Sonunda kafayı toparladık!
Ya da iyicene sıyırdık; "sihir"'lere verdim kendimi, malum, şu ara... :-)))))))
Peri Tozu |
If you have a special gardenWhere flowers and trees are foundThen take a pinch of fairy dustAnd sprinkle it aroundThe fairies will take noticeAnd at the end of dayThey'll tiptoe out upon the grassAnd dance the night away
Hiç de kolay değilmiş hani, her güne 10 yeni nimeti sıralayarak başlamak. "Aman da saçım ne güzel!", "Oley, bugün cuma!" türü şeyler çıkmıyor değil. Ama her şeye minnet duymak, sanıyorum tam da böyle bir şey.
Minik sihirler gerçekleşmeye de başladı sanki.
İlk gün, hala adını bilmediğim, ofisteki yardımcı ablamız, kulağıma, "İlacınızı içmeyecek misiniz?" diye fısıldadı. Aval aval dakikalarca suratına öylece baktım. Konudan kimselerin haberi yok, nasıl olur? Bilinsin de istemiyorum zaten. Ve gerçekten de Hayat İksirimi içmeyi atladığımı hatırladım. "Tamam, canım, teşekkür ederim."'mi nasıl dediysem, şaşkınlığımı anlayıp, açıklama yaptı. Meğer, bulaşık makinesini çalıştıracakmış da shaker'ımı da yıkayası varmış. Protein Toz'undan bahsediyormuş.
Kimselere çaktırmadan iksirimi içtim. Sonra yanına gidip, güzelce kucaklayıp, teşekkür ettim.
Daha 10 gün önce, HQ ile yaptığımız konferans toplantımızda, 2. bir asistan için 2015'i beklememiz gerektiği net kararı alındı. "Ama ben yetişemiyorum!" hayal kırıklığı ile ortalıkta dolanırken, çat diye, bu perşembe, "onaylandı" maili geldi. İnanamadım! Mutluluktan uçuyorum.
Ya, özel günler ile arası hiç olmayan, tipik bir erkek olan Benimkine ne demeli? Evlilik Yıl dönümümüzü 00:01'de minik bir sürprizle kutladı. Benim aklımdansa, tamamen çıkmıştı.
Bugün kendimi, "Ne şahane bir sonbahar günü." derken yakaladım. Oysa ben, bir yaz çocuğu olarak, beni yazdan kopardığı için onu hiç sevmezdim. Bu gidişle kışı da sevmeye başlayacağım anlaşılan.
Ama galiba, en önemlisi, varken sağlığımıza minnet duymayı hep hatırlamak.
Elim ayağım tutuyor. Hayattaki en büyük özgürlük bu değil mi?
Ya, muhteşem duyular? Tat alamasam, yemek yemenin zevki nasıl olacak? Koku duyabilmek, ne harika bir şey. Dokunmak, sarılmak, huzurun kendisi. Hayattaki yolumu görmemi sağlayan gözler, mucizevi. Duyabiliyorum müziği ve doğanın sesini.
Beynim ve muhteşem zihnim...
7/24 durmaksızın çalışan trilyonlarca hücrelerim...
Vücudumdaki her şeyi filtre eden, temizleyen ve yenileyen organlarım, düşünmeme bile gerek kalmadan, mükemmel şekilde çalışıyorlar.
En mucizevisi, şüphesiz, kalbim. Vücudumdaki her bir sisteme hayat akışını o sağlıyor.
The Magic 4. Gün olan Sihirli Sağlık Alıştırması'nı benim her gün yapasım geldi.
Buldum!!! Sihirli Plank! ;-)
Beden farkındalığını en şahanesiyle geliştiren Plank duruşu ile sağlık nimetlerime doyasıya minnet duyayım; elime ayağıma, tek tek tüm kaslarıma, kemiklerime, her bir organıma, tüm hücrelerime,
duyularıma...
Plank Pose |
Ve ardından, her bir duruşta, derin bir "Teşekkür Ederim.".
Down Dog |
Up Dog Pose |
Child's Pose |
SAĞLIK ARMAĞANI BENİ CANLI TUTUYOR.
Teşekkür ederim.
Teşekkür ederim.
Teşekkür ederim.
Dur dur dur.. Yazı bitmedi Bikini daha.
Asıl konumuzu da unutmayalım, geçiştirmeyelim, yani!
Bir ara 57,7 kilo ve 72 cm bele kadar ulaştın hani.
Bugün, 56,6 kilo ve bel 70 cm.
Yavaş yavaş her şeyleri de yoluna koyma zamanı geldi, di mi?! ;-)