Erken Menopoz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Erken Menopoz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Nisan 2015 Salı

Ya deli çıkacağım, ya da ince!!!


Çıldıracağım!!! Cinnet geçireceğim artık!!!! Baş edemiyorum bu hormon tedavisiyle!!! İnsan, oturduğu yerde, için için şişer mi?!!! Hücrelerimin sızım sızım büyüdüğünü, çoğaldığını hissediyorum resmen!!!! Göz göre göre, genişledikçe genişliyorum!!!

Sadece 2 gün bıraktım, verdiğim 2 kilo 5 olarak geri döndü?!!!! Tam 62 kilo çektim bu sabah!!! Hiç olmadığım kadar şişkoyum şimdi!!!!!


Başlayacağım bu tedaviye de, hormon ilacına daaaaaaa, doktoruna daaaaaaa, menopozuna daaaaaaaaaaaaaaaaa...




Ne yapacağımı şaşırdım kaldım! Zorlanıyorum! Çok zorlanıyorum!!! Daha da 10 yıl kullanılacak bu melet, ne olacağım?!!! Yeminle deli çıkacağım!!!!








"İnsan kaygılanmaya başladı mı, umutsuzlukla her şeye yapışır, ve bir kez yapıştı mı, kendini, ve kime ya da neye yapışmışsa onu tüketmeye mahkumdur. Öte yandan bir savaşçı-avcı, avını tuzağına hep çekeceğini bildiğinden kaygılanmaz."
Carlos Castaneda






"Mutluluğun anahtarı başarı değildir. Başarının anahtarı mutluluktur. Ve yaptığın şeyi seviyorsan, başarı da kendiliğinden gelir."
Albert Schweitzer



Hem, biricik Audrey'ciğin ne der?




"Hiç bir şey imkansız değildir; sözcüğün kendisi bile "ben mümkünüm" diyor."
Audrey Hepburn



Hadi Bikini, kalk, çık o yataktan!!!





Ve hatta, mesela,

  • Günde 3 litre su (tıkla) da iç.
  • Anti-Aging etkili Zayıflama Programı'na (tıkla) başla.
  • Tüm gün Aktif kal (tıkla).
  • Bikini Versiyonu Plank Challange'la (tıkla).
  • En az 5,000 günlük adım (tıkla) da attın mıydı...
  • Sahilde Yapılacak Hareketler motivasyon çalışmalarıyla (tıkla) daaaaaaaaaaa...


Kim bilir, belki, yine, ince çıkarsın bu yaz!!!






28 Mart 2015 Cumartesi

6 hafta incelten Yoga 6. Hafta


Eyyyyy hormon ilaçlarıııııııııı!!!! 
Duyuyor musunuz beniiiii?
Benim adım Bikiniiiiiiii...
Alt ettim siziiiiiiii!!! :-DDD







Çok şükür! Hem de ne şükür! Ohhhhh be, çok şükür!
Yeniden incelmeye başladım. Aylardır gözünün içine baktığım şu tartının, "Dursun bu yukarı çıkışlar"'la dişlerimi sıktığım, beni deli eden o günler bitti artık.
Sonsuz şükür!

Ahhh ahhh.. Ama bir fırça de çekeceğim sana. Yaw, şu kendini bir okusan ya yeniden. Nasıl unutuyorsun, o güzelim yazdıklarını anlamıyorum. Şöyle baştan sona bir oku tüm yazılarını. Hatta Nisan ayına da patlat şöyle şahane bir İncelme Programı. ;-)))


Glutensiz Hayat candır, can!
Zincirlerimi de kırdım!






Bir de, her yanlardan da incelmişiz süperiyle 1'er santim!













O halde gelsin 6 hafta İncelten Yoga'nın sonuncusu da... 
Motivasyonu tavan yapmaca!






Amanın handstand var. Henüz o tür hareketlere giremesek de, denemekten zarar gelmez hani. :-)
Tüm hareketler diğer tarafa ve toplamda 3'er tur ile tamamlamaca.







9 Mart 2015 Pazartesi

6 hafta incelten Yoga 3. Hafta


Doktor kontrolündeyim.

"Hocam, bu HORMON REPLASMAN TEDAVİSİ (HRT) gerçekten gerekli mi?"
Gerçi ben tüm araştırmalarımı yaptım elbette de, aklımda ne varsa, her şeyleri netleştireyim açılış sorusu bu!

