kortizol etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kortizol etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Kasım 2013 Cumartesi

Kış Günü Zayıflamanın Yolu

Tam da dün akşam, kış ve metabolizma araştırması yaparken, aslında soğukta vücut ısınmak için daha da fazla çalışıyormuş’u öğrenip, "e o zaman neden takılıp kaldım ben bu 53'lü kilolaraaaaaaaaaaaa????????" cinnet anımda, Didocuğum'la kız sohbetinden kalma Lay's Klasik'i, çoktandır boş olan abur cubur dolabından nasıl aldım da lüplettim, bilmiyorum. Tek hatırladığım, biten poşeti, ellerimin arasında tüm hırsımla buruşturup, sinirle çöpe atışım. E, o bir kutu %100 Malt da gitmiş ya arada…
Erkenden zıbarıp yattım.

Sabah, tartı da farklı bir şey görmeyeceğimi kanıtlama burukluğu…

Instagram’la moral bulayım… Can dostlarımın şahane Günaydın fotoğraflarıyla, kendime geldim.

Ben bir ölçülsem mi acaba? Olur ya?

Vallahi de billahi de 67 cm! Ama bu?

La la laaaa.. Lalallallllaaaaaaaa… YUPİİİİ YUPİİİİİ YUPİİİİİİİİİİİİİİİİİ…

Yahu, zaten, bir sıkılaşmadır, bir her kasla en ufak harekette merhabalaşmaktır, daha bir dik durmalardır oluyordu #BikiniylePlankYapıyorum ‘a başlayalı! Kiloda gram oynamasa da DARALMIŞIM en şahanesinden işte… Rekor günlerine geri dönülmüş! Mutluluk Dansı yapılsın!!!!






Bu arada, kışın kilo almanın asıl olayı, soğuk değil, yetersiz gün ışığından kaynaklanıyormuş. Gün ışığının, meğer insan üzerinde müthiş derecede önemi varmış. Gün ışığını yeterince yakalayamayan beden, kortizol, serotonin ve melatonin seviyelerini koruyamıyor ve D Vitamin’i üretemiyormuş.

Gün ışığı olmayınca, kortizol fırlayıp “Amman sakın yağ yakma, tehlike var!” mesajı gönderiyor, kilo vermeyi neredeyse imkansız hale getiriyor. Serotonin düşüyor, mutluluk zararlı karbonhidratlarda aranıyor! Melatonin gereğinden fazla üretiliyor, sürekli bir bitkinlik hissiyatına sokuyor.


O halde, napıyoruz:
  1. Kortizol'a karşı uykumuzu düzene sokuyoruz. Biraz daha erken, saat 23:00 gibi yatarak, günlük 8 saatlik uykumuzu mutlaka almaya çalışıyoruz.
  2. "Ey melatonin, artık dur!" mesajını beyne yollamak için, uyanır uyanmaz kendimizi cama veya balkona atıyoruz.
  3. Omega-3'ü arttırıyoruz.
  4. Yanı başımızdan sağlıklı atıştırmalıkları eksik etmiyoruz.
  5. Kar da, kış da, yağmur da, çamur da olsa, açıkhava yürüyüşlerimizi eksik etmiyouz. Zira, bulutlu havalarda bile yarım saatlik açıkhavada aerobik egzersiz, serotonin seviyesini tedavi edici hale getiriyor. Bu etki, kapalı mekanda 2.5 saatlik aerobik egzersizle ancak yakalanabiliyor.


D Vitamini yağ hücrelerini metabolik olarak aktif hale getirip, özellikle de bel ve karın bölgesi yağlarının yakılmasını sağlıyormuş, Dr. Öz’ün (www.doctoroz.com) Women’s Health Dergisi’nin çıkardığı The Vitamin D Diet kitabının tanıtıldığı programda anlatılıyor. Gerçi, Karatay Teyzem’de pek bir söyler ya. Her şeyin bir zamanı var mı diyeyim? Ya da, insan, canı isteyince anlıyor mu?

