girildi kırık ayakla!!!







Hoşgeldin Yeni Yıl. 🎉🍾🥂

Neyse, evren "artık bi' dur" dedi zaar.


10 gün işgörmezlik raporunu kaptım.
AVM'lerin food court'larında sefillikler çekmekten bıkmıştım. Şimdi yemeğimi kendim yapıp, hem de o gün, aynı gün yeme lüksüne sahip olacağım. Yupppiiii...
Malum, zavallı beyazyakalı, öğle yemeğini hazırlar önceki akşamdan.

Hayır, tabiki de hiç çalışmayacağım anlamına gelmiyor bu, da hiç olmazsa ofise gidip gelmek ve trafikten uzaklaşmış olacağım şu parmak ile sayılan bir kaç gün için. Yoksa, Laptop'umu çoktan açtım da maillere cevap yetiştirmeye başladım bile.

Her şeye rağmen Yeni yıl iyidir. Yeni kararlar. Bir önceki yıldan kurtulup, yepyeni 365 güne adım atmalar. Motivasyon doludur da. Yeni yıl gecesinin sihirli olduğu bile söylenir.






Ve 2018 yılı, astrolojiye göre belirsizliklerin bittiği yerine netliklerin geleceği yılmış. 
Fırsatlarla dolu olacakmış. Ancak o fırsatları farkedip, sahiplenip, sorumluluğu ele alıp onu geliştirene doğacakmış mucizeler.

İçindeki "8"'i de pek sevdim. Güç ve aynı zamanda dengeyi anlatan "sekiz", benim için ince belli kadının zerafetini simgeliyor.







İnce bel demişken, tabi ki de ilk 2018 kararım budur: Yeniden incecik belli olacağım.





Sihriyle aldığım mesaj da: Olabildiğince yemeğimi kendim pişireceğim. En sağlıklısından, en incelteninden. Rapor bitince de haftasonlarımı yemek yapmaya adayacağım. Belki güzel fotoğraflarını da çekerim hem.


Geçen yıl, sanki hafta içi az yoğunmuşum gibi haftasonları da kendimi kurslara verdim. Kuslara gidildi de gidildi, uygulamaya zaman kalmadı.
2018 yılı için en önemli kararım: Yeni bir şey öğrenmek için haftalarca kurslara gitmeyi bırakıyorum. Günlük uygulamalı workshop'lar bulursam eyvallah. 
İlla bir mükemmel olmayı bekliyorum, bir şeyi uygulamaya başlamak için. Ayurveda'ya başlandı. Dahası için onca kitaplar alındı. Neredeyse 1 yıllık eğitime de katılınacaktı. Yahu bir uygulamaya başla bakalım. Korkma hata yapmaktan!
Fotoğrafçılık keza öyle. O kurs senin, bu kurs benim. Yahu fotoğraf çekmedikçe nasıl gelişeceksin. Bırak artık bu mükemmellik peşinde koşmaları. Uygulamaya başla artık bir yerden!






Ha bir de şu şaraplara da bir ara vereyim. Son okuduğum bir araştırmada, alkol, şarap dahil, merkezi sinir sistemini bastırarak, metabolizmayı yavaşlatıyormuş. Yani o günde 2 kadeh şarap zayıflatır hikayesi, safsata. 
İngiliz bilim adamları da araştırmış, oralar çok içer malum, ve bulmuş ki, yemek ile birlikte içtiğin zaman, yemek yakılamıyor ve hooop yağ olarak bele, totoya yerleşiveriyormuş.








Yani... 😜🤪😂🤣

Bir de, böyle yılın başında karar alıp bırakmayacağım konuyu. Leyla Bilen'in "Değişim ve Dönüşüm Günlüğüm"'den aldığım feyz ile her ayın sonunda, "bu ay öğrendiklerim" ve "aldığım yeni kararlar" ile kendimi güncelleyeceğim.





