4 Temmuz 2013 Perşembe
3 Temmuz 2013 Çarşamba
Gün 80: Bir kereden egzersiz bağımlısı olunur mu?!
Niye beni kimse uyarmadı ama ya?! "Görmemişin egzersizi olmuş, canını çıkarıncaya kadar yapmış!" Ertesi gün, Allah'ım o nasıl bir hamlamadır! Yataktan ancak, yuvarlanıp, kendimi yere bırakarak çıkabildim. İnsanın her kası sızlar mı ya?! Parmaklarım bile ağrıyor. O giyinme faslı yok mu, yok böyle bir şey!! Neyse evden çıktım bir şekilde. Yahu merdiven çıkarken çekeceklerimi biliyordum da inmek de mi işkence olur?! Ofiste Allah bilir ne tür sesler çıkardım. Eve geldiğim gibi koltuğa uzanmam bir oldu. Sabaha kadar, şarjı bitmiş Robocop hesabı, hareketsiz yatmışım.
Ve bu sabah: koltuktan kalktım! Sızlamalar yok gibi! Yürüdükçe bacak kaslarım, totom bana "merhaba" dediler sanki. Dişlerimi fırçalarken kolum ve sırtım "biz de buradayız" diye seslendiler mi ne? Trafikte arabamda karın kaslarım sevgilerini yolladılar. Tüm gün, her biriyle, uzunu kısası, büyüğü küçüğüyle tanıştım. Sohbeti ilerletmek istercesine sık sık dürttüm hepsini. "Bu tanışmayı ilişkiye çevirmeli!"
10 dakikada öğle yemeğiyle, zaten eksiklerimi tamamlamak için koştuğum Kanyon GNC'den sonra, attım kendimi Remzi Kitapevi'ne.. Egzersiz ile ilgili ne dergi varsa hepsini toparladım. Allah'ım heyecandan ölücem. Hangisini yapsam acaba akşam. 18:00'de çıkabilmek için, taktım motoru, hiç olmadığı kadar çok iş bitirdim. Virgin Radio eşliğindeki eve dönüş trafiğim, direksiyonu bir sıkıp bir bırakarak, kol, sırtı -hatta şu aşağıya doğru olan yan kaslar da mı ne?- oynatarak geçti.
Akşam yemeği düşünen mi var?! 10 dakika ısınmadan sonra, bugüne seçtiğim 20 dakikalık Beach Body Pilates ve arkasından 50 dakikalık sıkı bir yürüyüş.
Bu arada, 5 litreden fazla Sassy ve Alkali su içmişim!!! :-)
Durun ben gidiyorum! Gün atlamadan şu 10,000 adımı tamamlamalıyım! ;-)
Ve bu sabah: koltuktan kalktım! Sızlamalar yok gibi! Yürüdükçe bacak kaslarım, totom bana "merhaba" dediler sanki. Dişlerimi fırçalarken kolum ve sırtım "biz de buradayız" diye seslendiler mi ne? Trafikte arabamda karın kaslarım sevgilerini yolladılar. Tüm gün, her biriyle, uzunu kısası, büyüğü küçüğüyle tanıştım. Sohbeti ilerletmek istercesine sık sık dürttüm hepsini. "Bu tanışmayı ilişkiye çevirmeli!"
10 dakikada öğle yemeğiyle, zaten eksiklerimi tamamlamak için koştuğum Kanyon GNC'den sonra, attım kendimi Remzi Kitapevi'ne.. Egzersiz ile ilgili ne dergi varsa hepsini toparladım. Allah'ım heyecandan ölücem. Hangisini yapsam acaba akşam. 18:00'de çıkabilmek için, taktım motoru, hiç olmadığı kadar çok iş bitirdim. Virgin Radio eşliğindeki eve dönüş trafiğim, direksiyonu bir sıkıp bir bırakarak, kol, sırtı -hatta şu aşağıya doğru olan yan kaslar da mı ne?- oynatarak geçti.
Akşam yemeği düşünen mi var?! 10 dakika ısınmadan sonra, bugüne seçtiğim 20 dakikalık Beach Body Pilates ve arkasından 50 dakikalık sıkı bir yürüyüş.
Bu arada, 5 litreden fazla Sassy ve Alkali su içmişim!!! :-)
Durun ben gidiyorum! Gün atlamadan şu 10,000 adımı tamamlamalıyım! ;-)
1 Temmuz 2013 Pazartesi
Gün 78: Ey Stres; El mi yaman, Bey mi yaman!!!
Canıma okudu bu yoğunluk, koşuşturma, iş yetiştirme çılgınlığı!
Son 3 haftadır halim ortada! Ancak, çarşamba akşamı itibari ile olay tamamen koptu! Her akşam iş yemeği, öğlenleri toplantı halinde devam eden sözde yemekler..