Yine aynı programda, D Vitaminin Leptin hormonunu da yükselttiği anlatılıyor ki, Biricik Karatay’ımın tanımladığı üzere: “Leptin hormonu iştahı kapatan, yağları yakan hormondur.”

Ben şimdi D vitamini zengini yiyeceklere kendimi vermem mi? ;-)
 

İşte mideye güneşi doğuracak yiyecekler:


·         Yumurta

·         Süt ve süt Ürünleri, özellikle Yoğurt

·         Balık, özellikle Uskumru, Somon ve Ton

·         Balık Yağı

·         Mantar






Güneşimiz bol olsun! ;-)









6 Ekim 2013 Pazar

İncelten Yoga ;-)

Kış beni mahvetmeden toparlana! Tehlikelerin pek farkındaydım, yazmıştım da: "Cross Check"..

Ben Darwin'e  inanmam! Mezopotamya'ya zamanında uzaylıların indiğine dair fantezilerim var. Buraya nereden mi geldim? Kışa ve soğuya karşı tutumum, atalarımı, hatta insanlık tarihini irdelememe sebep oluyor! :-))))

Ayı türü tavırlarım pek fena.. Soğuk havayı gördüm ya, bilimselcesi “dormancy” olan kış uyuşukluğu doruk noktasında! Mağaramdan kafamı dışarı uzatasım dahi yok! Tüm kış, English Home Battaniye'min içinde yaşayayım mümkünse! Bir de sıcacık Cappucino servisi yapan biri olsa.. "Şekersiz, lütfen!"..

Vücut ısısı, solunum ve metabolizma yavaşladı! İnadına, daha fazla hareket etmek lazım gerek, de, genetiğime işlemiş yüzyılların alışkanlığını hemen değiştirmek pek de kolay değil.

"Vah vah! Kader! Naapalım!" diye öylece oturup kalmayacaksın herhalde çok Sevgili Bikini???!

Çok şükür, ruhumuz ince de, ayı hal ve hareketlerden de acilen kurtulmalı! Nasıldı? Nasıl başlamıştık her şeye?

Yavaş yavaş! Adım adım! Başlangıç seviyesinden veeeeee yenidennnn!!! ;-)))))


Tara Stiles'ı tanımadan önce, Yoga'yı sadece birkaç nefes ve esneme hareketinden ibaret olduğunu sanırdım. Keşfettim ki, Yoga, harika bir incelme egzersizi!



Yoga'nın bir sürü sağlığa faydası herkesçe bilinse de, ben nasıl incelttiğini şöyle bir Bikini dilinden anlatayım:
  • Kendi vücut ağırlığınla gerçekleştirdiğin Pose'lar, Yoga Duruşları, tüm vücut kaslarını kullanmanı gerektiriyor! En zor çalışacak kaslar bile, bu denge ahenginde hep birlikte ele ele veriyorlar!
  • Güç, dengeye konsantrasyon, esneme ile birleşince, kaslar kemikleri sıkı sıkıya sarmak istiyor! Kaslar, aradaki yağlara, "çekilin arkadaş, biz kenetlenmek isteriz!" mesajını veriyor! "Lean" denilen, uzun ince kaslara, enden daralan bir vücuta yolculuk başlayıveriyor!
  • Eklemler, özellikle omurga, rahatlayarak, uzunluğa, esnemeye ve güce kavuşuyor! Ve bu günlük vücut duruşuna anında yansıyor! Otomatik dik duruşlara sahip olunuyor!
  • Kası katılaştıran, gerginleştiren laktik asidi serbest bırakıyor. Eklem ağrısıymış, krampmış hepsi yok oluyor! Ne çektik be, şu hareket özgürlüğümüzü engelleyen tutulmalardan!
  • Bağ dokusu güçleniyor! Amanın, bu cildin de daha sıkı ve genç olması anlamına gelmesin?!
  • Pose'larda alınan uzun ve derin nefesler, şu hepimizin baş belası kortizol (nasıl bir baş belası olduğunu merak edenler buyrunuz: "Kilo Vermenin Gizli Düşmanı: Kronik Stres") ile anında baş etmeni sağlıyor!
  • İç organlara masaj da oluyor desem! Sindirim şikayeti olan var mıydı?!
  • Bu Pose'lar, müthiş bir dikkat ve konsantrasyon gerektiriyor! Farkındalık kendiliğinden ortaya çıkıyor! "Zihnin ana dönüşü!". Mideye şuursuzca atıkları göndermek ne mümkün, pembe GI'lara doğru seçimler kendiliğinden gerçekleşiveriyor!