"Tüm dünya, HRT'den yana!" ile başladı hoca. Uzun uzun anlattı. Ben sordum o cevap verdi! "Cildin için" dedi. "Tip olarak, osteoporoz'a pek yatkınsın" dedi. "Hafızan için" dedi. Onu duyunca tırstım. Allah muhafaza... Beyin olmayınca, en şahane beden olsa neye yarar!

"Hani bazen, eksikliğini görür de ek olarak Vitamin desteği alırız ya." deyince, ben de gururla "Evet Hocam. Mesela D vitamini alamıyoruz yeterli bu kış zamanlarında. Ben onun peşindeyim yani."

"Aferin sana. Hele senin için çok daha önemli artık." ile nasıl böbürleniyorum, sorma.

Velhasıl ben ikna oldum sonunda. Bu Trisequens artık hayatımın bir parçası olacak!

Derken Hocam bana doğru yavaşça, "Yalnız, kilo yapar! Eh, gördüğüm üzere de sen o kiloyu almışsın! Biraz dikkat etmelisin ama!" demesiyle, ben: "Öyle kolay mı sanıyorsunuz! Siz benim ne çektiğimi biliyor musunuz? Her gece aç yatıyorum. Gece boyunca süren mide gurultularımdan, yakında komşulardan şikayet gelecek! Ofis içinde, günlük adımlarımı tamamlayacağım diye, adım "dolanan deli"'ye çıktı; karizma sıfır! Hayır yani, bu hormonları siz erkeklere yutturmalı! Totonuz genişlesin de görün gününüzü! "Eyvahlar olsun"'u yaşayın da, bir daha konuşuyor musunuz göreyim sizi! Bir kerecik halleriniz gelsin, hatta bir türlü gelemesin de, o taşıdığınız yüreğe nasıl anlayış düşüyor görürüm!!!" diyemedim tabi...

Prof. adam, okumuş, hürmet sonsuz... Da, gözlerimden ne fışkırdıysa artık, gülümsedi nazikçe... Elini sıktımmmmmmmmm, çıktım kapıdan...

Nasıl sinir bastıysa, 10,000 adımı tamamlamışım Nişantaşı sokaklarında... Eve gelmemle Yoga'ma koyuldum... ve günlerdir duramadığım Half Moon'da durur buldum kendimi!





Sinirlenmek iyi bir şey demek ki!!! :-DDD


Bu hafta pek zorlu geçecek. HQ'dan en tepe amcalarımız, memlekete geliyor. Diken üstündeyiz. Her şeylerimizi hazırladık da bir de 4 dörtlük misafirperverliğimiz var tabi. Gece gündüz birlikte olacağız.

Çarşamba akşamı da Grazia Türkiye'nin lansmanı var. Ohhhh, dergi piyasası karışacak! :-p


Yogamıza gelelim... Ollleeeeyyyy bu hafta incecik bacaklarım olacak! Ve üstelik süper kolay!




Aynı rutin, diğer tarafa da yapılır! Ve yapabiliyorsan 2'şer kez daha tekrar edilir.

BENİ SİNİRLENDİRMEYİN!!!!! :-ppp

26 Şubat 2015 Perşembe

Hormonlarla Dans


Bezdim... Yeminle bezdim!
Yordun... Hem de çok yordun beni be!
Bu neymiş arkadaş böyle?!
Ayda birine bile dayanamadığım bu PMS halleri her Allah'ın günü yaşanır mı?!
Bir güncük, bir ses etme de varlığını unutayım be!

İsyan etmeyeyim diyorum ama, bazen burama kadar geliyor! Sırf isyan oraya kadar çıksa iyi, üst beden de şişkinlikten sürekli ağzımda zati. Töööbeeeee...

Allah'ım! Maneviyat yönü yıktı geçti beni, bak kalktım! İşe güce, deliliğe verdim! "Vardır bir sebebi!" dedim! Avutuyorum kendimi. Bir de bu bedensel haller birazcık yoluna girse?!

Erken menopoz, erken yaşlanma da mı demek?! Erkenden de göçeceğiz mi yani?!!!

Neyse, tamam, düşünmeyeceğim!
Yok! Hayır!
Ağlamayacağım da!

Hem dur bakalım, daha ölmedik!






Hele şu eski beden şeklime bir kavuşayım da! Bak nasıl moral oluyor bana!

