6 Ekim 2013 Pazar

İncelten Yoga ;-)

Kış beni mahvetmeden toparlana! Tehlikelerin pek farkındaydım, yazmıştım da: "Cross Check"..

Ben Darwin'e  inanmam! Mezopotamya'ya zamanında uzaylıların indiğine dair fantezilerim var. Buraya nereden mi geldim? Kışa ve soğuya karşı tutumum, atalarımı, hatta insanlık tarihini irdelememe sebep oluyor! :-))))

Ayı türü tavırlarım pek fena.. Soğuk havayı gördüm ya, bilimselcesi “dormancy” olan kış uyuşukluğu doruk noktasında! Mağaramdan kafamı dışarı uzatasım dahi yok! Tüm kış, English Home Battaniye'min içinde yaşayayım mümkünse! Bir de sıcacık Cappucino servisi yapan biri olsa.. "Şekersiz, lütfen!"..

Vücut ısısı, solunum ve metabolizma yavaşladı! İnadına, daha fazla hareket etmek lazım gerek, de, genetiğime işlemiş yüzyılların alışkanlığını hemen değiştirmek pek de kolay değil.

"Vah vah! Kader! Naapalım!" diye öylece oturup kalmayacaksın herhalde çok Sevgili Bikini???!

Çok şükür, ruhumuz ince de, ayı hal ve hareketlerden de acilen kurtulmalı! Nasıldı? Nasıl başlamıştık her şeye?

Yavaş yavaş! Adım adım! Başlangıç seviyesinden veeeeee yenidennnn!!! ;-)))))


Tara Stiles'ı tanımadan önce, Yoga'yı sadece birkaç nefes ve esneme hareketinden ibaret olduğunu sanırdım. Keşfettim ki, Yoga, harika bir incelme egzersizi!



Yoga'nın bir sürü sağlığa faydası herkesçe bilinse de, ben nasıl incelttiğini şöyle bir Bikini dilinden anlatayım:
  • Kendi vücut ağırlığınla gerçekleştirdiğin Pose'lar, Yoga Duruşları, tüm vücut kaslarını kullanmanı gerektiriyor! En zor çalışacak kaslar bile, bu denge ahenginde hep birlikte ele ele veriyorlar!
  • Güç, dengeye konsantrasyon, esneme ile birleşince, kaslar kemikleri sıkı sıkıya sarmak istiyor! Kaslar, aradaki yağlara, "çekilin arkadaş, biz kenetlenmek isteriz!" mesajını veriyor! "Lean" denilen, uzun ince kaslara, enden daralan bir vücuta yolculuk başlayıveriyor!
  • Eklemler, özellikle omurga, rahatlayarak, uzunluğa, esnemeye ve güce kavuşuyor! Ve bu günlük vücut duruşuna anında yansıyor! Otomatik dik duruşlara sahip olunuyor!
  • Kası katılaştıran, gerginleştiren laktik asidi serbest bırakıyor. Eklem ağrısıymış, krampmış hepsi yok oluyor! Ne çektik be, şu hareket özgürlüğümüzü engelleyen tutulmalardan!
  • Bağ dokusu güçleniyor! Amanın, bu cildin de daha sıkı ve genç olması anlamına gelmesin?!
  • Pose'larda alınan uzun ve derin nefesler, şu hepimizin baş belası kortizol (nasıl bir baş belası olduğunu merak edenler buyrunuz: "Kilo Vermenin Gizli Düşmanı: Kronik Stres") ile anında baş etmeni sağlıyor!
  • İç organlara masaj da oluyor desem! Sindirim şikayeti olan var mıydı?!
  • Bu Pose'lar, müthiş bir dikkat ve konsantrasyon gerektiriyor! Farkındalık kendiliğinden ortaya çıkıyor! "Zihnin ana dönüşü!". Mideye şuursuzca atıkları göndermek ne mümkün, pembe GI'lara doğru seçimler kendiliğinden gerçekleşiveriyor!