Ve şimdiden söylüyorum, Şubat ayı, Bikini Versiyonu Plank ayı!
👉🏼 http://bikiniprojesi.blogspot.com.tr/2013/11/bikininin-plank-ile-imtihan.html


Bu arada çok sevgili Zeynep Aksoy Hocam, her gece Türkiye saati ile 22:00'de YouTube'da canlı canlı nefis bir meditasyon yönetiyor. Bununla kalmıyor, zihin, sinir sistemi, meditasyon ve yoga felsefesi hakkında bilgiler de paylaşıyor. 
8 hafta boyunca her gün bu zen meditasyonunu yapsam.  🙏🏼

👉🏼 YouTube Kanalı: https://www.youtube.com/channel/UChhTAHFhVj5z9hTOa9OWgLA





Bir de, bir minik serçe parmağımızı dibinden kırdık diye Yoga'dan eksik kalacak değiliz. Ayak yoksa, eller, kollar var.





Yok yaw! 😜

Şu hareketleri yapabiliyor olsak, bu yazıları yazmaya ihtiyacımız olmazdı yani, hani! 😁


Sabahları şahanesiyle Bikini versiyonu Squat Challange'e başlanır.
👉🏼 http://bikiniprojesi.blogspot.com.tr/2014/02/metabolizmay-yag-yakan-bir-buddyye.html

Hatta şu Twist'ler de eklenir ki sindirim de, bel de iyicene çalışa.





Aklımda plank challange'a şunu da eklemek vardı ya.




Onun yerine bu şekil yapıla:



Sonra şunuuuuu:



Ve deeee, bunuuuuuu:



En son daaaaaa:





Veeee Savasana:








E o zaman, mutlu yılllaaaaaaarrrr... 🎈








1 Ekim 2017 Pazar

Sonbahar temizliği


Hani şu "bir büyük"'ler, "malt candır"'lar, Urla Vourla, Casal Mendes, Barbayanni'ler olmasa, tatilden incecik olup döneceğim yeminle.




Alaçatı, Yaz 2017


Hacımemiş, Alaçatı, Yaz 2017


Urla, Yaz 2017

Çeşme, Yaz 2017


Güneş, deniz, kum, toprak, yerlisinden taptaze, şifa dolu sebzeler, otlar, meyveler... Açık hava, özgürce hareket fırsatı, yürüyerek gidilen bakkallar, pazarlar, restoranlar... Trafikten uzak, arabadan uzak, bilgisayardan, işten uzak; telaştan, stresten hepten uzak... 💜



Madeo Kum Beach, Alaçatı, Çeşme Yaz 2017


Nori's House, Ovacık, Çeşme, Yaz 2017


Spiaggia Grande, Alaçatı, Çeşme, Yaz 2017


#mavibisiklet Hacımemiş, Alaçatı, Çeşme, Yaz 2017
Tekke Plajı, Çeşme, Yaz 2017



Başının üstünde çatıyı ancak yatmadan yatmaya gören bedeni, sen bir anda kapalı ofise tıkarsan, şoka girer tabi. Onu gerçek dünyasından alıp yapay bir dünyaya, hayvanat bahçesine sokuyorsun. Demirlerin arkasına atmakla kalmıyor, bir de onu, sadece parmakları, gözleri ve çılgınca da zihni hareket edecek halde sabit bir masanın başına oturtuyorsun. Zihin koşturuyor, parmaklar ve gözler ona yetişmeye çalışıyor, bedense kas katı duruyor...
Ve bence, bu, bedeni korkunç bir strese sokmakla kalmıyor, travmalar gibi, bedenin her yanında tıkanıklıklar yaratıyor. 
Emekli olamadan, ölüp gideceğiz bu masa başlarında! 😡






Sözüm ona "modern hayat"'ın getirdiği, gittikçe kirlenen yemek, hava, sudan aldığımız ağır toksinler, bedenin doğal kendini temizleme yeteneğini sekteye uğratıyor zaten. Metabolizma yavaşlıyor, bağışıklık sistemi zayıflıyor veya aşırı tepkiler vermeye başlıyor. Bir de üzerine korku, endişe, öfke, pişmanlık gibi olumsuz duygu ve düşünceler de eklenince...

Stres altında, "alarm" pozisyonuna geçiyor beden. Tüm sindirimi,  besinleri özümsemeyi, yenilenmeyi durduruyor!!! En hızlıca enerjiye çevireceği karbonhidratlara saldırmakla kalmıyor, bulduğu herşeyi de bedende tutmaya başlıyor. 