Ahhh hayalimde, yoga derslerine katılmak var. Hele biliyorum ki Cihangir Yoga şahane bir yer! Mâmafih, bu İstanbul iş hayatı temposu ve trafiğinden, ne mümkün?! Bir şeyleri, zamanında yetiştirmek yüzünden hayatım ziyadesiyle stres yüklü! Bir de derse yetişiciiim paniğini kendime, şimdilik, yaşatamam.. Keza, nasıl olsun? Geçen hafta, deli manyak trafik yüzünden 20:00'den önce ofisten çıkamadım! Hem, "istediğim zaman bir şeyler yapabiliyor" ihtimali, beni sonsuz motive etmekle birlikte umudumu hep taze tutuyor!

Gelelim, en başlangıcından, en güzelinden, Tara Stiles "Günaydın Gün" Yoga'sına (Üstelik sadece 4 dakika):




Ve de eve gelir gelmez İncelten Yoga, başlangıç seviyesi ile (Sadece 9 dakika):



Başlamak her şey demek...
Güçlendikçe daha şahaneleri bizi bekler...


28 Ağustos 2013 Çarşamba

Bikini Projesi 10 günlük SÜPER HIZLI ve MÜTHİŞ SAĞLIKLI Zayıflama Programı: Gün 8

Bikini Projesi 10 günlük SÜPER HIZLI ve MÜTHİŞ SAĞLIKLI Zayıflama Programı 8. gün

Rahatsız bacak sendromunu biliyorum da, "rahatsız zihin" pek bir fenaymış! Yahu mışıl mışıl uyurken, niye zıplayıp uyanıyor ki bu beden? Yorgunluktan geberiyorsun, zıbar uyu!!!!

Sabah huysuzluğun daniskası! En sevdiğin meyveyi mide almamalar falan...

Öğlen o kadar resim çekmeye rağmen tabağın sadece yarısı yemeler.. Noluyor canımmm???!! Hayır, her şımarıklığını anlarım da, iştah kaybı da noluyor şimdi????



Akşam yumurtalar zorla da olsa yenilecek!

Hem, artık, seninle bir oturup konuşmanın zamanı geldi Bikini!

"Tamam anladık! Kimi O Ege Havası'ndan alıp sahte gün ışığından oluşan Plaza'ya soksan, aynı Tatil Sonrası Depresyonu yaşar! Hatta bak bakalım çevrene, değil ofisin yarısı, tüm bu Plaza çalışanlarının çoğu aynı durumda! Yaniiiii, yalnız değilsin, şeker! Evet, haklısın, sendeki durum olağanüstü! Ayağını kırdın malum! Ofisten eve, evden ofise.. Oraya buraya gitmek yok! 2 haftadır tıkıldın bu güzel havalarda kapalı alanlara! Balkon yetmiyor, anlıyorum! Ayağını sakınmaktan gerildin de gerildin! 30 Ağustos'ta yazlığa gitmese miydin? Denize girebilecek misin ki? Zaten iş yoğunluğun da var! Var da var!!!!"

Çok mu kızdım kendime aceba?! Arada lazım! Pek dikkatli dinliyorum ya, devam:

"Aç bakayım şu ayağını! Alt tarafı bir parmağını kırdın, nedir yani?! Korkudan silemedin ojeni, yenile bekayım onu en sevdiğin CHANEL 535 ile! Sakat gibi yürümeyi de bırak artık! Allah göstermesin, sakat falan değilsin çok şükür!!!!"