Ahhh hayalimde, yoga derslerine katılmak var. Hele biliyorum ki Cihangir Yoga şahane bir yer! Mâmafih, bu İstanbul iş hayatı temposu ve trafiğinden, ne mümkün?! Bir şeyleri, zamanında yetiştirmek yüzünden hayatım ziyadesiyle stres yüklü! Bir de derse yetişiciiim paniğini kendime, şimdilik, yaşatamam.. Keza, nasıl olsun? Geçen hafta, deli manyak trafik yüzünden 20:00'den önce ofisten çıkamadım! Hem, "istediğim zaman bir şeyler yapabiliyor" ihtimali, beni sonsuz motive etmekle birlikte umudumu hep taze tutuyor!

Gelelim, en başlangıcından, en güzelinden, Tara Stiles "Günaydın Gün" Yoga'sına (Üstelik sadece 4 dakika):




Ve de eve gelir gelmez İncelten Yoga, başlangıç seviyesi ile (Sadece 9 dakika):



Başlamak her şey demek...
Güçlendikçe daha şahaneleri bizi bekler...


28 Eylül 2013 Cumartesi

Fransız Kadınlar'ın İncecik ve hep Genç kalma Sırları!

Benim gibi damak düşkünü, yemek tutkunu olup, aynı zamanda incecik olma hayali kuran, yaş da "Yolun Yarısı"'na dayanınca "Eyvah" paniklerinde bir kadının Fransız'lara bu açıdan olan hayranlığı muhtemel pek doğal.

Fransız Kadınlar'ın her daim incecik ve 70'lerinde bile sımsıkı ve genç bir vücuda sahip olmalarının sebebi, genetik diyenler çoğunlukta olsa da, onların güzellik sırlarını çözmüş biri olarak, aksini kanıtladığımı bilenler bilir! ;-)))



Mireille Guiliano'nun türkçeye de çevrilmiş "French Women Don't Get Fat: The Secret of Eating for Pleasure", Carol Cottrill'in "The French Twist: Twelve Secrets of Decadent Dining and Natural Weight Management"' ve Jamie Cat Callan'ın "Ooh La La!: French Women’s Secrets to Feeling Beautiful Every Day", şahane eğlenceli, favori kitaplarım arasında.


French Women Don't Get Fat: The Secret of Eating for Pleasure by Mireille Guiliano
The French Twist: Twelve Secrets of Decadent Dining and Natural Weight Management by Carol Cottrill
  
Ooh La La!: French Women’s Secrets to Feeling Beautiful Every Day by Jamie Cat Callan


Voilà, Fransız Kadınlar'ın Beslenme Sırları, kendi dillerinden:
  • Biz diyet yapmayız!
  • Kalori hesabı yapmayız! Ne yediğimize odaklanırız. Yaşamak için yeriz!
  • "Extra" (en kaliteli) bir tutkudur! Yediğimiz her şey, günlük tazelikte ve en doğal olanıdır!
  • Fabrikasyon, rafine, işlenmiş, hazır gıdalar, hele hele "sugar-free", "fat-free" ve tüm diğer suni şeyler bizim Fransa sınırlarından içeri girmez!
  • Siz nasıl diyorsunuz? "Ara Öğün" ve diğeri "Atıştırma" bizim dilimizde yok! Yemeğin tadına varmak için, iyicene acıkmak gibisi yok!
  • Öğün mönümüz çeşitlidir. Minik porsiyonlardan oluşan bir listedir. Az az ve farklı farklı tatları denemeye bayılırız.
  • Her gün iyi bir kahvaltı hayatın dengesi ve "joie de vivre" için çok önemlidir. Meyveler, yoğurtlar, rafadan yumurtalar ile renkler festivalidir.
  • En önemli ve en büyük öğün, öğle yemeğimizdir. Tüm gün yiyeceğimizin yarısını öğlen yeriz. En tazesinden sebze, salata ve saf proteinden oluşur. Sarımsak, "de premier qualité" sızma Zeytinyağı ve taze öğütülmüş karabiber le çeşnilendirmeye bayılırız.
  • Metabolizmayı harekete geçirmek için, yemeklerden sonra kahve keyfi yaparız.
  • "Il faut des rites" (Ritüellere ihtiyacımız var)! Hayattaki her şey, keyif almak içindir.
  • "French Cuisine" (Fransız Mutfağı), TV karşısında, ayakta, yolda, geçiştirmeli yapılamayacak kadar değerlidir. Yemek, 5 duyunun hepsi ile yenir.
  • Yemeğin sunumu muazzam derecede önemlidir. Her şey önce göze hitap etmelidir!
  • Evde akşam yemeği yemek, dışarıda yemek kadar seksidir.
  • Yemek yapmaya bayılırız. Mönüyü önceden planlar ve manav, market alışverişimizi günlük yaparız.
  • "Vin" hayatımızın parçasıdır. Biraz rahatlamak ve böylece yemeğin keyfine doyasıya varmak için 1-2 kadehliktir.
  • "J'adore chocolate". Ama sadece ve sadece "de bonne qualité" olanına..
  • Mucizemiz "Eau, eau, eau" (su)! Bütün gün içeriz!
  • Her şeyi aşkla yaparız ve "l'amour fait maigrir" (Aşk zayıflatır)!


