Sonbahar şeysi yapacaktık daha; ne ara kapıya dayandı kış?!!
Nasıl yapacaktım zati?! Menopoz semptomları öyle bir hortladı ki! Dinmeyen göğüs ağrıları, nefes almamı zorlayan şişkinlik, rahatsız edici o yanma, koltuktan kaldırmayan yorgunluk, ateş basmaları, uykusuzluk. Bir de sinir var tabi.
Günlerdir doğru dürüst uyku girmemiş gözüme. Göğüs sızıları doruk noktasında; koparıp atasım var! Dayanamıyorum! Her şeyi denedim geçmiyor bir türlü. Ağrı kesiciler işe yaramıyor! Anti-depresanlar, sakinleştiriciler... Yok! Uyuşmak için yemeklere veriyorum kendimi; yok! İçki; yok!
Bir saniye dinse, bir saniyecik rahatlayabilsem!
Tahammülüm kalmadı!
Yok!
Çıldıracağım!
Öyle ki, o deli trafikte zıvanadan çıkmışım, "Tamam" dedim, "Katlanamıyorum artık! Ölsem mi? Bu sıkıntılar başka türlü geçmeyecek."!!!!
Gerçek mi, şaka mıydı bu aklımdan geçenler?!!!
...
"Allah'ım, yardım et!"
Eve nasıl geldim, ne ara aklıma OSHO'nun "Beden ve Zihni Dengelemek" kitabındaki meditasyonu geldi, hatırlamıyorum.
44 dakikalık meditasyonu sabaha kadar kaç kez tekrarladım bilmiyorum.
Gözümde yaşlar, sızmışım.
Uyandığımda...
Geçmişti!
Evet vallahi geçmişti!
Sızlamalar yoktu!
Allah'ım yardım etmişti!
Mucize gerçekleşmişti!
Öyle derin, öyle sakin, öyle huzur dolu bir nefesti ki o!
O sabah...
Yeniden yaşama dönmüştüm.
Çok şükür.
Çok şükür.
Çok şükür.
"Önce bedenine iyi bakması gerektiğini idrak ediyor. Çünkü bedenimiz bu dünyayla irtibat kurabildiğimiz, deneyimlerimizi yaratabildiğimiz, bu yaşamımızda sahip olduğumuz en kutsal varlığımız ve tek gerçek evimiz. Mutluluk hali ilk olarak bedenimizdeki dengeden başlıyor. Eğer bedeninde denge yoksa potansiyellerimizi keşfetmemiz ve kullanmamız da güçleşiyor. Kişi bedenine iyi bakmanın sadece sağlıklı beslenmeyle mümkün olmadığını, beslenmenin yanı sıra başka bir dizi gerekliliği de içinde barındırdığını fark ediyor. Bu idrakla bedene iyi bakma halinin sadece iradeye bağlı bir disiplinle sürdürülebilir olamayacağını anlayarak, yaşamına farkındalığı artırıcı egzersizleri eklemeye başlıyor. Çünkü ancak farkındalık hali yükseldikçe kişi irade kulanmaya gerek kalmadan, bedeni için bilinçli seçimler yapabilme yetisini kazanmaya başlayabilir."
- Ebru Şinik, "Genleriniz Kaderiniz Değildir" kitabından
Ben dengemi de, öz benliğimi de kaybetmişim!
Sonra hızlıca sayfalarını çevirdim kitabın; "Günlük Rutinler"'in ilk adımı olarak "Uyku" diyor, "Biyolojik ritim" diyor.
"Yani güneş doğarken doğanın uyanmasıyla güne başlamak ve güneş battıktan birkaç saat sonra ortalama 22:30-23:00 civarı uyumak için yatağa girmek en sağlıklısı. Çünkü bedenin kendini hem fizyolojik hem de zihinsel seviyede yenilediği, toksinleri tahliye ettiği, hücresel yenilenmeyi gerçekleştirdiği saatler 22:30-04:00 aralığındadır."
"Buna göre yaklaşık 22:30-02:00 saatleri aralığında fiziksel bedendeki detoks işlemleri gerçekleşirken, 02:00-04:00 aralığında da zihinsel detoks süreci gerçekleşmektedir."
Yaaaaa; nasıl da kopmuşum bu bedenin kendi olağanüstü döngüsünden?! Halbuki, vakti zamanında 2 yazımdan biri uyku üzerine. Hep günlük rutinlerim var; 22:30'da uykuya dalınan şahane zayıflama programlarım! O uyku ritüelleri hele kış dedim mi, en başa oturuvermiş bende de.
Şu en etkilendiklerimi şuraya not edeyim. Ritimden koptukça göz atayım.
- Pembe Rüyalar (Yazı için buraya tıkla!)
- Zayıflatan Güzellik Uykusu (Yazı için buraya tıkla!)
- Kış Günü Zayıflamanın Yolu (Yazı için buraya tıkla!)
- 10 Adımda Kış Günü Zayıflamanın Formülü (Yazı için buraya tıkla!)