Artık çok zor olabilir! Biliyorum! Bedenimin yağ tutası var bolca. Kaslar da eriyor. Metabolizma gittikçe daha da yavaşlıyor!!! Enerji çabuk tükeniyor! Yorgunluk basıyor!

Ben de, 2 katı çalışırım o zaman!!!!!!





Yeniden tartılara döneyim!
Yok dönmeyeyim, vazgeçtim! 

Hormonlar bedenin dengesini nasıl bozuyorsa?! Her sabah tartılmayı ve ona göre günü geçirme planları yapmayı seven ben, tartılardan soğudum resmen! Bir gün 3 fazla, ertesi gün 2 eksik, sonraki gün 4 fazla, bir sonraki gün 3 eksik! Deli etti beni!

Bedeni ölçüp biçmelere geçeyim en iyisi!

Büyük resmi şuraya bir asayım:

9 Nisan 2013: Bikini öncesi
24 Ekim 2013: Bikini oldum ;-)
3 Mayıs 2014: Daha da Bikini oldum :-)
15 Ağustos 2014:  Hala Bikini hallerdeyim. 
Sonrası malum!






Geç oldu ya, ama dur yine de yogamı yapayım. 10 dakika ne de olsa.
E hadi o zaman... ;-)











4 Ocak 2015 Pazar

Eyyy İNATÇI KİLOLAR! Hakkınızdan geleceğim sizin!


Demek, özel durumumdan yararlanıp, Trisequence ile kol kola girip, "Ohh yaşı da geldi bunun!" gülüşmeleriyle, iyicene yerleşmek istiyorsunuz! Siz ne fırsatçı, ne "düşene bir de ben vurayım"'cı, ne terbiyesiz, ne hayırsız, ne yüzsüz, ne adi çıktınız ya! Bedenimin her yanını sardınız!

Deli etmeyin, çıldırtmayın adamı!!!!!! Kırdırtmayın kafanızııııı!!!!





Yaw, ben size "Uğurlar ola!" diyeli çok oldu! "Benden uzak, hatta herkeslerden uzak olun!" damedim mi?! "Gelmeyin bir daha, gözüm görmesin sizi!" dedim! "Ne hayrın dokunur, ne bir şey umulur sizden!" de dedim!!!

İstenmediğin yere niye tekrar geliyorsun arkadaş!!! Yollarımız ayrıldı! Gitti bitti! Benim bambaşka bir hayatım var artık yaw!!!

Son bir kaç aydır, ettin edeceğini! Ne giyeceğimi bilemediğimden, ne dışarı çıkabildim doğru dürüst, ne de o kopmalı, alemli partilere akabildim! Dar ettin yine bana hayatı!!!

Aldık onca 36 bedenleri! Hepsi dolapta etiketleri ile asılı kaldı!!!




Maddi manevi, her şeyinle, külliyen zararsın yani!!!

Amaaaa yooooooookkkk... Ben artık seninle bir daha olmaaaaam!!!! Uzak dur hayatımdan!!!!


Ben o 36 beden Boyfriend kotumu da...





Deri pantolonumu da...




Payetli Skinny'mi de... giyerim! Gaza gelir, bir de payetli kalem etek alırımmmmm! Aldığım gibi de giyer, günümü gün, hayatımı hayat ederim! :-P





Hem sen misin beni "challenge" eden?!!!! Yeminlen seni "challenge" manyağı yaparım; aklını alırım; ahanda buyur:
  1. Günde 3 litre alkali su içilecek! (Alkali Su nasıl hazırlanır için buraya tıkla!)
  2. Sassy de her akşam hazırlanacak! (Sassy nedir dersen buraya tıkla!)
  3. Sabah uyanır uyanmaz, limonlu su, yatmadan da elma sirkeli su içilecek! (Bunlar ne işe mi yarar? Buraya tıkla!)
  4. Sabahları Bikini versiyonu Squat Challenge (Detaylar için buraya tıkla!) ardından Güneş Selamlanacak (Duruşlar için de buraya tıkla!)
  5. Ofiste oturduğum yerde yoga yaparım! (Detaylar aşağıda!)
  6. Akşam Bikini versiyonu Plank Challange (Detaylar için buraya tıkla!)ve İncelten Yoga (Video için buraya tıkla!)
  7. Beslenme şekli malum! Kış durum halinden de destek almaca! (Formüller için buraya tıkla!)
  8. Akşam 17:00 dedin mi, dükkan kapanacak! Nasılı, ne türü bilmem! İşte yoğurt mu yersin, peynir altı suyu mu içersin, biraz da %100 tam çavdar unundan Wasa? Seçenek bol gördüğün üzere!
  9. O 7500 adım atılacak! Kış diyorsun! Öğlen bile yürüyemem diyorsun! Nasıl olacak diyorsun? Mesela arabayı uzağa park et, sabah güzelcene yürü diyorum! Plazada merdivenden çok başka bir şey yok, çık ya da in hepsini diyorum! Televizyon karşısında öylece oturacağına Gazelle'ye atla diyorum! ;-)
  10. Son olarak, o uyku alınacak! Minimum 7 saat, o da en az! Bak anlamam! Ona göre! (Zayıflatan Güzellik Uykusu detayları için buraya tıkla!) Ve hatta sen Uyku Saati Ritüelini yeniden hayata geçir! (Detaylar için buraya tıkla!)


