30 Nisan 2013 Salı

Gün 18: Stres insanı şişiriyor!

"Yarın ne giyeceğim depresyonu" ile sabaha kadar uyumadım. Kabuslar, uçurumlardan düşmeler! Hala etkisindeyim. Mutsuzum. Zehir oluyor bu yazlar bana.

Sabah tartılmadım bile! İnanılmaz şişkin hissediyorum kendimi. Ellerim, ayaklarım, bacaklarım! Hayır zaten çoraplar fora ve rahatsızım bu durumdan, bir de bu şişkinlik..

Yediklerime gelince:

Kahvaltı: Ofise götürülen yeşil elma

Öğlen: 5 tane tavuk kanat, taze fasulye ile yeşil salata, yanında her zamanki gibi yoğurt!

Akşam üstü 2 adet yeşil Wasa Sandwich.

Diyetimden şaşmadım ama hala mutsuzum. İş çıkışı biraz yürüyüş iyi gelir derken kendimi Metrocity'de buldum. Dolanırken Eczane'ye dalmışım, aval aval bakınıyorum. Bir anda hatırladım. pH damlası arıyorum ne zamandır! Çalıştığım için her daim yanımda limon ya da İngiliz Karbonatı taşıyamıyorum. 1 litre Sassy Su da yetmiyor. Ofise alınan suyun pH seviyesini de bulamadım bir türlü. Velhasıl, alışveriş için, eczaneden bile olsa, çok geçerli sebeplerim var. Sordum! E burda varmış! Nasıl da sevindim. Bir anda keyfim yerine geldi!



Bilinçaltım "Aman şu bembeyaz bacaklar nasıl görünüyor ki"'den başka bir şey düşünmediğinden olsa gerek, algı Sally Hansen Airbrush Legs Sprey'e takıldı. Auto-bronzant pek işe yaramadı! Hatta çirkin oldu! İçime sinmedi yani. Kolumuzda bir deneme yapalım bakalım! 10 numara, 5 yıldız! Tam aradığım!

Bir de "inceltici zamanıdır" dedim. Dr Murad'ın vücut ürünleri her zaman işe yarar; Dr Murad Firm and Tone Serum ve Dr Murad Body Firming Cream.



Her daim alkali suyumuza kavuştuk, e bacakları da kotardık. Dahası can sağlığı.. Sevinçliyiz, mutluyuz, stresimizi tamamen attık..

Metrocity'ye gelmişken, HD'ye uğranmaz mı? E hadi o zaman! Akşam yemeği: PİDESİZ iskender.. ;)

28 Nisan 2013 Pazar

Sahilde Yapılacak Hareketler #5

 
"Oh be dünya varmış" içini çekerek saatlerce denizde sırt üstü yatmak!

Sahilde Yapılacak Hareketler #4











Denize her daim "Heyyooo" şeklinde girmek.

Gün 17: Pazartesi sendromu! Daha doğrusu, yarın ne giyeceğim depresyonu!

Kilo: 57,4

Lüpletilen komşu böreğine rağmen düne göre alınan sadece 0,3 kilo ile başladım pazar günüme mutlulukla.. "Hava şahane, kahvaltı balkona yakışır" dedim. Yıkadım pakladım balkonu, hazırladım pazara layık kahvaltımı. Üstüne de double kare bir türk kahvesi.. Değmeyin keyfime..

"Hava tam yürüyüşlük" dedim, gelen geçenlere bakıyordum ki, ani depresyona tutuldum. E herkesler çekmiş altına şortunu, mini mini eteklerini.. Yok elbiseler, çorapsız babetler. Allah bilir sandalet ve Birkenstock giyenler bile olmuştur. Bir de üstüne "Çok Sevgili" Deniz arkadaşım teknesiyle boğazda güneşlenir fotoğrafını Facebook'a koymaz mı?! +&^?'+%*! Ama daha resmi yaz sezonuna 8 hafta var! Niye ısındı ki bu hava bu kadar? Tanrım, ben ne giyeceğim şimdi?! :(

Koştum giyinme odama. Her şeyler indi aşağıya. Onu alıyorum atıyorum, bunu alıyorum atıyorum. Ayakkabı kutuları oradan oraya.. Hadi bugünü bıraktım, çıkmıyorum yürüyüşe falan, anasını satiim de, yarın ne halt ediceeem?!



Her istediğimi giyemiyorum ki? Bu kamyon lastiği boyutundaki beli gizlemek öyle zor ki! Hayatımda üstüme göre bir pantolon bulamadım desem inanır mısınız? Bu nasıl bir vücut yapısıdır? Bel bölgesi toto ölçüsünü geçer mi arkadaş? Pantolon giyince, al sana şahane MUFFIN TOP'lar! Etek yine bir derece! Yok yok, en iyisi, kemeri totoma yerleştirdiğim elbiseler! Şöyle dümdüz, girintisi çıkıntısı olmayan, elbiseler yok mu? Gerçi onları da bulmak pek zor 3 senedir! O belden modayı kim geri getirdiyse!!!! Yok retroymuş, 60'larmış! Bizi düşünen bir Allah'ın modacısı yok ki! Ama sırf elbise ile de olmayacak. Sırttan fırlayan kat izleri var! Hırka ya da ceket ile kapamak lazım!

De, çorap artık giyilmez değil mi? İyi de, bembeyaz ya bu bacaklar? Birazdan balkona güneş vurur! Onları akşama kadar güneşe bıraksam, azcık da olsa bronzlaşırlar mı? Ya da, dur, geçen yazdan kalma Dior'un Self-tanner Shimmering Glow olacaktı! Bir de topuklu giymek lazım! Gerçi, tüm gün onların üstünde koşturmak da mahvediyor be ayakları!

Bu yaz geçişleri beni öldürecek!!!!

Gün 16: Komşum bitirdi beni!

Kilo: 57,1

Kahvaltı: Hafta içi yediğim meyve kahvaltısı alışkanlık yaptı. Cumartesi olmasına rağmen yine muz ve yeşil elmamı yedim.

Bu arada, bu kadar sağlığı ve hiç meyve görmemiş bağırsaklar pek bir bayram yaptı, hatta coştular diyelim. Siz anladınız.

Öğlen (Kahvaltı tadında): 2 dilim kızarmış Doygun Tam Çavdar ekmeğine Fora Çeşnili Zeytin Ezmesi ve 2 kayısı haşlanmış yumurta, bolca limonlu çay

Gün boyunca Sassy Su..

Akşama bolca yeşil salata yanında balık programım vardı ya, taaaa ki kapı çalınana kadar! Komşum, elinde mis gibi kokan üstü örtülü bir borcam getirdi. Peçeteyi bir kaldırdım ki TANDIIIIIRRR BÖREĞİİİİ!



Ayy, ben niye ikramlara hayır diyemiyorum? E ne diyecektim: "Amanın Komşum, şahane gözüküyor, nefis kokuyor, ellerine sağlık, ama ben diyetteyim, bu olağanüstü böreği kabul edemem!" mi diyeyim?!

Ayağına kadar gelen nimet itilir mi? Yutulur! Öyle de oldu!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...