- Yeni Yıla 10 kala EN HIZLISIndan Zayıflama Programı (Yazı için buraya tıkla!)
Ve şimdi, okudukça anlıyorum, o 2 yıllık vegan hayatımdan sonra bir anda başlayan, milletin önündeki yumurtalara göz dikip, hatta saldırma, gece gündüz deniz mahsülleri aşerme hallerimi. Büyük ihtimal D vitamini de Serotonin de diplerde. Hem kışın gelmesi hem de menopoz dolayısı ile bunlara ihtiyacım da şiddetle arttı demek ki. Üzülerek, buruk, ama maalesef, başka türlü doymuyorum da şu ara. O derin meditasyonlar, içimde içgüdüsel bunları uyandırdı belki de. En azından hayvan refahına özen gösteren üreticilerden veya gözümle serbest gezdiğini gördüğüm köyden alayım yumurtaları. Nasıl bir açlıksa, günde 10 tane yiyesim var.
Omega 3'üm de yerlerde. Besin destekleri de almayalı çoooook uzun zaman oldu. Dur ben onları da bir düzenleyeyim.
Günlük rutinlerimi takip ettiğim, hem her birini hatırlatan hem de onlara uyma motivasyonu sağlayan şu tablolar da süper işe yarıyordu. Today diye bir app gözüme çalmıştı. Ben onu bir deneyeyim. Dilediğim fotoğrafla yaratacağım rutinlere check-list havasında yeni motivasyon eğlencem olmaya aday sanki.
Elbette kafamda saat 22:30'da yatmak ile ilgili sürüsüne soru işareti var. Geçen ofisten çıktığım saat zati 22:30'du. Yılbaşı partileri de başlayacak yakındır. Her akşam bir yerlerde, saat 22:30 itibari ile takılmacalar. Kızlarla yıl kapanış geceleri olacak illa. E yılbaşı gecesi eğlencesinin kendisi zaten 22:30'da başlar.
Yani nasıl olacaksa???
Ama yine eski yazılarımdan fark ettim ki, "yaptığım kadarı" bile yanıma hep kar. Bir gün yatamadıysam 22:30'da, ertesi gün denemişim hep mesela. Olmadı bir ertesi gün. Motto: HİÇ YOKTAN İYİDİR!
Şimdi Pazartesi gününü tamamlayamıyorsam, geçiyor gidiyor bütün hafta. Tutturmuşum, "ya hep ya hiç" saçmalığını; hiçbir zaman hiçbir şey başlamıyor; balık hep yan, hep yatıyor! Yatıyor da, uyumuyor da!!! Hayır uyu hiç olmazsa?! O da yok!!!
Dedim ya, denge gitmiş!!!
Kafa da gitmiş olabilir mi acaba?!!! Eski yazılarımı okudukça feci şüphelerdeyim!!!!
Şu su içmek üzerinde de hep çok durmuşum. 3 litre konusu pek mühim. Yine bir app vardı. İşte şu: Water Buddy. Reklamlar dönüyor içinde, ücretsiz oluşundan ya, ama hatırlatmalar süper.
Bir de yemek günlüğü meselesi var. Instagram hesabının asıl amacı tam da buydu da, artık mekanizması farklı çalışıyor. Her bir yediğimi düzenleyip koymaya da zamanım olamıyor. Fotoğrafları çektiğimle kalıyorum. Ama destek ve motivasyon için post etmek de şart. Geçen, o gün tüm yediklerimi bir arada, tek bir sayfada görmemi sağlayan bir app bulmuştum: SEE HOW YOU EAT. Akşam eve gelince, daha fazla da bir şey yemeyeyim diye de, çektiğim bütün fotoğrafları incelesem şöyle. "Ne şahane öğünler yapmışım kendime bugün!" gururunu yaşasam. Sonra da olduğu gibi story'ye yüklesem. Olduğu gibi ama; ne yediysem, eksiksiz, hepsini!
Bence denemeye değer.
Yaw kaptırmışken, çoktandır düşündüğüm "Tibet Gençlik Pınarı, 5 ayin"'e de başlayıvereyim. Dengemi, döngümü şahanesiyle yerine getirir, düzeltir derim.
Gökcan Gökmen'in videosunu buldum. Nasıl tatlı anlatmış, hem de her bir detaylarıyla.
Gökcan Gökmen'in videosunu buldum. Nasıl tatlı anlatmış, hem de her bir detaylarıyla.
22:30'da yatacağım ya, 06:30'da da uyanıp, sabahları meditasyon ve Pranayama'larımdan sonra 3 ile başladığım ve her hafta 3'ün katları tekrarlarda arttırarak devam eder iken rutinime, yeniden dengede girerim yepyeni yıla be!
Yaw çene çene çene! Bi' uyutmadınız adamı!! 😜
Saat 22:30'u oldu. mu?!
Benim uyumam gerek!
Çekilin.
Tatlı rüyalaaaarrr... 😊😴