İşte sana ofiste yoga!






Şaka şaka.. :-DDDDDDDDD

Buyurunuz burada:





Hatta derler ki, kendine ofiste bir iyilik yap; saat başı masandan kalk ve bir mini tur yürüyüş ile ardına bir ofis yoga hareketi ekle.  ;-)






Tablomuzu da şöyle patlattık mıydı!







Eyyyy inatçı kilolar... Bu şarkı da gelir size böylece... Hayddeeeee...




Çoktandır anladım senin gözün dışarda
Eskisi gibi bağlı değilsin bana
Gelmem bu oyuna bırakmam yanına
Ne işler açarım başına

Seveceğim gezeceğim
Görürsün sana neler edeceğim
Bir yerine bin cezayla
Hakkından geleceğim senin

Ne hayrın dokunur ne birşey umulur
Başkası sende bilmem ki ne bulur

Elinden uçanla bir kaçan kurtulur
Bugün seversin yarın unutur

Seveceğim gezeceğim
Görürsün sana neler edeceğim
Bir yerine bin cezayla
Hakkında geleceğim senin

Kolla kendini sıra bana geldi
Kadının fendi erkekleri yendi
Bak zaman değişti sabırlar tükendi
Yalvarmak çok eskidendi

Seveceğim gezeceğim
Görürsün sana neler edeceğim
Bir yerine bin cezayla
Hakkından geleceğim senin...





31 Aralık 2014 Çarşamba

MUTLU YILLAR...


Olmadı! Payetli Skinny'mi giydim ama, istediğim gibi olmadı! Çıkardım!
Zati, şu 5. kutu TRISEQUENS'e başladığımdan beri, ne yaptıysam olmadı! "Hayat İksiri"'im, üst ve alt bedenime öyle şahane "Hayat" verdi ki maşallah... Öyle böyle değil!
Bir de malum hallerdeyim! "Bomba"'yım! Tam bir "bomba"!
Gerçi bu benim haller, artık iyicene malum olmayanından, dahası ne halt ettiği belli olmayanından ya! Tek işi, beni şişim şişim şişirmek!

Her neyse.. 
Oturup ağlayacak değiliz ya!!! ;-)
Bu da başka bir test demek ki; tecrübe etmemiz, öğrenmemiz gereken... Bizi güçlendirecek ve büyütecek olan... ;-)






Daha ne çok önemli günler var önümüzde hem! Sevgililer Günü mesela... ;-)




2 kat çalışırız biz de! Ha haaaaaaa... :-DDDDD ;-))))))))





Şimdiiiiiiiiiiii... 
Her şeyi, iyisiyle kötüsüyle geride bırakma veeeeeeeeeeeeeeeeeeee... 




...Şampanya zamanııııııııııı....





MUTLUUUUUUUUU, MUSMUTLUUUUUUUUUU YILLLAAAAAAAAAARRRRRRR...









8 Eylül 2014 Pazartesi

Uçtum ben!


Allah'ım, ümidimin kırıldığı şu gün, benim için, hayal ettiğimden de daha güzel planların olduğunu hatırlamama yardım et.




Çok şiştim. O kadar çok şişim ki, nefes almakta zorlanıyorum. Her yanım patladı patlayacak gibi. Üst beden ayrı, kollar ayrı, bacaklar davul resmen. "Değişiklik iyidir" deyip, eve yenilik katmak için gittiğim IKEA'da, çocuk bölümüne geldiğim saniyeden beri de gözlerim...

İsyanım şu ilaca! Hani yardımcı olacaktı? Hani iyi gelecekti? Hani, hiç olmazsa fiziki rahatlık sağlayacaktı? Hani sağlık verecekti? 