"Haaaaaa, kızlar da aramadı, hiç seni merak etmediler diyorsun?! E, 2 gün önce "Allah'tan yoklar da ayartılmıyorum!" diye seviyorudun?!! Hem, sen ara! Hiç seni unuturlar mı? Vardır bir dertleri.."

Yumuşak bir kapanışla, oldu bu iş:

"Günde 10,000 adıma çıkmak için kendine tanıdığın zamanın farkında mısın? Şimdi de zamana ihtiyacın var! Yaşadıkların doğal ve bırak zaman sana yardımcı olsun! Kortizol'la inatlaşmayı bırak! Belin kalınlaştıkça, artan nefretini bırak! İzin ver gitsin! İzin ver de gitsin!"

Kızların 3.ünü de aradım!

Ha yok, Çağla Hanımefendi Dubai'de! Ona Facebook'tan fotoğrafına "O sıcaklar senin beynini pişirmiş olmalı! Arkadaşın depresyonda, hiç merak etme, emi?!!!" yorumumu attım!

Galiba, Dilara'yı asıl ben unuttum. Zira, aramadan etmezdi. Kız ilkokula başlıyor bu yıl! Hay Allah, naaptı acaba? Açı Koleji hayali var da, nasıl denkleştirecekler o süper paraları? Kendi derdime düştüm de, dert var ya sanki, aramadım kızı iyi mi?

Ahhh kuzum kıyamam, Didom pek bir perişan. Onun o ar bilmez dilli kocası yavrumu Kayınpeder ve Kayınvalide'nin yazlığına attı! Ahhh ne çok sıkılmıştır o şimdiiiii..




27 Ağustos 2013 Salı

Bikini Projesi 10 günlük SÜPER HIZLI ve MÜTHİŞ SAĞLIKLI Zayıflama Programı: Gün 6

Bikini Projesi 10 günlük SÜPER HIZLI ve MÜTHİŞ SAĞLIKLI Zayıflama Programı 6. gün

Hemencekik kalkmalı, temizlik işini bitirmeliyim, akşam üstü de olsa o hastası olduğum Pazar Kahvaltımı yapacağım. Sonrasında çalışmam gerek. Şu bir türlü başlayamadığım sunumu artık bitirmem şart. Eve iş getirmekten nefret ediyorum.. :-(

Benim temizliğe gelen "alem" yardımcım, artık 15 günde bir geliyor. Sonrasında da hiç gelemeyecek. Hamile! Ve bu 3.! 2 erkek sonrasında kız olmasını diliyoruz. Benden sadece bir kaç yaş büyük! Ben mi pek yavaşım, onlar mı pek hızlı, bilemedim! Saatlerce parfümlerimlerimi severcesine aldığı toz (onun için çok önemli) sonrasında başka pek bir işe zamanı kalmasa da, ben pek bir seviyorum kendisini. Bence ben hep sevdiğim insanlarla çalışmalıyım zati.. Ahhh, nerden bulacağım ki şimdi kanımın kaynayacağı başka bir "alem"'i???!

Ehh, iş başa düşer! Yaşam alanımızı da temiz ve sağlıklı kılmak gerek, di mi?! Hatta dünyayı! Malum, henüz keşfedilmiş "gidecek başka yerimiz yok"!!!!

Giriştim temizliğe ki ne giriş. Benim bu "ya hep, ya hiç!" takıntım var ya?!!! Cama çıkma girişimi yapıyordum ki, "oha Bikini, o kadar da değil!" uyarısı ile çekiverdim kendi kendimi, yakaladığım gibi sırtımdan.

Bu arada, temizliğin bir diğer sağlığa yansıması, tam 6,000 adım. ;-)

Bir ara 2 muzlu kahvaltımı, bir başka ara 4 tane light yoğurt, son arada da, "aman da sebze az oldu" diyerekten kendilerini içtim. Bayılıyorum Tat'ın sebze suyuna. Azcık karabiber, maydanozla da çeşnilendirdik mi?



Akşam üstü olmuş bile. "Pazar Kahvaltısı" CD'mizi de koyalım. Ve L.O.V.E. eşliğinde..