Fransız Kadınlar'ın Egzersiz Sırları: Derler ki kendileri:
  • Bizim için egzersiz yürümektir; tüm güne yaydığımız hayatımızın keyfli bir parçasıdır.
  • Arkadaşlarla buluşmaya yürüyerek gideriz.. Güneş batımını görmek için sahile yürürüz.. Alışverişlerimizi yürüyüşler ile yaparız.. Romantik olanları, en favorimiz..
  • Ağır egzersizleri pek de "élégant" bulmayız!
  • Dans etmeye bayılırız!
  • "Ma chéri": Yoga!
  • Dinlenmek, hayal kurmak ve kendi dünyamız için zaman ayırırız!


Fransız Kadınlar'ın Bakım Sırları:

Uppppsss, burası belki de en önemli bölüm! Hani üşengeçlikten pek bir savsakladığımız!

Fransız Kadınlar'ının konuyla ilgili 2 çift sözünü bir yazayım:
  • "J'adore soins de beauté"! Ve her şeyi, önce kendimizi aynada çekici bulmak için, yaparız!
  • Cildimiz en değerli güzelliğimiz! Ve o, her gün muhteşem bir ritüeli hak eder!

Bon, benden minik bir bilimsellik:
  • Cilt, bizi dış dünyadan koruyan, biz kadınlar için, bizi dış dünyaya anlatan en önemli ve tek duyumuzdur!
  • Yanlış beslenme ve bakımsızlıktan, hücreler bozulur! O oval zar, eciş böcüş olur! Ciltte çukurlara, bizim dilimizde, kırışıklıklar, selülit ve çatlaklara sebep olur! Ha bir de, bozulan zar, sızdırma yaparak, "yaşam kaynağı olan suyu" dışına akıtır ki, "Oh mon Dieu!"
  • Suyun gençlik iksiri haline dönüşebilmesi için, hücrelerin içten, yani doğru, Bikini deyişiyle "sağlıklı" besinlere, sonra da dıştan şifa dolu bakımlara ihtiyacı var!

E o zaman şu hücre duvarlarını, o en genç hallerine yeniden kavuşturalım! İşte Fransız Kadınları'nın Cilt Bakım Ritüeli:



  • "Massage! Massage! Massage!": Atık suyu atmanın ve hücre zarınıa "kendine gel şeker" demenin yolu, ona sirkülasyon sağlamaktan geçer!
  • Pürüzsüzlük için "Gommage"!
  • "Yaşam kaynağı su" etkisini desteklemek için Nemlendirme!


Günlük duşa Spa etkisi:
  1. Duş jeli, cildi kurutmadan, üstte kalan ölü deriyi temizleyip yepyenilerinin oluşmasına destek olacak (gommage), hem de gereken uyarıyı hücre zarına yapan cinsten olmalı!
  2. Bikini'nin önerisi: Palmolive Thermal Spa Firming
  3. Vucüt fırçalama! Nemli cildi dairesel hareketlerle fırçalamak kan dolaşımını artırarak cildin dokusunu iyileştirir. Hızlı bir kan dolaşımı ise daha parlak, daha canlı ve daha pürüzsüz bir cilt anlamına gelir. Bu arada, dolaşım ne kadar iyiyse o kadar daha az selülit oluşur.
  4. Bikini'nin önerisi: Nemlendirilmiş The Body Shop at kılı Vücut Fırçası'na dökülen duj jeli ile muhteşem cilt keyfi..