Beden de altüst, duygular da!

Bir mucize olsa ya! Bir sihir!

...


Ya evet, MUCİZEVİ bir SİHİR!!!

...


Hem SİHİR'e inanmayan, onu asla bulamaz, di mi?!






- Ahanda, bu kızı tamamen kaybettik, ben söyleyeyim!
+ Karışma sen, mantık kafası! Peri tozu getir bana, uçacağım ben!





Giyineyim:





Kuşanayım:





Ve SİHİR başlasın!




İlk iş, şu ilacın adını değiştirmek olsun! 
Hem zaten ilaç denilen şeyi hiç sevmem!

Bana her Allah'ın günü hasta olduğumu hatırlatıyorsun!!! Sevgili Trisequens, sen Balık Yağı gibi, mutluluk ve sağlık katan bir şeysin aslında... Sihir bu ya, senin yeni adın, her derde deva, şifa ve gençlik katan, "AB-I HAYAT", yani "HAYAT İKSİRİ" olsun!





Tez vakitte de "The Magic" uygulamaya konula!






Böylece, HAYALLER gerçek ola!






10 Temmuz 2014 Perşembe

Nokta!!!


Tamam, buyurun, konunun en uzmanı doktoruna da gittik! Sonuç: "Geriye dönüşü olmayan erken menopoz!"

Yok, Prof. Dr.'a kızmıyorum.  Annem ve Can'a daraldım ("-cim"'siz hitap ettiğime göre bayağı bir gelmişler bana!)! Tamam, kolay değil, uzman azığından, doğrudan ilk defa duydular! Algılamaya ve hazmetmeye çalışıyorlar! Ümitleri yerle bir oldu! Şoktalar!

Üstüne Engin Hoca döktürünce, erken menopozun bana edebileceklerini, endişe krizlerine girdiler!

Evet, ben farkındayım. Hepsini araştırdım. Biliyorum. Osteoporoz ciddi bir olasılık, ki, tipim itibari ile de daha da yatkınmışım (ne demekse?!). Erken yaşlanma, Alzheimer, kalp krizi.. Hormon tedavisi mutlak! De, anneden dolayı meme kanseri riski üst düzeyde.. Orası işleri biraz karıştırıyor!

Zaten kafam allak bullak! Bir de herkeslerden "Şöyle yapmalısın! Böyle yapmalısın!" 

Herkesler benden panik! Dikte eder durumda: "Şunu yemelisin, şöyle yürümelisin!"

"Kalsiyum yoğun beslenmelisin!"! 
"D vitamini asıl konu, onsuz Kalsiyum hiç bir işe yaramaz!" diye kafa göz dalasım var da, neyse!

Yemin ederim şişşştiiimmm!!!

"Yahu bir durun! Beni bana bir bırakın!" diyeceğim de, halim yok!

Her neyse.. Bir de evime varabilsem şu İstanbul trafiğinde. Nerdeeee? Amcamın tekinin kafası atmış, "intihar edeceğim" diye 2. köprüye çıkmış! Trafik bir gram ilerlemiyor! Ulaşsam, amcama iki çift lafım olacak! Ya da uzunca anlatacağım kendimi: "Bak arkadaş, her şeyler tepemde, ben bile çıkmıyorum! Haydi gülüm güzel güzel evine!"

Derken, sen arkamdan bir TIR, daaaaaannn diye arabama bir koy!!! Benim araba mini zati! Yetmedi, bir daha koydu hayvan! 

Bu gibi durumlarda, pek sakin ve şahanesiyle sağ duyulu olan ben; el frenini çektim, telefonlarımı ve çantamı aldım, anahtarı kontaktan çıkardım, indim, arabayı kitledim.. Ama sonrasında, "TIR şoförüne daldım" diyeceğim de.. Adam daha farkında değil olayın, 3 kat apartman yüksekliğindeki şoför katına haykırıyorum, sesimi iğrenç trafikten zaten duyan yok, amcam "Ne oldu?" diye indi, iyi mi?!!! Amcam, abim, her ne haltsa, "Biz oralardan, aşağıları göremiyoruz! Kör nokta!" diyor bana sakin sakin! "Sen önüme kırmışsındır!"! "Ya hacı bir git! Önde gidiyorum zaten! Ne kırması?"! Farında benim farımdan bir parça buldum da sustu! Polisi aradım, "sağ olsun" "telefonda" şahanesiyle ilgilendi. Tutanak tutacakmışız, bir de karşılıklı ehliyettir, ruhsattır, fotokopisini alacakmışız! FOTOKOPİ??? "2. köprünün gişelerine varmadan Geniş Araçlar ayırımının başındayız!" diyerekten, hani "nereden bulacağım ben fotokopiciyi, yahu kırtasıyeci kalmadı ki zati memlekette" hesabı, yer durum mahalimi tekrarlıyorum.. "Telefonla fotoğrafını çeksem olmaz mı?" çıktı ağzımdan.. Dedim ya, bazen ben bile sakinliğime şaşırıyorum!