"L is for the way you look at me
O is for the only one I see
V is very, very extraordinary
E is even more than anyone that you adore and

Love is all that I can give to you
Love is more than just a game for two
Two in love can make it
Take my heart and please don't break it
Love was made for me and you"



Keyife keyif katmak gibisi yok!


Kahvemi sonra içerim, artık iş bilgisayarını açmalıyım. Saatlerce baktık sunumla birbirimize. Off ilerleyemiyorum. Kafamı toparlayamıyorum. "İlla, her şeyin şahanesini yapmalısın! Geçiştir be Bikini!!"! Yok! Her şey en ince detaylara kadar süper şahane olmalı! 5 sayfa ancak yaptık ki, gece oldu! Gerildim. Bitirmeden hayatta işe gidemem! Pre-Monday Sendromu zirveye çıktı! Kafa dağıtmalı! Gazete okuyayım. Dr. Öz Hürriyet Pazar'da, "Dümdüz bir karna sahip olmanın 7 bilimsel yolu"'nu yazmış! Elbette ezbere biliyorum da, "5. madde stresi azaltın"'a takıldım! Biliyoruz, bu kortizol şeytanının yaptıklarını!!!! "Kırmızı şarap"'ı gözler algılar algılamaz aradım bakkalı! "Çalkarası, Merlot karışımı şahane" deyip verdim siparişimi.



Sunumumu bitirdim yattım. Kaçtı bilmem. ..de.. tüm şişe bitti onu biliyorum!

Biricik ve çok sevdiğim, ailemizin Dr. Öz'üne bir not: Tamam ben, algılamak istemedim, ayrı da, "Günde 110 gram" da ne demek? Sıvının gramı mı olur? Yok hesaplamaya kalksam, ayrı stres. 110 ml dediysen de, sadece koklamak anlamına gelir ki..








25 Haziran 2013 Salı

Gün 73: Bu iş yoğunluğu beni deli edecek!

Tam 73 gün, resmi yaz ayına gireli de tam 4 gün oldu.

30 Mayıs'tan beri bize yaşatılan "Orantısız" Kronik Stres yetmiyormuşçasına 2 haftadır olağanüstü bir iş yoğunluğum var! Sabah 09:00'a 10 kala ofise ulaşma ile start alan "motoru takma" şeklindeki çalışma, gece 22:00'lara kadar sürüyor. Nefeslenmek için yarattığım saniyeler "bizim bu T.rex yine ne tür saldırılara geçmiş?" haberlerini takip edip, dünyaya haykırmak istercesine "paylaş" veya "retweet"'lemeceler ile geçiyor. Ah bide akşam 21:00'daki komşu buluşmalarımı kaçırmıyor muyum, deli olacağım!




Saat 23:00 gibi eve varıp, ertesi gün giyeceklerini hazırlayıp, tek kanallı yeni hayatın güzelliği de olsa, kafa ne kadar dinlenir ki? Bu arada, giyim konusunda pek şanslıyım, rahat takılıyoruz işte, "kotunu ve spor ayakkabını tak çık" hesabı! Kendimi topuklularla düşünürken bile, yoruldum şimdi.

Ah ah, saat olmuş yine 23:30! İtiraf ediyorum: Kafamdaki onca düşünceyi durdurup hiç olmazsa uykuya dalmayı ancak en az 2 "%100 Malt Candır!" ile sağlıyorum!

Kortizol hormonum doruk noktasında devam ediyorken, akşamları, daha doğrusu geceleri, yaptığım bu kaçamağa rağmen, tartıya çıkma fırsatı bile bulamazken, bıraktığım kiloda olduğuma eminim! Tüm gün sağlıklı beslenmeye odaklanmayı hiç bırakmadım. Bıraktırmadılar!!!!

Bunu BENİM OLAĞANÜSTÜ INSTAGRAM 'daki 816 kişilik DEV #diyetteyiz ARKADAŞLARIMA borçluyum!