E bir de zaten Sonbahar'a girmişiz, beden kendini kışa hazırlamak derdinde...

Sonuç: Şu tatilden döndüğüm günden bu yana, 3 haftada 3,5 kilodan fazla almışım. 
Olmuşuz (1. çoğul şahıs kullandım, biz, zira benden bir ben daha yaratmışım 😳) 63,5 kilo.
Hepsi de belime belime... 😱

"Aman ben böyle de güzelim"'lerden hemen çıkayım! Hele hele zat-ı muhteremin, durup dururken "sana şişmanlık da bir başka yakışıyor"'lara hiç kapılmayayım! Zira, "Winter is Coming!"






Ayurveda'ya göre, vücudumuzun biyoritmi kış mevsiminde fazla kilolardan kurtulmaya programlanmamıştır. Bedenin evrimsel olarak vücut ısısını korumak ve enerji üretmek için onlara ihtiyacı vardır. Vücut, doğal olarak tutmaya ve depolamaya programlanmıştır.

Geçiş mevsimleridir, İlkbahar ve Sonbahar, detokslar, oruçlar, iç temizliklerin, kilo vermelerin dönemi.






Sonbahar, yavaş yavaş kapanmanın gerçekleştiği, döngüsünü tamamlamış yaprakların toprağa düşüp, toprağın daha da derinden beslenebilmesi için besine dönüştüğü, bize artık hizmet etmeyen herşeyi bırakıp, yeniye yer açtığımız mevsimdir.





Sonbaharda doğayı gözlemlediğimizde, bunun bir içe dönüş ve ıslah mevsimi olduğunu görürüz. Ağaçlar, sonbahara girerken enerjilerini yapraklarından gövde ve köklerine doğru çekmeye başlar; yapraklar önce renk değiştirir, sonra da kuruyup dökülür. Yaz ve ilkbahar mevsimlerinde güneşin bolluğundan faydalanarak beslenmelerine aracı olan yapraklarına, güneşin azalmasıyla artık ihtiyaç kalmamıştır. O yüzden gübre olmak üzere toprağa bırakılır. Artık, kışa hazırlanmak için enerjiyi ve kaynakları arıtma, süzme, ıslah etme ve sadece en saf ve gerekli olanlarını köklere ve tohumlara doldurup, geri kalanlarını eleme ve atma zamanıdır.






Velhasıl, sadece fazla kilolardan kurtulmak için değil, bedenin dengesini ve doğal kendini iyileştirme becerisini de yenilemenin yolu olarak, bu mevsimde bir temizlik şart!







SONBAHAR TEMİZLİĞİ: BESLENME

İlk iş, saf ve gerçek yiyeceklere yönelip, geri kalanları (alkol, şeker, tatlandırıcı, kahve, siyah çay, süt ürünleri, unlu gıdalar, tüm işlenmiş gıdalar ve fast food) eleyeyim, atayım, bırakayım.





Kendimi mevsiminde sebze ve meyvelere (-ki, bu konu da çok önemli!); mercimek ve maş fasulyesi gibi daha küçük taneli bakliyat (geceden, en az 12 saat suda beklemiş) çeşitlerine; kinoa, karabuğday, Basmati pirinci (bunlar da geceden, en az 12 saat suda beklemiş) gibi iyi pişmiş, nemli ve güçlendirici tahıllara; havuç, pancar, tatlı patates, ve balkabağı gibi topraklayıcı kök sebzelere; baharatlara ve çeşit çeşit bitki çaylarına vereyim.








Pişmemiş yiyeceklerden, soğuk zeytinyağlılar, çiğ salatalar ve soğuk green juice'lardan, smoothie'lerden kaçınıp, yerine, iç ısıtan sıcacık çorbalar, sulu yemekler, fırınlanmış veya buharda sebzeler gibi sıcak, nemli, pişirilmiş yiyeceklerden oluşan beslenme düzenine geçiş yapmak gerekiyor. Soğuk soğuk mideye gönderdiğim her şey sindirimi zorlar.




Yemek aralarında, gün boyunca limonlu sıcak su yudumlayayım. Bol bol  ısıtıcı, taze zencefil çayı, goji meyvesi çayı, yeşil çay, chai, ıhlamur ve adaçayı yapayım.