  5. Hücresel yenilemeyi sağlamak için gözenekleri tıkayan ölü deriden tamamen kurtulma! Haftada 1 ya da 2 kez fırçalama sonrasında nemli cilde, soyma işlevi gören bir vücut peeling'i ile avuç içleriyle, özellikle derinin sert olduğu bölgelere yoğunlaşarak, dairesel hareketlerle ona pürüzsüzlüğünü ve gençliğini yeniden kazandırabilirsiniz. Sonrasında uygulanacak olan tüm bakımlara da muhteşem bir zemin hazırlar.
  6. Bikini'nin favorisi: Clarins Gommage Exfoliant Peau Neuve 


  7. Duştan çıkmadan, soğuk su ile gelen güzellik! Fırçalama ve/veya Gommage'dan sonra tüm vücudu 2-4 dakika boyunca soğuk suyla yıkamak cildin gençleşmesini sağlar. Ciltteki gözenekleri açtıktan sonra daha soğuk suyla yıkamak, bir nevi doğal mühür etkisi yaratır. Soğuk suyla sıkılaşmış olan gözenekler, daha sonra dış dünyadan gelen kir ve benzeri etkiler yüzünden tıkanmaz ve sivilce sorunu da doğal olarak azalmış olur. Ayrıca, ciltteki yağ üretimi de soğuk suyla yıkandığın için, bir süreliğine ertelenir.
  8. Bikini'nin önerisi: Saçları da, soğuk su ile güzelliğe mühürlemeyi unutmayın!
  9. Cildin nemi içine çekmesine yardımcı olmak için, banyodan sonra havluyu hafif hafif bastırarak kurulanın!



..ve Fransız Kadınlar'ın İncelten ve Gençleştiren Güzellik Masajları:


Vücudu, cildi uykudan uyandırmak lazım. Tüm gün incelik için çalışmasına yardım etmeli. Bölgeye özel inceltici ve gençleştirici kremlerle sabah uyanınca yapılan en muhteşem Fransız "Bonjour!" Masajı:

1. Göğüslere dirilik:

Bikini'nin favorisiClarins Gel Buste Super Lift






2. İnce Hatlar için Muntazam sıkılık:
Bikini'nin favorisi: Clarins Masvelt Crème anti-rondeurs rebelles





"La Cellulite" ile başetmenin en etkili yolu yürüyüşten veya egzersizden hemen önce bölgeyi uyarmaktır.

Bikini'nin favorisi: Clarins Lift Minceur Anti-Capitons






Ve yatmadan önce, kasları rahatlatan, cildin esnekliğini yeniden kazanmasını destekleyen, onu derinlemesine nemlendirip, yeniden gençliğine kavuşturan, güzellik uykusunu daha da güzelleştiren Fransız Kadınlar'ın "Bonne nuit!" Masajı:

Bikini'nin favorisi: Clarins Lift-Fermeté Crème Riche Régénérante


      
Bon courage!




16 Eylül 2013 Pazartesi

Çekinerek bir Before & After

Hay Allah.. Pek bir utanıyorum kendi fotoğrafımı post etmekten.. 
"Aman tam olmadım", "biraz daha", "daha erken" derken.
Herkesler çok merak edince... Bir gazla oldu bir kere..

Ayyyyy, işte ben (yüzüm kıpkırmızı şu an, hatta alevler fışkıracak sanırım birazdan):

Bikini Projesi Before & After


Ve bugün:
 
Bikini Projesi 15 Eylül 2013




13 Eylül 2013 Cuma

Şu Karbonhidrat meselesi!!!!

Yahu deli oluyorum, içimi dökmem gerek. Vallahi çıldırıcam! Arkadaş, evet, vücudun karbonhidrata ihtiyacı var. Pek pek doğrudur! Da, karbonhidrat, sadece ekmek, makarna ve pirinçten oluşmaz! Zira,

"SEBZE, BAKLAGİL VE MEYVELER DE BİRER KARBONHİDRATDIIIIIIIIIR!!!"