Fotoğrafları çektik, "herkes yoluna" diiicem, trafik sebebiyle bir yarım saat daha arkalı önlü ilerledik. Köprüyü geçerken, intihar edecek amcam ve onca polis hala orada! Haberlerde duymadığımıza göre, benim ona diyeceğimi duydu zağar! ;-)

Velhasıl, iyi geldi bana bu "her daim 2. köprüde olabilecek" kaza!

Ve, ohhh toparladım kendimi! 

Şimdi! Kulaklarımı kapıyorum! Kimseleri dinlemiyorum!

Benim bu ara, hiç olmadığı kadar "Bikini" olmaya ihtiyacım var! 

Çekilin yolumdan!

Nokta!








8 Temmuz 2014 Salı

Ateşler Bastı!


Allah'ım neydi o Perşembe gününden beri çektiklerim! İçten içten yanıyorum evet de, insanın kendini buzların içine atası gelir mi? Ki ben?! 40 yıldır, yazın bile hırkasız çıkmayan, rahatsızlık derecesinde üşüme problemi yaşayan ben! Ve nasıl yorgunum! Adım atmayı bırak, parmağımı kımıldatmaya zorlanıyorum! Kılcal damarlarımdan elektrik veriyor sanki biri, hepsi çekiliyor mu, sızlıyor mu, titriyor mu, ne oluyor anlamadım gitti! Çok fenayım!

Ve sonra haykırmalı başlayan ağlama krizi... En son, sinemada seyretmeye cesaret edemediğim ama televizyonda verilince de kaptırdığım "Babam ve Oğlum"'da böyle olmuştum; tuttum, tuttum, tuttum da, kendimi, kopuş o kopuş...

Soğan kürü falan görmedi gözüm. Cuma işe nasıl gittim, nasıl döndüm, bilmiyorum. Cumartesi sabahı, vücudun şişkinliği yetmemiş, artık yüze, gözlere, buruna vurmuş haldeyim. Tamam bacakların şişmesi, ayakların patates olmasını anlıyorum da, dudaklar bile şişer mi yaw?! Aynaya baktım ki, o ben, ben değilim. Korkasım var da, bitkinlikten irkilesi halim bile yok! Zor nefes alıyor haldeyim! Şifa niyetiyle soğan kürüne sarıldım! Yapabildiğimce yoga yaptım! Güç falan hiçbiri kalmamış, plank'ta saniyeleri saydım! Ardından ılık bir duş ve baygın bir yatış! Bütün gece "Ahh"'lamışım!

Pazar sabahı erkenden uyandım! Uyuduğum söylenemez zaten ama, hafifçe de bir rahatlama hissettim! Oyyy, bir de ne göreyim, döngülenmişim! Allahımmmmmm, o nasıl mutluluktur! Nasıl anlatılır da bilemedim!

Bugün, hala çok bitkinim! Ne olacak? Nasıl olacak, hiç bilmiyorum! Ama şükrediyorum! Ve Allah'a emanet ediyorum kendimi, sağlığım için elimden ne geliyorsa sonuna kadar yaparak...






20 Haziran 2014 Cuma

Erken Menopoz


Kafa kağıdına göre yaş 38. 
6 Ağustos'ta oluyor 39.