Acıkmadan yemeğe oturmayayım. En büyük öğünüm, öğle yemeği olsun. Akşam yemeğimi, hem hafif hem de erken (en geç 18:00-19:00) yapayım.  Bir önceki öğünü hazmetmeden (4-6 saat) ağzıma bir şey sürmeyeyim. Ara öğündür, atıştırmalıktır, bunlardan uzak durayım. Haftada 1 gün, sağlam bir öğle yemeği yiyip, akşam yemeğini atlayayım. Haftanın diğer bir günü de, tek tip beslenme orucu tutayım; o günün tüm öğünlerinde kitchari yiyeyim.








SONBAHAR TEMİZLİĞİ: GÜNLÜK RUTİN

  • Erken kalkmak lazım gelir. Hatta güneş doğmadan uyanmak şifa getirir. Sabah 06:00-07:00 civarı uyanmayı hedeflesek, 8 saatlik uykuyu da almış ve mis gibi uyanmak için, akşam da en şahanesiyle saat 22:00 uykuya dalmış olmak gerekir.
  • Yüz temizliği: Uyanınca ilk iş yüzüne serin su çalmak olsun. Her bir çakrayı uyandırmak için, tam yedi kere.
  • Gandusha veya Oil Pulling, yani yağla ağız çalkalama, yağ çekme: Antibakteriyel, antiviral ve antifungal özellikleriyle bir yemek kaşığı hindistancevizi yağını 15-20 dakika boyunca ağızımda çalkalayıp sonra tüküreyim, aman sakın yutmayayım.












    • Dil temizliği ve diş fırçalama: Dil üstünde biriken toksinleri vücuttan atmak lazım gelir. Metal bir dil sıyırıcı harika iş çıkarır.

    • Pranayama: Bilince olağanüstü bir denge sağlayabilen yoga nefes egzersizleri, şifa, neşe ve saadet getirir.



    • Surya Namaskar: Güneşe Selam, en orijinal hali can. Plank sırasında dilediğince kalmak da cabası.


    • Bir bardak sıcak su iç, bal ve limonlu.
    • Abhyanga ve sıcak duş: Bir kaç damla lavanta, biberiye, zencefil yağı eklenmiş susam yağıyla kendime sıcak yağ masajı uygulayayım. Bırakayım beden onu nüfus etsin. Ardından da 3 dakika sıcak, 20 saniye soğuklu bir duş ile vücuda dinçlik, zihne netlik ve hayatıma kutsallık katayım. Bu arada, sonbaharda, profesyonel masajlar almak, buhar banyolarına, saunalara, hamamlara girip terlemenin de tam zamanı.

    • Kahvaltı (09:00): Mevsim meyvelerini lüpleteyim.

    • Öğle yemeği (12:30) ve ardından rahatlatıcı ve huzurlu bir yürüyüş (#yürümekgüzeldir)
    • Akşam yemeği (18:30) ve ardından rahatlatıcı ve huzurlu bir yürüyüş (#yürümekgüzeldir)
    • Meditasyon: Farkındalık, uyum, doğal düzen getiren, yaratıcı zekanın uyanmasıyla da yaşamı mutlu ve huzurlu kılan meditasyon, sonbaharın en önemli günlük ritüelidir. Kendini ona adaman gerekir.



    • Yin Yoga: En derin bağ dokularıma ulaşıp, yaşam enerjisinin bedenimde akışına şahit olayım. Fiziksel, duygusal ve zihinsel şifalanayım, dönüşeyim. Canım Hocam, Zeynep Aksoy'un Yin Yoga serilerinin tamamı olmasa da, günde bir kaç pozda kalayım. Ama illa ki uzun bir savasana ile bitireyim.


    • Uyku vakti (22:00): İyi uykular çocuklar. 😊





    Ha bu arada; başlamak için, bir mucize, bir işaret bekliyorsan ya da biri gelip seni kurtarsın istiyorsan, üzgünüm, o hiç gelmeyecek!

    Kendi hayatından, sadece ve sadece sen sorumlusun! Şikayeti de, mızmızlanmayı da bırak! Totonu kaldır ve gerekeni yap! 💪





    Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...