En sevdiğim mekanlardaydık gerçi; Rumelihisarı İskele Restaurant, cuma akşamı Bebek Balıkçısı ve elbette Anjelique. Nedense, ne yediğimden ne de içtiğimden keyif aldım. Bu benim için olağanüstü garip bir durum! Keyif almak, kafayı tam tamına dağıtmak için gittiğim yerler, bana zülüm geldi!
Her neyse, Cuma akşamı gece 03:00'te yorgunluktan ağlarken buldum kendimi. Facebook Buddy'm Hülyam'ın desteğiyle toparladım da uyudum. Sabah, daha "Kargalar Botunu Giymeden" uyandım. "İşler kaldı" telaşıyla, tüm gün Notebook başından ayrılmadım! Ne yedim, ne içtim Allah bilir! Sassy Su'yu bırak, su içtiğimden bile emin değilim.
Pazar sabahı yine fırladım yataktan kargalarla. Notebook başına geçtim. Bir raporu bitirip mailimi attım. Sonra bir anda içim "YETER BE!" diye haykırdı. Attım kendimi dışarı. Pazar kahvaltısı da mı yapmayacağım yani. Alışverişime çıktım.
Tam kahvaltımı hazırlayacağım, haftalardır Kahve keyfi yapmadığımı hatırladım. Double kare Türk Kahvemi içtim, o bildiğiniz ünlü balkonumda!
Kahvaltıyı bir anda unuttum. İçimden tüm bu çılgın Kortisol'a haddini bildirmek geldi. Kendi kendime: "Ey Stres; El mi yaman, Bey mi Yaman!!!" diye haykırdım ve "Canına okuyacağım senin!!".
Kaptığım gibi iPad'imi gerekli dergilere üye olup, var olan hangi egzersiz varsa hepsini yaptım!!!
Bunlar da yetmedi, hırsla yürüyüşe çıktım! Galiba bir ara "Ben senin o bildiğin kızlardan değilim!" diye haykırdım! Sitede duyan oldu mu bilmem! Hayır konunun, erkek arkadaş ile hiç alakası yok da, nasıl anlatılır zaten hiç bilemezdim! Bir insanın içi bu kadar mı rahatlar, ohhhhh tüm hırs böyle mi güzel atılır?!!!
Velhasıl, bugün en büyük düşmanla çılgınca bir savaşa girdim. Ben ayaktayım! Deli rahatladım!
Ben o bildiğin kızlardan değilim, cancağızım stres!!!! :-))))))
Son 3 haftadır halim ortada! Ancak, çarşamba akşamı itibari ile olay tamamen koptu! Her akşam iş yemeği, öğlenleri toplantı halinde devam eden sözde yemekler..
En sevdiğim mekanlardaydık gerçi; Rumelihisarı İskele Restaurant, cuma akşamı Bebek Balıkçısı ve elbette Anjelique. Nedense, ne yediğimden ne de içtiğimden keyif aldım. Bu benim için olağanüstü garip bir durum! Keyif almak, kafayı tam tamına dağıtmak için gittiğim yerler, bana zülüm geldi!
Her neyse, Cuma akşamı gece 03:00'te yorgunluktan ağlarken buldum kendimi. Facebook Buddy'm Hülyam'ın desteğiyle toparladım da uyudum. Sabah, daha "Kargalar Botunu Giymeden" uyandım. "İşler kaldı" telaşıyla, tüm gün Notebook başından ayrılmadım! Ne yedim, ne içtim Allah bilir! Sassy Su'yu bırak, su içtiğimden bile emin değilim.
Pazar sabahı yine fırladım yataktan kargalarla. Notebook başına geçtim. Bir raporu bitirip mailimi attım. Sonra bir anda içim "YETER BE!" diye haykırdı. Attım kendimi dışarı. Pazar kahvaltısı da mı yapmayacağım yani. Alışverişime çıktım.
Tam kahvaltımı hazırlayacağım, haftalardır Kahve keyfi yapmadığımı hatırladım. Double kare Türk Kahvemi içtim, o bildiğiniz ünlü balkonumda!
Kahvaltıyı bir anda unuttum. İçimden tüm bu çılgın Kortisol'a haddini bildirmek geldi. Kendi kendime: "Ey Stres; El mi yaman, Bey mi Yaman!!!" diye haykırdım ve "Canına okuyacağım senin!!".
Kaptığım gibi iPad'imi gerekli dergilere üye olup, var olan hangi egzersiz varsa hepsini yaptım!!!
Bunlar da yetmedi, hırsla yürüyüşe çıktım! Galiba bir ara "Ben senin o bildiğin kızlardan değilim!" diye haykırdım! Sitede duyan oldu mu bilmem! Hayır konunun, erkek arkadaş ile hiç alakası yok da, nasıl anlatılır zaten hiç bilemezdim! Bir insanın içi bu kadar mı rahatlar, ohhhhh tüm hırs böyle mi güzel atılır?!!!
Velhasıl, bugün en büyük düşmanla çılgınca bir savaşa girdim. Ben ayaktayım! Deli rahatladım!
Ben o bildiğin kızlardan değilim, cancağızım stres!!!! :-))))))
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)