Tiroid Stimülan Hormon (TSH)'' 0.532 Referans Değer: 0.27 - 4.2
Testosteron, Serbest (T)'' 12.7 
Dehidroepiandrosteron Sülfat (DHEA-S)'' 194.0 Referans Değer: 60.9 - 337
Estradiol (E2)'' 23.34
Folikül Stimülan Hormon (FSH)'' 50.36
Prolaktin (PRL)'' 11.00 Referans Değer: 4.79 - 23.3




"Menopoz teşhisi açısından en değerli hormon FSH hormonudur. FSH hormonu beyinde hipofiz denilen bölgeden salgılanır ve yumurtalıkları etkileyerek yumurtaların (foliküllerin) büyümesini sağlar ve buradan östrojen gibi hormonların salgılanmasını uyarır.
15-20 arasındaki değerler menopoza girmenin yaklaştığını gösterir, genellikle bu kadınlarda adetler seyrek olmaya başlar. 30'un üzerindeki FSH hormon düzeyleri artık kalıcı olarak kadının menopoza girdiğini gösterir ve kadın artık hiç adet göremez ya da adetler çok seyrekleşmiştir."

4 yıl önce yaşadığım olay dışında, ve keza çok kolay hamile kalmıştım, genç kız oldum olalı 28 gün döngüm hiç şaşmadı. İlgili herhangi bir ilaç da kullanmadım, hem de hiç. Nisan'dan sonra aniden oldu, ne olduysa.

Bu arada, FSH durum halinin beyinde bittiğini, güzelce bir kenara yazmalı! Cepte!

Yumurtalık rezervi değerlendirilmesi için tüm bu sonuçlar, ultrasonda görülen yumurta rezervi verileri ile birlikte değerlendirilirdi: Solda sıfır. Sağda 2 tane, amma ve lakin kistik.

Gelelim, kadının doğurganlık potansiyelini ölçen AMH'ye. Denilen o ki: "38 yaşın altındaki normal yumurta sayısına sahip sağlıklı bir kadında yapılan kan AMH değerleri  2.0-6.8 ng/ml'dir."

Benim Anti-Mullerian Hormon (AMH/MIS)'' <0.16


Neyse, durum budur!






Canım Mamişkom, ilk, şu devam eden, bitmek bilmez PMS'yi duyduğunda çektiği içi unutmam: "Aman aşkım, yoksa ...? Hani benim erken menopozum, babanızı erkenden kaybettiğimizden de, İlknur (annesi halam, babası dayım olan 10 numara 5 yıldız kuzim) da erken girdi. Gerçi sen bize hiç çekmedin. Her şeylerin aynı halaların. Ama şu tiroidine mutlaka hemen baktır kuzum!"

Ömrüm boyunca anneme benzemek istedim ve onun birebir kopyası Maymunum, Biriciğim, Kardeşime. İkisinin de beli 59'dan 60'a çıkmadı hiç. Boyları 1.72 ve 1.78. Her ikisi de fena becerikli ve o kadar da sert mizaçlı. Despotvari tutum hallerinden çekmedim hiç kimseden, onlardan çektiğim kadar. :-)
Ha, bir de Can'ım'a sorun. En çok o çekti. O ve arkadaşları, tam 18 yıl önce tanıştığımızda, yazlıkta hala konusu olur şimdi, "Lemoş, makineli ile geliyor, kaçın!" ile gençliğini hiç yaşayamadı. :-D
8 yıl oldu dillere destan düğünle evleneli. Şimdi Lemoş, Şebişko ve Can, en şahane kankadan öte misali; biri "Biricik Oğluşum" der, diğeri "Can Eniştem"...

Onlar benim en canlarım. Hiçbiri dile getirmiyor ama, gözlerinden okuyorum hepsinin. Biri "torun", diğeri "yeğen", öteki de "çocuk" bekliyor...

Bugün belli ki, içimi dökesim var!







Ah be kuzu.. Gözlerin yine doldu, dudakların titriyor. Yine elin ayağın boşaldı... 

Çok dertlendin. İyi hadi, yak bir tane. De, sonra bırak emi!

Asıl şimdi gençlik yaratacak sağlığa vermelisin kendini!

Hem kuzu, daha sağlıkla tanışalı bir yıl anca oldu! Ondan öncesinde hiç su içmedin sen! Meyveyi yediğini görmedim! Sebzenin yanından geçmedin! Nasıl da zehirlemişsin bu bedeni! Mantı ile ekmeği sıyırmayı geçtim, her mantı açılırken, bir pazı çiğsi yenir mi? Cola, sayende onca bütçeli reklamlar yapıyor desem yeri! 2 tane büyük seçim Chicken Royal menü, yanında 10 sarımsaklı mayonez ve 3 acı sos ile neredeyse her öğlen yemedin mi? Yıllarca ayak üstü öğle yemeklerinde yeşilden tamamen uzak dürümler götürmedin mi?! Atkins dedin, sonra Dukan... Yandı da yandı için!