Pek mi bağırdım ben???! Komşular alıştı nasıl olsa! "Bu deli, yine kendi kendine, muhteşem yüksek soprano sesiyle konuşuyor!" diyorlar! Hem duysun canım herkes! Sesimden öte, güzeldir gerçi kendileri (Aslan burcuyum, naaparsın! :-)))), ettiğim kelimelere dikkat etseler, dünyaları değişecek!

Hep bu USDA'in (Amerikan Tarım Bakanlığı) yıllarca beynimize yerleştirdiği, artık terk edilmiş beslenme piramidi yüzünden! Mısır şurubu politikaları hala devam ediyor arkadaşların, maazallah!

USDA'nin 2005 terk ettiği Beslenme Piramidi

Hepsini geçtim de ünlü diyetisyenlerimizin, hala bu piramidi baz alıyor olmaları, pek acıklı! Hatta ürkütücü! USDA, kendi piramidini 2005 yılında terk edip, yeni bir MyPyramid'i yarattı. Buna da aldığı tepkiler doğrultusunda, 2011 yılında da MyPlate'e geçti.

Harvard School of Public Health, bu son MyPlate beslenme programına da karşı savaş açtı, kıyamet koparıyor da, bizim beyinler nedense heeeeeeep '80'lerde!!!!!



Ne diyor Harvard?: "Karbonhidratı, işlenmemiş tam tahıllar ve sebzelerden al! Gerçek proteinsiz beslenme olmaz! Sağıklı yağları sakın eksik etme!"

Zira, benim tatlı mı tatlı Karatay Teyzem, türkçesini, Harvard'ın üzerine eklemelerle şahane ötesi çizmiş. İşte:

Karatay Beslenme Piramidi 2011



Dönüyorum karbonhidrat'lara: Kilit kelimemiz Glisemik İndeks (GI).

Bu GI, yiyeceğin içindeki karbonhidratın kana geçtiğinde, kan şekerini yükseltme hızını gösteriyor. Ne kadar yüksek, o kadar zehirli!!!

Zehirli derken şaka yapmıyorum!! Buyrun sebep olduklarına en kısasından bakalım:
  • Şişmanlık ve obezite!!!
  • Asiditeyi, oksidatif stresi arttırır! İçimizi paslandırır! ("Alkali Olma Durumu" hikaye olur!)
  • Bağışıklık sistemini yıkar, zayıflatır! (Çok tehlikeli!!!!)
  • Her türlü kanser.. Meme ve yumurtalık buna dahil! (Allah korusun! Grip gibi çoğalmasının sebebi şu yine USDA olabilir mi? Yok sonra kanser ilaçlarına yapılan yatırımlar?! Komplo Teorilerine mi girdim ben?!!!)
  • Krom, bakır, magnezyum, E vitamini, protein, tüm minerallerin emilimini bozar. (buyrun kas erimesine!)
  • Depresyon (Aman benden uzak olsun!)
  • Anksiyete, konsantrasyon bozukluğu (Panik panik, "aman da ben napıcaktım şimdi" şeklinde dolaşmalar, hiç çekici değil!)
  • Ödem (Sen zayıfla dur! O bacaklar, ayaklar bir şişer ki, gitti tüm ince zarafet! Bir de ağrısı vurmaya başlar!!!! Hava atayım: Çok şükür, yıllar sonra bu yaz hiç yaşamadım!)
  • Hipoglisemi, diyabet (Kendi hipoglisemimi kendim iyileştirdim! Artık şeker beyinde kalıyor! Şuursuzluklardan kurtuldum! ;-)))))
  • Kalp, damar ve felç hastalıkları
  • Alzheimer

Bunların hiçbiri ilgini çekmediyse, hala "bana bir şey olmaz" diyorsan, şunlara ne dersin:
  • Erken yaşlanmaya sebep olur: Kırışıklıklar ve esnekliği gitmiş, sarkmış ciltle, zayıf olsan ne olur?!
  • Kemik erimesi de yaşamak istemezsin! Kambur cadı olmaksa niyetin, bilemem tabi?!!
  • PMS ???
  • Ya SELÜLİT'e de sebep oluyor dersem???