"GEZİ'lerdeyim" dedim, destek verdiler! "Ama buraya da dönmelisin, seni merak ediyoruz" dediler! İnadına sağlıklı beslenmeye beni teşvik ettiler! En şahanesi, en muhteşemi: "SİZ BİZ", bu ekip yaşamadı ve yaşatmadı! Şahane bir saygı ile!

Destek bulmak, hep en önemlisi dedim! Bundan daha muhteşemini görmedim!!!


23 Haziran 2013 Pazar

Kilo Vermenin Gizli Düşmanı: Kronik Stres

Son derece sağlıklı besleniyor olsanız da, kronik stres kilo vermenizi engeller, hatta üstüne kilo almanıza bile sebep olur.





Vücudumuz algıladığı her türlü tehdit için kendini korumaya alır. Diyelim ki Gezi'de dolaşırken 6 ton ağırlığında 20 cm içe kıvrık dişleri ile etçil T.rex dinozor ile karşı karşıya kaldınız ve pek de sevimli kükremiyor, vücut bu tehlike karşısında hayatta kalabilmek için kaç ya da savaş durumuna girer.
  • Vücut ani güç toplar, kaslar gerilir, harcayacağını düşündüğü güç enerjisini hazır hale getirir.
  • Algılama yeteneğimiz hat safhada artar.
  • Bağışıklık sistemi olabilecekler karşısında kendini korumaya alır.
  • Fiziksel acıya olan duyarlılığımız azalır.
  • Vücut, onarım gücü mekanizma ve yeteneğini en yükseğe çıkarır.

Tüm bunları, Kortizol, diğer adıyla "stres hormonu" sağlar. Anlık fiziksel tehditler için hayat kurtarıcıdır. Bu ani enerji ihtiyacı için karaciğere karbonhidratları kana salıvermesini emreder. Böylece T.rex 'ten kurtulmak için lazım gelen fiziksel güce sahip oluruz.

Buraya kadar problem yok. Problem, bu T.rex'in sürekli olarak karşımıza çıkması ve artık duygusal anlamda da ciddi tehditler yaşatmasıyla başlar. Günlük yaşamınız, özgürlüğünüz sürekli tehdit altındaysa, baskılara maruz kalıyorsanız, "bu T.rex bu sefer nereden çıkacak" endişesi hiç aklınızdan çıkmıyorsa, sağlığınızı tehdit etmeye başlayan, kronik kortisola maruz kalırsınız.


Yüksek ve sürekli kortizolun, "orantısız" kronik stresin vücudumuza ettikleri (Kaynak: "Cortisol and Stress: How to Stay Healthy" by )
  • İdrak yeteneğimiz zayıflar.
  • Tiroit fonksiyonları baskılanır.
  • Kan şekeri dengesi bozulur. Hipoglisemi tehlikesi ortaya çıkar.
  • Kemik yoğunluğunda kayıplar olur.
  • Kas kaybı yaşanır.
  • Tansiyon yükselir.
  • Bağışıklık sistemi bozulur ve vücutta inflamasyon oluşur.
  • Karaciğerin sürekli karbonhidratları kana aktarması ile vücut, özelikle de bel bölgesi yağlanır. Yağlanan bel bölgesi, kalp krizi, metabolik sendrom gibi daha da ciddi sağlık problemlerine yol açar.


Kronik stres ile baş etme yolları:
  • Direnç gücü için, inadına daha da sağlıklı beslenin.
  • Öylece oturmak yerine harekete geçin. Sağlam adımlarla yürümeye devam etmek, egzersiz, sizi mutlu ve iyi hissettiren seretonin ve endorfin hormonlarını salgılamanızı sağlar.
  • Ara sıra durmak, farkındalığı arttırmak için son derece önemlidir.
  • Bulabiliyorsanız, temiz havalı bahçe ve parklarda zaman geçirin.
  • Komşularla her gün bir araya gelin ve sıkıntılarınızı paylaşın.
  • Yeni ve güneşli bir gün için her akşam dua edin.
  • Ve ümidinizi asla kaybetmeyin! "Bu T.rex" de yok olup gidecek! :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...