Her ne yediysen, onca yıl, bir yılda temizlenir mi hiç!

Sen şimdi kendini tamamen Alkali'ye ver hele. 

Biliyorum gücün yok! Dizlerin tutmuyor hiç!






Ama sen, dünyanın en şanslı insanısın ki! Bırak kendini, o seni yüzlerce, binlerce sevene! Koluna girmiş onca Can'ın varken, dizlerinin titremesi de geçecek, hepsinin sayesinde... 

O, 2010 yılı bebek ruh mutluluğu, tüm bu muhteşem dualarla yeniden canlanacak, bak gör ki!







17 Haziran 2014 Salı

Üzülme Can!



Üzülme! Dert etme can!

Görebiliyorsan,

Dokunabiliyorsan,

Nefes alabiliyorsan,

Yürüyebiliyorsan,

Ne mutlu sana!

Elinde olmayanları söyleme bana

Elinde olanlardan bahset can!…

Üzülme!

Geceler hep kimsesiz mi geçecek?

Gidenler dönmeyecek mi?

Yitirdiğin her ne ise

Bir bakarsın yağmurlu bir gecede

Veya bir bahar sabahında karşına çıkmış

Bil ki Güzellikler de var bu hayatta

Gel git’lerin olmadığı bir hayat düşünebilir misin?

“Hüzün olgunlaştırır”

“Kaybetmek sabrı öğretir”

Şimdilerde bol bol dua et

Hasat yakındır can!

Kaderini sev!

Varsa kederini de sev!

Üzülme hastalıklarına

Gör, hangi günahlarına kefaret olacak

Terk edildin diye de üzülme

Demek ki sevebilecek bir yüreğin var

Geçmişi unut, hiç yaşanmamış gibi davran

Buluttan nem kapma!

Döküver kirpiklerinden sonbaharı

Bir gün ama bir gün mutlu tebessümlerle kol kola gireceksin

Koklayacaksın yağmur sonrası toprakları

Yükleyeceksin ruhunu kelebek kanadına

Uçacaksın semalara sevdiklerinle can!

Kim demiş ebemkuşağı yedi renk?

Bakmakla görmek arasındaki farkı çözdüğünde

Anlayacaksın ne demek istediğimi can!

Sana tanınan süre üzülmeye değecek kadar uzun değil

Herkes gibi sen de sonsuzluğa gün gelip kanat çırpacaksın

Hayatın telaşından insan pek farkında olmuyor ama

Kum saati alta doğru hızla akıp gidiyor

Henüz aşılmamış çok yolların var

Hiç mi güzellik yaşamadın?

Ufacık bir hatırım da mı yok yanında?

Hayatın ellerini bırakma! Küsme!

Hadi mavilerini giyin çık dışarı!

Denizle cilveleşen martılar gibi hayata kur yap!

Yitirdiğin güneş için sevda türküleri söylemeye devam et!

Ölümlüde olsa hayat, ölümsüz bakışlarla bak!

Kaçmakla kurtulamazsın ki;

Yalnızlıktan, hüzünlerden, hayattan

Ayakta kalman gerek, yaşaman gereken can!

Hayat seni de içinde görmek istiyor

Hadi yaklaş!

Unutma ki

“Yapmadıklarının kazası yok!”

Ve yine unutma ki

“Aydınlık, geceye hiçbir zaman yenik düşmedi” can!



Mevlana Celaleddin-i Rumi




Canıma Can oldun!
Geceme de Aydınlık!
Dualarınla ayakta kalacağım, seninle yaşayacağım ben!
Hadi yaklaş!
Sakın bırakma!
Hayatımsın sen!

Bikini


14 Haziran 2014 Cumartesi

Ama daha çok ERKEN!


Anladım da, anlamak istemedim! Canım tatlı Dr. Canan'ım konduramadı hiç... Alel acele hocalarını topladı. Diyemediler! Zorla aldım ağızlarından... 
- Bu "Menopoz" mu demek?" 
"Maalesef, evet, ve yaşınız itibari ile çok da ERKEN!"

Benden bir tane daha, çok istiyordum halbuki. Hem de, o kadar çok ki..

Ne olacak şimdi bunca kitap? 
Kime bırakacağım tüm bildiklerimi?
Ne için yaşanır şimdi? 
Ya, "Baba" olmak isteyen Can'ım'a, ne söylerim?

Gelecek, bomboş kaldı sanki...








Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...