Sonunda dikkatini çekebildim mi?
Tamam, hemen sıralıyorum şu ZEHİRLERİ (Yüksek GI, yani 100-70'lılar):
  • Rafine ve işlenmiş tüm gıdalar
  • Şeker, Sakaroz, Maltoz, Glikoz, Glikoz Şurubu
  • Şeker ilavesi olan her şey (Yukarıdaki -oz'lara dikkat! Etiketlerde bunu bulduğunda market rafına geri bırak!)
  • Mısır Şurubu (Hazır yiyeceklerde çokça var!)
  • Nişasta (Etiketlere dikkat!)
  • Beyaz Ekmek, Sandviç, Tost, Hamburger, Pide, Simit, Baget (Glutensiz dahil)
  • Beyaz undan yapılmış her şey
  • Beyaz Pirinç
  • Beyaz Makarna
  • Mısır, Mısır Gevreği, Patlamış Mısır, Mısır Unu
  • Müsli
  • Meyve Suları
  • Bal
  • Patates
  • Havuç (pişmiş)
  • Şalgam
  • Darı, Boza
  • Bal kabağı
  • Karpuz
  • Dut
  • Taze İncir
  • Kuru Bakla
  • Çikolata

Başka tiyo da ister misin? "Su içsem yarıyor!", "Ne yapsam kilo veremiyorum", "İnsülin direncim var", "Metabolik sendromlardayım", "Şu incelme işini daha da hızlandırsam" diyenlerdensen, aşağıdaki listede yer alan Orta GI'a sahip (69-50) karbonhidratları da bir süre çıkarıver hayatından!
  • Esmer Ekmek, Kepekli Ekmek
  • Yulaf Ezmesi
  • Esmer Pirinç
  • Pancar
  • Kavun
  • Kuru Üzüm, Hurma, Kuru İncir
  • Taze Kayısı
  • Kestane
  • İrmik
Tam 50 GI sınırında olanlar:
  • Tam Buğday Ekmek ve Un
  • Tam Pirinç
  • Bulgur
  • Bezelye
  • Taze Üzüm
  • Kivi


...veeeeeeeeeeeeeeee gelelim ZAYIFLATAN, TÜM İNCELİKLERE SEBEP OLANSAĞLIĞA SAĞLIK KATAN, GENÇLEŞTİREN karbonhidratlara (Düşük Glisemik İndeksli 49-0'lular):
  • Tam Çavdar Ekmeği
  • Nohut
  • Kuru Fasulye
  • Barbunya
  • Mercimek (her türlüsü)
  • Çiğ Havuç
  • Lahanagiller
  • Enginar
  • Kereviz
  • Patlıcan
  • Kabak
  • Mantar
  • Brokoli
  • Biber (her rengi)
  • Salatalık
  • Marul (ve tüm ailesi)
  • Maydanoz
  • Nane
  • Dereotu
  • Fesleğen
  • Kekik
  • Reyhan
  • Tüm çiğ yenebilen her türlü yeşillik
  • Taze ve Kuru Soğan
  • Domates
  • Karabiber, Kırmızı Biber, Kimyon, Tarçın, Karanfil kıvamında tüm Baharatlar
  • Limon
  • Doğal fermente Sirke
  • Susam
  • Kabak Çekirdeği, Ay Çekirdeği
  • Badem (çiğ, kavrulmamış)
  • Ceviz
  • Fındık (kavrulmamış)
  • Fıstık (Çıtır Pıtır, hem kan yapar, hem ısıtır! :-)))))
  • Yer Fıstığı (kavrulmamış)
  • Kuru Kayısı (Gün Kurusu)
  • Kuru Mürdüm Eriği
  • Kiraz
  • Vişne
  • Erik (Her türlüsü)
  • Greyfurt
  • Portakal
  • Şeftali
  • Ayva
  • Elma, Armut
  • Çilek, Böğürtlen, Ahududu, Karadut
  • Kızılcık
  • Olgunlaşmamış Muz
  • En az %70 kakaolu dark çikolata


Şimdi ben bu PEMBELERİN çeşitliliğine ve güzelliğine bakınca, can ne Yüksek GI ister, ne de Orta!






Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...