"12 günde Bikini'li Tatile Hazırım!" Gün 6

Alarmsız uyanmak gibisi yok! Seviyorum seni Cumartesi!

Bakayım, uykunun inceltici gücüne:

Yupppppiiiiiiiiiiiiiiiiii...

Derken bir şimşek takibindeki gök gürültüsüyle, koştum cama. O nasıl bir yağmur. Amanın, göğün yere inesi var neredeyse. Tırstım yemin ki!

10 dakika içinde göle dönüştü her yer.

E çıkmamız lazım! Doktor ve ultrason randevum var.

Ne giyilir ki şimdi. Tamam buldum. Kış, hatta kar botum neredeydi?

Allah'ım gidiyoruz da, bir de bana sor nasılı? Sel camlara vurdu! Silecekler son hızda yetişmiyor.

Neyse, her şey aynı. Yeni bir şey yok! Daha kötü bir şey de yok! Kaldığımız yerden devam.

Öğlen 14:00 olmuş, çok acıktım.

Mado'nun Köy Kahvaltısı ile Pastrımalı, Sucuklu Omleti (patates kızartmasız ve bol yeşillik ile) kapıştıralım. "Zeytinyağı alabilir miyim, lütfen!"

Yanlız, bir eleştirim olacak. Gerçek Köy Kahvaltısı sunuyorsun, amma ve lakin yanına Köy Ekmeği eklemiyorsun. Tamam ben yemiyorum ekmek ama, yakışırdı yani.


Yağmur durdu biraz. Kahve keyfi için inilir boğaza. Şöyle Rumeli Hisarı'na karşı bir sade.

Deniz'den içime çektiğim iyot bir iyi geldi ki! Ohhhh misssss...

Belli ki yürüyüş yapamayacağız. Yağmur yeniden başladı. Mecburen eve.

Plank'ıma koyulayım: Bugün 2:30 dakika.

Murat'a gideyim şimdi hemen. Kuaföre yani. Akşama ancak hazırlanırım. Sasha'nın doğum günü var. Kendisi, şu tür hareketler yapan, dünya tatlısı çılgın Biriciğim'dir.

Ben kaçar!